Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, geçtiğimiz hafta Atatürk düşmanı imam Halil Konakcı’yı Diyanet İşleri Başkanlığı’na şikayet etmişti.
Dikbayır, bugün yaptığı açıklamada Diyanet İşleri Başmüfettişi İbrahim Öztürk ve Müdür Yardımcısı Hüseyin Akdağ’ın kendisini ziyaret ettiğini duyurdu.
Diyanet’in idari soruşturma başlattığını söyleyen Dikbayır, şikayete konu olan tüm belgeleri dosya halinde yetkililere teslim ettiğini ve gerekli bilgilendirmeyi yaptığını söyledi.
Ümit Dikbayır, X hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Geçen hafta “Halil Konakcı” isimli şahıs için Diyanet İşleri başkanlığına yazılı şikayette bulunmuştum.
Açılan idari soruşturma kapsamında bilgime başvurmak için Diyanet İşleri Baş müfettişi İbrahim Öztürk ve Müdür Yrd. Hüseyin Akdağ ziyaretime geldiler.
Şikayete konu olan tüm belgeleri dosya halinde kendilerine teslim ettim ve gerekli bilgilendirmeyi yaptım.
Konunun takipçisi olacağımı bildirir, kendilerine çalışmalarında kolaylıklar dilerim.”
Geçen hafta “Halil Konakçı” isimli şahıs için Diyanet İşleri başkanlığına yazılı şikayette bulunmuştum.
Açılan idari soruşturma kapsamında bilgime başvurmak için Diyanet İşleri Baş müfettişi İbrahim Öztürk ve Müdür Yrd. Hüseyin Akdağ ziyaretime geldiler.
Şikayete konu olan… pic.twitter.com/2Vlpb7GFOX
— Ümit Dikbayır (@UmitDikbayir) February 12, 2025
İŞTE ŞİKAYET GEREKÇESİ
Dikbayır, Konakcı’nın “Tüm hainler İttihat ve Terakki içinden çıktı” sözlerini şikayetine gerekçe göstermişti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a şikayet mektubu gönderen Dikbayır, şu ifadelere yer vermişti:
“Son dönemde bazı basın organları ve sosyal medya platformlarında, “Tüm hainler İttihat ve Terakki içinden çıktı” şeklinde ifadeler kullanan bir imamın açıklamaları dikkat çekmektedir. Söz konusu açıklamalar hem tarihsel gerçeklerle bağdaşmayan hem de toplumsal kutuplaşmayı derinleştiren bir içeriğe sahiptir. İlgili imam, devletin maaşlı bir görevlisi olarak, kamu görevlisi kimliğiyle toplumun her kesimine hitap etmekte ve dini liderlik yapmaktadır. Bu bağlamda, yaptığı açıklamaların siyasi bir nitelik taşıması ve toplumsal barışı hedef alan söylemler içermesi kabul edilemezdir.
Öncelikle İttihat ve Terakkinin anlamını bilmek gerekir. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kuruluş tarihi 21 Mayıs 1889’dur. Osmanlı Devleti’ni içine düştüğü bunalımdan kurtarmak, askıya alınan anayasayı tekrar yürürlüğe sokmak, dönemin padişahı 2. Abdülhamit’in baskı rejimine karşı mücadele etmek, Osmanlı Devleti’nin çöküşünü engellemek, kapatılan meclisin yeniden açılmasını sağlamak için bir araya gelen bir grup askeri tibbiye öğrencisi, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin temelini atmıştır. İlerleme ve Birlik için kurulmuş bir oluşumdur ve bir nesli ifade etmektedir.
Din görevlisi anlamından bile bir haber olduğu oluşumu toplumsal ayrımcılık yapmak için kullanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı, din ve devlet işlerinin ayrılığı ilkesine ve her türlü siyasi ideolojiden bağımsızlık ilkesine dayanan bir yapıyı temsil etmektedir. Bu tür açıklamalar, devletin laik yapısına zarar verme potansiyeline sahip olup, aynı zamanda dini otoritenin siyasallaşmasının önünü açmaktadır. İmamın, halkı belli bir siyasi görüş doğrultusunda yönlendiren ve siyasi tarih üzerinden önyargı oluşturan söylemleri tarihi gerçekleri de görmemezlikten gelmektedir. Bir din görevlisinin siyaseti camiye taşıması büyük bir yanlıştır.
Söz konusu açıklamaların, bir kamu görevlisinin tarafsızlık ilkesine ve devletin resmî ideolojisine ters düştüğü açıktır. Ayrıca, bu tür ifadeler, özellikle genç nesillerin tarihsel olaylar ve siyasi duruşlar hakkında yanlış yönlendirilmesine ve toplumsal kutuplaşmanın artmasına yol açmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, dini görevlilerin herhangi bir siyasi söyleme dayalı açıklamalardan kaçınmalarını sağlayacak denetim mekanizmalarını daha güçlü bir şekilde işleterek, tarafsızlık ve objektiflik ilkelerinden sapmamalarını güvence altına alması önemlidir. Bu tür tavırların, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın itibarına ve toplumun farklı kesimleriyle olan ilişkisine olumsuz etkiler yaratacağı endişesiyle, ilgili imam hakkında gerekli inceleme ve tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.”
diyanet mi? Savcılık?