Büyük Taarruz Yazı Dizisi-39: Akhisar

featured
Yunan askerlerini karşılayan Rum kızları

Osman Kutlu yazdı…

Albay Bekir Sami Bey, Albay Kazım Bey (Özalp), yaveri Yüzbaşı Selahattin ve emir eri Aksak Recep ile birlikte 24 Mayıs 1919 sabahı Akhisar istasyonunda trenden inerler. Sabah ezanı vaktidir ama kasabada tek bir ezan sesi duyulmaz. Biraz yürürler, bakarlar ki her tarafta Yunan bayrakları, sokak başlarında taklar kurulmuş. Derken sabah çanları çalmaya başlar. Şaşkınlıkları gitmeden etraftan “Zito Venizelos” naraları duyulmaya başlar. Şaşkınlık yerini derin üzüntüye ve gözyaşlarına bırakmıştır.

Telgraf başına gittiklerinde öğrenirler ki düşman Manisa’yı sarmış, Akhisar’a bir saatlik mesafededir ama henüz işgal etmemiştir. Daha Manisa işgal edilmemişken Akhisar’daki bu çanlar, bayraklar, “Yaşa” naraları nedir? (Sonradan anlaşılacaktır ki, Yunan bankaları tarafından finanse edilen terziler günlerdir Yunan Bayrağı dikmekte, eşraf, esnaf ve memur da halkı ikna etmektedir.)

Bekir Sami Bey, makine başında civardaki il ve ilçelere emirler gönderir. 25 Mayıs günü Manisa işgal edilir. 26 Mayıs günü Albay Kazım Bey (Özalp) durumu umutsuz görür(!) ve İstanbul’a döner. Kaymakam onlara çok soğuk davranır; memurlar ve kentin ileri gelenleri yanlarına yaklaşmazlar, otelden atılırlar, başka yer de onları kabul etmez!…

25 Mayıs’taki haberleşmeler neticesi Milli Mücadeleye katılmaya karar veren Çerkes Ethem, 26 Mayıs akşamı 15 atlıyla Akhisar’a gelir. Durumu öğrenince Kaymakamı yaka-paça evinden aldırır. Yunan bayraklarını göstererek bunları kimin astığını sorar ve “Sen burada necisin?” der. Yunan bayrağı asanların bir kaç tanesini evlerinin önünde vurur. Zafer taklarını Kaymakam ve memurlara elleriyle yıktırır. Çok geçmeden kasabada tek bir Yunan bayrağı kalmaz. Bekir Sami Bey ve arkadaşlarını tren istasyonunda kasabadan gitmek üzere tren beklerken bulur. Hal hatır sorarken onları otelden kovan otelci, korkudan mosmor bir halde, ezilerek, kekeleyerek bir yanlışlık olduğunu söyler ve onları otele davet eder…

Bekir Sami Bey, eski İttihat ve Terakki Partisinin üst düzey yöneticilerinden olup yakalama kararıyla aranan Mirimiran (sivil paşa) Halit Paşa’nın kendi köyü olan Belen Bucağı’na gider. Halit Paşa önce 1000 kişiyle mücadeleye destek vereceğini söyler ama sonra yakalama kararı sebebiyle vazgeçer. Manisa’nın yerlisi Karaosmanoğulları’ndan olan Halit Paşa, Akhisar’ın nüfus durumunu şöyle açıklar: Akhisar’da 30.000 Türk ve 5.000 kadar Rum vardır.

Rumların sayısının az olduğunu düşünerek işgal edilmeyeceği umuduyla(!) Bekir Sami Bey 27 Mayıs’ta Akhisar’dan ayrılır, Çerkes Ethem, Parti Pehlivan ve civardaki küçük grupların birleşip düşmanla çatışmalara başladıkları Salihli cephesine gider.

