İzmir’in Çeşme ilçesi Ildır Mahallesi’nde dün başlayan ve gece boyunca karadan müdahale edilen yangına, günün ilk ışıklarıyla havadan müdahale yeniden başladı.
İzmir’in Çeşme ilçesinde çıkan orman yangınına ekiplerin müdahalesi devam ediyor.
Ildır Mahallesi’ndeki yangını söndürme çalışmaları gün boyu devam etti. Havanın kararmasıyla karadan müdahale sürüyor.
Jandarma ekipleri, Ildır Mahallesi’ndeki alevlerin evlere yaklaşması nedeniyle bazı konutları tahliye etti.
Yangın, dün Ildır Mahallesi’ndeki tarım alanında başlayıp ormana sıçramıştı.
Yangın sebebiyle 3 mahalle boşaltılmıştı.
ÇEŞME’DEKİ ORMAN YANGINI DRONE İLE HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ
İzmir’in Çeşme ilçesinde tarım arazisinde çıktıktan sonra ormana sıçrayan yangın, rüzgarın da şiddetiyle geniş bir alana yayıldı. Gece boyunca devam eden yangının neden olduğu zarar, gün aydınlanınca ortaya çıktı. Yangın bölgesi drone ile görüntülendi. Öte yandan, havanın aydınlanmasıyla birlikte havadan müdahale yeniden başladı.
Yapılan son açıklamaya göre; yangın nedeniyle trafiğe kapatılan İzmir-Çeşme Otoyolu yeniden ulaşıma açıldı.
ÖDEMİŞ’TE ORMAN YANGINI
Dün, Tosunlar Mahallesi Manastır mevkisinde başlayan ve yerleşim yerlerine sıçrayan yangını kontrol altına alma çalışmaları gece de devam etti.
Havanın aydınlanmasıyla hava unsurları da alevlerle mücadeleye destek verdi.
Çalışmalar, İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı 2 uçak, 9 helikopter, 35 arazöz, 9 su ikmal aracı ve 4 dozer ile yürütülüyor.
Tosunlar ve Suçıktı mahallelerinin ardından Köseler Mahallesi de tedbir amacıyla tahliye edildi. Tosunlar Mahallesi’nde birçok ev zarar gördü.
81 YAŞINDAKİ YATALAK KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Suçıktı Mahallesi’nde alevler 81 yaşındaki İbrahim Erkan’ın evine sıçradı. Evde yalnız olan yatalak Erkan yangında hayatını kaybetti.
Ödemiş’in Tosunlar Mahallesi Manastır mevkisindeki ormanlık alanda dün yangın çıkmış, ihbar üzerine bölgeye İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ve itfaiye ekipleri sevk edilmişti. Rüzgarın da etkisiyle hızla yayılan yangın, Suçıktı Mahallesi’ne ulaşmış, Tosunlar ve Suçıktı mahalleleri tedbir amaçlı tahliye edilmişti.
HAYVANLAR KAMYONLARLA TAHLİYE EDİLDİ
Sabah saatlerinde tahliye edilen Köseler Mahallesi’ndeki büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar kamyonlarla bölgeden alınarak Ödemiş ilçesindeki canlı hayvan pazarına götürdü.
Öte yandan, rüzgarın etkisiyle hızla büyüyen yangın nedeniyle Üzümlü ve Ortaköy mahalleleri de tahliye edildi. Vatandaşlar araçlarını ve eşyalarını alarak bölgeden uzaklaştı.
Rüzgarın etkisiyle hızla büyüyen yangın, zeytinlikleri aşıp bugün Üzümlü Mahallesi’ndeki evlere ulaştı. Burada evlere zarar veren alevler, ağıllar, ahırlar ve evleri kullanılamaz hale getirdi.
Jandarma ekiplerince hızla tahliye edilen Karadoğan Mahallesi’nde de birçok ev ve ahır ile bahçeler zarar gördü.
Vatandaşlar kamyonlara yükledikleri hayvanlarını bölgeden uzaklaştırmaya çalıştı. Bazı kişilerin küçükbaş hayvanlarını traktörlerinin arkasında, bazılarının da sürüyerek götürdüğü görüldü. Yaşlı kadınlara jandarma ekipleri ve vatandaşlar yardım ederken, çok sayıda kişi ev eşyalarını araçlarıyla bölgeden uzaklaştırmaya çalıştı.
