Resmi Gazete’de yayımlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı duyurusuna göre; Çayırhan Termik Santrali ve bağlı maden sahaları, 4046 sayılı ‘Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’ hükümleri kapsamında özelleştirilecek. Santralde çalışan işçiler, ilk andan itibaren özelleştirme duyurusuna karşı çıktı. Bu kapsamda, Türkiye Maden İşçileri Sendikası’nın (MADEN-İŞ) çağrısıyla 31 Ekim’de Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmeleri’nin satışına karşı KİAŞ Kömür İşletmeleri önünde miting düzenlendi. 20 Kasım Çarşamba günü de yaklaşık 500 maden işçisi, saat 08.00 vardiyasında madene inip, kendilerini içeriden kilitleyerek eylem başlattı. Maden ocağının dışında görevli 400 işçi ise baca ağzı olarak adlandırılan bölgede oturma eylemine başladı.
ÇAYIRHAN İŞÇİLERİ ANKARA’YA YÜRÜYÜŞ BAŞLATTI
DHA’nın aktardığına göre, kendilerini maden ocağına kilitleyen 500 işçinin eylemi 20 Kasım’dan bu yana sürerken, yaklaşık 400 işçi eylemin 9’uncu gününde bugün Çayırhan’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. İşçilerin yürüyüşü jandarmanın güvenlik önlemleri altında sürüyor.
Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) ile MADEN-İŞ Sendikası’ndan yapılan ortak açıklamada, “Enerji Bakanımız Sayın Alparslan Bayraktar ve bakanlık yetkilileri ile 2 gün önce yaptığımız görüşmede bu özelleştirmeye neden karşı olduğumuzu, üyelerimizin ve bölge halkının taleplerini ayrıntılarıyla aktarmıştık. Dün bakanlık yetkilileri bizleri arayarak, taleplerimizi dikkate aldıklarını bu doğrultusunda şartnamede bazı düzenlemelere gidileceğini, ancak özelleştirmenin iptal edilmeyeceğini ilettiler. Enerji Bakanlığımızın yapacağı değişiklikler maalesef, varlık satışını iptal etmeden işçilerimizin geleceğini garanti altına almamaktadır. Bu nedenle, işçilerimize gereken güvencenin verilmediği, varlık satışının iptal edilmediği bu özelleştirmeye karşı, yer altında ve yer üstünde son derece zor şartlarda günlerdir hak mücadelesi veren işçilerimizle birlikte Ankara’ya Hazine ve Maliye Bakanlığı’na gidiyoruz” denildi.
‘DEVLET ALTINDA ÇALIŞMAK İSTİYORUZ’
Anka’nın aktardığına göre oğlu madende çalışan anne Hatice Kaya, “Bugün halkımıza ve işçilere destek için buradayım. Ben oğlumu yer altına yollarken her gün ağlıyorum. Bugün duyduk ki sonuç kalmamış. Biz devlet altında çalışmak istiyoruz, şahıslara kazandırmak istemiyoruz. Devletimizin gölgesi altında, nasıl biz onu yalnız bırakmadıysak o da bizi yalnız bırakmasın” dedi.
‘İNSAN GİBİ YAŞAMAK, İNSAN GİBİ KALMAK İÇİN’
Bir maden işçisi de “Biz karşı taraftan iyi bir yanıt alamadık. Pozitif birşey gelmedi. Biz de yürüyüş kararı aldık. Direnişimizin bugün dokuzuncu günündeyiz devam da edeceğiz yanıt alana kadar. Şu an Beypazarı’na doğru yürüyoruz. Biz özelleştirme veya varlık satışı istemiyoruz. İnsan gibi yaşamak için, insan gibi kalmak için, ailemiz için, geleceğimiz için yürüyüşe çıktık. Biz sadece varlık satışının durdurulmasını ve devlette çalışmaya devam etmek istiyoruz” diye konuştu.
