Ey ruh! Haydi haydi…

featured

Murat Bölükbaşı yazdı…

Aslında Euro 2020 serüveninin sonu, “en başından kendini göstermişti.” Besteci, söz yazarı ve şarkıcı Ali Tufan Kıraç’ın hiçbir maddi çıkar ve beklentisi olmadan milli bir görev ve sorumlulukla takımımıza moral ve motivasyon desteği sağlamak amacıyla bestelediği “Haydi Haydi” isimli marş yayına girdikten sonra hak etmediği bir tepki aldı. Adeta yaylım ateşine tutuldu! Bu eleştirilerde en çok “savaşa mı gidiyoruz” tepkisi dikkat çekiciydi. Tabi ki futbol özünde bir oyundur. Savaşa mı gidiyoruz diye soranlar, futbol antrenör eğitim kurslarında oyunun tanımını, savaş sanatının yeşil sahaya uyarlanmış bir minyatürü olarak ifade edildiğini nereden bilsinler. Futbol oyunu her ne kadar topla, tüfekle, iha ve siha ile yapılan bir savaş olmasa da futbol; akıl beceri ve güçle sergilenen, ama çeşnisi etle, kemikle, kanla, terle yapılan, “taktik ve stratejik hamlelerle karşı kaleyi düşürmeyi hedefleyen bir komuta kademesinin dokunuşlarıyla, zaferle sevinci, yenilgiyle hüznü yaşatan modern çağın gladyatör savaşıdır.” Eleştirenler, istediği yere gitmekte serbesttir. Dünyaya 2.5 milyon yıl önce hakim olan Homo Sapiens’in avcı ve toplayıcı ruhuna ve hikayesine futbol diye adlandırdığımız oyun o kadar yakındır ki dünyanın en çok izlenene kitleleri peşinden sürükleyen fenomeni olmuştur. 
Yani; demem odur ki, kazanmak için sahaya inanan, kenetlenen, aklını ve yüreğini, bileğini formasında taşıdığı Ay-Yıldız ruhuyla bütünleştiren, Avrupa’nın elit liglerinde forma giyen bu yetenekli kadroda eksik olan tek şey ruhtu…
Ruh bedeni terk ettiğinde beden ölür! Maalesef milli ruh, milli formayı terk etti. 2’si evimizde dediğimiz Bakü’de biri İtalya’da olmak üzere 3 maçta 8 gol yiyip ‘1 gol atma başarısı’ göstererek 0 puanla evimize döndük. Bu turnuvaya dair aklımda kalan tek güzel şey Kıraç’ın haydi marşıydı. Maalesef müsabakalarda olumlu bir katkı gösteremeyen Şenol Hoca maçlardan önce soyunma odasında oyunculara bu marşı dinletseydi de “Ey Ruh Haydi Diyebilseydi.” 

Ey ruh! Haydi haydi…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. Ülkede bir ‘solcu’ ve ‘aydın’ geçinen YOBAZ takımı var. Onların yobazlığını da kırmak lazım.

  2. Çok güzel bir yazı.teşekkürler.milli ruh olmadan hiçbir şey olmaz.takımımiz da ruhsuz gibiydi zaten.halbuki takımımızda futbolcularımızın hemen hemen hepsinde millivruh üst seviyeler de benim bildiğim.Ama ilk maçta ilk gol ve merih’in ikinci maça yedek soyundurulması aslında bütün hikayeyi anlatıyor.halbuki o golde merih’in hemen hemen hiç kusuru yok.topu kaleciye gögsüyle gönderdi ama Uğurcan da yerinde değildi.olabilir hatalı da gol yiyebiliriz ki ugurcan da hatalı değil bence.ama öyle bir doldurulmuş ki takım sanki İtalya ya 5 atıcaz.yok böyle bir şey.panik başladı.olabilir.son olarak bu ülkede sanatçı diye adı sayılacak 3-5 kişi varsa onlardan biri de Kıraç’tır.herkes haddini bilsin.yeter ya kırıp döktüğümüz.

  3. Murat hocam, futbol için ben de günümüzün gladyatörleri benzetmesinde bulunurdum her zaman.
    Futbolcuların sahaya çıkmalarını, yer altındaki dehlizlerden arenaya çıkan savaşçılara benzetirdim.
    Taraftarlar da her zaman orta sınıf toplumdan müteşekkil olarak geçmişte kan isterdi, şimdi de gol istiyor.
    Türk taraftarları olarak o milli ruhu ve coşkuyu arıyoruz. Eskiden Tuncay Şanlı vardı, yenilgiye karşı bir isyan başlatırdı, deli gibi pres yapar, takım arkadaşları da onu görüp cesaretlenir, taraftarlar da ölü toprağından kurtulup coşkuya kapılırdı. Yenilsek de önemli değildi çünkü biz her zaman o ruhun peşindeydik. Şimdi tek eksiğimiz sahadaki milli isyandır.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!