Fatih Altaylı çıldırdı: Beni delirtmeyin, car car car konuşuyorsunuz

Habertürk’de Teke Tek programını sunan Fatih Altaylı, HAYTAP Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat’a “Beni delirtmeyin lütfen. Geldiniz, car car car konuşuyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. 

featured

HAYTAP Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat, Habertürk’te yayınlanan Teke Tek programına konuk oldu. Şenpolat, kısırlaştırılan sokak hayvanlarının bulunduğu yere değil İstanbul’un daha kırsal noktalarına bırakıldığını iddia etti.

Programın sunucusu Fatih Altaylı, program konuğu HAYTAP Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat’a çok konuştuğunu söyleyerek tepki gösterdi.

Şenpolat’a sinirlenen Altaylı şunları söyledi:

“Burası size özel bir program değil, beni delirtmeyin lütfen. Geldiniz, car car car konuşuyorsunuz. Bir konuk daha var, Allah aşkına yani… Burada bir iş yapmaya çalışıyoruz. Hayvanseverlikten sizin yüzünüzden soğuyacağım…”

Fatih Altaylı çıldırdı: Beni delirtmeyin, car car car konuşuyorsunuz

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

14 Yorum

  1. 18 Kasım 2022, 18:38

    İnternette yola fırlayan köpeğe çarpmamak için aniden direksiyon kırarak takla atarak hayatını kaybeden ya da yaralanan sürücülerle ilgili yüzlerce haber var. Bu ciddi bir sorun. İnsan hayatı söz konusu. Bu kazalarda yüzlerce hayvan da can veriyor. Yollar ezilerek can veren hayvan cesetleri ile dolu. Türkiye’de her yıl 300 bin civarında köpek saldırısı meydana geliyor. Yılda 250 binden fazla insan kuduz aşısı yaptırmak için hastanelere başvuruyor. Manisa’da yüzüne altmış dikiş atılan Mert D., Ankara’da 12 yaşındaki Enes K., Sivas’ta yedi köpeğin saldırısına uğrayan Belinay Ö.,Adana’da köpek saldırısı sonucu hayatını kaybeden 60 yaşındaki Hatip S.,Karaman’da hayatını kaybeden 65 yaşındaki Dudu B., Van’da yaşamını yitiren 6 yaşındaki Ruken K. üzücü örneklerden sadece birkaçı. Bu durum Anayasa ile güvence altına alınan sağlık, güvenlik, maddi varlığını koruma, yaşama hakları gibi insan haklarının hiçe sayılması anlamına gelmektedir. Belçika, Almanya, Danimarka, Hollanda ve İsveç’te sahipsiz köpek sorunu bulunmamakta, bu ülkelerde sahipsiz köpekler toplanarak bakımevlerine yerleştirilmektedir. Fransa’da ise kent merkezlerinde sahipsiz köpeğe izin verilmemektedir. Benim tasvip etmediğim bir şey olmakla birlikte Belçika, Fransa ve İngiltere’de belirli bir sürede sahiplendirilemeyen köpekler uyutulmaktadır.

  2. 18 Kasım 2022, 18:09

    2018 yılı rakamlarına göre ülkemizde günde 775 kişi köpek ısırması nedeni ile hastanelere müracaat etmektedir. Bu rakamlar ortadayken “köpekler saldırmaz, saldırdıysa kışkırtılmıştır” demenin bir anlamı yoktur. Ağabeyimi işten çıkıp eve doğru yürürken köpek ısırdı. Kendisi profesör. Sokakta köpekleri kışkırtacak birisi değil. Üstelik Cocker Spainel cinsi köpeğini canı kadar seven bir hayvansever. Dört yıl önce Antalya’da eşimle beraber yürürken sokak köpeklerinin saldırısına uğradık. Gençlik yıllarımda çoban ve bekçi köpeklerinin
    yoğun olduğu yarı kırsal bir bölgede yaşadığım ve bugüne kadar dört tane sokak köpeğini sahiplendiğim için tecrübeme dayanarak saldırıyı sezinledim ve çok şükür yara almadan kurtulduk. Kendisini hayvansever diye niteleyerek toplumun diğer kesimlerini dışlayan bazı insanlar trafikte tehlike atlatan ya da köpek saldırısına uğrayanlarla empati kurmak yerine, süratli gitmişsindir, hayvanı kızdırmışsındır diyerek suçlama yolunu seçiyorlar. Bu, trafikte ölüm tehlikesi atlatmış ya da yüzüne altmış dikiş atılmış çocuğa ve ailesine söylenmemesi gereken bir şey. Karşısındakini aşağılayan, hakaret eden, küçümseyerek yorum yapan bazı “hayvanseverler” konuları birbirine karıştırmayı marifet sayıyor. Mahallede çocukların arabaları çizmesi ile bu konuyu kıyaslamak, çağdaş ülkelerdeki tedbirler bizde de olsun diyenleri batı hayranı diye yaftalamak, insan kaynaklı çevre kirliliği ile sokak hayvanlarına bağlı kirliliği karşılaştırmak absürt bir şey. Her ikisi de kötü ve her ikisine de tedbir alınması gerekir. Hayvanlara sevgi beslerken insanlara hakaret eden, “bir örnek veririm aklınız çıkar, infial olur” şeklinde uygunsuz bir üslupla yorum yazanlardan insanlık dersi almaya ihtiyacımız yoktur. Ayrıca, Türkiye’de hayvan sevgisi sandığınızdan daha ileri düzeydedir. Evinde muhabbet kuşu, balık, süs tavuğu, su kaplumbağası, kedi, güvercin, kanarya gibi canlıları besleyen milyonlarca insan var. Bizler vicdansız, hayvan düşmanı değiliz. Sadece sokak-
    lardaki başıboş köpeklere karşıyız ve acilen bu sorunun çözülmesini bekliyoruz. Bu konuda başka yorum yazmayacağım. Anlamak isteyenler için yeterlidir sanırım.

