Erdoğan’dan ’28 Şubat cezaları’ sorusuna yanıt

featured

İktidara yakın medyada ’28 Şubat davasında bazı eski generallerin hapis cezalarını affedebileceği’ şeklindeki söylentilere ilişkin soruyu yanıtlayan Erdoğan, ‘Yargı kararını verdi. Bu karar sonrasında bizim kapımızı çalan olmadı’ dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek ve Karadağ ziyaretleri sonrası yurda dönüşte gazetecilerin sorularını yanıtladı. Afganistan’la ilgili önemli mesajlar veren Erdoğan, “Bir hükümet kurulmadı ve ne gibi bir getirisi götürüsü olacak belli değil. Taliban’ın açıklamaları ılımlı ama tereddütler söz konusu” dedi. İstihbaratın Taliban muhataplarıyla görüştüğünü belirten Erdoğan, “Türkiye olarak derdimiz şu; Afganistan süratle toparlanmalı. Biz her türlü desteği vermeye hazırız. Yeter ki Afganistan tarafından da o yaklaşımı görelim” dedi.

“28 Şubat davasında bazı eski generallerin hapis cezaları infaz ediliyor. Söylentiler oldu sizin affedebileceğinize yönelik, bu hususta ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki soruyu yanıtlayan Erdoğan,  “kapımızı çalan olmadı” dedi.

NTV’nin aktardığına göre gazetecilerin soruları ve Erdoğan’ın verdiği yanıtlar şöyle:

Afganistan’da güvenlik ve istikrarın sağlanmasında Türkiye’nin yeni kurulacak hükümete nasıl bir desteği olabilir? Bu minvalde Afganistan’ın güvenliğinin sadece Afgan halkı açısından değil, komşu ülkeleri açısından da son derece önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin öncülüğünde Afganistan’ın komşuları olan Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan’ın da dahil olduğu bir süreç işletilebilir mi?

Şu anda henüz Afganistan’da bir hükümet kurulmadı ve ne gibi bir getirisi götürüsü olacak belli değil. Taliban’ın açıklamaları ılımlı ama 20 yıl öncesinin açıklamalarıyla, şimdiki açıklamalar acaba örtüşüyor mu? Buna baktığımız zaman burada tabii tereddütler söz konusu. Burada süreci şu anda bizim hassasiyetle izlememiz lazım. İşte bakın hiç umulmadık anda 200’e yakın insan öldü. Ölenlerin içinde Taliban mensupları da var. Edinilen istihbarata göre tamamıyla DEAŞ Horasan deniliyor. Biz burada süreci dikkatle takip etmeliyiz. Bir defa kesinlikle Taliban’ın devlet olma veya devlet yönetme noktasındaki duruşu nedir, bunu göreceğiz.

Biz 20 yıldır Afganistan’a gerek altyapı gerek üstyapı ile ilgili olsun, her türlü desteği verdik. Ama gel gör ki, mesela Afganistan’ın kuzeyinde Taliban çok ciddi hasarlar verdi. Mesela şu anda kendisi de bir Türk olan Dostum tehdit altında olduğu için Afganistan’dan çıkmak zorunda kaldı. Şimdi bunlar tabii düşündürücü. Yarın başka ne olur ne olmaz bunları bilemeyiz. Aynı şekilde Afganistan’ın komşusu durumunda olan ülkeler, Azerbaycan’dan başlamak suretiyle, burada Türkmenistan, öbür tarafta Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan hep birlikte Taliban’ın atacağı olumlu adımlara belki ortak olmak isterler.

‘İSTİHBARATIMIZ TALİBAN MUHATAPLARIYLA GÖRÜŞÜYOR’

Biz de bu noktada yardımcı olmak isteriz. Türkiye Cumhuriyeti’nin belli bir birikimi var, belli bir alt yapısı var. Bu birikim ve alt yapıyla yardımcı olmak isteriz. Ama yardımcı olabilmek için de kapıların bir açılması lazım. Onun için de şu anda bizim istihbaratımızın Taliban muhataplarıyla görüşmeleri oluyor. Bunun dışında güneyde bazı ülkelerde bir araya gelmek suretiyle görüşmeler oluyor. Hepsinden öte işte şimdi Doktor Abdullah Abdullah ve Hamid Karzai oralarda bir araya geliyorlar. Onların verdiği sinyaller de bizim için çok çok önemli.

