Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Veryansın Tv yayınında yaptığı açıklamalarda TÜBİTAK heyetinin hazırladığı Ovacık Altın Madeni raporunda ülke için risklerin dikkate alınmadığını belirten ve rapordaki hatalara dikkat çeken Çevre Mühendisi akademisyen Dr. Enver Yaser Küçükgül’e yanıt verdi.
Naci Görür’ün açıklamasını, Halk Tv yazarı Serpil Yılmaz, “Altın, Bilim İnsanlarını da İkile Ayırdı” başlıklı yazısıyla aktardı. Buna göre, raporun kapağında “yürütücü” olarak imzası olan Prof. Dr. Naci Görür “Ben sadece organizatördüm, kurulda yer alan bilim insanları uzmanlık alanlarında rapor hazırladılar” diye konuştu.
Maden, işletme ve izabe konularında seçilen bilim insanlarının uzman kişiler olduğunu söyleyen Naci Görür, “Benim bu rapora dahilim daha çok koordinatörlük anlamında olmuştur. Elbette ki rapor sonuçları benimsediğim ve kabul ettiğim bir çalışmadır. Raporda belirtildiği gibi, araştırmaya tabii tutulan maden işletmesi ulusal ve uluslararası kalite standart ve ileri teknolojilere haizdir” dedi.
‘RAPOR SONUÇLARI BENİMSEDİĞİM VE KABUL ETTİĞİM BİR ÇALIŞMADIR’
Naci Görür’ün açıklamasının tamamı şöyle:
Konu daha çok çevre ile ilgili olduğundan bu konuda ülkemizin ileri gelen, uluslararası ortamda tanınan Prof. Dr. Derin Orhon da yer almıştır. Maden, işletme ve izabe konularında seçilen bilim adamları da son derece uzman ve seçkin kişilerdir. Her bilim adamı kendi konusunda çalışma ile ilgili inceleme ve görüşlerini bir rapor halinde ortaya koymuştur. Benim bu rapora dahilim daha çok koordinatörlük anlamında olmuştur. Elbette ki rapor sonuçları benimsediğim ve kabul ettiğim bir çalışmadır. Raporda belirtildiği gibi, araştırmaya tabii tutulan maden işletmesi ulusal ve uluslararası kalite standart ve ileri teknolojilere haizdir. Rapor tamamlandıktan sonra Ankara’ya gönderilmiş ve TÜBİTAK Bilim Kurulu’nda onaylandıktan sonra Başbakanlığa sunulmuştur.
‘NATO TARİHİNDE İLK KEZ DEPREM KONUSUNDAN HİZMETLERİMDEN DOLAYI NATO BİLİM ÖDÜLÜ VERDİ’
Son yazınızda 2004 yılında şahsıma verilen NATO bilim ödülüne değinmektesiniz. Düşündüğünüz nedir onu bilemem ama bu konuda size hakikati anlatmak isterim. 1999 Kocaeli Depremi olduktan sonra aynı yıl TÜBİTAK olarak NATO’ya başvurduk. NATO da tarihinde ilk kez deprem konusunda Marmara Denizi’nde deprem araştırmaları konusunda bizi destekledi. Belirli bir bütçe (100 bin dolar) ayırdı ve kendi üyelerine çağrıda bulunarak Türkiye’ye yardım etmelerini önerdi. Türk Deprem araştırmalarının yönetiminde TÜBİTAK adına yönetici olarak şahsımı seçti. İlk iş olarak 1999 yılında İstanbul da NATO deprem toplantısı yapıldı. Marmara Denizi’nde nelerin yapılması gerektiği kararlaştırıldı. Özellikle Fransa ve İtalya’nın yakın ilgisi ve yardımı ile araştırma konuları belirlendi. TÜBİTAK ve TÜRK DENİZ KUVVETLERİ bu çalışmalarda değişik şekillerde görev aldı. Bu çalışmaların TÜRK tarafının başkanlığını şahsım yaptı. Özellikle 2010 yılına kadar süren bu araştırma sürecinde NATO bana tarihinde ilk kez deprem konusunda hizmetlerimden dolayı NATO BİLİM Ödülü’nü verdi.