Alevlerin hızlı bir şekilde yayılması nedeniyle hayvanlarını ahırlardan çıkaramayan bazı vatandaşlar ise ellerindeki hortumlarla alevleri engelleye çalıştı.
Şiddetli rüzgarın etkili olduğu bölgede yangın Yeniköy Mahallesi’ni de tehdit etmeye başladı.
Dün Ödemiş’in Tosunlar Mahallesi Manastır mevkisindeki ormanlık alanda yangın çıkmış, ihbar üzerine bölgeye İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ve itfaiye ekipleri sevk edilmişti. Rüzgarın da etkisiyle hızla yayılan yangın, Suçıktı Mahallesi’ne ulaşmış, Tosunlar ve Suçıktı mahalleleri tedbir amaçlı tahliye edilmişti.
ÖDEMİŞ’TEKİ YANGINDA ORMAN İŞÇİSİ İBRAHİM DEMİR ŞEHİT OLDU
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ödemiş ilçesindeki yangında orman işçisi İbrahim Demir’in “Yeşil Vatan”ı korumak için mücadele verirken şehit olduğunu bildirdi.
Yumaklı, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
“Orman işçimiz İbrahim Demir, İzmir’in Ödemiş ilçesindeki yangında Yeşil Vatan’ı korumak için mücadele verirken şehit olmuştur. Yeşil Vatan’ı canı pahasına savunan kardeşimize Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabır diliyorum. Orman camiamızın ve milletimizin başı sağ olsun. Aynı yangın bölgesinde yaralanan şoför Ragıp Şahin kardeşimize de acil şifalar diliyorum.”
Gazeteci Korcan Karar’ın kamerasından İzmir’deki orman yangını:
BUCA’DA 2 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Zafer Mahallesi’ndeki ormanlık alanda yangın çıktığı ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne ait 3 uçak, 3 helikopter, 16 arazöz, 3 su ikmal aracı ve dozer sevk edildi.
Ekiplerin yangını kontrol altına almak için müdahalesi sürüyor.
Havanın kararmasıyla gece görüşlü helikopterler söndürme çalışmalarına katıldı. Bölgede etkili olan rüzgar nedeniyle ekipler çalışmalarını güçlükle sürdürürken söndürme çalışmalarına vatandaşlar da destek veriyor.
Yangına müdahale ederken dumandan etkilenen 3 orman işçisi bölgedeki ambulanslarda tedavi altına alındı.
İzmir-Aydın Otoyolu, Kaynaklar ve Gişeler mevkisinden itibaren çift taraflı trafik akışına kapatıldı. Ayrıca Gaziemir-Torbalı kara yolu Kısıkköy kavşağında araçların geçişine izin verilmiyor.
Bu bölgede TOMA’lar da yangına müdahale etmeye başladı.
Öte yandan yangına, Zafer Mahallesi Olduruk mevkisinde yapımı devam eden inşaatta kullanılacak demirlerin spiral makinesiyle kesilmesi sonucu çıkan kıvılcımların neden olduğu öğrenildi.
Bu esnada kıvılcımların önce bölgede biriken çöplüğe, oradan da ormanlık alana sıçradığı belirtildi.
Jandarma yangına sebep olduğu gerekçesiyle 2 şüpheliyi gözaltına aldı.
İZMİR VALİSİ ELBAN YANGINLARIN ÇIKIŞ NEDENİNİ AÇIKLADI
Alanda inceleme yapan İzmir Valisi Süleyman Elban, devam eden yangınlara ilişkin açıklama yaptı.
Elban, dün öğle saatlerinde Ildır’da başlayıp 3 köyü etkileyen Çeşme’deki orman yangınının hala devam ettiğini belirterek, “Yangın, otobanın olduğu bölgeye sıkıştırılmış durumda. Eğer bu bölgeyi bitirirsek orman yangınını da söndürmüş ve soğutma çalışmalarına başlamış olacağız. Dün yangın başladığı andan itibaren 3 köyümüzü tahliye ettik, bazı siteleri tahliye ettik. Çok şükür, bir can kaybımız, yaralımız yok” diye konuştu.
