Uraloğlu, 27-29 Haziran’da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan ve açılışının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılması beklenen “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”na ilişkin basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İsrail ile İran arasındaki çatışma ve savaş ortamının Kalkınma Yolu Koridoru gibi projeleri akamete uğratıp uğratmayacağının sorulması üzerine Uraloğlu, bu şekildeki çatışmaların bu projelerle ilgili bazı soru işaretlerini beraberinde getirdiğine işaret etti.
Hürmüz Boğazı’nın dünya petrol ihtiyacının yüzde 30’unun geçtiği deniz ulaşım yolu olduğunu dile getiren Uraloğlu, şunları kaydetti:
“Belli dönemlerde elbette sıkıntılar olabilir ama bizim gayretimiz bunların hiç olmaması yönünde ama bunun ilanihaye devam etmesini de öngörmüyoruz. Zaten böyle bir sıkıntıyı dünyanın sürdürebilme şansı yok. Dolayısıyla bu projede hani bu tür çatışmalar ya da gerginlikler başlamasını belki biraz erteletebilir. Belki oraya sağlanacak finansmanla ilgili biraz daha yoğunlaşmayı gerektirebilir ama Kalkınma Yolu’nu bugün ya da istediğimiz zaman diliminde olmasa bile mutlaka hayata geçireceğiz. Şimdi bugün İran’ın İsrail’le bir çatışma durumu var, savaşta diyebiliriz. Aldığımız resmi olmayan bilgilere göre İran resmen savaş da ilan etti diye bilgiler alıyoruz ama fiili bir savaş halidir, ismini her ne dersek diyelim. Bakın orada İran’ın füze kapasitesinin ne olduğu, üretim kapasitesinin ne olduğu konuşuluyor. Bir taraftan da bazı ülkelerin İran’ı desteklediği, hava koridorlarını kullandığı… Bunlar, tabii doğrulanmış bilgiler değil. Onu özellikle söylemek isterim ama doğru olduğunu da kabul edebiliriz.”
Kriz zamanlarında ulaştırma koridorlarının normaldekinden daha kıymetli olduğuna dikkati çeken Uraloğlu, “Dolayısıyla bu koridorların ya da bunları kullanacak ülkelerin hedef alınması da çok mümkün. Bir ülkeyle gerilim varsa, çatışma savaş varsa ilk önce onun lojistiğinin kesilmesine gayret ediliyor çünkü şu anda dünya ne savunma sanayisi anlamında ne de diğer hiçbir alanda kendine yetmiyor ama mesela gıda anlamında Türkiye’nin kendine yettiğini söyleyebilirim ama birçok ülkede yetmiyor. Dolayısıyla bunların hedef alınması, projelerin geciktirilmeye gayret edilmesi, yapılmamasının sağlanması gayretleri beklenen gayretlerdir, beklenen düşüncelerdir ama biz de buna göre kendi gardımızı alıyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin İran’da sivil uçuşlarda kalan uçağının bulunup bulunmadığı sorusunu Uraloğlu, şöyle yanıtladı:
“Şu anda bizim bu İran-İsrail çatışmasında İran’da 7 tane, Irak’ta da 4 tane uçağımız var. Ağırlıklı olarak Pegasus’un yanlış hatırlamıyorsam, 7 tane Pegasus’un, 2 tane THY’nin, 1 tane Ajet’in, 1 tane de Tailwind’in uçağı var. Bunları gerek Dışişleri Bakanlığımız, gerekse de Milli İstihbarat Teşkilatımızın aracılığıyla takip ediyoruz. O bölgedeki hava hareketinin ve roket ve füze hareketinin çok yoğun olması sebebiyle o riski hem ilgili ülkeler hem de biz alamadık işin açıkçası yani belli gün, tam hatırlamamakla beraber, 3-4 gün yanlış hatırlamıyorsam orada bütün ekipler kaldı. Şimdi bütün ekipleri de bu tarafa aldık. Hani en azından can güvenliğini sağlama noktasında günlük takip ediyoruz. Bir fırsat olursa ilk fırsatta onları almış olacağız.”