Türkiye olarak bizim derdimiz şu; Afganistan süratle toparlanmalıdır. Artık Afgan halkı bu kadar yükü çekemez. Ortada 40 milyona yakın bir nüfus var. Devasa bir ülke var. Biz Afganistan’ın birliğine, beraberliğine her türlü desteği vermeye hazırız. Yeter ki Afganistan tarafından da bu anlamda o yaklaşımı görelim.

‘LİBYA TÜRÜ ANLAŞMA MÜMKÜN DEĞİL DİYEMEM’

Dün Türkiye’nin teknik heyet dışında sivil ve askeri bütün unsurlarını Afganistan’dan çektiğini söylediniz. Buraya Libya benzeri bir anlaşma ile dönme ihtimali var mı? Şimdiden bunu konuşmak erken mi? “Taliban’ın Kabil Havalimanı’nın işletilmesi noktasında bize teklifleri var. Bu konuda henüz verilmiş bir kararımız yok” dediniz. Hangi şartlar altında bunu kabul ederiz. Anlaşma sağlanırsa Somali benzeri bir işletme durumu mu olur? Türkiye Afganistan krizinde ne tür bir rol oynayabilir?

Libya gibi bir anlaşma yapmak mümkün değil diyemem. Aynı tür bir anlaşmayı yaparız. Yeter ki aynı şekilde karşımızda bir muhatap bulalım. Eğer aynı şekilde bir muhatap karşımızda olursa niye öyle bir anlaşma yapmayalım? Bizim derdimiz problem çözmek.

‘TÜRKİYE’YE DAVET GELİRSE DEĞERLENDİRMEMİZİ YAPARIZ’

Ama Türkiye’de bazı kesimlerin Taliban’ın muhatap alınmaması konusunda görüşleri var.

Bizi bazı kesimler ilgilendirmez. Biz kendi irademize bakacağız. Biz ne düşünüyoruz, ne yapacağız ona bakarız. Türkiye’nin bu bazı kesimler dediğiniz muhalefeti, anamuhalefeti hiçbir şekilde çözüm odaklı çalışmadı ki… Ama biz çözüm odaklı çalışıyoruz. “Taliban’la aynı masaya oturulmasın!” diyorlar. Bir defa aynı masaya oturmadan hiçbir yerde siz bir çözüm üretemezsiniz. Mesela Dodik, “Biz niçin üçüncü bir ülkeyi kalkıp da aramıza sokalım? Erdoğan var, Erdoğan’ı davet edelim. Türkiye var, Türkiye’yi davet edelim. Onlarla biz bu işi yapalım” diye basın toplantısında açık açık söyledi. Ortada bu tür şeyler de var. Ama bu konuda Türkiye’nin muhalefeti, anamuhalefeti böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi, girmez. Ama bizim bu noktada özgüvenimiz var. Özgüvenimizle beraber eğer Türkiye’ye böyle bir şey gelirse, biz de değerlendirmelerimizi yaparız. Değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra da böyle bir işe girmemiz gerekirse gireriz, girmememiz gerekirse girmeyiz.

‘BİDEN’A 3 TANE TEKLİF GETİRDİK’

Biliyorsunuz ilk etapta biz Afganistan’dan çıkmayı düşünmedik. NATO zirvesinde de bunları Biden ile konuştuk ama Biden’a biz 3 tane teklif getirdik. Dedik ki, bir defa idari ve mali noktada bize destek olacaksınız. İki, diplomatik destek vereceksiniz. Üç, lojistik destek vereceksiniz. Eğer bunlar verilirse biz burada kalabiliriz. Havaalanı meselesinde de Taliban ne diyor, “Güvenliği bize verin ama işletmeyi siz alın.” Nasıl güvenliği size veririz? Güvenliği siz aldınız, ondan sonra orada yine kan gövdeyi götürürse biz bunu dünyaya nasıl izah edeceğiz? Bu kolay bir iş değil. İşte bunlar konuşuldu, hemen ertesi gün 200’e yakın kişi öldü.

