Bahçeli’den 8 maddelik terörle mücadele önerisi

featured

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 8 maddelik terörle mücadele önerisini açıkladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar:

Değerli milletvekilleri grup toplantımıza başlarken hepinizi hürmetle selamlıyorum. Şehitlerimizi Allah’tan rahmetler, yaralı askerlerimize de şifalar arz ediyorum.

Türk milleti terör örgütlerinin kanlı saldırılarına bağ eğmeyecektir. Teröristler tüm insanlığın ortak can düşmanıdır. Terörizmin hiçbir şekli masum değildir, meşru değildir. Terör sorunu ülkemizin henüz kabuk bağlamamış yarasıdır. Sınırlarımız, dağlarda, şehirlerde, belediyelerde, bürokrasilerde ve gazi Meclis’te bölücü teröristleri temizlemedikten sonra güvende olamayız. Milli birliğimiz buna bağlıdır.

‘BİZ TBMM’DE TERÖRİST İSTEMİYORUZ’

Bayrak inmesin diye yavrularını mezara indiren şehit analarına ve babalarına vefa borcumuzu ödemek zorundayız. Biz, TBMM’de terörist istemiyoruz. Biz terör örgütüne eleman devşiren HDP’yi Türk siyaset hayatında 1 saniye bile görmeye tahammül edemiyoruz. Mehmetlerimize kurşun sıkan hainlerle düşüp kalkacaklar, sonra da karşımıza geçip demokrasi, özgürlük, insan hakları ezberlerini utanmadan, sıkılmadan arka arkaya sıralayacaklar. Bu ne pişkinliktir!

‘TERÖRİST SEVDALILARI MECLİS KORİDORLARINDADIR’

Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen hukuki takip derhal temin etmelidir. Terörist sevdalıları Meclis koridorlarındadır. Bu kadar şehit veriyoruz, bu kadar acı yaşıyoruz, bir HDP’linin saldırıları kınadığını bilen var mıdır?

Geçtiğimiz cumartesi günü 3 kahramanımızın şehadeti neticesinde taziye mesajları paylaşılmıştır. CHP Genel Başkanı’nın yayınladığı taziye mesajına lütfen dikkat buyurunuz. Daha ilginç ve düşündürücü taziye mesajını İP Başkanı gündeme taşıdı. Patlayan nedir, belli değil. Patlatan kimlerdir açık ve net değil. Anlayan yoktur, anlatan yoktur. PKK’ya YPG’ye tek bir laf yoktur, tek bir atıf, tek bir eleştiri yoktur. Bu kadar yok ortadayken diğer yanda bölücülerle işbirliği vardır, patlama ortaklığı vardır, ağız birliği vardır ve karşımızdadır. HDP’yi küstürmemek için 40 dereden su taşıyanlar, PKK’yı incitmemek için kaçınanlar millet ve milliyet muhalifleridir. Ey zillet partileri çekinmeyin, yürekliyseniz itiraf edin; PKK bomba patlattı derseniz sadece dürüst, tutarlı olursunuz. 

Türkiye’nin değişen terörle mücadele stratejisi kapsamında terörün kaynağında önlemek asıldır. CHP Genel Başkanı kuyruklu yalana nasıl başvurabiliyor, milletimizi kandırmaya ne hakla cüret edebiliyor. Neden bizim askerimiz Suriye’de şehit olsun diye soran, Irak ve Suriye tezkeresine ‘hayır’ diyen Kılıçdaroğlu mu terörle mücadeleyi savunuyor. Kılıçdaroğlu, İBB’deki soruşturmada görevli müfettişlere ateş püskürüyor. Belediyede işe girdikleri iddia edilenlerin destekçisi çok açık söylüyorum Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bize Saray’ın Sözcüsü diyen Kılıçdaroğlu, Kandil’in tedarikçisidir. DİAYDER iddianamesinde Kılıdaroğlu’nun adı geçiyor mu geçmiyor mu? Saklanma Kılıçdaroğlu, çık karşımıza mertçe söyle.

‘TERÖR BİTECEKTİR, BÖLÜCÜLÜK BATAĞI KURUTULACAKTIR’

Türkiye’nin 2023 yılına bölücü terörü yere sererek, bu badirenin tamamiyle hayatımızdan sökülüp atılacağından en küçük kuşku duymuyorum. Türkiye, terörün belini kırıp başını ezdikten sonra ekonomik olarak sıçrayarak, milli birlik ve kardeşlik alanında gücüne güç katacaktır. Türk ile Kürt ezeli ve ebedi kardeştir, bozguncular kahpedir. Bizim gönlümüzde herkese yetecek kadar sevgi vardır. Bu topraklara vatanım diyen herkese kapımız açıktır. Tarafımız doğrudur, yönümüz haktır, karşımıza kim çıkarsa çıksın fark etmez. Terör bitecektir, bölücülük batağı kurutulacaktır. Teröristler ya bağımsız Türk mahkemeleri önünde hesap verecekler ya da yok edileceklerdir.

