Serkan Arslan yazdı…
Hayatı boyunca sadece bir tablosu satıldı. Yaşamı yoksulluklar içinde geçti. İki kez akıl hastanesine yattı. Otuz yedi yaşında intihar edip hayatına son verdi. Ve karşınızda dünyanın en ünlü ressamlarından Van GOGH…
Geçtiğimiz yıllarda sanatçının ‘Montmartre’ isimli tablosu bir koleksiyoncu tarafından 13 milyon 91 bin Euro’ya satıldı.
Kendimize not: Yaptığımız işi kimsenin fark etmemesi sizi başarısız kılmaz. Sevdiğimiz işi yapmak bir insanın yaşamında en büyük başarıdır. Bir işi severek yapmak başarının en büyük ödülüdür. Kimsenin farkında olmadığını düşünerek yaptığınız işi bırakmak ise hayatınızın en büyük başarısızlığıdır.
Başarısızlık, ‘vazgeçmek’ kelimesinin ‘fark edilmek’ kelimesiyle yer değiştirmiş halidir. Fark edilmek için değil, kendinizi farklı hissettiğiniz işler sizi hayata bağlar.
‘BAŞARI ‘NEDEN’ SORUSU İLE BAŞLAR’
Başarıyı keşfetmek için girişimci olmanız şart değil. Yeni şeyler aramak hiç bilinmeyeni bulmaya çalışmak değildir. Başarmak kelimesi yaptığın işi en iyi şekilde yapmaktır. Dünyanın en meşhur zenginlerini aklınıza getirin. Hepsinin ortak tek bir özelliği var. Bizim görmezden geldiğimiz ama onların gözlerinin önünden ayırmadığı bir şey. ‘Okuyorlar’
Peki bu kadar servetin içerisinde, sahip olunacak her şeye sahipken, paranın satın alabileceği her şeyi alabilecek servetleri varken neden hala okuyor bu zenginler?
Belki kitap okuyarak zengin olmadılar ama zengin olduktan sonra bile okumaya devam ediyorlar. Neden?
Acı gelebilir ama bizler dizi, film izleyip koltuğun keyfini sürerken, bu insanlar günlük programlarına kitap okuma saatleri koyuyorlar. Neden sorusunu kendimize sormadığımız için sadece onların nasıl zengin olduğu konusunda dedikodu yapıyoruz. Yaşadığımız ülkenin verileriyle karşılık vermek gerekirse 80 milyonluk ülkemizde kitap okuma oranı yıllardır yirmi bin ile otuz bin kişi arasında sıkışmış, çırpınıyor. Neden elde etmek istediklerimiz hakkında efor sarf etmek yerine başkalarının Nasıl elde ettiği konusunda komplo teorileri üretip, başarıyı ilahi bir güce dayandırıp tartışıyoruz. Yola bakıp çok uzun, çok dar, çok zor, çok meşakkatli diye düşünüp duruyoruz. Bu yolu kısaltmıyor. Bu yolu daha zararsız geçmek konusunda bize kolaylık sağlamıyor.
‘Bahaneler sürdürülebilir bir evrenden gelmiş olabilir. Ama başarı kelimesi tam da yaşadığımız dünyayı anlatıyor’
Yapamazsın!
Ne gerek var!
Şart mı?
Eski köye yeni adet getirme!
Nereden çıktı şimdi bu!
Yapmasan olmaz mı?
Böyle iş mi olur?
Yanlış yapıyorsun
Ne yapabileceğinizi, neyi başarabileceğinizi, nasıl kazanacağınızı sadece ve sadece siz belirlersiniz. Her hikâye belli bir zamanda, belli bir yerde başlar. Çocukluğunda masal dinlememiş çocukların büyüdüğünde mutsuz hikayeleri olur. Cemal Süreyya der ki; ‘Masal dinlememiş çocuklar büyüyünce kendi resimlerini bile cetvelle çizer’
İnsanın gelişimi okulla başlamaz. Çocuk hayal kurar, çocuk ister, çocuk büyüyünce gerçeğe dönüşecek hayallerinin peşine düşer. Bal kabağına dönüşmeden önce harekete geçmek, pamuk prensesi cadının elinden kurtarmak için palan yakmak, Rapunzeli ejderhanın tutsaklığından kurtarmak için cesareti kazanmak gerekir.
‘Risk almak, cesaret göstermek, ileri doğru yürümek, denemekten korkmamak için insana masallar gerekir’
Harry Potter yazıldığında tam 12 yayın evi tarafından reddedildi. Kitabın yazarı J.K. Rowling’in çocuğu kitabı çok sevdiği için kendi parasıyla basımı yaptırdı. Bugün dünyanın en çok satan unvanına sahip. Tam olarak 73 lisana çevrildi. Herkes okudu, okumayanlarda izledi. Peki soruyorum size kitabı basmak istemeyen 12 yayın evinin ismini bilen var mı?
Edison ampulü bulana kadar kendi sözleriyle tam olarak 6000 materyali denemiş. Yani 5999 kere başarısız olmuş. Ama bu başarısızlıklar onu denemekten vazgeçirmemiş. Başarı hedefe ulaşmak değildir. Başarı o yolu inatla yürümeye devam etmektir. Bu yüzden başarılı insan denemekten, yürümekten, hayal kurmaktan vazgeçmeyen insandır.
Denemekten korkmayın, istemekten vazgeçmeyin.
