1. Haberler
  2. Manşet
  3. Erdoğan ‘soğan’ polemiğinden çıkamıyor: Yol yenmez bay profesör

Erdoğan ‘soğan’ polemiğinden çıkamıyor: Yol yenmez bay profesör

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soğan-patates zamları üzerinden bilim insanlarını hedef almayı sürdürdü. Erdoğan, “Her şeyden önce yol yenebilen meta değildir, bunu bilesin bay profesör. Yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Beyefendiler şunu bilmesi lazım, bu domates de patates de bu yollardan gidiyor” dedi. Erdoğan, ekonomideki kötü gidişle ilgili eleştirilere de "Ekonomide sıkıntı varmış, yoo. Biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz” diye yanıt verdi.

featured

5 yıldızlı otel, alışveriş merkezi, eğitim merkezi, ofis bölümleri ve yaşam alanlarını içinde bulunduran İstanbul Finans Merkezi’nin bankalar etabı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle hizmete açıldı.

‘İSTANBUL’UN ÖNÜNDE YENİ FIRSAT PENCERELERİ AÇIYOR’

Erdoğan açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bu yıl 6 Şubat depremlerinin gölgesinde idrak ettiğimiz Ramazan ayını her bakımdan dolu dolu değerlendirmenin gayretindeyiz. Hem yaraları sarmanın hem de milletimize umut olmanın müjdeli haberlerle umut aşılamanın çabasındayız. Deprem bölgesindeki kardeşlerimizi ihmal etmeden, yatırım ve kalkınma hamlelerimize hız veriyoruz. Durmak yok, yola, yatırıma, hizmete, eser kazandırmaya devam diyerek milletimizi hayalleriyle buluşturmayı sürdürüyoruz. Bugün de Türkiye’yi finans alanında bir üst lige çıkaracak, İstanbul Finans Merkezi’nin ilk etabının açılış heyecanını yaşıyoruz. Dünyada; New York, Londra, Frankfurt gibi asırlık merkezlerin yanında Dubai, Singapur, Hong Kong gibi önemli finans merkezleri de bulunuyor. Küresel finansın ağırlık merkezi giderek daha belirgin şekilde batıdan, doğuya doğru kayıyor. Bu çerçevede Asya ve Avrupa arasında artan ticari rekabet ile ülkemizin jeopolitik konumu, İstanbul’un önünde yeni fırsat pencereleri açıyor. Ülkemizi, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme üzerine kurulu Türkiye Ekonomi Modeli ile hedeflerimizi bir adım daha yukarı taşıdık. Tarihi olarak doğu ve batı arasında hem coğrafi hem de ticari köprü görevi üstlenen İstanbul’un finansal piyasalar arasında aynı bağı kurma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz” dedi.

‘SANDIĞIN RENGİNDEN EN UFAK BİR ŞÜPHE DUYMUYORUM’ 

“Ülkemiz 14 Mayıs tarihinde yapılacak bir seçim sürecinin içinde bulunuyor. 27 gün sonra sandıklara gidecek hem kendimizin, hem evlatlarımızın, hem de Türkiye’nin geleceğine dair kritik karar vereceğiz” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“Sadece adaylar, sadece siyasi partiler ve ittifaklar arasında değil, aynı zamanda iki farklı anlayış arasında da mühim bir tercih yapacağız. Biz milletimizin tercihinin son 21 yıldır olduğu gibi yine eser, yine hizmet ve yatırım siyasetinden yana olacağına inanıyoruz. Ülkemizin son 21 yıldır sabırla, inatla ve istikrarla sürdürdüğü ekonomik kalkınma yolculuğu kesintiye uğramayacaktır. 14 Mayıs’ta inşallah bir kez daha milli irade tecelli edecek, aziz milletimiz bismillah diyerek, Türkiye Yüzyılı’nı başlatacaktır. Ömrünün 40 yılında meydanların nabzını tutan, meydanların dilini okuyan siyasetçi olarak Allah’ın izniyle sandığın renginden en ufak bir şüphe duymuyorum.”