Benim dışımda Boğaziçi Üniversitesi’nde (Prof.Dr. Mustafa Erdik) kimi arkadaşlarım da bu ödüle layık görüldü. Ödül verildiği zaman herhangi bir tören yapılmadı ve ödül Harbiye’de ki Askeri Müzede bizim deprem posterleri önünde NATO Genel Sekreteri tarafından verildi. Benim bildiğim sadece bu. Deprem konusunda insanlarımı uyarmak, farkındalık yaratmak ve kimse ölmesin diye yıllarca çırpınmama ve çalışmama rağmen bu tür söylemlerle karşı karşıya kalmak doğrusu beni çok üzdü.”
NE OLMUŞTU?
Erzincan İliç’teki yabancı ortaklı Anagold Madencilik isimli şirketin siyanürle altın çıkardığı madende, 13 Şubat 2024 tarihinde toprak kayması meydana geldi ve 9 işçi göçük altında kaldı.
Yaşanan felaket, siyanürlü madenin yol açacağı felakete karşı verilen mücadeleyi ve Veryansın Tv’nin “Türkiye’nin Çernobil’ine” dikkat çeken haykırışlarını akıllara getirdi. İki senedir mücadele eden Veryansın Tv programcıları, felaketten aylar önce İliç’teki ‘zehir’ havuzunun önünde açıklama yapmış ve Bingöl-Yedisu fay zonunun fay haritasını göstererek deprem tehlikesine dikkat çekmişti.
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür’e defalarca kez seslenilmiş ve İliç’teki tehdide ilişkin açıklama yapmasını istemişti.
Türkiye, İliç’te yaşanan faciayı konuşurken Veryansın Tv Genel Yayın yönetmeni Erdem Atay, TKP Çeşme Belediye Başkan adayı ve Çevre Mühendisi akademisyen Dr. Enver Yaser Küçükgül ile iki hafta önce “Türkiye’ye altın vuruş! Madenler nasıl peşkeş çekildi?” başlıklı bir program yapmıştı.
Dr. Enver Yaser Küçükgül’ün programının ardından, Prof. Dr. Naci Görür’ün “TUBİTAK Proje Yürütücüsü” olarak altında imzası olan “Ovacık Projesi Çevre Faaliyetleri İncelemesi ve Strateji Raporu” da gündem konusu olmuştu. TUBİTAK heyetinin hazırladığı Ovacık Altın Madeni raporunda ülke için risklerin dikkate alınmadığı belirtilmiş ve siyanürlü altın madeni felaketleri hatırlatılmıştı.
Ovacık Altın Madeni raporunun altında imzası olduğu gerekçesiyle eleştirilen Prof. Dr. Naci Görür’den açıklama gelmişti. Görür, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Arkadaşlar, birçok kendini bilmez daha neyin ne olduğunu anlamadan dinlemeden ‘mal bulmuş mağribi’ gibi üzerine atlayarak beni suçlamaya başladılar” ifadelerini kullanmıştı.
Veryansın Tv’de Erdem Atay’la bir canlı yayın daha yapan Dr. Enver Yaser Küçükgül, Görür’ün sözlerine yanıt vermişti. Küçükgül, Naci Görür’ün açıklamalarını talihsiz buldğunu belirterek “‘Mal bulmuş mağribi’ benzetmesi de yersiz bir deyim. Biliyorsunuz, ‘mal bulmuş mağribi’, ‘büyük bir zenginliğe kavuşmuşçasına sevinen’ demek. Biz burada zenginliklerimizin nasıl kaybedildiğini üzülen bir kesim olarak, üzüntü içerisinde olduğumuzu söyleyeyim” demişti. Naci Görür’ün 1999’da Ovacık’ta altın madenine onay veren TÜBİTAK raporunu Ecevit Hükümeti’nin isteğiyle hazırladığını hatırlatan Küçükgül, rapordaki hatalara dikkat çekmişti.
nato hangi sıfatla ne desteği vermiş? ayrıca natodan ödül almak kıvanç değil naci görür top sakal yerine badem bıyık bırakın.