Yunan birlikleri Manisa’yı işgal etmiş ama Milne Hattı hükümleri gereğince Akhisar’a girmemişlerdir. 9 km mesafedeki Kayışlar Köyü’ne son hudut karakollarını kurup yerleşmişlerdir. Akhisarlı Rumların yanında eşraftan bir temsil heyeti ile kalabalık bir grup (Parti Pehlivan’ın anlattığına göre: Başlarında Akhisar kaymakamı ve Müftüsü de vardır.) Kayışlar Köyü, Yunan karakoluna giderek, Yunan komutanına “iyi niyetlerini ve davetlerini bildirirler…” Karakol komutanı İstanbul-Pendik Köyü Rumlarındandır, Türkçe konuşur:

“Bana beyaz bir at bulun, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a girdiği gibi olsun.” Beyaz bir at bulunur…
Yunan karakol komutanı 5 Haziran 1919 günü yanında yalnız 120 asker olduğu halde, kilise çanlarının durmadan çaldığı bir ortamda ilerleyerek, hükümet konağına çıkar ve göndere yunan bayrağı çekilir. Bu gelişme üzerine bazı Akhisarlılar korkudan Sındırgı köylerine sığınırlar. Rum halkı ise bayramlardaki gibi yeni elbiselerini giyerek sokaklara dökülmüşler, hemen hepsi içkili olarak naralar atmakta, laternalar çalmakta, zafer takları yeniden kurulmuş, sel gibi bir bayram havası hüküm sürmektedir…

Milne kurallarına aykırı olarak yapılan bu işgal hareketi, Yunan işgal kuvvetleri komutanlığının dahi tepkisini çekmiş, 9 Haziran 1919 günü Yunan Birliği geri çekilmiş ve birliğin komutanı disiplinsizlik suçundan 20 gün hapse mahkûm edilmiştir.

Düşmanın Akhisar’ı işgal haberi, hem de bunu halkın daveti üzerine gerçekleştirmeleri Çerkes Ethem ve Parti Pehlivan başta olmak üzere herkesi sinirden küplere bindirmiştir. Salihli’deki çatışmalar durunca süratle Akhisar’a geri dönerler. Düşman askerleri çekilmiştir.

Çerkez Ethem adamlarına emir verir: “Kaymakamı alın!…”. Ardından ekler, “Şu kopil gâvur komutanını “halaskar” gibi karşılamaya giden Müslüman gâvurlarını da getirin…!”

“Kaymakam… Sen hangi milletin kaymakamısın?…”, Kaymakam titreyerek : “Osmanlı… Osmanlı tabii, ne diyeyim?”.

“Osmanlı kaymakamı ha… Ama hizmetin Yunan’a…” Kaymakam asılır, halktan bir alkış kopar…

Eşraftan bir baş efendiye “Sen ne iş yaparsın efendi?” diye sorar.

“Ticaretle iştigal ederim”… “Ticaretinde vatanı satmak da var mıdır?”

“Ben onlara uydum… Ne bileyim?”… Eşraftan baş efendi asılır ve halktan çok alkış gelir…

Müftü Efendi’ye sıra gelince: “Biz hiç bir papaz görmedik ki Müslüman’a, müftüye temenna etsin… Sen papazlara niçin temenna ettin?…”

Müftü Efendi başını hiç kaldırmaz, yere bakar, cevap vermez… O da suçlu bulunur ve asılır. Fakat bir sessizlik olur… Hiç alkışlayan olmaz…

Bizim halkımız din adamlarının ihanetine bir türlü inanmaz. Gözüyle görse bile ikna olmaz. En büyük hainlerin imamlardan, müftülerden, şeyhlerden, şıhlardan, din adamlarından çıkmaya devam etmesinin sebebi budur.

Büyük Taarruz Yazı Dizisi-39: Akhisar

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Son paragraf; öntürklerden başlayan ve tüm dünyada izler bırakan 10000 yıllık türk tarihindeki son 1500 yılın özeti olmuş.
    Tarih bu kadar güzel ve öz anlatılabilir.

  2. 10 Ocak 2024, 22:34

    Komutanım, çok anlamlı bir yazı. ellerinize sağlık.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!