‘ÇOK KISA BİR ZAMAN İÇİNDE KONTROL ALTINA ALINABİLİR’
Yangına havadan ve karadan müdahalenin devam ettiğini aktaran Vali Elban, şöyle konuştu:
“Ancak yangınla ilgili en büyük sorun, saatte 85 kilometreye ulaşan rüzgarın etkisiyle hem yangın çok hızlı yayılıyor hem de düzensiz rüzgar estiği için sürekli yön değiştiriyor. Dolayısıyla da havadan ve karadan müdahale konusunda, hem hızlı yayıldığı için hem de yön değiştirdiği için mücadele ciddi manada zor. Ama bütün bunlara rağmen, hem havadan hem karadan tüm arkadaşlarımızın yoğun çabasıyla yangın otobanın olduğu bu bölgeye sıkıştırılmış durumda. Çok kısa bir zaman içerisinde, ‘Yangın artık kontrol altına alındı’ ile ilgili haberi vermeyi planlıyoruz.
Bulunduğumuz otoban alanı trafiğe kapatılmış durumda. Zannediyorum ki çok kısa bir süre içerisinde otobanı da trafiğe açacağız. Kısa süre içerisinde buradaki yolu da trafiğe açmayı planlıyoruz. Yangına gün içerisinde 9 uçak ve 22 helikopterle, hem Çeşme yangınımıza hem de aktif olan yangınımız olan Ödemiş yangınımıza müdahalemiz devam ediyor. 1.100 civarında kara aracı ile mücadelemiz devam ediyor. Yaklaşık 8 günden beri ilimizin çeşitli bölgelerinde devam eden yangınlar dolayısıyla, hem karadan hem de havadan arkadaşlarımız kesintisiz, yoğun bir şekilde mücadele veriyorlar. Dolayısıyla onlar da bu yangının en kısa sürede söndürülmesi noktasında çaba içerisindeler.
‘İNSAN YA DA SABOTAJ KAYNAKLI YANGINIMIZ YOK’
Ildır’da başlayan dünkü yangınmız, gece 21.30 itibarıyla Ödemiş’te başlayan yangınımız ve hafta sonu Seferihisar’da, daha önce Foça, Aliağa’daki yangınlarımızın tamamı elektrik hatlarından kaynaklı olarak başladı. Yani elektrik hatlarından çıkan kıvılcımlar, hemen yakınındaki otları tutuşturup, onlar da kısa süre içerisinde etrafa ve ormana yayıldı. Dolayısıyla yangınlarımızla ilgili insan kaynaklı ya da sabotajdan kaynaklı yangınımız yok. Hem Ödemiş hem Çeşme hem Seferihisar hem de Foça’daki yangınımız, elektrik hatlarından kaynaklı olarak çıkmış durumda.”
İzmir Valisi Süleyman Elban, Ödemiş’de dün saat 21.30’da başlayan yangınla ilgili de bilgi vererek, Ödemiş’te 2 köyü hızlıca tahliye etmek için çaba sarf ettiklerini, Suçıkan köyünde 37 vatandaşın mahsur kaldığını, ekiplerin yoğun çabasıyla 37 vatandaşın tahliyesini sağladıklarını anlattı.
Elban, “Ancak ailesi, 81 yaşında olan bir yaşlı amcamızı, kendisi de çıkamadan yangın yerinden uzaklaştığı için, biz 37 vatandaşımızı tahliye ettikten sonra o eve vardığımızda maalesef 81 yaşındaki amcamızın dumandan etkilenerek vefat ettiğini gördük. Kendisine de Allah’tan rahmet diliyoruz. Ödemiş’teki yangın da henüz kontrol altına alınmış değil, ancak o yangınla ilgili de bir noktaya iyice baskılanmış durumda. İnşallah orada da havadan ve karadan yapılan müdahalelerle, en kısa zamanda onunla ilgili de sizlere iyi haber vermeyi bekliyoruz” diye konuştu.
‘EN KISA SÜREDE GÜZEL HABERİ VERMEYİ TEMENNİ EDİYORUM’
Bütün ekiplerin, yoğun bir gayretle, orman yangınlarıyla mücadele konusunda olağanüstü bir mücadele verdiklerini söyleyen Vali Elban, “Çok büyük gayret, fedakarlık gösteriyorlar. Birkaç gündür uyumayan arkadaşlarımız var. Ben onların emeklerine, yüreklerine, hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum. Gösterdikleri gayret ve uyum içinde, onların bu emeğinin ve alın terinin karşılığı olarak da sizlere en kısa sürede güzel haberi vermeyi temenni ediyorum. Hepimize geçmiş olsun” ifadelerini kullandı.