‘YAP, İŞLET, DEVRET NEDİR ÖĞREN’

Millet İttfakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Erdoğan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“20 yıl bu ülkede başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yaptım. Ama böyle bir safsata, yalan dolan, hile, dünyanın hiçbir liderinde görmedim ama bu zavallı ne yazık ki hayatında bir SSK var ki, SSK’yı batıran bu değil mi? Ah rahmetli Savaş Ay. Hayatta olsaydın da bunları bütün millete tekrar gösterseydin. O hastanelerimizde vatandaşlarımın hali neydi? Şehir hastanelerimizle dünyaya meydan okuyoruz. Liderler bu hastanelerimizi gördüğü zaman hayran kalıyor. Bay Bay Kemal ne diyor biliyor musunuz? Yap, işlet, devret nedir bunu bilelim. Ben öğrenemediysen napayım? Bir de senle mi uğraşacağım? Biraz azmin varsa, aç kitapları bir karıştır. Yap, işlet, devret nedir öğren. Bunlar bakkal hesabı yapacak kadar ekonomi ve matematik bilgisi olan bunlarla ekonominin idare edilemeyeceğini çok iyi görüyor. Bu millet 25-26 sene önce meydanlarda iki anahtar vaadiyle dolaşanların, kendini elindeki anahtarlardan da ettiğini unutmaz. Bu millet sabah akşam ahkam kesen, IMF çantacılarının ülkeyi geride bırakacak vaatlerini çok iyi bilir. Ülkeye geride milyarlarca dolar borç takarak nasıl ortadan kaybolduğunu unutmaz” ifadelerini kullandı.

‘EKONOMİDE SIKINTI VARMIŞ, YOO…’

“7’li masanın etrafında olanlar var ya, onlardan bir tanesi de, ismini vermeyeceğim. Davos’tayız. Başındaki adamla görüştüm. İki de bir adamları gönderiyorsunuz ve bunlar Türkiye’yi idare etmek adına konuşuyorlar. Taksitlerinizi alıyor musunuz? Alıyorsunuz ama Türkiye’yi idare edemezsiniz, Türkiye’yi idare etmek bana aittir, ona siz asla müdahale edemezsiniz. 23 buçuk milyar dolar o zaman IMF’ye borcumuz var. 2013’e kadar biz ödemelerimizi yaptık, bitirdik. 2023’ten sonra bizim IMF ile artık ilişkimiz kalmadı. Peki daha sonra ne oldu? Daha sonra, şu anda CHP’nin sözcüsü olan zat ve bir de ortağı olan bir ara, hazinenin başında olan zat, bunlar gittiler, kapalı kapıların ardında, otelde bunlarla IMF adına pazarlık yaptılar. Bize de tavsiyede bulundular. IMF’den destek almadan bu işi yürütemeyeceksiniz diye. Niye? Ekonomide sıkıntı varmış? Yoo, biz gayet yolumuza devam ettik, ediyoruz. Bizim Merkez Bankamızın da döviz rezervi 27 buçuk milyar dolardı. 2013’ten sonra IMF ile ilişiğimizi kestik. Merkez Bankasının döviz rezervi devamlı artış kaydındaydı, arttı. Şuanda da ihtiyacımız yok. Bu millet, ülke hazinesi tam takır olduğu için IMF’den alınan borçlarla, nasıl memur, emekli maaşlarının ödendiğini unutmaz. Memur maaşlarının nasıl ödendiğini hatırlayın. Kimin dönemiydi bunlar? Bunlar bu millete çok çile çektirdiler. Bu millet bugün afaki vaatlerle ortalıkta dolaşanların geçmişte SSK’yı nasıl batırdığını, ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiğini asla unutmaz. Bu millet 1990’lardaki popülist eylemlerin nasıl Türkiye’yi ekonomik çöküşe sürüklediğini asla unutmaz. Hiçbir zaman da unutmayacaktır.”

