1. Haberler
  2. Analiz
  3. Esas ‘nas’ serbest piyasadır

Esas ‘nas’ serbest piyasadır

featured

Faik Kurtulan yazdı…

Bilindiği üzere liberalizm sağcı da olsa solcu da görünse hep serbest piyasa ekonomisini önümüze koyar. Enflasyonun kontrolsüz bir şekilde yükseldiği zamanlarda özel sektör tüketicinin alım gücünü deneyerek devamlı fiyatları yükseltir. Amaç karı maksimize etmek ve doymak bilmeyen kar etme duygusunu tatmin etmektir. Liberal sistemlerde devlet fiyatlara müdahale yapmaz. Sadece özel sektöre serzenişte bulunur ki halk hükümeti kendi tarafında zannetsin. Şimdi de yapılan budur. O kutsal ve dokunulmaz bir hürriyete sahip olan Hür teşebbüs halkın sinir uçlarıyla oynayarak alım gücünü sonuna kadar test etmektedir. Bu, taa ki halk artık alışveriş yapamaz hale gelinceye kadar sürecektir. Ne zaman ki talep düşecektir, o zaman hür teşebbüs de geçici bir süre için zam yapmama kararı alacaktır. Aslında enflasyon, ders kitaplarında anlatılanların ötesinde ahlaksız bir özel teşebbüs uygulamasıdır. Fiyatlar bir yükselir bir durur, bazen de düşer tabi ama bu işleyiş değişmez.

Bu kısır döngünün çaresi vardır tabii ki. Ancak günümüzde bu çözüm halkımıza unutturulmuştur. Çünkü özel teşebbüsün yegâne korktuğu önlem sistemin değişmesidir. Bunun için iktisat deslerini dahi değiştirerek çocuklara öğretirler. Öğrettikleri en kutsal ayet “serbest piyasa ekonomisi”dir. Bunsuz yaşanmaz. Serbest piyasa düzeni değişsin demek Allah’ı inkâr etmekten farksızdır. Bu nedenle toplumda oluşan ahlaksızlık ve ahlaksızlara devamlı fırsatlar yaratan sistem kutsal gösterilmektedir.

İşte çözüm yolu da tam buradadır. Serbest piyasa ekonomisinden vaz geçmek. Bu, Atatürk zamanında yaşanmış ve Türkiye enflasyonsuz bir 15 yıl geçirmiştir. Başka bir ifadeyle anlatırsak çözüm, ezen sınıfların disiplin altına sokularak alttaki sınıfları ezmesini, yani sınıf savaşını önlemek, meslek ahlakını oturtmak ve dayanışmaya başvurmaktan geçmektedir. Bunun adı “Solidarizm”dir. Topluma bu sorumluluk ve ahlaki düzey kazandırılmadan ekonomide kalıcı düzelme olmayacaktır.

Görüldüğü üzere kontrollü piyasadan öcü gibi korkan özel sektörün asıl korkusu üretim araçlarına el konması değildir. Bu, dünyada sadece bir-iki ülkede uygulanmış ve yürütülememiştir. Çünkü bu kez de halkı fakir bırakan ahlaksızlık devlete hâkim olan komünist partisi üyelerine sağlanan imtiyazlar halinde halkın önüne konmuş ve halk bunu kabul etmemiştir.

Esas korku özel teşebbüsün devlet kontrolüne ve halk denetimine sokulmasıdır, mecbur kalındığında da cezalandırılmasıdır. Çünkü özel sektör halkın emeği ve imkanlarıyla zengin olmakta olduğu için topluma olan borcundan dolayı aynı zamanda kamuya hizmet eden bir kuruluş olarak da görülmelidir. Yani Türkiye özelinde bu ekonomik sistem Kemalizm’dir.

Bu sıkıntı, halk Türkiye’de ve dünyada uygulanmış ve başarılı olmuş solidarizm dönemini yeniden hatırlayıncaya kadar sürecektir.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 2 Eylül 2023, 15:37

    Evet, Faik haklıdır!
    Halka hesap vermemek üzerine kurulan SSCB ile, M. Kemal’in “hesap verilebilirlik” anlayışıdır burada farklılaşan, çelişen. SSCB yönetiminden itibaren günümüz komünistlerinin büyük kısmı, toptancı bir yorumla bunun “liberalizm” sapması olduğuna kabul ettikleri için Kemalizm’i itelediler. Gerçekten de, “hesap verme”nin (hele ki cahil halka hesap vermenin) ne kadar ızdıraplı bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz?..

    Cevapla
  2. Enflasyona bağlı olarak kurumlar vergisinin artırılması çözüm olabilir mi?

    Cevapla
  3. Çok yaşayın e mi siz?Helal!

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!