GDZ ELEKTRİK’TEN ‘YANGIN’ AÇIKLAMASI
İzmir Valisi Süleyman Elban’ın Çeşme, Seferihisar, Ödemiş ve Foça’daki yangınların elektrik hatlarından kaynaklı olduğunu söylemesinin ardından GDZ Elektrik Dağıtım, “Sahada gerçekleştirilen ilk değerlendirmelere göre bölgemizdeki yangınların elektrik hatlarından çıktığına dair somut bir bulgu bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Ülkemizde etkisi devam eden orman yangınları hepimizi derinden üzmüştür. Yangınlarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyor; acımızı paylaşan tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Kamuoyuna yansıyan bazı haberlerde, yangınların elektrik kaynaklı olduğuna dair iddialara yer verildiği görülmektedir. Öncelikle kesin bir şekilde ifade etmek isteriz ki, sahada gerçekleştirilen ilk değerlendirmelere göre bölgemizdeki yangınların elektrik hatlarından çıktığına ilişkin somut bulgu bulunmamaktadır.
Elektrik kaynaklı yangınlar, yalnızca yaz aylarında oluşabilecek olaylar değildir. Ancak yaz aylarında, sıcaklıkların çok arttığı, nem oranının düştüğü ve yüksek hızlı rüzgarların olduğu dönemlerde yangın riski her zamankinden fazladır. Bu durum, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi özellikle Akdeniz kuşağı ülkelerinde ve ülkemizde, bu dönemlerde gözlenen hava koşullarındaki ciddi değişimin bir sonucudur.
Bu sebeple, son bir haftada ülkemizde ve komşu ülkelerde havanın aşırı ısınması ve nem oranının aşırı düşmesi nedeniyle yüzlerce orman yangını çıkmıştır. Bölgenin elektrik dağıtım altyapı işletmecisi olarak, süreci yakından takip etmekte ve ilgili kurumlarla tam iş birliği içerisinde sahada çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Yangınla cansiperane mücadele eden tüm ekiplere kolaylıklar diliyor, her zaman yanlarında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.”
CEMİL TUGAY: 3 KÖYÜMÜZ CİDDİ ŞEKİLDE YANDI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bölgede kontrol altına alınamayan yangın nedeniyle endişelerini dile getirdi.
Tugay, “Çok korkunç bir durum yaşıyoruz. Durdurulamayan bir yangın var. Üç köy ciddi şekilde zarar gördü. Elimizden geleni yapıyoruz ancak bölgedeki orman tamamen yanıyor. Durumu kahroldukarak izliyoruz” ifadelerini kullandı.
Tugay, sosyal medya hesabından da şu mesajı paylaştı:
“Ödemiş’teki yangında ciğerlerimiz yanıyor, yurttaşlarımızın evleri, ekmek kapısı olan seraları yanıyor. Yangın rüzgarla beraber durdurulamaz bir hâl aldı, 3 köyümüz maalesef ciddi şekilde yandı. Karadan yaptığımız müdahaleyle insanlarımızın canını, malını korumak için çok yoğun çaba sarf ediyoruz, ancak bu bölgemizde daha çok hava desteğine ihtiyacımız var. Çok üzgünüz, tüm imkanlarımızla sahadayız, mücadeleye devam edeceğiz.”
ANTALYA
Öte yandan Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde çıkan orman yangını, ekiplerin havadan ve karadan müdahalesiyle kontrol altına alındı.
Güzeloba Mahallesi’ndeki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
İhbar üzerine bölgeye Antalya Orman Bölge Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri sevk edildi.
Yangına havadan ve karadan müdahale edildi.
Ayrıca, bölgeye yönlendirilen Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ve iş makineleri de söndürme çalışmalarına destek verdi.
Yangın nedeniyle çevrede yaşayan bazı vatandaşlar tedbir amaçlı tahliye edildi.
Söndürme çalışmalarına vatandaşlar da destek verdi.
Yangından ormanlık alandaki bazı hayvanlar da etkilendi. Ekiplerin çalışmasının ardından yangın kontrol altına alındı.
Bölgede soğutma çalışmaları devam ediyor.
