Akşam yazarı Kurtuluş Tayiz, ‘Sanki Erdoğan’dan kurtulma fırsatı yakalamışlar gibi depremi heyecanla karşıladılar’ diyerek ekranlara çıkan gazeteci ve profesörleri eleştirdi. Tayiz, ‘En çok yalan iktidarı devirmeye yaklaştıklarında, darbe ve ayaklanmalar esnasında söylenir.’
Türkiye, İstanbul’u üst üste sallayan depremleri ve yaklaşan büyük Marmara depremini konuşuyor. Evde, okulda, pazarda, parkta, bahçede… Haliyle ekranlarda da… Bu durumdan rahatsız olan Akşam yazarı Kurtuluş Tayiz ‘Depremle darbeyi karıştırdılar’ başlıklı yazısında “Depremi darbeye dönüştürmek isteyenlerin az olmadığını göstermesi bakımından ibretlik olmuştur’ ifadelerini kullandı.
Tayiz’in yazısının satırbaşları şöyle:
“(…) Siyasetçisinden deprem profesörüne, televizyoncu ve gazetecisine kadar ortak özellikleri Erdoğan karşıtlığı olan kişilere depremle beraber fazladan bir enerji geldi. Doğal bir afet yaşamıyoruz da sanki Erdoğan’dan kurtulma fırsatı yakalamışlar gibi depremi heyecanla karşıladılar.
Depremde ortaya çıkmayan kaosu yalan haberlerle oluşturmaya çalıştılar. Saldırgan hallerinde, depremin eksik bıraktığı yıkımı tamamlama arzusu dışa vuruyordu.
Deprem uzmanı profesörlerin hırsını, ekranlardan taşan siyasi nefretini hissetmeyen herhalde kalmamıştır; kendilerini izlerken “deprem oluyor, darbe değil” demek geldi içimden. Yine sosyal medyadan bildik manipülatör tiplerin/gazetecilerin en çok yalanı deprem günü söylemesi neyle açıklanabilir?
En çok yalan iktidarı devirmeye yaklaştıklarında, darbe ve ayaklanmalar esnasında söylenir. Arap baharı olayları ve bizdeki Gezi kalkışmasından biliyoruz; dünyanın en büyük yalanları o kısa birkaç günde atıldı. 15 Temmuz akşamının yalanları da az meşhur değil tabii.
Deprem sırasında da koca koca gazete ve gazeteciler boğazdaki köprülerin yıkılmak üzere olduğunu haber vermedi mi? Toplanma alanlarıyla ilgili TV’lerin yaptığı yalan haberleri de unutmayalım; yani ülkemin bazı siyasetçileri, profesör ve gazetecileri depremle darbeyi karıştırdı yine.
5.8’lik bu deprem İstanbul için hâlâ ciddi eksikliklerimizin olduğunu göstermesi bakımından uyarıcı olmuştur elbette; ama en çok da depremi darbeye dönüştürmek isteyenlerin az olmadığını göstermesi bakımından ibretlik olmuştur. Birkaç gündür gözlerimizin önünde olup biten, ekranlardan evlerimize yansıyan bundan başka bir şey değil maalesef.”
Bu seviyede zekaların Türkiye’yi yönetiyor olduğu gerçeği deprem çok daha tehlikeli.
Sayın Kurtuluş TAYIZ, Siz ve sizin gibi düşünenlerde algı bozukluğu var sanki,kimsenin bu deprem koşullarında SAYIN ERDOĞAN DAN kurtulma gibi bir düşüncesi yok, önce onu bir kafanıza sokun, takip ediyorsanız söz konusu olası deprem felaketinde toplanılacak yerlerin yok olması ranta açılması halkın can güvenliliğinin yok sayılması ,depremden kimse kendine pay çıkarmaya çalışmasın söz konusu vatandaşın yaşam hakkı,rant uğruna yandaşları koruma uğruna 16 milyon insanın can güveliğini hiçe sayması kimsenin hakkı değil,lütfen duyarlı olun ülkede kaos yaratmaya çalışmayın,Ülkeyi insanlığı insanları düşünüyorsanız varsa rant uğruna yandaşları kollama uğruna yapılan yanlışları eleştirin taraf olmayın,Saygılar ..