‘SEN SOĞANI VURUP DAĞITABİLİYOR MUSUN?’

“Türkiye, gündeme gelmek uğruna, nerede kıpti misali sırkatin söyleyen pek çok çapsız siyasetçi görmüştür. Ama şimdiye kadar ülkemizde hiçbir siyasetçi millet yol mu yiyecek? Lafa bak. Önünde de prof yazıyor. Köprü mü? Viyadük mü? Havalimanı mı? Bunları mı yiyecek?, soğandan, domatesten haber ver. Benim Anadolu köylüm, onları gayet iyi biliyor. Ama sen ne soğanın lezzetini bilirsin, soğanı vurup dağıtabiliyor musun? Dağıtamaz, onların lüksünü bozar. Ekonomi cahili eser ve hizmet düşmanı olmuştur bunlar. Bırakın ekonomiden anlamayı, bırakın hesap uzmanı olmayı, dünyayı az buçuk takip eden hiç kimse bile böyle cümle kurmaz. Bu viyadükleriniz, köprüleriniz, havalimanlarınız olmasaydı, biz Türkiye’nin bir ucundan bir ucuna nasıl giderdik. Bu kadar üniversiteye ne gerek var dediler. 208 üniversiteye çıktık, istedik ki 81 vilayetimizin tamamında üniversitemiz olsun. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmasın. Beni üzen bir şey daha var, yol yenebilen, yenerek tüketilen bir meta değildir,  bunu bilesin bay profesör. Demek ki senin tedrisatında bunları size öğretmediler. İkincisi yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Üretici mahsulünü satar, turist seyahat eder, sanayici ihracat yapar, nakliyeci malzeme taşır, yol yenmez. Ama yol sayesinde yatırım gelir, sanayi gelişir, ülke kalkınır, ekonomi büyür, istihdam oluşur. Elbette yol yenmez ama yol sayesinde 85 milyon hem birbirine kavuşur hem de evine ekmek götürür. Yol sadece yol değildir, tıpkı enerji gibi, teknoloji gibi, inovasyon gibi; ekonominin, üretimin sanayinin bel kemiğidir. Biz bunun için her fırsatta ‘Yol medeniyettir’ diyoruz. Biz bunun için 25 yıldır ülkemizin ulaşım alt yapısına yatırım yapıyoruz.”

‘DOMATES DE, PATATES DE YOLLARDAN GİDİYOR’

“Beyefendiler, şunu bilmesi lazım, domates de, patates de, bu yollardan gidiyor. Bu yollar olmasaydı, bunları tüketicinin olduğu yere ulaştıramazsın. Biz bunun için 81 vilayetimizi hem birbiriyle hem de tüm dünya ile yollarla, otoyollarla, köprülerle, havalimanlarıyla, limanlarla bağlamaya çalışıyoruz. Eğer bunlar olmasaydı, 6 Şubat depreminde biz bütün bu ihtiyaçları deprem bölgelerine nasıl ulaştıracaktık. Bir taraftan uçaklarımız, bir taraftan TIR’larımız çalıştı. Uçaklarımızla depremzedelerimizi, ülkemizin değişik yerlerine taşıdık. Hem de ücretsiz taşıdık. Tüm vatandaşlarıma soruyorum biz ülkemizi yollarla örmeseydik, Türkiye’yi bugünlere getirebilir miydik? Yol yapmasaydık, 2003 yılından bu yana 251 milyar dolardan fazla doğrudan yatırım çekebilir miydik? Yol yapmasaydık, ülkemizi ortalama yüzde 5 oranında büyütebilir, istihdamı 32 milyona çıkarabilir miydik? Havalimanı yapmasaydık, yıllık 51 buçuk milyon turist misafir edebilir miydik? Tren yollarımızı yenilemeseydik, ihracatımızı 36 milyar dolardan alıp 255 milyar dolara ulaştırabilir miydik? Her alanda cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırabilir miydik? Hiç uzağa gitmeye gerek yok. İstanbul Havalimanı bile ulaştırma yatırımlarının katma değerini göstermeye yeterlidir. Nadir gösterilen havalimanlarından bir tanesi. Milli gelire 23,75 milyar avro, üretime 51,3 milyar avro, ihracat 4,2 milyar avro, vergiye 1,23 milyar avro katkıda bulunurken, istihdama etkisi 972 bin kişi oldu. Bay Bay Kemal bunları takip edemez, hafızası da buna yetmez.”

