Cumhuriyet’te kriz derinleşiyor… Yayın Yönetmeni görevden alındı

Bir e-ticaret şirketinden haber yapılması karşılığı çikolata kutusu içinde 500 bin lira alındığı iddia edilen Cumhuriyet gazetesindeki kriz, görevden alma haberiyle daha da büyüdü. Para iddiasına tepki gösteren Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu, sansüre uğradığını belirtip, o yazısını sosyal medyadan paylaşmıştı. Bugün Mollaveisoğlu'Nun ismi gazete künyesinden çıkartıldı.

featured

Günlerdir “para karşılığı haber yapma” iddiasıyla çalkalanan Cumhuriyet gazetesinde sular durulmuyor. Gazetenin eski yöneticilerinin bir e-ticaret şirketinden, yeni yasa aleyhinde haber yapılması için para aldığı iddiasına Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu da tepki göstermiş ve bir yazı kaleme almıştı. Ancak yazının gazetede yayımlanmasına izin verilmediği ortaya çıkmıştı.

Mollaveisoğlu ise sansürlenen yazısını dün kendi sayfasında paylaştı.

Yazısında, gazetede usulsüzlük yaşandığında ısrar eden Mollaveisoğlu’na Cumhuriyet gazetesinden sert yanıt gelmişti. “Gazeteyi ele geçirme çabaları” iddiaların tekrarlandığı açıklamada, Genel Yayın Yönetmeni, “yönetmeni yeteneği gösteremedi” diye suçlanmıştı.

Bugün Cumhuriyet gazetesinin künyesinden çıkarılan Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu görevden alındığını duyurdu.

Mollaveisoğlu, sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı:

“Etik tartışma yönetimde başlayıp yargıya ve basına yansıdı… ‘Taraf olursan görevden alırız’ dediler. Gazeteciliğin tarafında oldum.. Görevden alındım.. Okurlarımıza, dostlarıma saygı ile duyuruyorum.”

SANSÜRLENEN O YAZI

Tuncay Mollaveisoğlu’nun Cumhuriyet’te yayımlanmayan yazısı şöyle:

“6 ay önce Cumhuriyet gazetesinde genel yayın yönetmenliğine getirildiğimde gazete yönetiminde bir büyük tartışmanın içine düştüm.

Benden önceki dönemde gazeteye bir e-ticaret firması kayıt dışı para getirmiş, çıkarılan yasa ile ilgili bazı haberlerin yapılmasını istemişti.

Dönemin genel yayın yönetmeni parayı alıp yönetime vermiş ve bu haberler gazete sayfalarında yer bulmuş.

Normal şartlarda firmanın bir ilan karşılığı ya da advertorial (yazılı reklam) olarak yayınlayabileceği içeriği haber olarak istemesi ne kadar yanlış ise bunu kabul etmek de dönemin yöneticileri için vahim bir hata olmuştur.

Meslek ilkelerine ve gazetemize yapılan bu ihanet vakıf yönetiminde tartışma yaratmıştır.

Elbette ben de bu tartışmada yalın bir gazetecilik gerçeğinin yanında durdum..

Para karşılığı haber yapmak anlamına gelen bu ilişkiden sorumlu olanlarla ilgili gereğinin yapılmasını istedim.

Gazete yönetimi bu ilişkiyi kuranları derhal uzaklaştırmalıydı..

Yapılması gereken açıkça ortada durmasına rağmen tartışma, vakıf yönetiminde gereğinden çok uzun sürdü…

Sürdükçe gerilim arttı… Vakıf yönetimini ikiye bölen etik sorun gazete çalışanlarına da yansıdı.

Bir kaç gündür yönetimden yapılan ve gazetemizde yer alan “iç güçler gazeteye operasyon yapıyor, gazeteyi ele geçirmek istiyorlar” açıklaması doğru değildir.

Doğru olan ağır bir ahlaki tartışmanın vakıf yönetimini bölmüş olmasıdır. Kimse gazeteyi ele geçirmek istemiyor, verilen kavga gazetenin ilkelerinin savunulması ve eşsiz markasının korunması ile ilgilidir.

Bu tartışma mesleki, ahlaki, Cumhuriyet gazetesinin ilkelerini korumaya yönelik bir tartışmadır. Söz konusu şirket ile etik kuralları ihlal eden ilişkiyi kuranların gazeteden uzaklaştırılmasını isteyenler hedefe konulmuştur.

Konuyu yargıya taşımak zorunda kalan vakıf avukatımızın azledilmesi de doğru değildir.