İSTANBUL
Sultangazi’de ormanlık alanda yaklaşık 3 saat süren yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü.
Zübeyde Hanım Mahallesi’nde bulunan Hacı Bektaş-ı Veli Kent Ormanı’nda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ile İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri sevk edildi.
Ekipler, ormanda piknik yapanları buradan ayrılmaları için anonsla uyardı.
Sıcak hava ve rüzgarın etkisiyle kısa sürede büyüyen yangın Orman Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda, 12 istasyondan 24 araç ve 82 personelle yürütülen çalışmalar sonucu kontrol altına alındı.
Bölgedeki soğutma çalışmalarının ardından yaklaşık 3 saat süren yangın söndürüldü.
VALİ GÜL’DEN VATANDAŞLARA ‘KURALLARA RİAYET EDİN’ UYARISI
İstanbul Valisi Davut Gül, olay yerine gelerek incelemelerde bulundu, yangına ilişkin yetkililerden bilgi aldı.
Daha sonra basın mensuplarına açıklama yapan Gül, saat 12.45 sıralarında Sultangazi Kent Ormanı’nda insan hatasından kaynaklı yangın çıktığını söyledi.
Yaklaşık 12 dakika içerisinde ekiplerin yangına müdahale ettiğini belirten Gül, “Şu an itibarıyla yaklaşık 10 dekarlık alanda yangın etkili oldu. Geçmiş olsun diyorum.” ifadelerini kullandı.
Vali Gül, yangının çıkış nedeninin sorulması üzerine, “Henüz çok yeni, sebebi belli değil. Ama genel itibarıyla yangınların hemen hemen tamamına yakını bir şekilde ya piknik sebebiyle ya farklı sebeplerle ortaya çıkıyor. Sebebi daha sonraki süreçte belli olduğunda sizlerle paylaşacağım.” dedi.
“Helikopter desteği olacak mı?” sorusu üzerine ise Gül, Orman Genel Müdürlüğüyle görüştüklerini, hazırlıkların yapıldığını, ihtiyaç halinde havadan müdahale yapılabileceğini kaydetti.
Gül, vatandaşlara seslenerek, şunları söyledi:
“Vatandaşlarımıza uyarımız, kontrollü piknik alanları hariç diğer yerlere, ormanlara zaten giriş çıkışlar yasaklandı, bunlara riayet etmeleri. Kontrollü piknik alanları ki burası da onlardan bir tanesi. Özellikle ateşle ilgili ve buna benzer tedbirlerle ilgili olabildiğince üst düzeyde hazırlıkların, tedbirlerin yapılması. Yangın çıktıktan sonra söndürülmesi çok zor. Dolayısıyla da bize düşen yangının çıkmasını engellemek, o tedbirleri almak. Aslında piknik yaparken girilmeyecek yerlere girmediğimizde, ateşten uzak durduğumuzda, yangın da çıkmamış oluyor.”
MERSİN’DE ORMAN YANGINI
Mersin’in Gülnar ilçesi Saray Mahallesi’ndeki çöplükte henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
Rüzgarın etkisiyle alevler ormanlık alana yayıldı.
İhbar üzerine bölgeye, Orman İşletme Müdürlüğü personeli, Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri, 2 söndürme helikopteri, 15 arazöz ve 3 su tankı yönlendirildi.
Ekiplerin havadan ve karadan müdahalesiyle yangın kontrol altına alındı.
MUĞLA
Menteşe ilçesi Yeşilyurt Mahallesi’ndeki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
İhbar üzerine bölgeye Muğla Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı hava ve kara araçları sevk edildi.
Havadan 4 helikopter ile çok sayıda arazöz, iş makinesi ve Muğla Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahale ettiği yangın kontrol altına alındı.
Yangında 2 hektar ormanlık ve makilik alan zarar gördü.
Ekiplerin bölgede soğutma çalışması sürüyor.
KIRKLARELİ
Pınarhisar ilçesinin Karıncak köyü yakınlarında buğday ekili alanda henüz bilinmeyen nedenle yangın çıktı.
Yangın kısa sürede bölgedeki ağaçlık alana sıçradı.
İhbar üzerine bölgeye Orman İşletme Müdürlüğü, itfaiye, İl Özel İdaresi ve AFAD ekipleri sevk edildi.
Yangına 2 yangın söndürme uçağı da müdahale etti.
