Büyük Taarruz Yazı Dizisi-36: Kula efeleri

featured

Osman Kutlu yazdı…

Sabah şafakla birlikte Süvari Kolordusu’nun 2.Süvari Tümeni Kula’yı işgalden kurtardı. Uşak’tan İzmir’e kadar yakılıp yıkılmayan, yağmalanmayan tek kasaba Kula’dır. Bunun ilk sebebi, halkın tepkileridir. Özellikle yerli Rumların da birlik ve beraberlik içinde olmasıyla düşman askerleri kasabada aşırı hareketler yapamamıştır. Çekilme sırasında halkla birlikte yerli Rumların da düşman askerlerine karşı çıkması, çekilmekte olan yangın taburları ve Plastiras Müfrezesi’nin de şehre girememesi sebebiyle katliam ve yakma eylemlerine cesaret edemeyen düşman birliği 03-04 Eylül gecesi Kula’yı boşaltmıştır. Gerek düşman askerlerinin aşırı hareketlerde bulunamamasını ve gerekse çekilen yangın taburlarının şehre girememesini sağlayan ve dolayısıyla Kula’yı yakılıp yıkılmaktan kurtaran diğer sebep KULA EFELERİ’dir.

03 Eylül 1922 sabahı İhsanoğlu Mehmet Efe Belediye Başkanı Gülmez’in Süleyman Ağa ve Damyon Efendi’yi Söğüt Çayı köprüsüne çağırır. Son durum hakkında bilgilendirme yaparak Kula’nın yakılıp yıkılmaması için tedbir almalarını ister. Belediye Başkanı ve Damyon Efendi kasabanın Türk ve Rum ileri gelenlerini toplayarak konuşurlar. Herhangi bir yakma olayına karşı minarelere nöbetçiler dikilir, aileler evlerde toplanır, erkekler yangınlara müdahale edebilecek şekilde gruplar halinde hazır tutulur. Kula’nın yakılması için çok miktarda hazırlık yapmış olan Göldeli Çobanoğlu takibe alınır. Kasabadaki birlik komutanıyla konuşularak kendilerine yiyecek ve malzeme temin etme karşılığında herhangi bir yakıp yıkma yapılmaması konusunda anlaşma yapılır.

İhsanoğlu Mehmet Efe, kızanlarıyla (Efelerin adamlarına verdikleri isim) 03-04 Eylül gecesi sabaha karşı Kula’ya yakın mesafedeki Kayrak Mevkiine gelir. Buradaki yanyana üç tepecikte mevzilenmiş düşman askerlerinin ateşiyle çatışma çıkar. Bu çatışmada Yabaayak Efe’nin en gözde adamlarından Adil Burşuk Efe’de vurularak şehit olur. O gece Alaşehir’den gönderilen Yangın Taburları, silahlanan köylülerin saldırısı ve Kayrak Mevkiinden gelen silah sesleri yüzünden Alaşehir’e geri dönmek zorunda kalırlar.

Kula’da Efeler için Belediye Binası arkasında bir şehitlik yapılmıştır. 

Kula’nın bir diğer ünlü efesi de Yabaayak Efe’dir. Kulalı Şabanoğlu Mehmet. Ayakları büyük olduğu için annesi dâhil herkes “Yabaayak” dermiş. Birinci Dünya Savaşında asker olarak Halep’e gider. Mütareke olunca terhis edilir. Padişah, terhis edilen askerlerin evlerine dönmeleri için herhangi bir tedbire veya düzenlemeye gerek duymamıştır. Ülkenin dört bir yanında askerler perişan vaziyette evlerine bin bir zorlukla dönmüş, bir kısmı ise yollarda hastalıktan, eşkiyadan, açlıktan telef olmuştur. 

Yabaayak Efe’de aynı şekilde evine kendi imkânları ile dönmektedir. Maddi durumu iyidir. Trene biner. Ancak Araplar tarafından bindikleri tren durdurulur ve herkesi üzerlerinde altın varsa diye don gömlek kalıncaya kadar soyarlar. Her şeyi aldıktan sonra yolcuları perişan halde bırakıp giderler. Bu halde Alaşehir istasyonunda trenden iner, perişan halde Kula’ya gelir. 

Daha eve gidemeden fırına uğrar ama girdiği fırında 4 Yunan subayının fırıncıya kötü davranıp hakaret ettiklerini görünce dayanamayıp dördünü de iyice pataklar. Eve gelir, daha “hoş bulduk” demeden, karısından kıyafet ve bir bohça hazırlamasını ister. Olayı anlatır. Kendinden ziyade ailesine bir kötülük yapılır diye dağa çıkar. İhanet sonucu düşürüldükleri pusuda diğer 5 efeyle birlikte şehit olur. Çatışma öğlen başlar, akşam karanlığına kadar sürer. Yabaayak Efe yaralanır ama arkadaşlarının nehrin diğer tarafına geçmelerini sağlar. Son mermisine kadar çarpışır. Arkadaşları tüm çabalarına rağmen cesedini kurtaramadıklarından düşman tarafından başı kesilerek köylerde teşhir edilir. Adına türküler yakılır. 

İşte en meşhur ama hiç bilinmeyen, envanterlerde bile olmayan Yabaayak Türküsü’nün sözleri şöyledir ;

YABAAYAK TÜRKÜSÜ

Kınalıdır Yabaayağın tazısı

Ne kara imiş alnımızın yazısı

İhsan oğlu anasının kuzusu

Avcılar bayramına varamadınız mı?

Çatık kaşlı Yabaayağı göremediniz mi?

 

Yabaayağı cavur* köyünde bastılar

Bastılar da kellesini kestiler

Kestiler de gül dalına astılar

Avcılar bayramına varamadınız mı?

Çatık kaşlı Yabaayağı göremediniz mi?

 

İhsan oğlu iner gelir inişten

Tozlukları görünmüyor gümüşten

Vallahi hacı haberim yok bu işten

Avcılar bayramına varamadınız mı?

Çatık kaşlı Yabaayağı göremediniz mi?

*cavur: düşmanla işbirliği yapan hainlere halk arasında verilen isim. Gavur, gavurcu,  yunancı gibi isimler de kullanılıyor.

Büyük Taarruz Yazı Dizisi-36: Kula efeleri

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!