Cumhuriyet’te bir sansür daha! İşte Barış Doster’in yayımlanmayan yazısı

Para karşılığı haber yapma kriziyle sarsılan Cumhuriyet, sansüre başladı. Prof. Dr. Barış Doster'in yazısı yayımlanmadı. Aynı zamanda gazeteyi yöneten Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan Doster'in sansürlenen yazısı Veryansın Tv'de...

featured

Haber yapılması karşılığında bir e-ticaret şirketinden çikolata kutusu içinde para alındığı ortaya çıkan Cumhuriyet gazetesinde kriz sürerken, olaya tepki gösteren isimlerin yazıları da bir bir sansürleniyor.

Para alma olayına tepki gösteren Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu’nun yazısı sansüre uğramış, ardından da görevden alınmıştı.

Şimdi de Prof. Dr. Barış Doster’in yazısı Cumhuriyet’te yayımlanmadı. Gazeteyi yöneten Cumhuriyet Vakfı’nın yöneticisi de olan Doster, para olma olayının üzerinin örtülmesine tepki göstermişti.

Dün vakfın diğer yönetim kurulu üyeleri Turan Karakaş ve Birol Başaran ile birlikte bir açıklama yapan Doster, Vakıf Başkanı Alev Coşkun, İrfan Hüseyin Yıldız ve Işık Kansu’yu istifaya çağırmıştı.

Doster sansürlenen yazısında Cumhuriyet gazetesinin adını hiç anmamış, “Gazetecilik nedir ne değildir?” diye sormuştu.

İşte Barış Doster’in yayımlanmayan yazısı:

GAZETECİLİK NEDİR? NE DEĞİLDİR?

İster alaylı olsun ister mektepli, tüm gazeteciler bilirler mesleğin en temel kurallarından birinin haber kaynağıyla ilişkilerdeki temas-mesafe kuralı olduğunu. Çünkü bu temel ilke gözetilmeyince, bu kurala uyulmayınca, mesafe ortadan kalkınca, yapılan iş gazetecilik olmaktan çıkar. Tetikçiliğe kadar uzanır. Örnekleri çoktur maalesef.

Gazetecilik; siyasi veya iktisadi herhangi bir güç odağının, kurumun, kuruluşun, örgütün, şirketin halkla ilişkiler ve tanıtım danışmanlığı değildir. Metin yazarlığı değildir. Propaganda başkanlığı değildir. Sözcülüğü değildir. Kampanya yöneticiliği değildir. Basın danışmanlığı değildir. Eğer bu temel kural ihmal edilirse savrulma kaçınılmazdır. Bunun da örnekleri yaygındır ne yazık ki.

Gazetecilik; toplumun, kamunun, halkın, emekçilerin, kimsesizlerin, geniş kitlelerin, sesini duyurma olanağı bulamayanların yanında olmayı gerektirir öncelikle, hem mesleki hem ahlaki hem de siyasi olarak. Bu nedenle mesleki çerçevesi çok net, etik kodları çok kesindir. Gazeteci, kamu adına, halk adına, gerçeğe ulaşmak adına soru sorarken, araştırma yaparken, haber kovalarken, bir konunun izini sürerken, onu güçlü kılan da budur zaten.

Kurumlarla birlikte kişilerin de hızla yozlaştığı günümüzde, gazeteci; bir konunun, bir sorunun, bir olayın, bir haberin, bir bilginin kamuoyuyla paylaşılması, kamuoyunda yayılması, bu sayede kamuoyu oluşturulması için herhangi maddi ya da manevi bir çıkar elde edemez. Meslek ilkelerinden ödün veremez. Çalıştığı kuruma reklam verenlere, ilan verenlere, haber yapma taahhüdünde bulunamaz. Bu kişi ve kurumlardan talimat, tavsiye, telkin alamaz.

Eğer bu temel kurallar yok sayılırsa hukuki, siyasi, ahlaki ve mesleki anlamda savrulma, çürüme, yozlaşma kaçınılmaz olur. Bunu da gizleyebilecek hiçbir gerekçe, saklayabilecek hiçbir ideoloji, örtebilecek hiçbir mazeret yoktur.

CUMHURİYET, RESMEN DUYURDU: YAZILARINA SON VERDİK

Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet Vakfı yöneticisi Prof. Dr. Barış Doster’in yazılarına son verdiğini resmen duyurdu.

“Cumhuriyet’ten Barış Doster açıklaması” başlığı ile yapılan açıklamada, “Prof. Dr. Barış Doster’in Cumhuriyet’te yayımlanan yazılarına bugünden başlayarak son verilmiştir. Bu karar; Doster’in, gazetenin yayımlanmasından sorumlu Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu’nda alınan kimi kararlara da uymayarak, Yönetim Kurulu üyesi olduğu vakıf aleyhine Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvurular üzerine verilmiştir. Okurlarımıza saygıyla duyurulur” denildi.

Cumhuriyet’te bir sansür daha! İşte Barış Doster’in yayımlanmayan yazısı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 18 Haziran 2023, 12:58

    Cumhuriyet Gazetesinde tek bir doğru vardı. O da Barış Doster’di. Cumhuriyet Gazetesi’nde artık doğru tok.

  2. Bu Cumhuriyet Gazetesi’ni para falan biriktirip satın alalım başına da Erdem’i veya Nihat Bey’i geçirelim diyorum. Matbası ayrı bilmem ıvır zıvırı hazır vakıf yav burası. Aslında Veryansın da iyi ötesi işler görüyor ancak isim hakkından dolayı böyle bir şey düşünün derim. Bir de şu hareketin adına yok ulusal kurtuluş falan filana gerek yok diyorum. Elinizin altında isim hazinesi var: Pankuş.

    Mesela Cumhuriyet(-çi) Pankuş Hareketi (Cephesi)

    İsmin sonuna Parti kelimesi koyulunca artık işin boku sidiği kaçıyor. Böyle bir şey düşünün derim. En büyük maden ideolojidir, sizce?

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!