Önceki yazında ‘koronavirüs aşısıyla bizi kısırlaştıracaklar’ diyen Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü köşesinde virüse karşı en etkili koruma yolunun kenevir olduğunu iddia etti.
“Biyolojik savaşla mı yoksa psikolojik bir savaşla mı karşıyayız” diye soran Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, “Bu virüslere karşı en etkili korunma yolu Kenevir’deki THC ve CBD. Hangi akıl ise bu iki maddeyi de yasaklıyor” dedi.
Dilipak’ın bugünkü yazısının satır başları şöyle:
“Türkiye süreci iyi yönetti. Paniğe sebeb olmadı. Kötü senaryoya ilişkin birtakım ciddi hazırlık çalışmaları yapıldı. Sonunda inşallah götürüp bizi batıdan ithal aşıya mahkûm etmezler.
Bir de bu virüslere karşı en etkili korunma yolu Kenevir’deki THC ve CBD. Hangi akıl ise bu iki maddeyi de yasaklıyor. Biz bunun kavgasını Alkoloid fabrikasını kurarken ABD’ye karşı verdik. Şimdi geldik, aynı lobi Kenevir’de karşımıza çıkıyor.
Yarın Türkiye’de de ölümler başlarsa, ben diyeceğim ki; siz ölmeye devam edin, çünkü yaşamanız için mevzuat müsaid değil. Bu uygulamada “kamu yararı” yok, “kamu zararı” var!. Bu uygulama devletin, anayasa ve yasaların varlık ve meşruiyet esasları ile çelişir.
Bakın, önümde 2020 yılı ilk iki ayı ölüm istatistikleri var. Korona’dan ölen 2360. Grib’ten ölen 69602. Sıtmadan ölen 140.548, İntihar eden 153.696. Trafik kazalarındaki ölüm sayısı 193.479, HIV-AIDS 240.950, Alkol’den ölen 240.950, Sigara’dan ölen 716.498, Kanser’den ölen 1.177.141!
TÜİK verilerine göre ülkemizde ölümle sonuçlanan intihar sayısı 2017 yılında 3 bin 168 iken 2018 yılında 3 bin 161 kişi oldu. İntihar edenlerin yüzde 75,6’sını erkekler, yüzde 24,4’ünü ise kadınlar oluşturdu.
Bu rakamlar ışığında konuya baktığımızda yerine oturmayan taşlar var. Gerçek bize açıklananlardan ibaret değil. Bir biyolojik savaşla mı, ya da psikolojik bir savaşla mı karşıyayız bu çok açık ve net değil. Eğer bir biyolojik savaşla karşı karşıyaysak tedbirimizi ona göre almamız gerekiyor.
Eğer bu bir nüfus kontrol politikasının ürünü ise, o zaman bundan sonraki adımı görmemiz ve tedbirimizi ona karşı almamız gerek.
Bana bu konu çok sıradan, basit bir iş gibi gözükmüyor. Burada çok önemli olan bir diğer husus, bu mikrobun mutasyona uğrayıp uğramadığı ile ilgili…”
Yobazda kendisini bilim insanı sayıyor yahu… Hani iki ayet atsan anlarımda, sen ne anlarsın biyolojiden, pisikolojiden?
Türkiye’deki LEGALIZE hareketinin önderi. Şaka bir yana Dilipak, Türkiye’nin sayılı aydınlarındandır. Virüsü bahane edip başka bir konua ilgi çekmek istemiş. Marijuana(esrar) yasallaşsın da demiyor farkını bilene söyluyor diyor ki kendir ve yan ürünleri yasallaşsın. Kendir tohumunun içinde çok değerli yağ asitleri ve özler var. Bunların insan sağlığina kanser ve depresyon gibi bir çok bulgunun çözümünde faydası biliniyor. Üretelim diyor, kenevir ekimi yasallaştı ama mevzuatında hala eksiklikler var demek istiyor (sanırım oğlu bu işte). Öte yandan sigara ve alkol de uyuşturucudur doğal kenevir çiçeği (esrar) kadar.
Bu beyefendi her konuyu esrara bağlıyor.Narkotik şube bir baksa.
sn dilipak teşekkürler
yaaa şunların söylediği akıl dışı sözleri biz söylesek şimdiye kadar bizi asarlardı herhalde.
ama bu siyasal islamcılar ne söyleerse söylesin hep gündemler ve mutebirler.
Ellah rızası için birisi şu Uydurulmuş dincilerin videolarını ve sözlerini toplasın ve toplu halde İFŞA etsin !!
Bu El-ilah ve peygamber düşmanı larını artık AFİŞE edin bunu için inanılmaz materyaller ve dükümanlar var artık elimizde!!
Virüse karşı en etkili korumanın THC ve CBD olduğunu hangi araştırmaya dayanarak yazmış acaba? Kaynak verilmemesi normal. Normalleşmiş, nasıl olsa hangi fikirden olursa olsun her gazeteci, yazar gibi sallıyor. Okuyucu kendi fikrinden olan insana inanıyor nasıl olsa. Atış serbest!
Yazının devamına “Burada çok önemli olan bir diğer husus, bu mikrobun mutasyona uğrayıp uğramadığı ile ilgili” demiş. Buradan henüz virüsün mutasyona uğrayıp uğramadığının belli olmadığını anlıyoruz. Yani henüz tanımadığı virüse THC ve CBD ile çözümü bulmuş.
Bazı sorular sormuş, sorgulamış. Hüseyin Vodinalı gibi yıllar önce yazılan bir romanı kaynak olarak göstermemiş. Genel olarak, sorulması gereken soruları sormuş. Hüseyin Vodinalı mesela yazılarında konuyla hiç alakası yokken birden Atatürkün ne kadar büyük bir avrasyacı olduğundan bahsediyor. Hüseyin Vodinalıyla aynı zekada olsa muhtemelen “Derdi veren Allah dermanınıda verir elbet” güzel ideolojik bir bağ kurabilirdi. Genel olarak Hüseyin Vodinalıdan çok daha mantıklı yazmış. Bence, gelsin veryansıntvde yazsın.
Milleti uyusturucuya baglayacaklar.