Cumhurbaşkanı Erdoğan, sunucu Fatih Portakal hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, yazılı açıklamasında, bugün kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamada, milli dayanışmanın önemini vurguladığını, gönüllülük esasına dayalı kampanyaya gösterilen teveccühten bahsettiğini, alınan tüm tedbirleri açıkladığını ve tarihsel bir örneklik olarak Tekalif-i Milliye Kanunu’ndan bahsettiğini kaydetti.
Haber sunucusu Fatih Portakal’ın attığı tweet ile Erdoğan’ın kastetmediği ve söylemediği birtakım iddialarla tasarruf ve mevduat sahiplerinden zorla para isteneceği yönünde beyanlarda bulunduğunu belirten Özel, “Bunlar tamamen yalan ve halkı manipüle etmeye yönelik ifadelerdir. Bu nedenle Fatih Portakal hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına Türk Ceza Kanunu ve BDDK mevzuatı kapsamında tarafımızca suç duyurusunda bulunulmuştur.” açıklamasını yaptı.
DİLEKÇEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dilekçede de Fatih Portakal hakkında, Twitter hesabı üzerinden paylaştığı ileti ile suçlama kastıyla yayın yoluyla müvekkil Recep Tayyip Erdoğan’a karşı hakareti sebebiyle, Türk Ceza Kanunu’nun 299/1-2. maddesinde hükmü bulunan Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve resen belirlenecek suçlar gereğince soruşturma yapılıp hakkında kamu davası açılması istendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koronavirüs ile mücadele kapsamında alınan her yeni tedbir kararını canlı yayında kamuoyuyla paylaştığı hatırlatılan dilekçede, Erdoğan’ın bugün de milli dayanışma kavramını vurguladığı kamuoyu duyurusunda kullandığı ifadelerin şüpheli tarafından kasten çarpıtıldığı belirtildi.
Fox TV haber sunucusu Fatih Portakal’ın, kendisine ait Twitter hesabından, “Tekalifi Milliye hatırlatılıp ‘zor günlerden geçiyoruz’ denilerek mevduatı veya tasarrufu olanlardan para istenmesin bir de! Korona sonrası ödeyelim derlermiş bir de! Olmaz olmaz diyemiyorum maalesef!” şeklinde paylaşımda bulunduğu ifade edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Şüpheli bu ileti ile Müvekkilimin konuşmasını gerçek manasından uzaklaştırılarak kamuoyunda yanlış bir algı oluşturmayı amaçlamıştır. Şüpheli niyet okuyuculuğu yaparak Sayın Cumhurbaşkanımızın tarihsel bir olaydan ve o olay özünde milli dayanışma ruhundan bahsetmesini farklı bir bağlamda manipülasyon amacıyla kullanmıştır. Şüphelinin ifadeleri Türk Ceza Kanunu ve BDDK mevzuatı kapsamında suç niteliğindedir. Sayın Cumhurbaşkanımız devletin başı olarak milli dayanışmanın önemini vurguladığı konuşma gayet açıktır. Şüphelinin ifade ettiği gibi kesinlikle hiçbir vatandaştan zorla para istenmesi söz konusu dahi olamaz.
Cumhurbaşkanımızın gönüllülük esasına dayalı başlattığı yardım kampanyasına halkımızın teveccühü de ortadadır. Sırf bu dayanışmaya gölge düşürmek adına bu şekilde akla ziyan iddialar ortaya atılıp halkımız tedirgin edilmek istenmektedir. Bu zihniyetin tek amacı kaos ve karmaşa çıkarmak olup şüphelinin suç konusu paylaşımı da sadece hezeyandan ibarettir.”
Zenginlerin endişe ve paniğine yol açmış Portakal, bir sunucu değil, bir merkezin sözcüsü durumunda.
Gönüllülük esasina dayanilarak yapildigi ileri sürülen bu kampanya da GENEL MÜDÜRLERIN calisanlarina gönderdikleri genelgeler hangi esasa dayaniyor.Örnegin BOTAS hangi esasa dayanarak genelge ile para toplamaya basladi.
Ayrica,cumhurbaskani belli ki hic elestiri istemiyor ya susun ya d beni destekleyin esasina dayali bir yönetim bicimi.Her seye suc duyurusunda bulunan Cumhurbaskani,örnegin 23 Nisan Arefesinde Fatih Tezcan denilen kahpenin Atatürk hakkinda söylediklerine neden suc duyurusunda bulunmuyor.Halbuki Cumhurbaskani suc duyurusunda bulunsa yemin ederim ki savcilar Fatih Tezcan’in yakasina yapisirlar baskasinin suc duyurusu savcilar icin hicbirsey ifade etmiyor cünkü savcilar da onun kafasindadir.O zaman demek ki susturulmak istenenler sadece Erdogani ve gittigi yolu elestirenler ona muhalif olanlardir.Buna da demokrasi denmez cünkü demokrasi diyene gülerler,buna ne dendigini anlayan anlar.
Tilkinin çürük portakalı hdpkkya gösterdiğin teveccühün binde birini böyle bir dönemde devlet ve hükümete gösteremez misin? Her fırsattan yararlanıp çoğu fetöcü ve hdpkkli kaynaklardan üretilmiş içinde bir doğru dokuz yalan olan kara propaganda yavelerini sakız çiğneyerek sırıtan Amerikalı gibi bırakıyorsun orta yere. Hdpkkya güvendiğin kadar Türkiye Cumhuriyeti devletine güvenemiyor musun?
Hiç kimsenin evinden çıkamadığı, kapıya birileri gelirse armut gibi enselenebileceği bir ortamda ben şahsen Bir şey diyemem. Desem desem Galileo misali “yine de dönüyor” derim…