  3. 17 Kasım 2022, 20:27

    Geçenlerde yola aniden fırlayan bir sokak köpeğine çarpmamak için direksiyonu aniden kırmak zorunda kaldım ve takla atmaktan son anda kurtuldum. Olayın bir boyutu da bu. Sokak hayvanlarının başıboş dolaşması trafik güvenliğini de tehlikeye atıyor. Yollar ezilmiş, parçalanmış hayvan cesetleri ile dolu. İnsanın içi burkuluyor. Trafik güvenliğinin tehlikeye girmesi, canlıların trafik kazalarında can vermesi ve sakat kalması, çeteleşen köpeklerin insanlara saldırması, kuduz riski olması, çocuk parklarının hayvan pislikleriyle dolu olması, çocukların ve kadınların korkması, sokak hayvanlarına plastik kaplar içerisinde verilen mamaların çevreyi kirletmesi, sabaha kadar havlayan köpeklerin insanları uyutmaması, vahşi yaşamın dengesinin bozulması, köpek sürülerinin ekolojik dengeyi ve yabani ortamdaki besin zincirini bozması can sıkıcı gerçekler. Bu durumun hayvanlara eziyet edilmesi ya da trafik kazalarında çocukların hayatını kaybetmesi ile bir ilgisi yok. Bunların hepsi ayrı ayrı çözülmesi gereken ve medeni bir topluma yakışmayan sorunlardır. Sokak hayvanları ile ilgili sorunun çözümü elbette ki onları yok etmek değildir. Ama bu sorunu dile getirenlere de canavar yaftasının yapıştırılması hoş olmuyor. Toplumdaki herkesin oturup konuşması, asgari müştereklerde birleşilmesi ile soruna çözüm bulunması gerekiyor. Hakarete varan üslup hiç bir şeyi çözmediği gibi karşı tarafı ikna edici de olmuyor. Tam tersine kemikleştiriyor. Sorunları görmezden gelmek, sıkıntıyı giderelim diye talepte bulunanları aşağılayarak bir yere varamıyoruz. Toplumu hayvanseverler ve diğerleri diye bölmenin bir manası yok. Her konuda kutuplaşan ülkemizi, militan ve slogancı yaklaşımlarla yeni bir kutuplaşmaya, kavgaya sürüklemeyelim. Benzer sıkıntı sahiplenilmiş hayvanlarla ilgili olarak da mevcut. Dün İzmir Ali Çetinkaya Bulvarında dolaşırken köpek kaka ve idrarlarına basmamak için hoplayıp zıplayarak yürümek zorunda kaldık. Hayvan sahiplenmenin, sahiplerine bir sorumluluk getirdiğinin idrak edilmesi gerekiyor. Kurallar getirerek ve bu kurallara uyulması sağlanarak, insanlara küçük yaşlardan eğitim verilmesi gerçekleştirilerek çözüm yolunda ilk adım atılabilir. Medeniyet bir kurallar manzumesidir. Fazla bir şey istemiyoruz. Gelişmiş ülkelerde ne varsa bizde de olsun yeter.

    • 18 Kasım 2022, 01:03

      “Gelişmiş ülkeden” size burda bir örnek veririm aklınız çıkar, infiale sebep olur. Gelişmiş ülke kime göre neye göre gelişmiş? Gelişmiş bir ülke yok! Bırakın şu batı sevdasını ve model almayı artık!
      Otoban harici bir yolda önünüze çıkabilecek köpeği veya bir çocuğu dikkate alarak araç kullanmak gerekir. Bahsettiğiniz kurallar manzumesindeki trafik hız limiti kuralına uymuyor olmanız kuvvetle muhtemel köpekten kaçınacam diye takla atacak durumdaysanız.
      Bahsettiğiniz diğer bahanelerin de çoğu ciddiye alınacak gibi değil; doğada ve şehirlerde “hayvan pisliği” ile insan kaynaklı pislik oranı nedir acaba? Komik!
      Mahallemde 3 ayrı köpek çetesi var. Kimseye saldırdığı görülmemiş, lakin hergün okul çıkışı saatlerinde çocukların tacizinden dolayı mahallemdeki sahipli ve sahipsiz tüm köpekler rahatsız oluyor, dolayısıyla da çevredeki insanlar.
      Arabalarımızı çizen çocuklar yüzünden sokağa park edemiyoruz.
      Fazla uzatmak istemiyorum. Dünyada yaşayan tek hayvan türü olmadığımızı kabullenmemiz gerekiyor! Belki bunla başlayarak yüksek bir medeniyete geçiş yapabiliriz.
      45 senedir köpeklerle iç içeyim, sokak köpekleriyle oynayarak büyüdüm, hiç ısırılmadım, iletişim kurmayı bildikten sonra hiçbir hayvan size saldırmaz. Eğitim şart!

