Bunları bil ‘Asker Bülent!’

Murat Bölükbaşı yazdı…

1993-94 sezonunda Fenerbahçe’de oynarken 22 golle gol kralı oldu. Bir röportajda ifade ettiği, ‘’Şehit olan babasının cenazesinde Asker selamı veren bir çocuktan etkilendiği’’ için, her golden sonra verdiği asker selamıyla anıldı. Bir dönem Fetö’nün Fenerbahçe’yi ele geçirmek adına kurguladığı ‘şike’ davasından ceza aldı. 2017 yılında verdiği bir röportajda, ‘’Aziz Yıldırım’ı sevmem’ dememin sebebi ona yapılan kumpas yüzünden biz de hapis yattık ve 8 ay cezaevinde kaldım onun yüzünden’’ demişti. Oysa Ergenekon, Balyoz operasyonları gibi Atatürk’le, Cumhuriyet’le sorunu ve hesaplaşması olanların, Devlet kurumları ve o kurumlarda görev yapan vatanseverlere karşı başlattığı operasyonların bir parçasıydı şike davası. Genelkurmay Başkanı’nın, generallerin, polislerin, akademisyenlerin, hukukçuların, gazetecilerin yargılanıp hüküm giydiği bu kumpas hapis cezaları vatan savaşında verilen korkusuz mücadelenin bir onur nişanıydı. Bizler, bu vatanın bölünmez bütünlüğü için inançla savaşan, içinde Aziz Yıldırım’ın da olduğu o nişanı taşıyan herkesin önünde saygı ve minnetle eğilmeye devam ediyoruz.

Biliyorum; Biz millet olarak kısa bellek hafızayı kullanıyor, maziyi çabuk unutuyoruz! Dün verdiğin röportajda,  “Allah bizim canımızdan alıp Erdoğan’a versin. Atatürk, bugün mezarından kalksa Recep Tayyip Erdoğan’ı alnından öper. Çünkü onun düşündüğü, planladığı her şeyi yaptığını görür.” ifadelerini kullanmışsın. Bir genç takım arkadaşın ve meslektaşın olarak asker selamıyla özdeşleşmiş birinin bilmeden yanlışa düşmesini istemem; onun için beni iyi dinle ‘’Asker Bülent!’’ Senin de hapse alındığın davanın en büyük parçası olan Ergenekon davası için, 15 Temmuz 2008’de o dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Sayın Erdoğan, Ergenekon savcılarının iddianameyi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiklerinin hemen ertesi günü, “Bu davanın savcısıyım” demişti ‘’Asker Bülent!’’ 19 Ekim 2009’da Habur’da çadır mahkemeleri kurup, asker kıyafetli PKK’lı teröristleri affedip, Silivri’de Fetö mahkemeleri kurup, Türk ordusunun kumandanları hapse atılırken dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan’dı ‘’Asker Bülent!’’ Biraz daha geriye gidersek, 4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan bir binbaşı komutasındaki 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun başına çuval geçirilerek rehin alınmasına tepki gösteren ve nota verilmesini isteyen muhalefete, “ne notası veriyorsun, müzik notası mı” diyen dönemin Başbakanı da Sayın Erdoğan’dı ‘’Asker Bülent!’’ Biraz daha geriye gidelim, hafızamızı daha da canlandıralım mı ‘’Asker Bülent!’’ 14 Ocak 2000’de Avustralya’nın SBS radyosuna verdiği röportajda şehitler için “kelle”, Öcalan için “sayın” ifadesini kullanan ve açılan davada 3 kuruş tazminata mahkum edilen de Sayın Erdoğan’dı ‘’Asker Bülent!’’ Hani Atatürk’ün bütün yapmak istediklerini yaptı demişsin ya! Ben, sana Kurtuluş ve kuruluş tarihi ile ilgili birkaç kitap okumanı öneririm ‘’Asker Bülent!’’ Sayın Erdoğan’ın neler yaptığını bir hatırlayalım: ‘’Askersin’’ ya! Askeri hastanelerin, Askeri liselerin Sayın Erdoğan iktidarında kapatıldığını bil isterim. Cumhuriyetin kuruluşundan AKP iktidarı dönemine kadar yapılan bütün fabrikaları, limanları, telekom, petrol ofisi, Tüpraş, Tekel gibi kâr eden kuruluşları, taşınır ve taşınmazları 70 milyar lira gibi bir bedelle yok pahasına satıp Suriyeli mültecilere 80 milyar dolar harcayan, Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarını 2 yılda tüketip üstüne 50 milyar dolar borçlanan, Halkı gün geçtikçe fakirleşen, zenginle yoksul arasındaki mesafe her gün daha fazla büyüyen, çiftçinin, esnafın, sanayicinin ‘’inim inim inlediği’’ kimsenin önünü göremediği, yarınını bilmediği, üstelik bunca dert yetmezmiş gibi, Atatürk’ün resminin Devlet nişanından silindiği, 1933 yılından beri okullarda okunan andımızın yasaklandığı bir dönemde Atamızın neyi yapıp neyi yapmayacağını öngörebilecek son kişinin sen olacağından hiç şüphe duymuyorum ‘’Asker Bülent!’’ Askerlik Türk Milletinin her ferdi için kutsal bir görev ve onur vesilesidir. İnanç ve iman insanın öz ve kutsal değeridir. Atılan her golden sonra Asker selamı veren de, çimlerde secde eden de ucuz tribün popülizminden vazgeçmeli, kutsallarımız bir şov sahnesine malzeme edilmemelidir; Başta sen olmak üzere ‘’Asker Bülent!’’