Enkaz altında 108 saat yaşam savaşı… ‘Anneme kalmaz diye ceset torbası almıştım’

6 Şubat'taki depreme Adıyaman’daki evlerinde yakalanan Ayşe Keskin (60), enkaz altında 108 saat yaşam savaşı verdi. Eline geçirdiği bir fayans parçasını betona vurarak son anda sesini duyurabildi ve 5 gün sonra enkazdan yaralı çıkarıldı. 10 aydır hastanede tedavi gören Keskin, yaşam savaşını anlattı. Oğlu Berat Keskin ise "Ceplerimi boşaltırken, sol cebimden annemin ceset torbasını buldum. Çünkü ceset torbalarını dağıtıyorlardı ve anneme kalmaz diye anneminkini cebime koymuştum. Ben İstanbul'a bununla geldim." dedi.

featured

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde tedavi gören engelli hastalar, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü için haftalardır hazırlandıkları halk oyunları gösterisinde, refakatçileri ve tedavilerini gerçekleştiren sağlık mensupları ile zeybek ve Ankara havası oynadı.

Gösteri için hazırlanan hastalar arasında 6 Şubat depremini Adıyaman’da yaşayan 60 yaşındaki Ayşe Keskin ile 30 yaşındaki oğlu Berat Furkan Keskin de vardı. Enkaz altında 5 gün yaşam savaşı veren ve yaralı olarak çıkarıldıktan sonra her iki bacağı da ampute edilen Ayşe Keskin, yaşadıklarını ilk kez DHA’ya anlattı. 

ENKAZDA 5 GÜN, YOĞUN BAKIMDA 1 AY YAŞAM SAVAŞI

Depremin 5. günü enkazdan yaralı olarak çıkarıldıktan sonra ambulans uçakla İstanbul’a sevk edilen ve yaklaşık 1 ay entübe şekilde yaşam mücadelesi veren Ayşe Keskin’in her iki bacağı da ampute edildi. Keskin, fizik tedavi için başka bir hastaneye nakledildi. Protezi için aylardır bekleyen Keskin, yapacakları halk oyunları gösterisinden hemen önce protezlerine kavuştu. 

SESİNİ FAYANS PARÇASINI BETONA VURARAK DUYURDU

Keskin, yaşadıklarını şöyle anlattı: 

“Eşim, oğlum ve ben 4. katta oturuyorduk. 2 dakika içerisinde Rabbim verdiği emanetleri aldı. Oğlum ilk depremde çocuk odasındaydı, pencereden dışarıya 4. kattan düştü; ona bir şey olmadı. Eşimin yatak odasında üzerine kolon düşmesinden sonra sesini duyamadık. Benimse ilk depremde ayaklarıma kolon düştü. İkinci depremde de kolonun üzerine tavan düştü. Enkaz altında, iş makineleriyle girelim dediklerini duydum. Sol kolum hareket ediyordu; sol kolumla altımdan bir fayans parçası aldım ve beş defa yukarıya vurdum. O anda bir tane termal kamera gelmiş, sesi duyar gibi olmuşlar canlı var diye. Ondan sonra rahatladım mı bayıldım mı bilmiyorum. 5 günün sonuna kadar kendimdeydim.”

‘ENKAZDA ELİMİZDEN TUTAN OLMAMIŞTI’

Enkaz altında kaldığı 5 gün boyunca nefes alabildiği için hiç umudunu yitirmediğini, komşularının yardım seslerini duyarak o süreyi geçirdiğini söyleyen Keskin, “Kar yağdığını biliyordum, çocuklar bana kartopu atıyorlardı, onunla dudaklarımı ıslatıyordum. Karşı komşumun küçük kızı vefat ederken, ‘Baba beni sıkma’ dedi. İlkokula giden küçük bir kız çocuğuydu, sonradan onun boğularak öldüğünü öğrendim çok üzüldüm. Milli folklorcuyum. Efsane Adıyaman ekibi vardı, liseler arası dünya birinciliğimiz var Adıyaman olarak. İnsan böyle de hayata bağlanabilir. Folklor zaten bir nevi bir tutku. Bundan sonra protezle yaşayacağım. Bu hastane ve Zeynep Hoca ile Evrim Hoca şansım oldu. Elimden tuttular. Enkazda elimizden tutan olmamıştı ama burada hayata yeniden bağlandık. Devletimize ve milletimize Rabbim zeval vermesin. Bundan sonra emaneti böyle taşıyacağım” diye konuştu.

‘NEREYE GİDECEĞİMİZİ BİLMİYORUZ’

Depremin verdiği zararlardan hiçbirinin kendisini teğet geçmediğini gözyaşları içinde anlatan Keskin, gidecek bir yeri olmadığını ve engelli bir birey olarak konteyner ya da çadırda yaşamasının çok zor olacağını söyleyerek tek isteğinin yeni evlerine kavuşmak olduğunu kaydetti ve sözlerini şöyle noktaladı:

“Belki şans bize bu sefer güler ve sıra gelir de yeni evimize kavuşuruz. Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Çadırda yaşamak çok zor. Ben eşimi kaybettim, kardeşim aile boyu gittiler; iki çocuğu kendisi. Öbür kardeşimin 3 yıllık damadı, 1. yaşındaki torunu vefat etti. Binadaki arkadaşlarım, 40 yıllık komşularım, 36 tane kayıp verdim. Hepsinin mucizesi oldum. Gidecek yerim yoksa da bekleyenim çok.”

‘ANNEME KALMAZ DİYE CESET TORBASI ALMIŞTIM’

Oturdukları 6 katlı binanın 4. katından hafif yaralı olarak çıktıktan sonra enkazın başından bir an olsun ayrılmayan Berat Furkan Keskin ise annesi ambulans uçakla İstanbul’a getirildikten sonra kendisinin de ilk uçakla buraya geldiğini ve ilk kez 5 gün sonra arkadaşlarının evinde sıcak bir yatak gördüğünü anlatarak şunları söyledi:

“İstanbul’a geldim annem entübeydi; yoğun bakımdaydı. Buradaki arkadaşlarım beni ilk defa sıcak bir yatağa götürdüler uyumak için. 5 gün sokakta, yağmur altındaydık. Üzerimde bir mont vardı, iş montuydu oradaki bir petrol işçisi vermişti. Ceplerimi boşaltırken, sol cebimden annemin ceset torbasını buldum. Çünkü ceset torbalarını dağıtıyorlardı ve anneme kalmaz diye anneminkini cebime koymuştum. Ben İstanbul’a bununla geldim. Şimdi karşılıklı zeybek oynamanın bana vereceği mutluluğu tarif edemem.”

Enkaz altında 108 saat yaşam savaşı… ‘Anneme kalmaz diye ceset torbası almıştım’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!