Hukuk işlerinden sorumlu yürütme kurulu üyesi ve vakıf yönetim kurulu üyesi olan avukatın azledilmesi ve şikayetlerden vazgeçilmesi üzerine savcılık takipsizlik verdi. Konu ile ilgili şikayetler bu kez de şahsi olarak tekrarlandı.

Mesele hukuki olmasının çok ötesinde gazetecilik ahlakı ile doğrudan ilgilidir.

Bu vahim olay gazetede yayılmış, gazetecilik onuru için olağanüstü zor şartlarda çalışmayı göze alan arkadaşlarımız üzerinde derin bir üzüntü ve öfkeye neden olmuştur.

Gazetemizin tertemiz itibarına düzenlenen suikastten sorumlu olanlar gazete içindeki iç denetim sistemi ile hızla bertaraf edilebilecekken, bu çirkinliğin savunulması ve kamuoyuna taşınması hepimizi derinden üzmüştür.

Vakıf Başkanı Alev Coşkun 30 yılını gazeteye vermiş değerli bir isimdir. Vakıftaki bazı üyelerin eksik bilgilerle kendisini manipüle ettiğini ve bu nedenle gereken müdahaleyi yapamadığını düşünüyorum.

Cumhuriyet yalnızca bir gazete değildir… Atatürk devrimlerinin kalesidir… Özgür Gazeteciliğin 100 yıllık markasıdır… Bu marka ve büyük değer Türkiye Cumhuriyeti’nin, halkın ortak değeridir.

Cumhuriyet gazetesinin iç gücü, büyük özveri ve gazetecilik aşkı ile çalışan emekçileri, dış gücü ise gazetenin gerçek sahibi okurlarıdır!

*
Cumhuriyet gazetesinin tarihsel mirasına, gazetemizin şehitlerine, Uğur Mumculara borcumuz ödenemez.

Cumhuriyet’te hiçbir kişi ve makam gazetenin üzerinde değildir.”

CUMHURİYET’TEN O YAZIYA YANIT

Cumhuriyet Vakfı, Mollaveisoğlu’nun yazısına verdiği yanıt şöyle olmuştu:

“Cumhuriyet gazetesini ele geçirmek için çalışan bir grup, şimdi de Cumhuriyet gazetesinin itibarını zedelemek için ihtirasla çalışıyor.

Önce hukuken sonuçlanmamış sözleşmeleri kanıt göstererek iki konuda savcılığa şikayette bulundular.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı her iki konuda da hukuken kovuşturmaya yer olmadığını belirterek takipsizlik kararı verdi. Bunun üzerine konuyu sosyal medyaya taşıdılar.

En son olarak Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu, suçlayıcı bir yazı yazdı.

6 aydır Genel Yayın Yönetmenliği yapan Mollaveisoğlu Cumhuriyet gazetesine uyum sağlayamadı. İyi bir televizyon programcısı olmasına karşın yönetim yeteneği gösteremedi. Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği makamının ne derecede önemli olduğunu özümseyemedi.

Ekonomik durum kötüye gidiyor… Dolar yükseliyor. Tüm basın kuruluşları ekonomik açıdan zor durumda ama bu grup ısrarla gazeteye saldırıyor.

Cumhuriyet Vakfı ve Cumhuriyet gazetesi bir Kuvayı Milliye kurumudur; işgal edilemez, satılamaz, satın alınamaz.”

NE OLMUŞTU?

Cumhuriyet Gazetesi, gazetenin arşivinin usulsüz satıldığı iddiasıyla yapılan suç duyurusunun ardından, bir e-ticaret firmasından kayıt dışı para alındığı iddiasıyla karışmıştı. Söz konusu şirket yetkililerinin 500 bin lirayı çikolata kutusu içinde dönemin Genel Yayın Yönetmeninin odasında teslim ettiği öne sürülmüştü.

Gazetenin sahibi konumundaki vakfın yönetim kurulu üyesi ve hukuk işlerinden sorumlu vakıf yöneticisi Avukat Turan Karakaş, gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Arif Kızılyalın, İdari-Mali İşler Müdürü Osman Selçuk Özer ve Reklam Müdürü Esra Bozok hakkında “manipülatif haber yapma” karşılığında kayıt dışı para alarak “güveni kötüye kullandıkları” iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.

Cumhuriyet gazetesini yöneten Cumhuriyet Vakfı ise, söz konusu iddiaların içeriden bilinçli olarak sızdırıldığını ve “gazeteyi ele geçirme” çabasının bir parçası olduğunu öne sürmüştü.

Cumhuriyet’te kriz derinleşiyor… Yayın Yönetmeni görevden alındı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!