‘AFGANİSTAN’DAN EKİBİMİZİ ÇIKARDIK’

Onlar da görmüştür belki efendim

Belki… Ama bütün bunların riski var. Biz şimdi önceki gece itibarıyla elhamdülillah bütün oradaki ekibimizi aldık; asker, sivil döndük. Böylece Afganistan’dan ekibimizi çıkarmış olduk.

‘ALTERNATİF PLANLARIMIZ HAZIR’

Büyükelçiliğimiz ne olacak, çalışmaya devam edebilecekler mi? Bir yer değişikliği olmuştu sanırım

Büyükelçiliğimiz, biliyorsunuz iki haftadır çalışmalarını geçici olarak Kabil Havaalanında yürütüyordu. Önceki gün yeniden şehir merkezindeki büyükelçilik binamıza döndüler ve faaliyetlerine buradan devam ediyorlar. Şu anki planımız bu şekilde diplomatik varlığımızın sürdürülmesi yönünde. Planlarımızı güvenlik durumuyla ilgili gelişmelere göre sürekli güncelliyoruz. Tüm ihtimallere karşı gerekli alternatif planlarımızı hazır tutuyoruz. Personelimizin güvenliği önceliğimizdir.

‘TALİBAN’IN KADINLARA BAKIŞI 20 YIL ÖNCESİ GİBİ OLMAZ’

Ben Müslüman kadınlarla ilgili bir şey sorayım istiyorum. Müslüman kadının eğitimi, siyasi ve sosyal hayatta aktif yer alması konusunda Türkiye örnek bir ülke. Biz Müslüman kadınlar tecrübelerimizi Afgan kadınlarla paylaşabilmemiz için nasıl bir yol önerirsiniz?

Afgan kadınlarıyla alakalı olarak, biz ülkemizdeki kadınları nasıl görüyorsak Afganistan’daki kadınların aynı hakları yaşaması noktasında elimizden gelen bütün gayretle adımlarımızı atarız. Ancak takdir edersiniz ki, Afganistan’ın şartlarıyla Türkiye’nin şartlarını aynı şekilde değerlendiremeyiz. Orada şu anda belli bir süreç var ve bu sürecin bir akıp gitmesi lazım ki sağlıklı bir ortam ortaya çıksın. Zaman zaman Afganistan’dan parlamentodan gelen kadın parlamenterler oldu. Onlarla da görüşürdüm. Onlar da kendi kadınlarının duruşunu anlattıkları zaman belli bir ilerleme kaydettiklerini söylerlerdi. Örnek olarak da bizim kadınlarımızı gösterirlerdi.

Şimdi burada da tabii Taliban’ın kadınlara bakışı bana göre 20 yıl öncesi gibi olmayacaktır. Onlar bu konuda da bir değişikliği muhakkak göreceklerdir. Bunların bulunduğu yerde direnmelerinin de herhalde anlamı olmayacaktır. Ve bütün bu görüşmelerde, gelişmelerde, yine az önce söylediğim gibi, bizden istedikleri bir destek olması halinde biz her türlü desteği Afganistan’a veririz ki bu reformist bir yaklaşımdır. Bu reformist yaklaşımda da yine Afganistan böyle bir talepte bulunursa biz bu talebi de yerine getiririz.