TES-İŞ Şube Başkanı Sinan Türkel, “Biz varlık satışının iptali içine eylem yapıyoruz. Ama bir sonuç alamadık. En sonunda bizi yollara düşürdüler. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hakkımız olanı almaya çalışacağız” dedi.
‘ÖZEL SEKTÖRÜN İNSANLARA DEĞER VERMEDİĞİNİ BİLİYORUZ’
TES-İŞ Çayırhan Şube Başkan Yardımcısı ve maden işçisi Hüseyin Aydınlıoğlu da özelleştirme istemediklerini ifade ederek şöyle konuştu:
“Santralimizi satıyorlar, varlık satışı ile satıyorlar. Zaten biz 20 yıl özelde çalışmışız. Özel sektörün ne zorlu şartlar altında işçileri çalıştırdığını biliyoruz. İnsanlara değer vermediğini biliyoruz. İstemiyoruz bunu. Sekiz gündür eylemimizi devam ettiriyoruz, olumlu sonuç alamadık ve yürüyüş başlattık. Sonuna kadar, olumlu cevabı alana kadar devam edeceğiz. Sermayeye hizmet etmek istemiyoruz, devlete hizmet etmek istiyoruz.”
Bir grup madencinin hâlâ yer altında olduğunun altını çizen Maden-İş Şube Başkanı Talih Kocabıyık ise “Bir grup da hala yer üstünde. Geri kalan da buradayız. Bizi bu yollara düşürdüler. Haksız bir mücadelemiz yok. İhalenin iptalini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘YETER Kİ BURASI BİZİM OLSUN’
Maden işçisi Ali Kocadağ da şunları söyledi:
“Biz direnişin dokuzuncu günündeyiz. İş sağlığı güvenliği açısından durumumuz iyi. Biz 20 yıl özel şirkette çalıştık orada güveliğimiz iyi değildi ve sonuçlarını da hepimiz biliyoruz. Bizim de çoluk çocuklarımız burada çalışacak bu yüzden özelleştirme istemiyoruz. Hiç maaş almasam da yeter ki burası bizim olsun bizde kalsın. Biz burda halkız, direnişe devam edeceğiz. Şafak 110 kilometre, direnişe devam.”
İHALE TARİHİ ERTELENDİ
Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme Dairesi Başkanlığı, Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmesine ilişkin ihalede son teklif verme tarihini 4 Aralık 2024’ten 4 Mart 2025’e uzattı. Özelleştirme Dairesi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Çayırhan Termik Santrali ve santrale kömür temin eden maden sahalarının özelleştirilmesine ilişkin ihale ilanı 17 Eylül 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış ve ihalede son teklif verme tarihi 4 Aralık 2024 olarak belirlenmiştir. İdaremiz söz konusu özelleştirme işleminin etkin, verimli, şeffaf ve hukuka uygun bir şekilde yürütülmesine azami özeni göstermektedir. Kamuoyunda gündeme getirilen hususlar da dikkate alınarak; ihaleye konu alanların gözden geçirilerek tekrar değerlendirilmesi, çalışanlarımızın taleplerinin incelenerek değerlendirilmesi amacıyla söz konusu ihalede son teklif verme tarihi 4 Mart 2025 Salı günü saat 18.00’e kadar uzatılmıştır” denildi.
İŞÇİLER BEYPAZARI’NDA GECE NÖBETİNDE
Ayrıca; özelleştirme ihalesi duyurusuna karşı çıkan işçilerin eylemi sürüyor. Bugün, Çayırhan Termik Santrali’nden Ankara’ya yürüyüşe geçen çok sayıda işçi, yaklaşık 7 saatte Beypazarı ilçesine ulaştı.
Beypazarı’na kadar yürüyen işçiler kapalı pazar alanında yürüyüşlerine ara verdi. İşçiler ilçedeki kapalı pazar yerinde bekleyişlerini sürdürüyor. Pazar yerine işçilerin ısınması için seyyar sobalar kurulurken işçilerin buradaki bekleyişine aileleri de destek oluyor. Esnaflar ve vatandaşlar da sık sık işçileri ziyaret ediyor.
