Yunanistan’ın ‘gayri askeri statüde ve silahsız olması’ gereken adalara asker ve silah yığdığını hatırlatan Cihat Yaycı, “Türkiye’nin zayıf anında Batı Anadolu’yu ele geçirmenin peşindeler” dedi.
Yunanistan, 1923 Lozan ve 1947 Paris antlaşmaları gereği “Gayri askeri statüde ve silahsız olması” koşuluyla devredilen adaları, adım adım askerlerini yerleştirdi ve silahlandırdı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı eski kurmay Başkanı emekli Tümamiral Cihat Yaycı, “Bu adaların silahlandırılması ve askerleştirilmesinin tek amacı vardır, Türkiye’yi tehdittir. Yani, Türkiye’nin zayıf bir anında, dibimizdeki, taş atım mesafesindeki bu adalardan Türkiye’ye taarruz etmek, 1922’de Atatürk’ün sayesinde başaramadıkları Megali İdea (Büyük ideal) çerçevesinde Batı Anadolu’yu ele geçirmektir” dedi.
Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan Cihat Yaycı, şunları kaydetti:
Yunanistan, 23 adanın tamamında bu statüyü bozdu. Normalde bir müfreze jandarma kuvveti asayişi için bulundurabilir. Bunlar da omuzda taşınan tüfek ya da belde taşınan tabanca dışında bir şey bulunduramaz. Gayri askeri statü, çok kuvvetli bir statü. Havaalanı yaparsanız ama gayri askeri statüyü bozmazsınız. Savaş uçağı, hava sahasından geçerse gayri askeri statüyü bozar ama silahlandırılmış statüyü bozmaz. Bir askeri gemi, bu adalara liman ziyareti yaparsa, silahsızlandırılmayı bozmaz. Ama gayri askeri statüyü bozar. Silahsızlaştırılmış bir adaya bir tugay asker koyabilirsiniz. Ama gayri askeri statüdeki bir adaya koyamazsınız.
GAYRİ ASKERİ STATÜ
Türkiye hiçbir zaman bu adalara yönelik bir tehditte, taarruzda, ele geçirme faaliyetinde bulunmamıştır. Diğer yandan, Adalar denizinde Yunanistan’ın karşısında Türkiye’den başka devlet de yoktur. O zaman bu adaların silahlandırılması ve askerleştirilmesinin amacı, Yunanistan’ın meşru müdafaa teziyle açıklanması mümkün değildir. Çünkü, Türkiye’nin herhangi bir faaliyeti söz konusu olmamıştır.
TÜRKİYE, YUNANİSTAN’IN SALDIRGANLIĞINI ANLATMALI
Cihat Yaycı, Türkiye’nin Yunanistan’ın bu hukuk tanımazlığını, saldırganlığını, düşmanlığını, uluslararası kamuoyuna çok ciddi bir kamu diplomasisi yoluyla belgeleriyle anlatması gerektiğini söyledi. Son olarak Yunanistan Cumhurbaşkanı ile Yunanistan Genelkurmay Başkanı’nın eş zamanlı olarak gayri askeri statü kapsamındaki Limni, Meis, İpsara ve Rodos, EGAYDAAK kapsamındaki Gavdos, Kelemez, Karaada, Fener Adası, Ardıççık, Bulamaç ve Eşek Adaları’ndaki askeri birlikleri denetlediğini hatırlatan emekli Tümamiral Cihat Yaycı, şunları kaydetti:
“Yunanistan’ın yaptıkları BM Şartı’nın yanı sıra Lozan ve Paris Barış antlaşmalarının da açık bir ihlalidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu adaların askerden ve silahtan arındırılmasını talep etmeli, her türlü hukuki-diplomatik girişimlerde zaman geçirmeden bulunmalıdır.”
Sn Cihat Yaycı gerçekleri çok net söylemiş. Yunan gene itliğini yaptığı ağababalarının desteğiyle 100 yıl önce yapamadığını yapmak için fırsat kolluyor.
