Cumhuriyetin programı Türkiye’nin tüm sorunlarını çözer

Mustafa Özgür Sancar yazdı...

featured

Cumhuriyetin 100. yılına girdik.

29 Ekim 2018’de yazdıklarıma baktım, dört yılda değişen bir şey yok; aksine geriye gidiş var.

Taşıdığım duygu ve yazmak istediklerim aynı; Türk modernleşme devriminin en son aşaması olan Cumhuriyet, bugünkü ekonomik ve siyasal bunalımın aşılması için biricik çıkış yolu; Cumhuriyet Devrimleri’ni ilerletmekten başka çözüm programı olamaz.

Buna rağmen bırakın, devrimleri ileri taşımayı, bunların kazanımlarını koruyamama kaygısıyla yaşıyoruz. 2018’den 2023’e dek aynı kaygılar var; aynı kaygılarla yazma ihtiyacı hissediyorum.

Değişen bir şey yok derken kastettiğim tam da bu…

Yine de insanların büyük kitleler hâlinde Anıtkabir’e gidiyor olmaları, basit ideolojik kamplaşmanın ötesine geçip, vatan, bağımsızlık, Atatürk ve Cumhuriyet Devrimleri’nde birleşmeleri umut verici…

Bu, kendiliğinden bir birleşme değil; insanlar Cumhuriyet’in oluşturduğu, hakkını hukukunu bilen yurttaş kültürü sayesinde biraraya geliyorlar.

MODERNİZM VE ÜRETİM EKONOMİSİ  

Birleşmenin bir başka nedeni ise ülke sorunlarının Cumhuriyetin devrimci programının kararlılıkla uygulanmasıyla çözüleceği gerçeğidir.

En sade biçimde Cumhuriyet Devrimleri, modern ve üreten bir ülke yaratmayı amaçlamıştır. Bunun için kocaman bir adım attı. Ne yazık ki devamı getirilemedi.

Bugün ekonomiyi çevrilebilir duruma getirecek ekonomik politikaların üretilememesinin ile ilgili sorun Cumhuriyetin başlattığı üretim ekonomisinden tamamen kopmaktan ileri geliyor.

Atatürk ve Cumhuriyetin kurucu unsurları karma ekonomik politikayı benimsemişlerdi.

Karma ekonomik politika, millî sanayi ve çiftçiyle birlikte, çalışan güçlü bir emekçi sınıfı da oluşturmayı amaçladı; böylece millî politikaları güçlendirecek bir ulusal sermaye oluşturulabildi. Halkçılık prensibi bunu destekledi. Ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtardı.

Türkiye bugün üretimden kopmuş, dışa bağımlı bir ülke konumunda… Borcun borçla ödendiği, para spekülasyonları ve dolar/döviz ile baskılanan ekonomik yapı, her zamankinden daha büyük bir hayat pahalılığı ve ağır vergiler olarak halka dönüyor.

“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”

Atatürk 

ULUS DEVLET, ÜST KİMLİK 

Cumhuriyet, tam bağımsız ülke fikrinin gerçekleştirilebileceği biricik sistemdir. Emperyalizmi yenerek kurulmuştur. Tüm ezilen milletlere örnek olan Kurtuluş Savaşı’nın sonucudur. Temel fikri bağımsızlıktır ve özgür bir ülke yaratmıştır.

Özgürlük, bundan böyle, dünyayla kurulacak ilişkilerde bağımsızlığa karşılıklı saygıyı içerir; aynı zamanda, kendi hakkını, hukukunu bilen/koruyan yurttaş yaratma idealidir.

Modernizm kişiyi kul, tebaa olmaktan kurtarır; yurttaş hâline getirir.

Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin kurucu kadroları tüm etnik kökenleriyle Türkiye halkını Türk üst kimliği etrafında toplayarak bir ulus yaratmışlardır. Bunun doğal uzantısı olarak modernizmin kurumlarını oluşturdular.

Ulusal devletlerde kul yoktur; birey olmayı başaran, bilinçli yurttaşlar vardır. Hür düşünceli insan vardır. Demokrasi vardır; fikirler özgürce ifadesini bulur; çünkü egemenlik biçimi değişmiştir; artık egemen olan millettir.

1924 Anayasası bu programı ifade eder.

Madde 3: Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir (1924 AY)

“Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olduğu sürece her fikre saygı duyarız.”

Mustafa Kemal Atatürk

YURTTAŞ, HUKUK, SAYGI, MODERNİZM

Yurttaşlar arası ilişkiler de  tıpkı Atatürk’ün dış politikadaki, karşılıklı bağımsızlığa saygı ilkesi, gibi saygı temelinde gerçekleşir; hukuk ve hukukun uygulandığı bağımsız mahkemeler bunun teminatıdır.
Çağdaş düşünceyi özümsemiş, üreten, düşünen ve düşüncesini hür biçimde ifade eden yurttaş; yozlaşmaya, haksızlığa, saygısızlığa izin vermez. Ülkesi ve değerlerine bağlıdır.
Bugün magazin programlarında başkasının hayatı ve skandallarını takip etmeyi, günlerce konuşup, tartışmayı eğlence olarak kabul eden anlayış, Cumhuriyetin ahlâk sisteminde yer almamaktadır.

Kısa yoldan köşeyi dönmek, üretmeden kazanmak, hırsızlık ve hortumculuk da Cumhuriyet’te hayat bulamaz. Cumhuriyette sevgi ve saygı vardır; insanlar sokağa tükürmez, çöpleri yere atmaz, yolda gördüğüne selam verir; bir dakika önce gitmek için başkanın ayağına basmaz, toplu taşıma araçlarında ya da herhangi bir yerde beklerken, yer kapmak için başkasının hakkını gaspetmez ve bunu hayatın akışında olan bir şeymiş gibi meşru hâle getirmez; araba kullanırken, iki şeridi birden işgal ederek gitmez, arabasını başkasının önüne kırmaz, trafik kurallarına saygılıdır.
Kısacası, Cumhuriyet değerlerinden uzaklaştığımız için bu saydığımız, daha fazlasını anlatabileceğim, yabancılaşma ve yozlaşmayla karşı karşıyayız.

Cumhuriyet değerlerine dönmek, bu büyük yozlaşmadan kurtulmaktır; ülkemizi balkanlaştırmak amacına sahip olanların planlarını boşa çıkarmaktır; ulusal devletimizi korumaktır; güçlü ve diğer ülkelerle karşılıklı saygı temelinde barışçıl ilişkiler geliştirmektir; tüm dünyada saygınlık kazanmaktır.

Her zamankinden daha fazla Cumhuriyet’e sahip çıkmalıyız.

Cumhuriyetin programı Türkiye’nin tüm sorunlarını çözer

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!