‘TRUMP’IN DEAŞ AÇIKLAMASINI DOĞRU BULMUYORUM’

Türkiye, DEAŞ ile göğüs göğüse savaşan tek NATO ve Koalisyon ülkesi olarak Suriye ve Irak’ta 4000’den fazla DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin eski başkanı Donald Trump son açıklamasında DEAŞ’ın Horasani grubunu değerlendirirken dedi ki: “Biliyorsunuz DEAŞ’ın yüzde 100’ünü devirdim. Suriye’de, Irak’ta devirdik. Şimdi yeni bir DEAŞ var” Trump’ın bu açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğrusu ben bu açıklamayı hiç doğru bulmuyorum. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Yani Sayın Trump’la bizim ikili özel görüşmelerimiz de olmuştur ama bir defa Amerika, DEAŞ’ı bitirmemiştir. DEAŞ’a karşı da hiç böyle ciddi ve kararlı bir mücadele vermemiştir. DEAŞ’a karşı dünyada kararlı mücadele eden tek ülke vardır, o da Türkiye’dir. Bu mücadeleyi biz ülkemizde verdik, veriyoruz, şu anda hala veriyoruz. Irak’ta verdik, veriyoruz. Suriye’de verdik veriyoruz. Acaba onlar dünyanın neresinde DEAŞ ile mücadele vermişler?

‘ABD İLE BERABER ADIM ATARIZ’

Eğer bunları bitirmiş olsalardı, Irak’takileri bitirirlerdi; Irak’ta bile halledemediler, bu mücadele şu anda hala devam ediyor. Temennim odur ki şu anda Biden yönetimi Amerika’nın bıraktığı yerden, böyle bir yaklaşımı devam ettirsin ve DEAŞ Horasan’ı halletsinler. Çünkü artık önümüzde şimdi DEAŞ Horasan diye bir şey çıktı. Onlarla bu mücadeleyi sürdürelim. Biz de onlarla beraber adım atarız.

TÜRKİYE’NİN BOSNA’DAKİ ROLÜ

Bosna Hersek’te BM’nin eski yüksek temsilcisi Valentin İnzko’nun Srebrenitsa Soykırımı’nın inkarını suç sayan kararı ile başlayan gerilime rağmen, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi’nin üç üyesi, Zat-ı devletlerinin ziyareti vesilesiyle bir araya geldiler. Hem Sırp lider Milorad Dodik’in hem de Hırvat lider Jelko Komşiç’in Türkiye’nin bölgede huzur ve barışın garantörü olduğu şeklindeki beyanları dikkate alındığında, ülkemizin Bosna’da bundan sonra üstleneceği rol ne olacaktır?

Az önce de ifade ettiğim gibi, Bosna’da eğer bu üçlü kendi arasında bir birliktelik sağlar ve “Biz Türkiye’ye böyle bir görevi vermek istiyoruz, bizim işimize kimse karışmasın, sadece Türkiye burada bizim adımıza bir arabuluculuk yapsın” derlerse biz o zaman bu işe gireriz. Ama Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konsey üyelerinin bu kararı vermesi lazım. Kendi içlerinde bu kararı vermeleri bizim böyle bir adımı atmamız için yeterlidir. Kendilerine söyledim zaten. “Eğer böyle bir karar verecek olursanız, biz de değerlendirmelerimizi yaparız. Bir yerlerden talimat bekleyerek değil, siz üçlü olarak bu kararı verin. Ondan sonra da sizin aldığınız karar üzerine, bu adımı hayırlısıyla atarız.” dedim.

‘ERMENİSTAN’LA İLİŞKİLERİ NORMALLEŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞABİLİRİZ’

25 Ağustos’ta yaptığınız açıklamada, “Dağlık Karabağ’daki işgalin sona ermesiyle birlikte bölgemizde kalıcı barış adına yeni bir fırsat penceresi açıldı. Ermenistan’ın bunu değerlendirmesi halinde biz de gerekeni yapacağız” demiştiniz. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Türk kamuoyundan bazı olumlu sinyaller aldıklarını belirterek “Bu sinyalleri değerlendireceğiz” dedi. Bu açıklama ile ilgili görüşünüzü alabilir miyiz? Yeni dönemde ne beklemeliyiz ikili ilişkilerde?

