1. Haberler
  2. Analiz
  3. Crop, kuma ve türban… Doğunun sosyolojisi

Crop, kuma ve türban… Doğunun sosyolojisi

featured

Özer Çetinkaya yazdı…

Hakkari, Van, Şırnak, Mardin…

20 yıl önce ilk kez doğuya gittiğimde bambaşka bir dünya vardı. Bugünse yakıcı güneşin altında tüten kebapçı tezgâhlarının yerini alan kafeler, sosyal ilişkileri yeniden belirliyor. Kara çarşafın yerini crop t-shirtler, derin yırtmaçlar ve mini şortlar almış. Doğunun değişen sosyolojisi, güvenlik politikalarına sıkışmış Ankara için yeni bir yol ayrımını işaret ediyor.

DOĞUNUN İNSANLARI

Lübnanlı ünlü yazar Amin Maalouf’un Doğunun Limanları kitabı “Benim değil bu hikaye, bir başkasının hayatını anlatıyor” diye başlar. Oysa anlatılan bizim hikâyemizdir. Yüzyıllardır hep başkalarından dinlediğimiz doğunun hikâyesi, aslında bizim acı gerçeğimizdir. Emperyalizmin sömürdüğü, feodalitenin kıskacında sıkışmış, çaresiz insanların hikâyesidir. Sistemin bu çaresiz insanlarla birlikte Türkiye’yi hangi limana sürüklediğini yeniden düşünmemiz gerekir.

KUMA

Nimet Hakkarili. Büyük kızı çok başarılıydı ve iki yıl önce mühendislik fakültesini kazandı. Fakat ekonomik durumu nedeniyle kızını şehir dışındaki okuluna gönderemedi. Barınma, yol, beslenme ve diğer masrafları karşılayacak gücü yoktu. Aradan iki yıl daha geçti. Bu kez Nimet’in küçük kızı üniversiteyi kazandı. Onu da gönderecek gücü yoktu. Düzene teslim olmak ya da bu çaresizliği yaşamak arasında bir karar vermesi gerekiyordu. O da kararını verdi ve kendisini feda etti. Kaçakçılık yapacak, elde ettiği parayla kızlarını okutacaktı. Fakat yakalandı, cezaevine konuldu ve 24 yılla yargılanmaya başladı. Yoksulluğun sadece bugünü değil, geleceği de şekillendiren bir hale geldiğini yaşayarak öğrendi. Şimdi cezaevinde ve kızlarından birine yaşlı bir adam ‘kuma’ olması için talip.

‘YETO’

Nimet’i ve kızlarını siyaset çoktan terk etmiş. Bölgede AKP ve DEM dışında bir siyasi fikrin filizlenmesi hayal bile edilemiyor. Dağlar sadece şehri değil, sanki insanların fikirlerini de örten bir duvar gibi her köşe başını kapatmış. İnternet ve sosyal medya bu sansüre her gün ağır darbeler indiriyor. Çoğu çocuk ve genç dedeleriyle Kürtçe anlaşmakta zorlanıyor. Fakat birbirleriyle konuşurken sosyal medyada popüler olan yeter anlamındaki ‘Yeto’ ya da mükemmel anlamındaki ‘Mük’ kısaltmalarını kullanıyor. Van Gölü kıyısında DEM Parti’nin düzenlediği politik bir etkinliğe katılanlar, Instagram’dan “Geverli (Yüksekovalı) büyüğümüzle Van Dump (bir sosyal medya deyimi)” yazılı paylaşımlar yapıyor.

TERK EDİLMİŞLİK

90’larda boşaltılan köylerden gelenler, gecekondudan hallice evlerde yaşam mücadelesi veriyor. Çoğu kendilerini ve ailelerini korumak için verdikleri mücadeleye yenik düşüyor.
Reşit; karısı, dört çocuğu, kardeşleri, babası ve kaynanasıyla aynı evde direnmeye çalışıyor. Bir zamanlar yüzlerce koyunu, keçisi ve tarlası olan babası Şakir ise hala köyüne dönmenin hayaliyle yaşıyor. Reşit’in iki yaşındaki oğlu Muhammet az görülen bir beyin hasarı nedeniyle sol yanını kullanamıyor. Fizyoterapi için her hafta 250 Km. uzaktaki Van’a gitmek zorunda. Van’a gittiğinde ise ona yol gösterecek kimse bulamıyor. Sağlık sistemi küçük çocuğu yıllar sürecek bir tedavi için özel hastanelere yönlendiriyor.
Fatma ise henüz 21 yaşında. El tarak kemiği kırıldığı için gittiği hastanede yapılan alçı nedeniyle sinirleri hasar görmüş. Sürekli bayılıyor ve bir an önce ameliyat olması gerekiyor. Son derece riskli ameliyatı yüzbinlerce lira tutuyor ve sadece Ankara’da yapılabiliyor. Aylar boyunca Ankara’da kalması ve tedaviye devam etmesi gerekiyor. Ailesinin bunu karşılayacak gücü yok. Kolundan beynine ulaşan incecik bir sinir Fatma’yı şimdilik yaşama bağlı tutuyor.

