Cumhuriyet coşkusu, gerici yazarı rahatsız etti… ‘Özümüz katledildi’

İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Akit yazarı Yaşar Değirmenci, tüm yurtta gözler 29 Ekim coşkusu yaşanırken yazdığı yazıda, Cumhuriyet'in ilanının ardından özgürlüklerin katledildiğini öne sürdü. Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını ve Kemalizmi de hedef alan Değirmenci, "29 Ekim’ler ‘Kemalizmin ihyası’na âlet edilmemeli." ifadelerini kullandı.

featured

Türk milleti için en uygun yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğunu düşünen Mustafa Kemal Atatürk, 28 Ekim 1923’te Çankaya Köşkü’nde milletvekilleri ve yakın silah arkadaşlarının bulunduğu yemekte “Efendiler! Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” demişti.

“Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir.” hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM’de yapılan konuşmalardan sonra saat 20.30’da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla Cumhuriyet’in ilanı kabul edilmişti. Cumhuriyet’in ilanı “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlarla karşılanmıştı.

Türk milletinin tarihinde 100 yıl önce yeni bir devrin kapıları açılmış ve Cumhuriyet’in ilanı ile “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini bulmuştu. Türk halkı, 29 Ekim 1923 gecesi ve 30 Ekim günü Cumhuriyet’in ilanını kutlamıştı. 26 Ekim 1924’te yayımlanan kararname ile Cumhuriyet’in ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verilmişti. Karar doğrultusunda 29 Ekim 1924’teki etkinlikler, kutlamaların başlangıcı olmuştu.

Bu günlerde ise tüm yurtta gözler 29 Ekim’e çevrildi. Cumhuriyet’in 100. yılı coşkusu yaşanırken, akıllara Atatürk’ün “Geleceğe güçlü biçimde ulaşabilmek, Cumhuriyetimizi korumak ve yaşatmakla olanaklıdır.” sözleri geldi.

‘KOKUŞMUŞ DÜZEN SAVUNUCULARI…’

Ancak, iktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Akit gazetesi yazarı Yaşar Değirmenci, ne Cumhuriyet’i ne de 29 Ekim kutlamalarını anlayabildi. Değirmenci, “Dünden Bugüne 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Düşündürdükleri” başlıklı yazısında Cumhuriyet’i hedef aldı.

“‘29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na yüklenen haddi aşan övmeci mantığı da protokollere hapsedilen ‘devletçi yapı’dan da ‘cumhursuz cumhuriyet’ katılımlarından da rahatsız olurum.” diyen Değirmenci; Cumhuriyet’in ilanının ardından özgürlüklerin katledildiğini öne sürdü.

Türk Kurtuluş Savaşı sırasında ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişenleri, bozguncuları, orduya ait silah ve mühimmatı çalanları, casusları, asker kaçaklarını ve bağımsızlık hareketini engelleme amacıyla propaganda yapanları yargılamak için kurulan İstiklal Mahkemelerini hedef alan Değirmenci, “100 yıllık tarihin ilk 50 yılına baktığımızda; katledilen özgürlükler, sıra sıra darağaçları, İstiklâl Mahkemeleri, Takriri Sükun’lar, zulümler, işkenceler… ‘Allah!’ demenin yasak olduğu, cenazeleri kaldıracak din adamı bulunmadığı için cenazelerin koktuğu dönemler. Bütün bu kokuşmuşluğa, içkiyi, kumarı, fuhuşun, rüşvetin yaygınlaşmasını, insanın unutulmasını ekleyin sonra da elinize tutuşturulan bayrağı kapıp törenlere koşarken de kokuşmuş düzen savunucularının talan örneklerini de unutmayın.” iddiasında bulundu.

‘VAHDETTİN YURT DIŞINA GÖNDERİLİP ZULÜM GÖRDÜ’

İşte Değirmenci’nin yazısından öne çıkanlar:

“Sadece şu kadarını söyleyelim: 1919’da Sultanın parasıyla Anadolu’ya çıkanlar, beş yılda Sultandan fazla servet sahibi olurlar. (Vahdettin ve bütün Osmanlılar yurt dışına gönderilip mağdur edilip zulüm gördüler. Tabutuna borçları sebebiyle haciz kondu.”

“Cumhuriyet’le birlikte benimsediğimiz radikal modernleşme / sekülerleşme projesi, bizim medeniyet iddialarımızı inkâr etmemizi, Batılı bir yörüngeye girmemizi emrediyordu. Türkiye, Batılılar tarafından dışardan fiilen sömürgeleştirilemedi ama içerden zihnen sömürgeleştirildi.”

“Türkiye’nin her alanda güçlenmesini sağlamalıyız. El birliği, gönül birliği, millet-ümmet buluşması ve lider Türkiye heyecanıyla.”

“Bugünlere gelinceye kadar ki serüvenin bilinip ‘29 Ekim’leri protokol kutlamalarından kurtarıp mâzi-hâl-istikbal muhasebesinden geçirerek işe başlanabilir, günah çıkaracaklara da samimi ‘tevbe kapısı’ açılabilir belki.”

‘CUMHURİYETİ KURARKEN ÖZÜMÜZ KATLEDİLDİ’

“Her 29 Ekim Cumhuriyet günlerinde, bizim tarihi hakikatlerden kaçma yerine, ‘tarihi muhasebe yapma’ günleri olarak değerlendirme yapmalıyız. Bayram ilan etmeler, meddahlık yapmalar, putlaştırmalar yerine; Cumhuriyeti kurarken, katlettikleri özümüzü, değerlerimizi hatırlayarak/hatırlatarak, tarihi hakikatlerle yüzleşmek zorundayız.”

“Osmanlı’nın son dönem 10 milyon kilometrekare yüzölçümü 780 binlere düşmüş/düşürülmüş vatan toprağının kaybından sorumlu olanlar kim, nerede, nasıl? Birinci meclisin dualarla açılmasından, din karşıtlığının yerleştirilmesine (kılıf olarak da sadece bize mahsus laikliğin getirilmesine varıncaya kadar) yapılan inkılapların makul, mutedil, bir idrakle düşünülmesinin yapıldığı 29 Ekim’ler.”

“Cumhuriyet, bir İslâm devleti olarak kurulmuştu. 1928 yılına kadar Anayasa’nın ikinci maddesinde, ‘devletin dini, din-i İslâm’dır’, diye yazıyordu. 1928 yılına kadar bu madde anayasaya yerleştirilmişti ve neden 1928 yılından itibaren bu madde anayasadan çıkarıldı?”

“29 Ekim’ler ‘Kemalizmin ihyası’na âlet edilmemeli.”

Cumhuriyet coşkusu, gerici yazarı rahatsız etti… ‘Özümüz katledildi’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. “Osmanlı’nın son dönem 10 milyon kilometrekare yüzölçümü 780 binlere düşmüş/düşürülmüş vatan toprağının kaybından sorumlu olanlar kim” lafa bak sadece şu sözler bile beyinsizliğini gösteriyor, sanki Kurtuluş Savaşı durduk yere yapılmış. Değil yazar insan olmayan bu müsveddenin yazdıklarının tuvalet kağıdı kadar bile değeri yok.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!