‘BU DİRENİŞE SONUNA KADAR DEVAM EDECEĞİZ’
Bekleyişlerini sürdüren işçiler süreci değerlendirdi. “Ekmek davamızın, mücadelemizin dokuzuncu günü. Biz bu direnişe sonuna kadar devam edeceğiz” diyen maden işçisi, şöyle konuştu:
“Bu konu ile ilgili sendikamız arkamızda. Amacına ulaşana kadar direnmeye onlar bize, biz de onlara söz verdik. Bizim kimseyle meselemiz yok. Olay siyasi değil. Herkesin burada toplanma sebebi ekmek davası, ekmek mücadelesi. Dokuz gündür evimize biz sınırlı saatlerle gidebiliyoruz. Sekiz saat iş yerimizde yürütmekte zorunlu olduğumuz işi yürütüyoruz, akabinde oturma eylemimize soğukta devam ediyoruz. Yanan ateşlerin başında ısınmaya çalışıyoruz. Önümüz ısınıyor, arkamız donuyor. Zor şartlarda mücadele ediyoruz. Beslenmemiz konusunda bölge esnafımız ve halkımız destek oluyor. Ama evde yediğimiz sıcak yemek gibi olmuyor. Anlayacağınız mücadelemiz gerçekten zor, zor şartlar altında geçiyor. Ama biz mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz. Çocuklarımızdan, ailemizden ayrı kalarak onlar için mücadele ediyoruz. Biz bu mücadeleyi kazanırsak ailelerimiz rahat edecek. Bizim iş yerimiz, sahip çıkmaya çalışıyoruz. Buradan devlet büyüklerimize sesleniyoruz. Umarım daha duyarlı olurlar. Bu konuyla ilgili ‘işçinin taleplerini dikkate alacağız, değerlendireceğiz’ şeklinde değil de özelleştirmeyi, varlık satışını iptal etme yönünde daha olumlu düşünüp, daha olumlu kararlar alırlar. Temennimiz bu yönde. Görsünler mücadelemizi, çektiğimiz zorlukları ona göre umarım olumlu bir karar çıkar.”
‘HAKKIMIZI ALANA KADAR DEVAM EDECEĞİZ’
“Varlık satışına hayır, karşıyız” diyen bir başka işçi ise özelleştirmenin getireceği zorluklara dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Daha önce özelleştirmeleri yaşadık. CİNER’de gördük. İhbarlarımızı bile alamadık. İş kazaları sık oldu, çalışma şartları daha ağırdı, işçi çıkarışları oldu ama alışları olmadı. Hakkımızı vermediler hiçbir zaman. Satışa hayır, durmak yok yola devam, sonuna kadar hakkımızı arayacağız, kış şartları, soğuklar bizi engelleyemez. Buraya gelen şirketler bizi hep kandırıyor. O yüzden satışa hayır, sonuna kadar devam diyoruz. Hakkımızı alana kadar devam edeceğiz.”
‘SONUNA KADAR DİRENECEĞİZ’
Bir başka işçi de, “Özeldeyken biz çalıştık. Şu anki çalıştığımız diğer kömür işletmelerine göre emniyetimiz, güvenimiz her şeyimiz var. Onun için özelleşmeyi istemiyoruz. Özelleşmeyi istemiyoruz. Şartlarımız bundan çok çok kötüydü özeldeyken. Özelleşmeyi istemiyoruz. Özelleştirmeyi güvenlik açısından, her açıdan istemiyoruz. Yolumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Özelleştirmeye hayır. Sonuna kadar direneceğiz” diyerek kararlılıklarını vurguladı. Direnişteki santral işçisi ise, “Şirketimizin, üretilen enerjinin, çıkartılan kömürün devletimize kalmasını istediğimizden özelleştirmeyi istemiyoruz. Bu gelirin tamamen devletimizin kasasına girmesini istiyoruz.” dedi.