Cumhuriyet yazarları arasında ‘Kılıçdaroğlu’ tartışması

CHP'ye yakın Cumhuriyet gazetesi yazarları da seçim yenilgisinin nedenlerini ve CHP'nin geleceğini tartışıyor.

featured

Yazar Zülal Kalkandelen, Cumhuriyet’teki “Gerçekler” başlıklı köşesinde “Dün Mustafa Balbay, “Bugünkü iktidarın ekonomiden hukuka yarattığı bir dizi sorun karşısında Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde oluşan seçeneği gazetenin tüm yazarları gibi biz de çıkış yolu olarak gördük” demiş. Ben görmedim ve Millet İttifakı’nı en başından beri yazılarımda eleştirdim; 14 Mayıs’tan önce Erdoğan gitsin diye oy kullanmalı dedim” ifadelerini kullandı.

‘LAİKLİĞİ AĞZINA ALAMAZ OLDU’

Kalkandelen, yazsında şöyle devam etti:

“Bu nedenle bazı statükocuların hakaretlerine maruz kaldıysam da gerçekleri yazmaktan vazgeçmedim. Yine öyle yapacağım ve Kılıçdaroğlu’nun yanlışlarını hatırlatacağım:

Öncelikle CHP’yi kendi ilkelerine ters politikaları savunan bir partiye dönüştürdü, “helalleşme” söylemiyle kurucu lider Atatürk’ün partisini laikliği ağzına almaz haline getirdi.

Çevresindeki liberal, etnikçi kadrolarla ideolojik mücadeleyi terk eden bir seçim kampanyası yürüttü. Altılı masaya AKP eskilerini de alıp sağa karşı yeni bir sağcı seçenek yarattı. Atatürkçüleri partisinden uzaklaştırırken “Kemalizm ırkçıdır” diyenleri birinci sıradan aday yaptı; siyasal İslamcıları CHP listelerinden aday gösterip TBMM’de 2. Cumhuriyetçi bir tasarım yapılmasına yol açtı.

Nurcuların cemaat yurdunda kalan Enes Kara baskı yüzünden intihar ettiğinde herkes tüm gün ondan bir tepki beklerken sessiz kaldı. Gece sosyal medyada, “Etik nedenlerden dolayı paylaşım yapmayacağım” diyerek sustu.

Tarikatları ve cemaatleri dağıtacağız demedi çünkü ittifak ortakları arasında da onların temsilcileri vardı. CHP milletvekili, televizyon kanallarında “Tekke ve zaviyeleri kapatan devrim yasası kadük oldu” dediğinde sustu.

‘KILIÇDAROĞLU İÇİN GERİYE ÇEKİLME VAKTİ’

Yargıtay’da dualı açılışa katıldı, Ankara Adliyesi’nde Kuran kursu açıldığında sustu, salgın bahane edilerek alkol satışı yasaklandığında sustu. En önemlisi de Erdoğan anayasaya aykırı şekilde üçüncü kez aday olduğunda, “mağduriyet yaratmamak” gerekçesiyle sustu!

Medrese sistemini hortlatan Diyanet Akademisi Yasası, TBMM’de CHP’lilerin evet oyu ile yasalaştı.

Kamu kurumlarını tarikatlar ve cemaatler sararken, okullar imam hatip okullarına dönüştürülüp türban ilkokula kadar inerken “Laiklik tehlikede değil” dedi; “Türbana özgürlük” diyerek anayasaya aykırı teklif verdi.

Erdoğan, “ümmet” söylemi ile kendi yandaşlarını bir tarikata dönüştürürken, camide “fetih çağrısı” yaparak karşıdevrimin ayak seslerini yükseltirken o, kalp işaretleriyle bunu yeneceğini sandı.

CHP, devrim yapan parti olmaktan, CHP olmaktan vazgeçti; Kılıçdaroğlu ve ekibi partiyi ortanın sağına çekti. Atatürk’ün, partisi ve Türkiye için belirlediği ilkelerden uzaklaştı; tam bağımsızlık ve kamuculuğun yerini, NATO’culuk ve neoliberal politikalar aldı.

Bunların bir bedeli olacak elbette. Vakit, Kılıçdaroğlu için geriye çekilme vaktidir.”

‘İNADINA BAYKAL’ DİYENLER GİBİ…

Barış Doster de CHP’nin geleceğiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“Aynı adımları atıp farklı sonuç beklemek yanlıştır. CHP’nin yapması gereken özüne, kurucu değerlerine, köklerine, kuruluş ilkelerine sarılmaktır” diyen Doster Cumhuriyet’teki köşesinde şu ifadeleri kullandı:

“Baykal’ın da çevresinde, istifa etmemesi için ısrarcı olan, siyasi kariyerini, koltuğunu, belediye başkanlığını, milletvekilliğini Baykal’a borçlu olanlar vardı. Baykal için de kurultay salonunda “İnadına Baykal” diye slogan atan delegeleri, taraftarları vardı. Benzer bir tablo, Kemal Kılıçdaroğlu için de söz konusu. Benzer kadrolar Kılıçdaroğlu’nun da çevresini kuşatmışlar. Benzer sloganlar Kılıçdaroğlu için de atılıyor. Kılıçdaroğlu’nun da önüne “Siz kaybetmediniz. Seçmen yanıldı. Hatasını sonraki seçimde anlayıp telafi edecektir. Zaten iktidarı zor günler bekliyor. 2024 yılındaki belediye seçimlerine kadar dayanın. Birkaç büyük belediye kazandık mı, tepkiler azalır” yazılı raporlar gelecektir. Ya sonra?

Aynı adımları atıp farklı sonuç beklemek yanlıştır.

CHP’nin yapması gereken özüne, kurucu değerlerine, köklerine, kuruluş ilkelerine sarılmaktır. Türkiye’nin yeni CHP’ye değil, gerçek CHP’ye ihtiyacı vardır. Emeği, eşitliği, Aydınlanmayı, bağımsızlığı, laikliği, Cumhuriyeti, ulus devleti, milli birliği, Atatürk’ü savunmak, bunda da inandırıcı, samimi, tutarlı olmak, büyümeyi getirir zaten.”

Cumhuriyet yazarları arasında ‘Kılıçdaroğlu’ tartışması

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!