Dr. Kubilay Kaptan, AFAD raporunu hatırlatıp uyardı: Oradaki nesli kaybederiz!

Afet uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, Kahramanmaraş depreminden etkilenen kentlerin yeniden inşasında dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Veryansın TV'ye konuşan Dr. Kubilay Kaptan, AFAD'ın Kahramanmaraş'taki karanlık senaryoyu yazdığı 2020 tarihli raporunu hatırlattı. İlk önce halkın travmasını atlatması için yapılacakların belirlenmesi gerektiğini söyleyen Kaptan, "Marmara depreminden sonra bir nesli topyekün kaybettik. Yine burada da bir nesli, oradaki nesli, topyekün kaybederiz." diyerek uyardı.

featured

MERVE DUMAN / VERYANSIN TV

Afet uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, Veryansın TV’ye verdiği söyleşinin ikinci bölümünde “Kahramanmaraş depreminden etkilenen illerde kentlerin yeniden inşa edilmesinde nelere dikkat edilmeli?” sorusunu yanıtladı:

“Bir yıl içinde yeniden inşaya başlamak doğru olur, fakat böyle başlamak olmaz, yani bu mantıkla başlamak olmaz. Kahramanmaraş Valiliği’nin AFAD’la beraber 2020 yılında, yani üç yıl önce yayımladığı İl Afet Risk Azaltma Raporu’nda çok açık olarak Kahramanmaraş’ın nerelerinde inşaat yapılmaması gerekirken yapıldığı, nerelerde yapılması gerekirken yapılmadığı çok açık yazılmış. 7,5’lik bir deprem beklendiğini, bu depremden sonra halkın bilinçsiz olduğu için büyük bir felaketin yaşanabileceğini söylemiş ve bu durum gerçekleşirse şurada yine bina yapmayın diye de uyarıda bulunmuş. Hepsine katılıyorum söyleyebilecek ilave bir şeyim yok.

‘İLK ÖNCE HALKIN TRAVMASINI ATLATMASI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER YAPILIR’

Şimdi Kahramanmaraş’ta nereler seçiliyor inşaat yapmak için? Yine tuhaf tuhaf yerlerle beraber, yine olmayacak yerlerle beraber bunlar da işin içine katılarak bir harman yapılmaya çalışılıyor. Doğal olarak bir deprem sonrası ilk bir yıl içinde gerçekten başlaması gereken yeniden yapılanma sürecinin içine ilk önce şehir planlamacılar başta olmak üzere psikologlar, sosyologlar, inşaat mühendisleri, jeoloji mühendisleri, mimarlar oturur. İlk önce büyük bir travma geçiren halkın bu travmasını mümkün mertebe atlatması ve bir daha deprem yaşanırsa binaların en az hasarla atlatılması için yapılması gerekenler belirlenir. Rehabilitasyon alanlarıyla beraber bu planlar hazırlanır, bu planlar tartışılır ve ondan sonra işleme konulur. Bu dediğim aşama aslında olmuş olmalı, bitmiş olmalı. Bu iş bitmediği için bunlar da umursanmadığı için, işte biz helikopterle yer belirleyip inşaat yaparız burada, mantığından yola çıkıyoruz.

‘ORADAKİ NESLİ TOPYEKÜN KAYBEDERİZ’

Doğal olarak bu saydığım uzmanların herhangi bir etkisi olmadan yeniden inşaat yapılacak ama deprem yaşamış birisinin o soğuk eski Rus yapısı binalarına benzeyen yapılarla yaşamasının ne olduğunu bilirim. Hiç tavsiye etmem çünkü Sakarya Marmara depreminden sonra bir nesli topyekün kaybettik. Yine burada da bir nesli, oradaki nesli, topyekün kaybederiz. Bunların da Türkiye’nin geleceği açısından yaratacağı sorunlar, bugün bunu yapanların tahmin edemeyeceğinden bilmediklerinden dolayı çok daha büyük olur.”

AFAD’IN 2020 YILI RAPORU

Afet uzmanı Dr. Kubilay Kaptan’ın da dikkat çektiği, Kahramanmaraş İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) raporunda kentte olası bir deprem ve sonrasında yaşanacaklar anlatıldı. “Kahramanmaraş’ta 7.5 büyüklüğünde bir deprem senaryosu” ifadeleri kullanılan AFAD raporunda, kentin bu depremden nasıl etkileneceği yazıldı.

Raporda; Kahramanmaraş’ın merkezi olarak bilinen Bahçelievler Mahallesi ve çevresinin tamamının, büyük bir depremden etkileneceği belirtildi. Bunun nedeni ise şöyle açıklandı: “Bölgenin aktif fay zonuna yakın olması, yapı stokunun kötü olması, zemin koşullarının sıvılaşmaya müsait olması, yeraltı su seviyesinin çok yüksek olması, bitişik nizam yapılarda tabliyelerin yan yana gelmemesi.”

Ayrıca, bölgenin çok uzun sayılabilecek bir durgunluk dönemi geçirmesi nedeniyle halkın olası bir deprem tehlikesinden habersiz olduğu ve bu durumun tehlikenin boyutunu artırdığı belirtildi.

