Erdoğan’dan Yunanistan’a çağrı: Sen de kapılarını aç

featured

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Ey Yunanistan sana sesleniyorum sen de kapılarını aç ki açtılar, bu yükten kurtul. Gitsinler Avrupa’nın diğer ülkelerine. Başka bu işin çıkışı yok’ diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye’nin Kahraman Kadınları” Programı’nda konuştu.

Erdoğan’ın burada yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:

Ülkemizin ve dünyanın tüm kadınlarının 8 Mart dünya kadın günün tebrik ediyorum. Şehitlerimizin annelerine, eşlerine, çocuklarına saygılarını sunuyorum. Bizim inancımızda şehit annesi eşi ve çocuğu olmak da özel bir statüdür. Bize düşen de devlet olarak şehitlerimizin geride bıraktıkları emanetlerine en iyi şekilde sahip çıkmaktır.

Şehitler tepesini bekleyen kahramanlarımız var oldukça bu ülkede bayrağımızı indirmeye ezanlarımızı susturmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum.

Her 8 martta olduğu gibi bugün de Türkiye ve dünyada kadın meselesi enine boyuna konuşulacak. İlk insandan beri insanlığın yarısı erkek, yarısı kadındır. Bunlardan hangisini çıkartırsanız çıkartın, geriye insanlıktan eser kalmaz. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de verilen mesajlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar denilerek insanlığın tamamına teşmil edilmektedir. Annelerimize, kız kardeşlerimize, eşlerimize, kız evlatlarımıza, tüm kadınlarımıza göstereceğimiz saygı, muhabbet aslında tüm insanlık adınadır. Dolayısıyla erkek olarak kendimiz için ne düşünüyor, ne istiyor, ne bekliyorsak kadınlar için de aynı duygular içinde olmamız gerekiyor.

Kadını insan değil, meta olarak gören, sırf cinsiyetinden dolayı zulmeden hiç bir toplumun geleceği aydınlık olamaz. Artık biz o cahiliye döneminin kız çocuklarını, diri diri toprağa gömen bir asrı, bir zamanı asla yaşamak istemiyoruz. Bugün de benzeri var mı? Bazı toplumlarda ne yazık ki var ama bunu yaşamak istemiyoruz, yaşamayacağız ve yaşatmayacağız. Hamdolsun bizim inancımızın da kültürümüzün de özünde böyle bir ayrımcılık yoktur. Elbette cinsiyetinden bağımsız olarak nasıl her insanın farklı özellikleri, farklı sınırları, farklı kabiliyetleri varsa, aynı durum erkek ile kadın arasında ve kadınların kendi arasında da mevcuttur.

Her krizin en ağır faturasını çocuklarla beraber kadınlar ödüyor. İnsanlık buna karşı sessiz kalıyor. Avrupa’ya gitmek için sınıra yığılan mülteciler arasında en çok sıkıntıyı kadınlar ve çocuklar çekiyor.

Yunan askerleri o botları şişleyerek Ege’nin dalgalarına onları bırakırken anneler ve çocukları ölüm kalım mücadelesi orada vermiyor mu?

Batının bütün bunlar karşısında yüreği yanıyor mu hayır. Sesi çıkıyor mu hayır.

Bu tablo karşısında kalbi titremeyenin insanlığından şüphe etmek gerekir. Ben şüphe ediyorum.

Yaklaşık 1,5 asır önce, ABD’de yaşanan bir grev sırasında hayatını kaybeden kadın işçiler anısına 1977 yılında o günden bugüne başlatılan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları elbette önemlidir. Kadınların sorunlarına dikkat çekmeyi gaye edinen bugünün, günümüzdeki yaşanan krizler için de bir hassasiyet olmasını dilerdim. Ancak Suriye’de 9 yıldır süren insani krizde hayatını kaybeden 1 milyona yakın insandan çok önemli bir bölümü kadın ve çocuk olduğu halde, bu konuya kimsenin güçlü bir şekilde dikkati çektiğini görmedik, duymadık, bilmiyoruz. İşin içindeyim, ne olduğunu, ne bittiğini gayet iyi biliyorum. Ama ne yazık ki hiç bir ülkenin bu konuda hassasiyeti yok. Sadece laf laf laf… Başka bir şey yok.

