İstanbul merkezli iki ilde faaliyet gösteren bir firmanın, yurt dışına bakır yerine kaldırım taşı gönderdiği belirlendi. Düzenlenen operasyonda, 13 kişi gözaltına alındı.
Edinilen bilgilere göre, Türkiye’de faaliyet gösteren bir şirket 20 Haziran 2020 tarihinde Çin’de fabrikası olan İsviçre’deki bir şirket ile külçe halinde 10 bin ton saf bakır ihracatı konusunda 36 milyon dolar karşılığında anlaştı. İki firma, bahse konu malzemenin Ambarlı Limanından Çin’in Lianyungang kentindeki limana gönderilmesi yönünde mutabık kaldı. Bu esnada anlaşma bedeli olan 36 milyon doların banka yoluyla Türkiye’deki şirkete yapılması istendi. Çin’deki limana malzemelerin sevkiyatı yapıldı ancak gemilerden bakır yerine, hiçbir maddi değeri bulunmayan bakıra boyanmış kaldırım taşı gönderildiği ortaya çıktı.
Satışı yapan ve malzeme transferine aracılık eden iki şirket hakkında şikâyette bulunulması üzerine harekete geçen İstanbul Mali Şube Müdürlüğü ekipleri, bunun örgütlü ve hiyerarşik bir yapı içerisinde gerçekleştirildiğini ortaya çıkardı. Çalışmalar kapsamında, 13 kişinin kimliği tespit edilerek haklarında yetkili mahkemeden “Yurt Dışına Çıkış Yasağı” yasağı konuldu. Mali Şube ekipleri, çalışmalarının devamında, dün saat 06.30 sıralarında İstanbul ve Tekirdağ illerinde bulunan 4 şirket ve 15 adrese gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda da S.Ç. (36), H.K. (38), D.Ç. (37), S.Ç. (41), F.U. (43), T.G. (53), U.Ç. (36), M.K. (35), R.Ö. (52), O.M. (27) ve S.U. (38) ile S.Ç. (38) ve B.Y. (31) isimli kadınlar yakalanarak gözaltına alındı.
Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor.
Buyrun okuyun. Mantık aramaya gerek yok. Adalet öldü, mantık öldü, Aklıl öldü fikir öldü… Asıl ölen Türkiyenin itibarı…
https://www.patronlardunyasi.com/haber/Iste-265-Milyonluk-vurgun-yapan-kardesler/247545?fbclid=IwAR2iwv_n26_gBh-4m970rb_WFqzic-FJTEhhdmrst3TOhebpm3g2AJkRjYM&__cf_chl_jschl_tk__=64f7de51133202f8a466c22461bb17e88a10b907-1614930019-0-AWYPk8XnT2wELC1y748itMo3gz1BMAWMWHPhwq3gNufVGZ6Ihf0PkFqFE2yp3BQE4uodfd0yQp3HZVt5DKuBnlml3Wh-iHRg1e74yUq3uXzziRfgH0vxVIOsf35qTTOF2S6z_XFV9Dqsp8ajJEn4DOgcvKem_w5ZwJZDyWXWC4noLF-CwKRoD_MeqByIDUBp9RKEUGQIVwl-yobXhYlDtGbpycy4uuYhh-Sw561Au6Ckg00AyCsokPpwk4Gpn-5kGVwLQnVe0SAlmijV7wO3jCiK3BbPWwaQImK_6yI8EjVbhEtfLZwRXbUmho9fiuXY9b-gr38Ao4Mo3l5I7FENQYgK6UW9hm8fnqZlrraMfr7ga45Ahvh-0wSg1hci9TGm4qwEiZeJbkKBA5fpffTYaWL3amXMhoWQBociBTc8-INAPyqOiB_fC9KIQ8k-wdWs47KLgH0_FaAf_Zk2jm4JIzs
Bu hikaye hiç inandırıcı durmuyor. Herşeyden önce, 36 Milyon Dolarlık bir ödeme öncesi, mal gemiye yüklenmeden uluslararası bağımsız bir firma denetimi istenir. Malın kalite denetimi sonrası mal yüklenir. Peşin ödemeden ziyade akreditif açılıp çeşitli emniyet sistemleri kurulur. Üstelik, Çin’de üretim yapan bir İsviçre firmasından bahsediliyor. Burada bir hayali ihrcat kokusu var. Bu işin içindekiler birbirine kazık atmış ve olay bu hale gelmiş.
Hesapliyalim: Son 6 ayda en düsük Borsa-kuruna göre 10.000t saf Bakirin degeri: 54Milyon Dollar. Bu olay Türkiyede olsaydi “Ac Gözlü”lük ile suclanirdi magdur olan. Ama bir Avrupali sirket 54Milyon degerinde birseyi Türkiyeden 36Milyona alabilmesi gayet normalmis gibi görünüyor.
Bu sahtekarlığı okuyunca aklıma 90 lı yıllarda bir gazetede çıkan haber geldi. Sanırım Kazakistandaydı, Televizyonda kamu spotu. Ekrana bir gofret geliyor. Hemen yanında bir çakmak. Çakmağı yakıyor birisi, ve Gofreti tutuşturuyor. Ve bir yazı. “”Hiç gıda maddesi böyle yanarmı? Türk malı kullanmayın!”” 21. yüzyılda da devlet denetiminden uzakta, kendi çapında mafyatik ekiplerin, ülke imajının içine ettiği, bir takım şerefsizlerin işadamı sayıldığı bir ortamdayız hala… İmaj her şeydir!..