Raporda, “Yeni kurulacak köy, kasaba ve kentlerin kuruluş ve gelişme yerlerinin seçiminde deprem etkinliği ve deprem riski mutlaka dikkate alınmalıdır. Aktif faylardan uzak ve sağlam zeminler üzerinde, betonarme ve statik hesapları doğru olan, depreme dayanıklı binalar yapılmalıdır.” ifadeleri kullanıldı.

Raporda şöyle denildi:

“Kahramanmaraş, bulunduğu jeolojik konum itibariyle deprem açısından oldukça önemli bir bölgededir. Kahramanmaraş ve çevresinde deprem üretme potansiyeline sahip olan çok önemli faylar bulunmaktadır. Bu faylar; Doğu Anadolu Fayı Kuzey Kolu (Sürgü Fayı, Nurhak Fayı, Elbistan Fayı, Göksun Fayı), Doğu Anadolu Fayı Güney Kolu (Gölbaşı- Türkoğlu Segmenti), Ölüdeniz Fayı (Karasu Segmenti), Kahramanmaraş Fay Zonu, Çokak Fayı, Aslantaş Fayı, Andırın Fay Zonu ve Engizek Fay Zonu’na ait faylardır.

‘DEPREMİN ŞİDDETİNİ 2-3 DERECE ARTIRABİLİR’

Zemin açısından bir değerlendirme yapıldığında Kahramanmaraş yöresindeki en zayıf zeminlerin, Kuaterner yaşlı alüvyonlardan oluştuğu söylenebilir. Ahır Dağı’nın güneyindeki Maraş Ovası ile akarsu yataklarında dağılım gösteren alüvyonlar; gri, açık gri renkli, polijenik unsurlu çakıl ve kumlardan ibarettir. Bunlar içerisinde yer yer siltlere de rastlanılır. Çakıl ve kumlar yatay ve düşey yönde iç içe kamalanmıştır. Materyaller gevşek dokulu ve çimentosuzdurlar. Alüvyonların kalınlığı kuzeyden güneye ve doğudan batıya doğru artış gösterir. Hatta Kahramanmaraş’ın batısında bu kalınlık tavlanmanın da etkisiyle 300 m’ye ulaşır. Yapılaşmanın yoğun olduğu alüvyonların yumuşak ve gevşek zemin özelliğinde olması ve yer altı suyu seviyesinin yüzeye yakınlığı (genelde 0.5-10 m.), depremin şiddetini 2-3 derece arttırabilmektedir. Bu nedenle alüvyonların bulunduğu alanlarda yeraltı su seviyesinin yüksek olduğu alanların muhtemel bir depremde sıvılaşma özelliği göstereceği beklenmektedir.

‘YERLEŞMELERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU ZAYIF ZEMİN ÜZERİNDE’

Sonuç olarak, Kahramanmaraş yöresi ve çevresi, tektonik yapısı bakımından sismik aktivitesi yüksek olan birinci derecede deprem bölgesi içinde kalmaktadır. Bölge, diriliğini koruyan Doğu Anadolu Fayı ile Ölü Deniz Fayı’nın etkisi altındadır. Bu faylarda 200 yıllık bir enerji birikiminin olduğu ve sismik olarak oldukça yüksek bir potansiyel tehlikenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda fayların henüz disloke olmayan segmentlerinin Kahramanmaraş yakınında yer alması bu kesimde risk derecesini arttırmaktadır. Doğu Anadolu Fayı ile Ölü Deniz Fayı’nın Kahramanmaraş’ın hemen güneyinde karşılaşmaları ve kollara ayrılarak büklüm yapmaları, olması muhtemel büyük magnitüdlü depremlerin episantr alanını oluşturabilir. Bu da riski ve oluşacak hasar derecesini artıracağı endişesini doğurmaktadır. Bunun yanında yerleşmelerin büyük çoğunluğunun çok zayıf zeminler üzerinde yer alması bu endişeyi daha da kuvvetlendirmektedir.

‘HALK OLASI BİR DEPREM TEHLİKESİNDEN HABERSİZ’

Bölgenin çok uzun sayılabilecek bir durgunluk dönemi geçirmekte oluşu nedeniyle halk, olası bir deprem
tehlikesinden habersizdir. Bu durum tehlikenin boyutunu bir kat daha artırmaktadır. Bu nedenle olası bir depremde can ve mal kayıplarını en aza indirmek için, meskun alanlarda zemin etütlerinin ayrıntılı olarak yapılması ve tehlikeli zonlardaki yapıların tahliyesi zaruridir. Ayrıca, yeni kurulacak köy, kasaba ve kentlerin kuruluş ve gelişme yerlerinin seçiminde deprem etkinliği ve deprem riski mutlaka dikkate alınmalıdır. Aktif faylardan uzak ve sağlam zeminler üzerinde, betonarme ve statik hesapları doğru olan, depreme dayanıklı binalar yapılmalıdır.”

Söyleşinin ilk bölümü için aşağıdaki görsele tıklayınız.

thumbnail
İlişkili Haber

Bakanlığın ‘İstanbul’ planına itiraz: Türkiye’nin geleceği için büyük kötülük!

Dr. Kubilay Kaptan, AFAD raporunu hatırlatıp uyardı: Oradaki nesli kaybederiz!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!