Askeri personel de ekiplerin söndürme çalışmalarına destek verdi. Vatandaşlar, anız alanlarını traktörle sürerek yangının yayılmasını engellemeye çalıştı.
Havadan ve karadan müdahale edilen yangın, yaklaşık 5 saatlik çalışma ile kontrol altına alındı.
Ekiplerin çalışmasıyla söndürülen yangında 300 dekar tarım arazisi ile 200 dekar ağaçlık alan zarar gördü.
UŞAK
Eşme ilçesinde Balabancı köyü yakınlarında bir tarım arazisinde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
İhbar üzerine bölgeye, 2 helikopter, Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı 9 arazöz, Uşak ve Eşme belediyelerine bağlı 4 itfaiye aracı, Uşak Valiliği İl Özel İdaresi bünyesindeki 2 iş makinesi ve çok sayıda ekip sevk edildi.
Ekiplerin yaklaşık 7 saatlik çalışmasının ardından yangın kontrol altına alındı.
Biçerdöverin hasat ettiği buğdayın ardından samanları balya yapan makineden çıktığı değerlendirilen yangına ilişkin 2 kişi gözaltına alındı.
Öte yandan Uşak Valisi Naci Aktaş, yangın bölgesine gelerek incelemelerde bulundu.
Aktaş, Denizli Orman Bölge Müdürü Ahmet Köle ve İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Fahri Semiz’den bilgi aldı.
Yangında, 30 hektar meşelik, 20 hektar da zirai alanın zarar gördüğü öğrenildi.
SİLİVRİ
Çanta Balaban Mahallesi’nde, saat 15.00 sularında, kuru otluk alanda başlayan yangın, tarım arazileri ve yerleşim alanlarına yakın bölgedeki ormana sıçradı.
İstanbul Valisi Davut Gül, Silivri’de ormanlık alandaki yangının bir kişinin bahçesinde mangal yaptığı sırada rüzgarın etkisiyle kuru otların tutuşması sonucu başladığını ve yangına neden olan kişinin gözaltına alındığını bildirdi.
Rüzgarın etkisiyle geniş alana yayılan yangına Orman Bölge Müdürlüğü, AFAD ve itfaiye ekiplerince müdahale etti.
Yangın saatler sonra söndürüldü.
BAKAN YERLİKAYA: 3 İLDE 184 KONUT HASAR GÖRDÜ
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından, ülke genelinde meydana gelen yangınlara ilişkin paylaşımda bulundu.
“Ülkemiz genelinde meydana gelen orman yangınlarında, İzmir ilinde 110 konut, 2 iş yeri ve 1 ahır, Bilecik ilinde 69 konut, 3 iş yeri ve 27 ahır, Manisa ilinde ise 5 konut yangın afetinden dolayı ağır hasar gördü.” bilgisini paylaşan Yerlikaya, şunları kaydetti:
“Yangın afetinden etkilenen afetzede vatandaşlarımıza barınma, taşınma ve eşya yardımı kapsamında, İzmir ilimiz için 14 milyon 258 bin 400 lira, Bilecik ilimiz için 5 milyon 745 bin lira, Manisa ilimiz için 1 milyon 600 bin lira olmak üzere toplam 21 milyon 603 bin 400 lira ödeme yapılmıştır. Bilecik ilinde vatandaşlarımızın geçici barınma taleplerini karşılamak amacıyla iki köyde toplam 26 ailenin barınacağı konteyner yaşam alanları oluşturuldu. Konteynerler içinde klima, buzdolabı, yatak, ranza, nevresim takımı, battaniye, mutfak seti, termosifon ve ocak gibi yaşam malzemeleri bulunmaktadır.”
Bilecik’te yangın kontrol altına alındıktan sonra 4 gün içinde konteyner alanlarının kurulumunun altyapısıyla tamamlanarak afetzedelerin konteynerlerine yerleştirilmeye başlandığını belirten Yerlikaya, yangından etkilenenlere “geçmiş olsun” dileklerini sundu.
Kalemiyle Yürüyen Bir Vicdanın Susuşuna Gözyaşı
Bazı insanlar dünyaya söz söylemek için gelir. Bazıları da sözün ta kendisi olur.
O, sözüydü bu ülkenin, söyleyen değil, haykıran hatta; susan değil, susmayı bile yazıya döken, anlatan, konuşan biri; düşünen değil, düşündüren biriydi.