Ermenistan’da kurulan yeni hükümetin bölge için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bölgemizde yeni, yapıcı yaklaşımlara ihtiyaç var. Görüş ve beklenti farklılıkları bulunsa da, birbirinin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı dâhil, güven temelinde iyi komşuluk ilişkileri geliştirmek için samimi bir çaba göstermek sorumlu bir hareket tarzı olacaktır. Yakın tarih, husumet kaynağı olmamalı; sürdürülebilir barış ve birlikte yaşama için yapıcı adımlar atılmalıdır. Tek taraflı suçlamalar yerine ileri bakan, gerçekçi yaklaşımlar hâkim olmalıdır. Bu yönde ilerlemeye hazır olduğunu beyan eden bir Ermenistan hükümeti ile ilişkilerimizi kademeli olarak normalleştirmek için çalışabiliriz.

‘BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ ŞARTLARINI SAĞLAMALIYIZ’

Artık barış ve istikrarı kalıcı hale getirip, ekonomik kalkınma ve bölgesel iş birliği şartlarını sağlamalıyız. Benzer anlayışla, Azerbaycan da kapsamlı bir barış anlaşması için Ermenistan ile müzakereler başlatmayı öneriyor. 9 Kasım 2020 tarihli üçlü deklarasyonda mutabık kalındığı üzere, tüm bölgenin birbirine bağlanması suretiyle, Güney Kafkasya’yı dönüştürecek yeni fırsatlar doğacaktır. Bu tarihi fırsatı iyi kullanmak isteyen tüm taraflarla çalışmaya hazırız. 5’li ya da 6’lı bir platform önerimiz ortada. Bu platformun içinde Türkiye, Azerbaycan, Rusya, İran ve Ermenistan var. Hatta biz dedik ki bunun içerisine Gürcistan’ı da koyalım. Eğer bu platform bu şekilde kabul edilmiş olsa öyle zannediyorum ki bölge çok daha rahatlayacak. Çünkü bölgede demiryollarının, otoyolların yapılması gerekiyor. Bu platform olduğu takdirde bu yollar, gönülleri de birbirine bağlayacaktır. Böyle bir adımın atılmasıyla da bölgedeki sıkıntıları aşmış oluruz diye düşündük. Sayın Putin’le bunları görüştüğümüzde mutabık kaldık. Aynı şekilde İlham Aliyev’le mutabık kaldık. Bu arada İran’da Cumhurbaşkanı değişikliği oldu. İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Sayın Reisi ile de bunu konuşabiliriz. Sonra yeniden bu platformun hayata geçirilmesi için adımlarımızı atarız.

‘S-400’DE İKİNCİ PAKET ALIMI KOSUNUDA TEREDDÜT YOK’

Geçtiğimiz günlerde Rus yetkililerden ikinci paket S-400 alımıyla ilgili ilerleme sağlandığı açıklaması geldi. İkinci paket alım söz konusu mu? Bir de İsrail ile ilişkilerin iyileştirilmesiyle ilgili herhangi bir süreç var mı işleyen?

Rusya’yla ilgili, ikinci paketin alımı vesaire, bu konularda bizim herhangi bir tereddüdümüz yok. Rusya’yla bizim gerek S-400 konusu olsun, gerek savunma sanayine yönelik olsun, birçok adımımız var. Hatta daha değişik bir alternatifi söyleyeyim. Mesela bu yangınlarda onlardan gelen Ilyushin uçaklarını kullandık. Son telefon konuşmamızda da bu konuyu görüştük. Rusya seyahatimde de bütün bunların hepsini tekrar ele alacağız.

İSRAİL İLE İLİŞKİLER

Diğer sorunuza gelecek olursak, biz İsrail ile ilgili durumları zaten Sayın Cumhurbaşkanıyla görüşerek gözden geçirmiş bulunuyoruz. Yeter ki başbakan ve diğer bakanlarda bir sıkıntı olmasın. Eğer bu BM Genel Kurulunda Sayın Cumhurbaşkanı orada olursa belki onunla orada da bir görüşmemiz olabilir.