22 Mart 2016 tarihli Meclis Grup Toplantımızda açıkladığım, şu anda devam eden muazzam mücadele sürecine bir nebze de olsa katkı vereceğini umut ettiğim sekiz maddelik terörle mücadele önerilerimizi tekraren sizlerle ve aziz milletimizle paylaşmaktan bahtiyarlık duyacağım:

1- Terörle mücadele, teröristle mücadele değildir.

Zaman ve mekân üstü, tarihsel perspektiften beslenen yüksek akıl ve algı gerektirmektedir.

Önce olanı, olmuşu ve olacağı bütüncül ve derinlikli yorumlayan yüksekten ve analitik bakış demek olan “terörizmle mücadele vizyonu” geliştirilmelidir.

2- Terörle mücadele terörün inisiyatif ve ön aldığı süreçte her ölümden sonra gösterilen günlük tepkiler değildir.

İkinci aşamada yapılacakların tamamının kavrandığı ve unsurların tamamının vizyona göre yapılandırıldığı “terörle mücadele konsepti” oluşturulmalıdır.

3- Terörle mücadele, toplumun mağdur ve devletin seyirci durumunda olduğu doğaçlama mücadele sahası da değildir.

Üçüncü aşamada vizyondan beslenen, konseptten çıkartılan ve bütün milli güç unsurlarını sorumluluk bilinciyle seferber eden “terörle mücadele stratejisi” ortaya konulmalıdır.

4- Terörle mücadele, vizyon, karar ve uygulamanın bütün unsurlara yön verdiği yönetilen, daha doğrusu yönetilmesi gereken bir süreç demektir.

Dördüncü aşamada bu stratejinin ülkemizdeki resmi veya gayri resmi, özel veya tüzel bütün unsurlara görev yükleyen “terörle mücadele siyaseti” oluşturulmalıdır.

5- Terörle mücadele, mücadele edilen kavram, grup ve taraflar hakkında toplumsal bir ittifakın olmasını, oluşmasını ve olgunlaşmasını gerektirmektedir.

Beşinci aşamada, terör üzerindeki ortak iradenin ve yükümlülüklerin belirlenmesi ve toplumun kazanılması için “terörle mücadelede kitle kazanma programı” devreye sokulmalıdır.

6- Terörle mücadele yalnızca asker, polis ve korucuya ihale edilmiş basit bir asayiş sorunu değildir.

Sorunun içten ve dıştan alabileceği bütün desteklerin kesilmesini sağlayacak kadar kapsamlı “diplomatik mücadele eylem planı” hazırlanmalı, eşgüdüm halinde uygulanmalıdır.

7- Terörle mücadele silahtan mayına, tuzaklı bombadan hendek kazmaya, pusudan baskın ve intihar eylemine kadar çok değişken ve dinamik bir alan olması nedeniyle mutat tedbir ve düzenlemelerle önlenemeyecektir.

Teröristin eylem şekli ve yöntemlerinin değişmesi süreçlerinde ön alarak ilgili güvenlik kuvvetlerini yeni şart ve durumlarla uyumlu olarak eğitecek, donatacak ve yönetecek “teröristle mücadele taktik eğitim ve icra programı” uygulanmalıdır.

8- Terörle mücadele içte olduğu kadar dışta da ittifak ve istikrar gerektiren bir ilişkiler alanıdır.

Bu itibarla tutarlı, dengeli, istikrarlı bir “terörle mücadele tanıtım çalışmasına” ihtiyaç vardır.

İnsanımızın hasretle beklediği ulaşılabilecek hedefimizin huzur ve emniyet içinde olacağı, ekonomik sorunların tamamen gündemden çıkacağı bir Türkiye gerçeğidir. MHP ve Cumhur İttifakı bunu sağlamaya hazırdır. Cumhuriyetin 100. yıldönümü bu çerçevede bir milattır. Türk milleti bağımsızlık onuruna düşkün bir millettir. Türkiye Cumhuriyeti bu meşalenin aydınlığına yürümektedir. 29 Ekim 1923 geçmişten keskin bir kopuş olmayıp tam tersine yeni bir soluğu olarak belirmiştir. Tarihin her döneminde Türk milleti, Türk ve İslam coğrafyaları hedef olmuştur. 