GETTO SEKÜLERİZMİ

Tüm bu terk edilmişliğine rağmen doğunun şehirleri canlı ve gençler kendi gündemleriyle meşgul. Hakkari kent merkezinde, Silopi’nin ya da Yüksekova’nın İpekyolu Caddesi’nde türbanlı bir kadın görmek neredeyse imkansız. Bir zamanlar pantolon giyen kadın görmenin bile hayal olduğu yerlerde genç kızlar crop t-shirtler, mini şortlar giyiyor, yaşça daha büyük kadınlar derin yırtmaçlı etekler ve elbiselerle sokağa çıkıyor. Nadiren çok yaşlı kadınlar çarşaf kullanıyor. Gençlerin buluştuğu kafelerde ise kızlar servis yapıyor. Bir zamanlar gençlerin teröre kurban edildiği kentlerde artık sosyal medya aşkları can alıyor. 17 yaşında Tik Tok nedeniyle intihar eden bir gencin dramı tüm Şırnak’ta konuşuluyor. Feodaliteye karşı gençlerin isyanı bir getto sekülerizmi halinde yükseliyor. Bir zamanlar sadece erkeklerin gittiği ve dengbej dinlediği kahvelerin yerini rap şarkıların yankılandığı kızlı erkekli kafeler almış. Kaçak çayın yerini ise moka, milkshake ve filtre kahveler.

DOĞUNUN EKONOMİ POLİTİĞİ

Bir zamanlar dağların yamaçlarını örten, otomobillerin yolunu kesen koyun sürüleri şimdi patikalarda tek tük görünüyor. Zaten işleyecek toprağı olmayan bölge insanı artık hayvancılığı da terk etmek zorunda kalmış. Babadan kalan son hayvanlarını da satan yeni nesil, bir araç alıp kaçakçılık yapmaya başlıyor. Sınır ötesinden getirilen kaçak çay, sigara, şeker ile günlük geçimini sağlamaya çalışıyor. Fakat yurt dışı çıkış harçlarının 500 TL yapılmasıyla çay, şeker ve sigaranın yerini çok daha riskli bir yöntem olan uyuşturucu taşımacılığı almış. Kilosu 500 dolara taşınan uyuşturucuyla yakalananlar 24 yılla yargılanıyor. Uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle adliyelerde binlerce dosya, cezaevlerinde yüzlerce kişi yatıyor. Aileler bölünüyor, geçim daha da zorlaşıyor. Tefecilerden alınan paralar ödenemeyince küçük kızlar kuma olarak veriliyor. 21. yüzyılda modern kölelik yaşanıyor. Kaçakçılık yapanların bir bölümü ise devletle çalışıyor. Koruculuk artık terörle mücadeleden ziyade kaçakçılık yapanların ihbar edilmesine indirgenmiş. İhbar karşılığında devletten bir miktar para alanlar dışlanma hatta öldürülme korkusuyla yaşıyor.

HAKKARİ’DE BİR MEVSİM

Ferid Edgü, 1977’de yayımlanan Hakkari’de Bir Mevsim kitabında uzak bir köye sürgün edilmiş bir öğretmenin her şeye yabancılaşmasını anlatır. Ne milli eğitim ders araç gereci verir, ne de salgın hastalıklara karşı Sağlık Bakanlığı bir ilaç. Salgından birer birer ölen bebekleri çaresizlik içinde izlemek zorundadır. Öğretmen zamanla içinde bulunduğu durumu kanıksar. 1982’de Erden Kıral tarafından filme çekilen Hakkari’de Bir Mevsim, Genco Erkal ve Erkan Yücel’in usta oyunculuklarıyla gerçekleri bir tokat gibi yüzümüze çarpar. İşte bu yüzden 12 Eylül rejimi tarafından yasaklanır. Bugün de toplum ve devlet tıpkı öğretmen gibi yabancılaşarak, doğunun gerçeklerinden kaçarak kurtulabileceğini sanıyor. Oysa bölgenin sosyolojisi Türkiye’yi bir yol ayrımına getirmiş bulunuyor. Tıpkı Amin Maalouf’un Doğu’nun Limanları kitabının son cümlesi gibi: “El ele mi ayrılacaklar oradan, yoksa herkes kendi yoluna mı gidecek?”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 29 Ağustos 2024, 09:37

    Kaçakçılara da mı acıyalm artık? Biz de hırsızlık yapsak bize de acıyacak mısınız? Vatanına sahip çıkmayan kimse namusuna, çocuğuna sahip çıkamaz. Bunu anlamaları lazım önce

    Cevapla
  2. Geçiniz bu doğu batı ayrımcılığını. Aşiretlerin yaşamlarını, düğünlerde takılan kilolarca altınları ve havada uçuşan yabancı paraları neden görmüyorsunuz! bunlar doğuda değilmi. Devlete Hükümete başkaldırıya teşvik edilen halk neden tarikatların ve aşiretlerin kıskacında kaldıkları gerçeğine uyandırılmıyorlar. Hep bir ezilmişlik ve mağduriyet söylemi. Türkiyenin en batısındaki ilçelerin, köylerin ve oralardaki yaşam savaşı vermeye çalışanşanların dramını yaşam mücadelesini neden görmüyorsunuz, yoksa görmek mi istemiyorsunuz, inanmıyorsanız gelin de ben taıdığım arkadaş dost akraba ve komşularımın yaşamlarını göstereyim!

    Geçiniz, geçiniz bu doğu batı ayrımcılığını, doğunun sözde mağduriyet sorunlarını. Ülkede sorun varsa o bütünün sorunudur. Doymadınız ülkeyi 7 bölge kuzey güney doğu batı diye ayrıştırmayı.

    Cevapla
    • 29 Ağustos 2024, 09:39

      Batıdaki garibanlar kaçakçılık yapmıyor, sağlanıyor diye sorunları yok sanıyorlar. Dediğiniz gibi sorun var ve tüm Türkiye’nin.

      Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!