Ahmet Davutoğlu’nun kurucuları arasında olduğu Bilim ve Sanat Vakfı’na (BİSAV) kayyum atanmmasıyla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden yazılı açıklama yapıldı. İsim vermeden Davutoğlu eleştirisi yapılan açıklamada, ‘Yanlış tutumları ve tasarruflarıyla hem üniversiteyi hem vakfı çöküş noktasına getirenlerin, tarihimizde değerli bir yeri olan vakıf kavramını zedeleyenlerin tevazu içinde öz eleştiri yapmak yerine sürekli olarak görevini yerine getiren kurumları suçlayıcı ifadelerle ortaya çıkmalarının takdirini milletimize bırakıyoruz’ denildi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM)’nden Bilim Sanat Vakfına kayyum atanmasına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, vakıf müessesesinin en köklü kurumlardan biri olduğu hatırlatılarak, Türkiye’nin yükseköğrenim alanında yaşadığı büyük değişimde vakıfların kurduğu üniversitelerin büyük payı olduğu ifade edildi.
‘HALKA OLAN BORÇLARINI ÖDEYEMEYEN, ÇALIŞANLARINA MAAŞ, ÖĞRENCİLERİNE BURS VEREMEYEN ÜNİVERSİTE!
Açıklamada şöyle denildi:
“Bilim Sanat Vakfı tarafından kurulan İstanbul Şehir Üniversitesinin durumu ise bu güzel görüntünün bir istisnası olarak kamuoyumuzca yakından takip edilmiştir. Bu üniversitemiz bir süredir yönetim ve finansman krizi yaşayan bir eğitim kurumu haline dönüşmüştü. Büyük bölümü kamuya yani halka olan borçlarını ödeyemeyen ve objektif şartlarda ödemesi de mümkün gözükmeyen üniversite, öğretim elemanları ve çalışanlarına maaş veremez, öğrencilerin burslarını karşılayamaz hale gelmişti. Vakıf ve üniversite yönetimi, gösterilen tüm müsamahaya ve verilen zamana rağmen, bu sıkıntıyı aşmak için gereken finansmanı bulma ve borç batağından kurtulma konusunda ortaya inandırıcı ve gerçekçi bir plan koymamıştı. Sonuçta öğrenciler ve öğretim elemanları başta olmak üzere, geniş bir kesimin ciddi bir biçimde mağduriyetine yol açacak bir iklime girildi.”
Açıklamada, krizin daha da derinleşme riskinin belirmesi üzerine kamunun üzerine düşen görevi yerine getirdiği ve üniversite idaresinin hami kurum olan Marmara Üniversitesine verildiği, İstanbul Şehir Üniversitesi yönetiminin de devrin yerinde olduğunu açıkladığı aktarıldı.
‘VAKFI ÇÖKÜŞÜ NOKTASINA GETİRENLERİN ÖZELEŞTİRİ YAPMAK YERİNE…’
Yaşanan sürecin, Şehir Üniversitesinin kurucu vakfı olan Bilim Sanat Vakfıyla doğrudan ilişkili olduğuna ve bu ilişkinin vakfı olumsuz etkilediğine dikkat çekilerek, şu değerlendirmede bulunuldu:
“Büyük bir sıkıntı içinde bulunan vakfın faaliyetleri sebebiyle oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçmek için Vakıflar Genel Müdürlüğü, ilgili kanunun emri gereğince sorumluluğunu yerine getirerek yönetimi devralmıştır. Bilim Sanat Vakfı ile ilgili bundan sonraki aşamalar mahkemenin vereceği karara uygun şekilde yürüyecektir. Süreç tamamlanana kadar vakfın kuruluş amacında ve hizmet alanlarında herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Gerek üniversite gerekse vakıf konusunda yapılan işlemlerin tek amacı kurumların ve kişilerin gördüğü zararların durdurulması, takip eden zararların önlenmesidir. Yanlış tutumları ve tasarruflarıyla hem üniversiteyi hem vakfı çöküş noktasına getirenlerin, tarihimizde değerli bir yeri olan vakıf kavramını zedeleyenlerin tevazu içinde öz eleştiri yapmak yerine sürekli olarak görevini yerine getiren kurumları suçlayıcı ifadelerle ortaya çıkmalarının takdirini milletimize bırakıyoruz.”
İstanbul Şehir Üniversitesi’nin ardından Ahmet Davutoğlu’nun kurucuları arasında olduğu Bilim ve Sanat Vakfı’na (BİSAV) kayyum atanmıştı. Davutoğlu kayyum kararına “Darbe” diyerek tepki göstermişti.
Bu zaman kadar neden beklemişler acaba? Mali durum tam da yeni parti kurulunca kötüleşmiş…