Bankacı Hanife Serter, bankaların toplam sayısı 2 bin 400 olan komisyonların nasıl ve kimler tarafından icat edildiğini yazdı.
Bankaların aldığı ücret ve komisyonların her geçen yıl artması, bir zamanlar asli görevlerinden olan ve “yok artık” dedirten “kalem”lerin bile ücret karşılığı yapılıyor hale gelmesi bütün müşterilerin her gün karşılaştıkları sıradan işlemler haline geldi.
Bu kadar komisyon alınacak işlemin çokluğuna şaşırırken bankacı Hanife Serter paramedya.com.tr’de işin aslını şöyle yazdı:
“Bundan yaklaşık 15 yıl kadar önceydi. Çok özel bir bankanın bölge müdürlüğünde kredilerden sorumlu bir müdür yardımcısı olarak görev yapıyordum… O dönemlerde yeni yeni adet olmaya başlayan, Antalya bölgesinde kış, ilkbahar aylarında gerçekleştirilen ‘motivasyon’ toplantılarından birine katılmak üzere bölge müdür yardımcılarına da görev emri çıkmıştı. Koca bir salonda toplandığımızda bize sorulan ve gruplara ayrılıp beyin fırtınası yapmamız istenen, (gruplar olarak da yarışacağımız ve kazanana ödüller verileceğini söyledikleri) o soruyu o zamanlar ciddiye almamıştık:
‘Banka olarak yaptığımız hangi işlerden, işlemlerden, kullandırdığımız hangi ürünlerden ‘başka’ ücretler alabiliriz?!’
“Kısacası bizlerden yeni ücret ve komisyonlar icat etmemiz bekleniyordu… Bankacılık konusunda mevzuat okumuş, çalışmış, sınavlarına girmiş olmaktan kaynaklı sağlam bir altyapısı vardı. Az çok hukuk bilen, kurallara uymaya, müşteriye karşı insaflı ve adaletli davranmaya çalışan bankacılardık hepimiz; iş bilmez, pazarlama yapamaz diye damgalanmamız da belki biraz bundandı.
“Son dönem haberlerde bankalarda alınan ücret ve komisyon çeşidinin 2 bin 400 kadardan 50 adete kadar düşürüldüğünü okuduğumda işte o günü hatırladım. Ve o günden sonra kimlerin ne kadar çok düşünerek ne ‘icatlar’ yaptığını… Bankaların bu işten ne çok kar ettiğini… Müşterilerin farkında olmadan, yavaş yavaş, alışa alışa , soğuk suya atılıp uzun sürede farkettirmeden pişirilen kurbağa misali nasıl pişirildiğini düşündüm ve üzüldüm doğrusu. Bu icatlara çok önceden ‘dur’ denilmeliydi. Bankaların ‘ucuz kalori’ alırcasına hesapsızca aldığı kolay ücret ve komisyonlarla adeta ‘obez’ bilançolar açıklamasına göz yumulmasaydı onlar da daha ‘daha nitelikli’ bankacılık yaparak ekonomiye katkı sağlamaya devam edebilirlerdi belki. Bankalarımız çok güçlüdür ama kontrolsüz güç güç değildir!”