Yalnızca yazan biri değil, yazdıklarıyla titreten, acıtan, uyandıran, kanatan, ağlatan ve şifa veren bir kalemdi.
Şeytanla el sıkışmayı reddeden bir yazarın hikâyesi bu…
Yıl 2001’di, Ben İstanbul’da kalabalıkların uğultusunda, reklamlarla, çarkın dişlilerinde bir vida. Bir taraftan da bir grup duyarlı arkadaş ile Alternatif Düşünce Platformu’nu kurduk, gelecek adına çözüm önerileri arayışındayız; O da Ankara’nın gri günlerinde, bu memleketin geleceği için, geceleri sabahına kavuşturuyor, yazarak, anlatarak bıkmadan…
Telefonla konuştuk, “Bu ülkeyi seviyorsak, tabi ki bir araya geleceğiz, konuşacağız,” demişti.
Hattı kapattığımda sesinin geride bıraktığı uğultuda samimiyet ve çocuksu bir vatan aşkı vardı. Yazılarında da aynı damar atıyordu, toprağın kokusu, Karadeniz’in sert rüzgârı ve bu topraklarda ıslak bir öfke.
Bu Çağın Soylusu’ydu ilk okuduğum eseri, Memleket Hikayeleri, Karanlığa Okunan Ezanlar, Hattı Müdafaa, Köpekleşmenin Tarihi, Amerikan Köpekleri…. Her satırı bozuk düzene bir yumruk, her paragrafı bir ağıt…
Bu dil fazlasıyla sert diyordu yayınevi, kitaplarını yayınlamayı bırakıyordu; Program yaptığı tv kanalları programlarının yayınını durdurıyordu, gerçekleri yüksek sesle söylüyor ve birilerini rahatsız ediyor diye. Gazetelerin sayfası açılmadı ona. Hakkında yüzlerce dava açıldı, mahkemelere gidecek param yok artık demişti bir gün. Kendi YouTube kanalını kurdu, gene rahat vermediler, hakikatin yankısı daraldı ama o hiç susmadı.
Hayatını, hiçbir otoritenin gölgesine sığınmadan yaşadı o. Hiçbir iktidarın eteğine tutunmadı, hiçbir zümrenin alkışına ihtiyaç duymadı. O, bağlanmayanlardan, biat etmeyenlerdendi,
sesi kimseden izin almadan yükselir, kalemi hiçbir yere danışmadan yürürdü, dimdikti, çünkü hiç eğilmemişti.
Onu sevmek kolay değildi, çünkü aynaydı.
Kırık dökük vicdanlarımızı, çarpık düzeni, pas tutmuş ahlâkları, saklanan çürümüşlükleri en sert sözcüklerle yüzümüze vururdu.
Ama onu anlamak isteyen, her satırında bu memlekete duyduğu derin sevgiyi, içli bağlılığı, çığlığa dönüşen yarayı görürdü.
Taşına toprağına, dağlarına, delilerine, köylüsüne, şehrine, gecesine, türküsüne sevdalıydı. Ama işte tam da bu yüzden öfkeliydi, çünkü bu topraklara sahip çıkamadığımıza kahrolurdu. Yeri gelir bağırırdı, söverdi; yeri gelir kısılırdı sesi, gözlerinden kelimeler süzülürdü kimi zaman.
Yalnız bir yürüyüştü onunki ve her dönem yalnız, her dönem dışarıda, ama her daim içimizde bir sızı duyardık her sesine rastladığımızda.
Onun yalnızlığı seçilmiş bir yazgıydı, çünkü hakikatin yalnız yürüyen bir tabiatı vardı bu topraklarda.
Öfkesini hep sevdasından aldı, kelimesi karanlığa direnmek içindi, cümlesi bir yaranın üstüne düşen ateş gibiydi. Sadece siyaset değil, toplumsal çürüme, insanlık hali, ahlaki kayıplar, kültürel çözülüş de onun kaleminin hedefindeydi. Ne bir ideolojiye taptı ne bir partiye, ne bir tarikatın ne bir klikin adamı oldu. Bağımsız, bağlantısızdı; Bir kalemin ne kadar özgür olabileceğini gösteren son nesil kalemlerdendi.
Bir televizyon kanalının stüdyosunda, bir derginin sayfalarında, bir videonun başında gördüğümüzde onun sesiyle sarsılırdık.