‘28 ŞUBAT DAVASINDA YARGI KARARINI VERDİ’

28 Şubat davasında bazı eski generallerin hapis cezaları infaz ediliyor. Söylentiler oldu sizin affedebileceğinize yönelik, bu hususta ne düşünüyorsunuz?

Yargı kararını verdi. Bu karar sonrasında bizim kapımızı çalan olmadı.

‘ANAYASA ÇALIŞMASI TASLAĞINI DEVLET BEY’E TAKDİM EDECEĞİM’

Cumhur İttifakı olarak “Yeni Anayasa” önerinizi ortaya koymaya hazırlanıyorsunuz. Muhalefet partilerinden bu hususta beklentiniz var mı?

Muhalefet partilerinden herhangi bir beklentimiz yok. Çünkü biz zaten herhangi bir adımı atmadan muhalefet partileri kapısını kapattı. CHP’si de İP’i de hepsi kapılarını kapattı. O zaman biz hangisine bu yaptığımız çalışmayı, taslağımızı takdim edeceğiz? Biz şimdi taslağımıza son halini verdikten sonra ben Cumhur İttifakı’nda Devlet Bey’e takdim edeceğim. Devlet Bey de ekibiyle gözden geçirecek, ondan sonra çalışmaya devam edeceğiz.

‘SEÇİM BARAJINDA YÜZDE 7 NETLEŞMİŞ VAZİYETTE’

Seçim ve siyasi partiler yasasındaki değişikliklerde sona gelindi. En merak edilen nokta seçim barajı. Baraj yüzde 5’e düşme ihtimalinden söz ediliyor. Bir başka ihtimal eğer partiler ittifak halinde seçime girerlerse onlar için ayrı bir baraj, mesela yüzde 7 ya da 10 barajının devam etmesi öngörülüyor. Seçim barajı düşecek mi? Sizin ittifaklar için başka bir baraj olması yönünde görüşünüz var mı?

Barajla ilgili olarak şu anda belirgin hale gelen aslında 7 ama bu konuda Cumhur İttifakı olarak MHP’li arkadaşlarımızın nihai kararını bizim arkadaşlarımız henüz almış değiller. Ancak 7 netleşmiş vaziyette. MHP de 7’ye olumlu bakıyor. Bunun altında bir şey olur mu olmaz mı, henüz önümüze gelmiş değil. Öyle bir şey olursa o da tabii konuşulabilir ama şimdilik böyle bir şey yok.

‘YALAN TERÖRÜNE KARŞI YASA İÇİN ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR’

Siyasette en fazla son dönemde yaptığınız açıklamalarda yalan terörüne çok ciddi anlamda eleştirilerde bulundunuz. Şu ifadeyi kullanmıştınız, “Türkiye CHP zihniyetine, yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bu büyük bir sorun haline gelmiştir.” … AK Parti’nin bir çalışması olduğunu biliyoruz, yalan terörüyle ilgili. Türkiye’de de Almanya ve Fransa’da olduğu gibi yalanı yayan siyasiler, gazeteciler ya da içerik sağlayıcılara ciddi yatırımlar getirilmeli mi, bu yalan terörünü önleyebilir mi?

Ülkemiz, benim “yalan terörü” olarak ifade ettiğim saldırılara çok sık maruz kalıyor. FETÖ’sünden PKK’sına, terör örgütleri her mecrada türlü yalanlarla ülkemizi hedef alıyorlar. Bakıyorsunuz CHP ve Bay Kemal başta olmak üzere muhalefet partileri de bu yalanlara çok teşne. Adeta yalan fabrikası gibi çalışıyorlar. Dijital terör deseniz, o da sürekli iş başında. Bunlara karşı yasal düzenlemelerimiz elbette oldu ama çok daha güçlü adımlar atmamız kaçınılmaz. Yalan terörüyle mücadele etmekte kararlıyız. Arkadaşlarımız Türkiye’deki verinin, Türkiye’de kalacağı, vatandaşlarımızın kişilik haklarını, verilerini koruyacak, gerek geleneksel gerek yeni iletişim mecralarındaki itibarsızlaştırma, karalama, yalan ve iftira kampanyalarına karşı duracak yeni bir yasa çalışması için teknik bir çalışma yürütüyorlar. En kısa zamanda hazırlıklar tamamlanacak. Meclis açılır açılmaz bu konu Meclis’imizin gündemine getirilecektir. Bu konu ülkemiz için çok önemlidir, demokrasimiz için önemlidir.