‘TORUNUMA DA SÖYLEDİM…’

O 3-5 yaşındaki yavruları görüyorsunuz. Yunanistan sınırına giderken, tarlalar içinde ekranlarda izlemişsinizdir. Düşe kalka o 3 yaşındaki yavrunun nasıl sınıra doğru yürüdüğünü herhalde izlemişsinizdir. Ben, torunuma da onu gösterdim. Bak dedim senin gibi, düşüyor, kalkıyor. Niye biliyor musun dedim? O kötü amcalardan kurtulmak için. Ortada böyle bir zulüm var. O da bana soruyor. ‘Bunlar kötü amcalar mı?’ Evet oğlum, bunlar kötü amcalar. Bunu yaptılar. İnanın ellerinden gelse, onları bile süngülerler. Bunlarda vicdan yok, bunlarda insaf yok, bunlarda insanlıktan nasibini almak yok.

‘EY YUNANİSTAN, SEN DE KAPILARINI AÇ’

Ey Yunanistan, bu insanlar sende gelip kalmayacak. Senden gelip geçecek ve Avrupa’nın bir başka ülkesine geçecek. Niye rahatsız oluyorsun? Biz size dedik. Bak bu böyle giderse, biz bu kapıları açacağız. Siz inanmadınız. Ey Yunanistan, şimdi sana da sesleniyorum. Sen de kapılarını aç ki açtılar, bu yükten kurtul. Gitsinler Avrupa’nın diğer ülkelerine. Başka bu işin çıkışı yok. Adil bir yük paylaşımı diyorsak, bu adil yük paylaşımına biz de ortak arıyoruz. Şu anda bizde hala 3,5 milyon mülteci var

Şimdi kapımıza dayanmış 1,5 milyon var. Ama hamdolsun geçici olsa da bir ateşkes imzaladık. Temenni ediyorum bu burada kalır.

‘VİCDANLARI NASIR TUTMUŞ BİR DÜNYANIN 8 MART KUTLAMASI RİYAKARLIKTIR’

Vicdanları nasır tutmuş bir dünyanın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlaması kelimenin tam anlamıyla riyakarlıktır.

Ne zaman ki 8 Mart’ı belirli bir kesimin değil tüm kadınların meselelerinin konuşulduğu bir tarih haline getirirsek işte o zaman gerçek kadınlar gününe kavuşmuş olacağız.

Aile yapımıza yönelik en büyük tehditlerden biri olarak gördüğümüz kadına yönelik şiddetin engellenmesi için etkin tedbirler aldık. Buna yönelik daha fazla adım atacağız. Tüm mevzuatımızda kadınların haklarını korumaya, ayrımcı uygulamaları ortadan kaldırmaya yönelik çok ciddi düzenlemeler yaptık.

Kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 27,9’dan yüzde 34,9’a toplam istihdamdaki kadın oranı yüzde 25,3’ten yüzde 28,8’e yükselmiştir. İnşallah milletimizi kadınıyla erkeğiyle bir bütün olarak ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ hedefimize ulaştıracağız.

‘BELÇİKA’DA AB YETKİLİLERİYLE BİR TOPLANTIM VAR’

(Sığınmacılar konusunda) Yarın Belçika’da AB yetkilileriyle bir toplantım var. Temenni ederim daha farklı neticeler alarak döneriz.

‘SURİYE’NİN TOPRAKLARINI İLHAK ETME AMACIMIZ YOK’

Türkiye’nin Suriye topraklarını işgal ve ilhak etme gibi bir amacının asla olmamıştır. Tek gayemiz ülkemizde yaşayan 3,6 milyon Suriyeli ile sınırlarımıza dayanan 1,5 milyon İdlibli’nin güvenle evlerine dönüşlerini sağlayacak ortamı tesis etmektir.

İdlib halkının can emniyetini ve Türkiye’nin sınırlarının güvenliğini sağlayacak her çözüm bizim için ehvendir, kabul edilebilirdir.

Bahar Kalkanı Harekatı, bölgemizin sağı ve solundaki yerlerle ilgili verilen sözlerin tutulmaması halinde, buraları kendi yöntemlerimizle temizleme hakkımızı saklı tutuyoruz.

Erdoğan’dan Yunanistan’a çağrı: Sen de kapılarını aç

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Ne kadar akıllıca bir tavsiye. Bu göçmenler gayet iyi biliyor Yunanlıların ekonomisinin de ırkçılıklarının da ne kadar kötü olduğunu, Onların nihai hedefi Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda, İsveç vesaire. Bence de açmalılar kapıları. Kaldı ki bir AB üyesi olarak Yunanistan’a giren göçmenler sadece Yunanistan’ın değil bütün Avrupa’nın nüfusuna ve ekonomisine göre orantılı olarak yükleneceği bir sorumluluk.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!