Çünkü o sadece konuşmazdı, içini dökerdi.
Ve o iç, bu ülkenin bütün dağlarını, ovalarını, barajlarını, ormanlarını, kaybedilen çocuklarını, susturulan aydınlarını, unutturulmak istenen hatıralarını barındırırdı. Suyunu, taşını, toprağını, Karadeniz’in yaylalarını, Toroslar’daki Ladin ağaçlarını dertlenirdi. Hepsi vatandı çünkü iğneden ipliğe. O yüzden onun sesi öfkeydi, yangındı, bazen de yarım kalmış bir ağıttı.
Onun ölümü sadece bir yazarın vedası değil;
bir sesin, bir vicdanın, bir inatçı direnişin susmasıdır. Ama tam olarak sustu diyemiyorum, çünkü onun sözleri sayfalarda yaşamaya devam edecek. Ancak o metinler, hâlâ bizi utandırıyor, hâlâ düşündürüyor, hâlâ gırtlağımıza bir yumruk gibi oturuyor. Onun tüm kelimeleri hâlâ dimdik ayakta.
Geride bıraktığı kitaplar, yazılar, konuşmalar kadar bir duruşun mirası kaldı bize. Artık biz ve tüm bizden sonrakiler o duruşu taşıyacağız.
Artık biz, eğilip bükülmeden konuşmanın ne demek olduğunu ondan öğrendiğimiz gibi yaşayacağız. Susturulmuşlara, görmezden gelinenlere, unutturulmak istenenlere onun kaleminden cesaretle sahip çıkmalıyız.
Belki de en önemlisi, biz bu ülkeyi ne zaman biraz daha kaybeder gibi olsak, onun gibi bir sesle yeniden silkinmenin, uyanmanın yolunu arayacağız. Kim bilir öyle biri ne zaman gelir ve biz görür müyüz?
Çünkü o sadece yazmadı, bir ülkenin hafızasını tuttu, kalemini vicdanın nabzına dönüştürdü ve en çok da bu memleketin sahipsiz olmadığını, hâlâ sevenlerinin olduğunu hatırlattı hep.
“Benim ancak cesedim susar.” diyordu ve cesedi dahi kalemini tutuyor şimdi. İşte bu yazıyı zannediyor musunuz ki ben yazıyorum; Onun yaktığı ışığın uyanışın istikametinde yol alıyor bu kalem de.
Kelimelerimi seçerken bile elim titriyor, yazmakta zorlanıyorum, çünkü onun gidişi, Türkiye’nin vicdan tellerinden birini kopardı.
Şimdi kitaplarındaki sayfaları açın, rastgele çevirin: kan kokulu öfke, tuz kokulu gözyaşı ve leziz bir memleket sevdası yayılsın odanıza. O satırları kendi sesinizle yüksek sesle okuyun ve bırakın boğazınıza bir şey düğümlensin, bırakın gözleriniz ıslansın…
Çünkü bu toprak, ona sahip çıkamadığımız günlerin utancını da, onu hiç unutmayanların gözyaşını da aynı taşta saklayacak.
Nihat Genç ancak biz ağladığımızda rahat uyuyacak.
Yolu aydınlık, ardı uzun yankılarla dolsun.
Ruhu şad olsun.
RTE çok sever üfürmeyi. Şöyle bir esip gürlesin de, söndürsün yangını.
Ya da Gavs hazretlerini yollayın oraya. Cüppesini üzerine atıp yangını bitirsin.
O da olmazsa yeşil cübbeli evliyalar uçuşa geçip yağmur yağdırsın.
Ya da yangın değil de AKP karşıtı gösteri olduğunu varsayıp yollayın bütün TOMAları ve çevik kuvveti oraya yangına tekme tokat girişsin.
Ya da Ali Erbaş fetva versin, yangına beddua okusun.
O da olmazsa saraydan, yangını kınayan açıklama yapılsın.
Daha da olmazsa beşli çeteye, yangınını söndürdüğünüz yerleri size vereceğiz deyin. Bakın nasıl bitiriyorlar yangını.
Bir şey yapın kardeşim, bir şey yapın. Trene bakar gibi bakmayın!
Takdiri ilahi, ilahi adalet de sorumluluktan kurtul.
Ne kolay yönetim anlayışı.