Hem bireysel hak ve özgürlükleri koruyacak, hem de milletimize, devletimize yönelecek sistematik dezenformasyon ve yalan terörüne karşı milli güvenliğimizi koruyacak bir yasal zeminin ortaya konmasına katkı vereceğiz.

‘BEDEL ÖDEYECEKLER’

Tabii sadece yalan olayı da değil. Twitter gibi sosyal medya platformlarının burada sadece kuru kuruya bir ofis açmasını kast etmiyoruz. Gelecekler, burada personeliyle her şeyiyle bulunacaklar ve herhangi bir ihlal durumunda cezası da verildiği zaman bu cezaları da tahsil edilecek. Şu an itibarıyla bakıyorsunuz Twitter’ın, Facebook’un hiçbirisinin herhangi bir yanlış iş yaptıkları zaman muhatap alınabilecek bir özellikleri yok. Biz bunlarla uğraşamayız. Bedel ödeyecekler. Başka çaresi yok bu işlerin.

 

Erdoğan’dan ’28 Şubat cezaları’ sorusuna yanıt

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 Yorum

  1. Bu yaşta dimdik ayaktalar..

  2. Adıyaman da bir GAVS var.. oraya niye bakmıyorsunuz..

  3. valla bu kadar buyuk konusmasaniz iyi olur, twitter kapatir hesapciklarinizi, kalirsiniz ortalarda. benim kizlarim yurtdisinda okuyor, ulkemde ozgurluk olmadigi icin derdiniz bir zamanlar yurtdisi kanallarda. 19 yildir tepemizdesiniz, ne ozgurluk verdiniz insanlara. ettiginizi buldugunuz gun yakindir.

  4. Efendisinden aldigi tembih vizyon cercevesinde ortaliga karisik yapmis. siz kendi ulkenizin ne iyiligini dusundunuz de, afganistan’in ne iyiligini dusuneceksiniz. Kadin haklari ile ilgili verdigi yanit tam bir curume. Oysaki iyi insanlar olsaydiniz, belki soyle derdiniz “bakiniz fani dunyadir, kimseye kalmayacaktir, yoneticiler olarak bizim gorevimiz, idareci atandigimiz topluluklarin once guvenliklerini, sonra sagliklarini, sonra mutluluklarini, sonra olarak da haklarini koruyup gozetmemizdir. Bunlari yaparken de Allah’in olculerinin disina cikmamak edindigimiz prensiptir, Afgan dostlarimiza da aynisi temenni ve tavsiye ediyoruz, bu anlamda elimizden gelen destegi de vermek isteriz”. Ama nerede tabi. Emevi artiklari.

  5. Ergenekon ve balyoz gibi bu 28 şubat davasıda ellerinde patlayacak.

  6. Ak parti trolleri de yalan, iftira, çarpıtma, bilinçli olarak eksik bilgi vermeden ceza alacak mı ???? Çünkü sosyal medyada 100 yalan varsa 90 i 95 ak parti trollerine ait..

  7. o sanli komutanlar sanami yalvaracakti. cok bekleme gelmezler

  8. Libya uzmani degilim ama Libya da ne tür bir Andlasma var hala bilmiyorum.
    Bilen gazete varmi?!

    DSÖ ile yapilan ” AYRIK istanbul Ofisi” Andlasmasini daha iyi biliyorum!!!!!!!!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!