Dr. Semih Dikkatli yazdı… Tabip Albay İbrahim Onur’un aziz hatırası için…
Bugün sabah, covid nedeniyle uzun zamandır yoğun bakımda olan bir kardeşimin ölüm haberini aldım. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Askeri Tıp Fakültesi mezunu bir kardeşim…
Askeri tıbbiyeli biri öldüğünde, içimde koca bir orman ölüyor. Kuşlar, kaplumbağalar, ağaçkakanlar, tilkiler, ayılar, ağaçlar ölüyor.
Askeri tıbbiyeli biri öldüğünde; kardeşlik ölüyor, dostluk, ağabeylik, çalışkanlık, samimiyet, güler yüz, devre arkadaşlığı, iyi hekimlik, iyi şeflik ölüyor.
Askeri tıbbiyeli biri öldüğünde; yüreğimde bir yangın başlıyor, durdurulamaz. Ağustosta çam ormanı yangını… Öğrenciliğimiz ölüyor, gördüğümüz zulüm, hapislikler, çarşı izni kısıtlamaları, kesmeye kıyamadığımız ama hep kesilen saçlarımız, masum yüreklerimiz ölüyor.
Yaşadığımız zorluklar, harika hocalar, paylaşımlar, ranzalar, koğuşlar, kısımlar, postallar, tören elbiseleri, eğitim elbiseleri, çatışmalar, bölükler, takımlar ölüyor.
Bir askeri Tıbbiyeli öldüğünde, gözlerimin feri, aortası kalbimin, ciğerlerimde nefes ölüyor.
Hele ölen kardeşimse, uykularım, sevinçlerim, arzularım, umutlarım ölüyor.
Bizler, Anadolu’nun çeşitli köşelerinden, yokluk içinde ama başarıyla, acı içinde ama gururla, hep bir yanı eksik geldik GATA’ya…
Hafta sonu simit yemeye paramızın olmadığı, veresiye bira içerek aşklarımızı konuştuğumuz, ülkeyi kurtardığımız, devrimler yaptığımız günleri birlikte geçirdik. Saçma sapan şeylerden hapis yattık. Bir sinema biletinin büyüsünde “Uçurtmayı Vurmasınlar” dedik, Narayama’da türkü söyledik, Nazım söyledik ranzalarımızda, Kapital okurken yakalandık, hapse atıldık ve inadına hapse Erdal Öz sokup, darağacında üç fidan olduk…
Birbirimizi hep sevdik, hep kolladık arkamızı… Aramıza sızan FETÖ’cü alçaklara rağmen güzel günlere inandık.
Bir askeri tıbbiyeli öldüğünde, anılarım ölüyor, türkülerim susuyor Neşet Baba’nın mızrabında, gökyüzünde bulutlar, güneş, yıldızlar, ay küsüyor yaşadığına…
Bir askeri tıbbiyeli öldüğünde, hele de kardeşimizse, ölüyor en sevgi dolu yanım…
Ağlasam faydası yok, haykırsam çözüm değil, vurup döksem ne kalacak geriye…
Eksiliyorum, bir askeri tıbbiyeli öldüğünde…
Ülke olarak eksiliyoruz, bir askeri tıbbiyeli öldüğünde…
Dr. Semih bey size teşekkür ederim. Yeğenim İbrahim…… güler yüzlü tatlı dilli, tertemiz fıtratlı, memleket sevdalısı güzel yeğenim…… bıraktılar gittiler… yeğenim sigara/içki içmediği için koronayı yeneceğini hep ümit ettik. Fakat; eşi yeğenim Esra’nın 2018 yılı 27 Aralık’ta vefat etmesi onu çok üzmüştü, ikiz yavrucaklarımız 7 yaşında anasız kalmışlardı… Yeğenim İbrahim ikizlere hem analık hem babalık yapıyordu. acı haberi Diyarbakır’dan Ankara’ya dönerken aldım. acı kaybımız bizi çok derinden yaraladı… İkiz yavrucaklarımız 9 yaşında hem anasız hem babasız kaldılar…. Acımız büyük. Allah her ikisine ve tüm vefat edenleri kardeşlerimize rahmet ve mağfriret eylesin mekanlatrı cennet olsun…
Ben alkol kullanmayan birisi olarak cevap vereyim arkadaşım sana , şimdi sen burda ”Çokmu lazımdı veresiye birayı yazman?” demek yerine ölen askerimiz için Allah rahmet eylesin diyecek kadar müslüman olsaydın keşke .
Çokmu lazımdı veresiye birayı yazman?
Sevgili hocam , yüreğinizin güzelliğini bir mahalle arkadaşımı, sınıf arkadaşımı bir dertdaşımı ararken gördüm. Çok naif, özenle seçilmiş kelimeleri yazarken boğazınızın düğüm düğüm olduğunu sizi okurken hissedebililiyordum. “Mehmet Özdemir” çocukluğumun ve okul yıllarımın en “kral” arkadaşımdı. Onun için yazdıklarınızı okuduğumda benim de boğazım düğümlenmişti.İyi varsınız, sizi takip ederken hep arkadaşımla Mehmet’le birlikteymişim gibi geliyor…. sevgiyle
Sayın hocam yüreğinize kaleminize sağlık Duygularınızın yüceliği önünde saygıyla eğiliyorum Başınız sağolsun mekanı cennet olsun. Atatürk aşığı cumhuriyet kadınıyım
Tıbbiyeliyim ama askeri değil Aynı duyguları paylaşıyorum.
Biz vatanseveriz, Atatürkçüyüz. Milliyerçiyiz ama kafatasçı değiliz, zaten Atatürkçüyüz deyince başka bir şey anlaşımaz
Bu lanet işler 1949 da İnönü amerikalılarla eğitim anlaşması yaptığında başladı 1952 de NATO ya girince katmerlendi. Bu milletin çocuklarına Atatürk ü öğretmediler, Kur’anı öğretmediler. Çocuklarım liseyi bitiriyor bir baktım ne Atatürk ne yakın tarihimiz öğretilmemiş eksikliklerinin önemini kavrattım elinden geldiği kadar açıklarını kapattım.
Tek çözüm Atatürk ü anlatmak ve gerçek dini anlatmak
Atatürk’ün kur’ana aykırı hiç bir işi yoktur işte gerçek din böyle yaşanır
Selamlar
İyi ki yazmışsın bu yaşanmışları Semih Hocam. Bilmezler ve anlamazlar Gata’yı kapanlar bu duyguları. Oradaki binalara hayat veren her şey bu ruh haliydi. Sağlıcakla kal.