1. Haberler
  2. Analiz
  3. Emek ve vatan

Emek ve vatan

featured

Mustafa Özgür Sancar yazdı…

1 Mayıs’ı geride bıraktık; geniş halk kitleleri alanlara ulaşmakta zorlandı. İstanbul’da kutlamalar için gösterilen Kadıköy’e vapur seferleri durduruldu, aktarmalar için merkez olan metro istasyonları kapatıldı, 1 Mayıs’ın öznesi olan çalışan geniş kitleler işlerine gitmek için uzun süre beklemek, defalarca kimlik kontrolünden geçmek ve kilometrelerce yürümek zorunda kaldı.

1 MAYIS BİR BAYRAMDIR

Oysa 1 Mayıs bir bayram, insanların özgürce, Anayasadan kaynaklanan hakları doğrultusunda kutlaması gereken bir şenlik, kucaklaşma günü…

Ne var ki işçi ve emekçinin bayramı bir eziyet gününe dönüştürüldü.

Bunun başlıca nedeni, tarihin itici gücü işçi ve geniş emekçi kitlelerin büyük bir halk hareketine dönüşmesinden ileri geliyor. Görünen o ki bu gerçeklik hükûmet nezninde büyük bir endişe yarattı.

VATANI EN TUTARLI BİÇİMDE İŞÇİ VE EMEKÇİLER KORUR

Saraçhane eylemlerinde somutlaşan halk hareketi, Memleket ve Cumhuriyet’i temel alarak, en kapsamlı ittifak içerisinde vatan savunması yapacağını gösterdi.

Emek vatan varsa var olabilir, anlamı ve değeri vatandan ileri gelir. Vatan sadece bir toprak parçası değildir, kültür ve kader ortaklığı yapan farklı etnik kökenden halkı bir üst kimlikte ulusa dönüştüren bir aidiyettir.

Dolayısıyla vatanı, en tutarlı biçimde işçi ve büyük emekçiler kitleler korur.

Bugün Türkiye’ye yönelik işgal dahil, her türden tehdite karşı koyacak en büyük güç işçi sınıfı ve büyük emekçi kitlelerdir.

VATAN EMEK İLE, EMEK VATAN İLE VAR OLUR

Vatan ve emek birbirine sıkı sıkıya bağlı, varlıkları birbirinin zorunlu sonucu olan iki büyük değer ve kavramdır. Türkiye’nin sorunlarını çözecek en radikal kavramlardır; çünkü içerisinde, köylüyü, çiftçiyi, ülke ekonomisini düzlüğe çıkartacak üretim var, ülkemize Ortadoğu’dan, özel olarak Suriye’den, Ege ve Akdeniz’in güney doğusundan, Güney Kıbrıs üzerinden yöneltilen Amerikan, İsrail namlularına direnecek bölge merkezli, millî dış politika var.

Vatan ve emek kavramlarında, toplamda ulusu birleştirecek bir millî hükümet programı var.

Yurttaşın temel hak ve özgürlüklerini sağlayacak gerçek demokrasi anlayışı var.

MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİMLERİN GÜCÜ İŞÇİLERDEN GELİR

Anayasal dönemin başlangıcı kabul edilen, 1215’te İngiltere kralının haklarını kısıtlayan, Magna Carta’dan Büyük Fransız Devrimi’ne oradan Amerikan Bağımsızlık Bildirgesine kadar, bugünkü temel hak ve özgürlüklere kaynaklık eden tarihsel adımlarda esas olarak işçi ve emekçiler var. 1871’deki Paris Komünün’deki devrimci hükûmet, bilinenin aksine hak ve hukukun, yurttaş statüsünün Burjuva Demokratik Devrimler’le değil, işçi sınıfının üretimden gelen gücüyle sağlandığını gösteren en berrak tarihi örnek.
İşçi sınıfı 8 saatlik çalışma süresini canını ortaya koyarak kazandı.

Ulusal ve modern devletlerin ortaya çıkmasını sağlayan millî demokratik devrimler işçi sınıfı sayesinde başarıldı.

Emekçilerin varlığı olmadan burjuvazinin aristokrasiye galip gelmesi mümkün değildi.

Bugün her bir yurttaşın, seçme ve seçilme hakkından, anayasal ve diğer hukuksal haklara kadar en geniş çerçevedeki kazanımları esas itibarıyla işçi sınıfının mücadelesi ile ortaya çıktı.

Bu tarihî gerçekler bize en net şekilde vatanı ve emeği özgürleştirecek, Cumhuriyet devrimlerini ilerletecek biricik gücün emekçilerde olduğunu gösteriyor. 

1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!