KAZAKİSTAN’DAKİ PROTESTOLAR

2 Ocak 2022 pazar gününden itibaren Kazakistan’da fitili tutuşturulan olayların, sosyoekonomik olumsuzluklarla tanımının yapılması kolaycı bir yaklaşımcıdır. Bize göre mağdur kitlelerin hak arayışı değildir. Kazakistan’da şikayet konusu zamlar geri alınmıştır, yeni sözler verilmiştir ancak olayların durması ülkenin her yerinde mümkün olmamıştır. Kazakistan’da devlet, sokak gösterilerine tüm imkanlarıyla direnmiştir. Güvenlik güçleriyle göstericiler arasında çatışmalar yaşanarak çok sayıda can kaybı yaşanmıştır. OHAL ilanı mecburi hale gelmiştir.

‘DEMOKRASİ BU SÜREÇTE EN ÇOK İSTİSMAR EDİLEN KAVRAMDIR’

Sonu gelmez çatışmaların projelendirildiği anlaşılmaktadır. Toplumların siyasi ve ekonomik talepleri, dış destekçilerin vasıtasıyla silaha dönüştürülmektedir. Kazakistan’daki olayların gerçek iç yüzünü kesin ifadelerle söyleyebilmek için yeterli bilgiye elbette sahip değiliz. Zalim parmakların devrede olduğunu söylemek temelsiz bir iddia olmayacaktır. Demokrasi bu süreçte en çok istismar edilen kavramdır. Ekonomik çarpıklıklar, haddinden fazla abartılan konu başlıkları olarak sıcaklığını korumaktadır.

‘KAZAKİSTAN’DA FETÖ PARMAĞINI ARAŞTIRILMASI ELZEMDİR’

Bize kalırsa Kazakistan’da FETÖ parmağını araştırılması elzemdir. Sorun sadece Kazakistan’ın sorunu değildir, ‘Ben Türk’üm’ diyen herkesin sorunudur.  Adımız birse mücadelemiz de bir olmalıdır. Terörist ellere karşı tutumuzun da aynı olması lazımdır. Nasıl Karabağ’da Azerbaycan ile tek yürek olduysak, Kazakistan’la da beraber oluruz.

MUHALEFETİN ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI

Gerçekten de Kemal Derviş’in yetiştirmeleri CHP’de köşe başlarını tutmuştur. Dün hedef Bülent Ecevit’ti, bugün Recep Tayyip Erdoğan’dır. Kurgu aynıdır. Demokrasi düşmanlarının Sayın Cumhurbaşkanımızı göndermeye gücü asla yetmeyecektir. Egemenliğin büyük sahibi millettir. Hükümeti ve devleti hedef alan sokak hareketlerine canımızla, kanımızla direniriz.

TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ’NE TEPKİ: BU ÖRGÜT OMICRON VARYANTI GİBİ

Türk Tabipleri Birliği isimli tıbbın yüz karası meslek örgütü Türkiye’yi karalamaktan, saygın bilimsel çalışmaları kötülemekten başka hiçbir işe yaramadığını defalarca ispat etmiştir. Acil kullanım onayı alan, TURKOVAC aşısının Faz-1, Faz-2, Faz-3 çalışmalarının olmadığını iddia eden bu örgüt koronavirüsün Omicron varyantı gibidir. Ülkesine bu kadar yabancılaşan, böylesi bir meslek örgütünün halen faaliyetlerine devam ediyor olması esef vericidir. TURKOCAC’ın 3 faz çalışmasının yapılmasına rağmen bunu inkar etmek düpedüz yalancılıktır. Türk Tabipler Birliği bugün değilse ne zaman kapatılacaktır?
 

Bahçeli’den 8 maddelik terörle mücadele önerisi

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 11 Ocak 2022, 13:14

    Şu bir iki ay içinde haberlere yansıyan bi çok detayı yorumladığımda HDP’nin kapatılacağını ve bunun üzerinden muhalif cephenin türlü türlü algı operasyonlarına maruz bırakılacağını öngörüyorum. Cumhur İttifakı’nın son hamlesi bu olacaktır. Millet İttifakı da kararsızlara değil de HDP’yi kazanmaya odaklanmaya devam ederse bu taktik olarak da stratejik olarak da hatalı bi tutum olacaktır. Yine de asıl soru şu: biz bunu neden Millet İttifakı’nın bazı unsurlarına anlatamıyoruz? Acaba bizleri hiç dinlemiyor olabilirler mi!? Eğer öyleyse bizi değil de kimi dinliyorlar? Birilerini dinliyorlar olmalılar, zira HDP’ye yönelik kararlı tutumlarını görmemek için ahmak olmak gerekir. Cumhur İttifakı’nı var eden unsurların kimler olduğunu şu 19-20 sene boyunca yeterince öğrenmiş bulunuyoruz; ama şu soruyu Millet İttifakı’na sormayı daha değerli buluyorum: Sizler kimsiniz, dünün AKP’si mi yoksa yarınların Cumhuriyetçileri mi?

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!