‘BİZ YOL YAPARAK CHP ZİHNİYETİNİN FAKİRLİK ZİNCİRLERİNİ PARÇALADIK’

Eğitimde yapılan çalışmalardan da bahseden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Teksir kağıtlarıyla okuduk, bu teksir kağıtları, üst sınıftaki ağabeylerimiz bize onu bile vermezlerdi. Kuşe kağıtlarla kitaplarımızı hazırladık, sıralarımızın üzerine koyduk. Bu işte bir anlayışın ifadesidir. Üniversiteyi de aldık 78’den, artırdık. Göreve geldiğimizde bu bölge, çukur, çamur, bütün pisliklerle dolu olan bir yerdi. İsminin Ataşehir olmasına bakmayın, Ata’yla uzaktan yakından alakası yoktu. Burası öyle bir yerdi. Fikirtepe’de kentsel dönüşümün açılışını yapacağız. Orada bir tane köşk vardı. O köşkün dışında tamamen, rezalet. Orayı kentsel dönüşümle aldık, bugünkü haline getirdik. Biz bütün buraları, çukur, çamur, çakır ne derseniz, hepsi var. Birer can pazarına dönmüş yollardan biz kurtardık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde buralarda çektiğimiz çileleri iyi bilenlerimiz var. Biz yol yaparak, CHP zihniyetinin insanımızı mahkum ettiği yokluk, yoksulluk, fakirlik ve işsizlik zincirlerini parçaladık. Ümraniye çöplüğünün ne hale geldiğini, oranın belediye başkanı Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanıydı. O çöplük patladı. Orada 39 vatandaşımız öldü. Çünkü CHP bu demektir, orayı yeşil milli park haline biz getirdik. Biz yol yaparak Türkiye’yi, İstanbul Finans Merkezi yaparak stratejik bir projeyi hayata geçirebilecek modern bir alt yapıya ve vizyona kavuşturduk.”

‘UÇAKLARI SATACAKMIŞ’

“Tüm bunların yanında yol yaparak, otoyol yaparak, 31 yeni havalimanı inşa ederek, Bay Bay Kemal ve ortaklarının özel uçakla il il dolaşmasını da kolaylaştırdık. Ne diyor? Gelince, uçakları satacakmış. Peki, uçak kiralıyorsun, onunla gidiyorsun? Demek ki kiralayacak imkanları da var. Onunla beraber seyahatlerini yapıyor. Bu millet, bu milletin kendi uçaklarını inşallah bunlara asla devretmeyecek. Ben buna inanıyorum. Sağlıkta muhteşem adımlar attık. Sadece Çam Sakura Şehir Hastanesi’nden sonra biliyorsunuz havalimanında Murat Dilmener Hastanesini yaptık. Hastaneleri kovid döneminde yaptık. İş bilenin, kılıç kuşananın. Bütün bunları yaparak o sıkıntılı dönemi hamd olsun atlattık. Her şeyden önce insan, insan, insan. Bu ülkeyi en büyük projeleri yıkmak, engellemek, durdurmak olanların insafına bırakmayacağız.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. derdi 500 milyon dolarlik ucagi, bakalim gider ayak onu ustune gecirecek mi. Malum Katar sahsina hediye etti ya. Yersen. Yiyen olur.

    Cevapla
  2. Bugün de güldük

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!