Adaların işgalini uzun zaman önce Sn.Ümit Yalım komutanımız dile getiriyor,Sözcü gazetesi de bunu taaa başından yazıyor hatta Binali Yıdırım Başbakan iken Yunan kuvvetlerin pasaport kontrolünden geçip bizim adaya gittiği fotoğraflı görüntüsü var.
Sözcü gazetesine bu yüzden düşmanlar.
Haa bu CE HA PE var ya keşke Yunan galip gelseydi diyen ve tahtalı köyde oturanı ziyaret eden de bu CE HA PE
Bu CE HA PE Var ya yatacak yeri yok bunların.
Lozan’ı kabul etmeyen de bu CE HA PE
Yenmek yada yenilmek her an olabilir, amma daha önemli olanı yiğitçe savaşmaktır. Tarihte utanç kaynağı yengiler ve övünç kaynağı yenilgiler var. Yunanistanın arkasına değil atlantik, andromeda galaksisini alıp gelsin!
Bence kılıçdaroğlu, c. Kaftancıoğlu ve İmamoğlu iktidara geldiğinde işgale başlarlar. İster kızın, ister sevinin gerçek budur.
bu günkü devlet yapısı, seksen küsür yıldan buyana paaliyet gösteren siyasetçiler, o zamandan bu zamana başta İnönü olmak üzere iktidar olup hükümet edenlerle ülkede mukavemet-kurtuluş olmaz. sonuç Türkiye’nin yıkılması olacak.
olsun yunanı denize döktük biz!
”Zayıf anı ?” içerideki cephenin etki ajanları ve devşirmeleriyle zayıflatılarak, direniş göstermeyecek idareciler ve yöneticiler mi olacak? şimdiden bizleri alıştırmaya ve Yunan tezlerini manşetlere taşıyanlar aracı olacak? yoksa ülkemizi her alanda çökertmeye çalışan ,ve boyunduruğuna almaya çalışanların tezlerini gündemden düşürmeyen ler mi ? zihinsel olarak birlik beraberliğimizi şu cu – bu cu diye kategorize ederek ahkam kesenler mi ? tüm hepsi ve daha fazlası devrede daha fazlası da faal ve önümüzdeki dönemlerde daha da şiddetlenerek sahneye konulacak, önümüzdeki Dünya düzeninde maskeler düşerken, kimse kimseye acımayacak, kimsede artık bizden beklemesin
Tarihte Osmanlı Donanması üç defa savaşmadan yakıldı. Düşman ani şekilde saldırabilir.
Gayet açık ve net!
İç siyasette Yunan gazeteleri gibi başlık artını görmedim. Yunan gazetelerini okumuyorum ama Sözcü okuyorum. Konu muhalif olmaksa , eğer hükümet ülke çıkarlarına karşı hareket etmekde ısrar ediyorsa sizin ne yapmanız gerektiğine şüphe olmamalı.
Unutmayın bu yönetim AB giriş çabasında iken Yunanistana şirin gözükmek için yapmadı maskaralık kalmamıştı.
Saygı Öztürk, gazetedeki arkadaşlarına söylesin, Sözcü iç siyasete yönelik Yunan gazeteleri gibi başlıklar atmayı bıraksın. Amiralin söylediklerini ciddiye alsın, s-400’leri neden aldığımızı iyi kavrasınlar.
Yavuz Alogan, bugünkü yazısını şu yazının yanına koyup birkaç defa okusun. Ne söylemek istediğimi anlayacaktır.
toplumda “biz yunanı her halükarda yeneriz” mantığı yerleşmiş halde. Yunanistan yanlız bir ülke değil arkasında tüm atlantik cephesi var. Bu açıkça görüldü. Bir de batı anadoluya anında çıkarma yapabilirler çünkü çok yakın. Halkı bu konuda bilinlendirmak gerek. devlet de devletliğini yapmak drumunda. Teşekkürler yaycı komutanım