    • 18 Kasım 2022, 01:38

      Bahsettiğiniz “sorun çôzümü” uzmanları ve hukuk ile zaten belirlenmiştir. Yasayı uygular, hayvanları kısırlaştırır ve aşılar, hayvan üretimini takip ve kontrol altına alır, kaçak üretimi, ithalatı ve satışı engellersek sorun medeni bir şekilde çözülecektir. Başkaca medeni bir çözümü yoktur. Biz batılı değiliz.
      Bu konu hayvan hakkını savunmaktan da çıktı birçok insan için, bunu da fark edin! Toplumun bir kısmı, bu hayvanlara karşı bazı insanların ve kurumların tutumları özelinde, sergilenen barbar ve vicdansız zihniyete karşı durmaya başlamış durumdadır. Bu bir insanlık sorunudur.

  4. 16 Kasım 2022, 19:22

    Belediyelerin görevlerini yapmak yerine hayvaları toplayıp kırsala attığı bir iddia değildir; bunu sağır sultan bile duydu derler adama!
    Bu hayvanlar kırsalda yaşayamazlar, kırsaldaki vahşi yaşamla temas ederek en tehlikelisi kuduz olmak üzere birçok zoonoz hastalığa yakalanabilirler. Kırsalda bir fareden kuduz virüsü kapan yavrulu bir anne köpek bir kuduz salgınına bile sebep olabilir. Ayrıca kırsal alanda korumakla ve ileriki nesillere aktarmakla yükümlü olduğumuz vahşi yaşama da istemeyerek zarar verir bu hayvanlar.
    Neticede bütün bunların sorumlusu hayvanlar değildir! Eşrefi mahlukat dediğiniz insandır! Belediyelerdir! Bunu görmemek için karacahil olmak veya akli melikelerde eksik olmaklık gerekir!
    Türk Milleti binlerce yıldır hayvanlarıyla vardır. Türk Kültüründe sokak hayvanı vardır. İstanbul’a Fetih ile beraber Türkler sokak köpeklerini getirmişlerdir. Biz bununla gurur duyarız! Medeniyetin gereğini de aklın ve bilimin gereğini de biliriz ve uygularız!

  5. 16 Kasım 2022, 18:51

    Fatih Altaylı sen en iyi okullarda okumuş, her imkana sahip, bilgiye ulaşımında sıkıntı yaşamayan, gazetecilik mesleğinin gereklerine fazlasıyla vakit ayırabilecek konumda birisisin. Bilim insanı arkadaşların var ve bilim programı yapıyorsun. Bu durumda bu vasatlığından utanman gerekir! Bir program yapacaksan vakit ayırıp konuyu detaylıca araştırman gerekirdi. Yoksa sosyal medyada her okuduğunu Cüneyt Özdemir de haber yapıyor, hepimiz de yapabiliriz. Konuğuna da bu şekilde hitap edemezsin! Gazetecilik mesleği gereğini yerine getirsen, o insanın emek verdiği konuya biraz hakim olsan, o kişinin şahit olduğu olayları tahmin edebilirdin, empati yapabilirdin. Bu vasatlığı kınıyorum. Bu seviyede yetişmiş bir insan bu şekilde yüzeysel ve sığ olamaz!

  6. Hayvanseverlikten soğumak bu kadar kolaymıydı? Fatih bey lafta hayvansever olacaksak hiç olmayalım lütfen.

  7. 16 Kasım 2022, 17:58

    Hayvanseverlik insanların öldüğü yerde biter. İnsan eşref-i mahlukattır; insan canının kıymeti başka bir canlı ile kıyaslanamaz.

    Bu hayvansever platform, dernek, vakıf her neyse; bunların artık susturulması gerekiyor. Başıboş köpeklerin saldırısına uğrayan Bitlisli bir çocuk kuduz olarak öldü ve bu 2022 yılının Türkiye’sinde oldu!

    Bu iş fena bir yere doğru gidiyor. Millet bazı semtlerde çocuğunu parka çıkaramaz oldu. Herkesin bu problemin farkına varması lazım artık!

    • 16 Kasım 2022, 18:20

      İnsan da herhangi bir hayvandır. Tüm canlıların yaşama hakkı vardır. Antroposantrizm ilkel bir düşüncedir. Medeniyette yeri yoktur!
      Senin gibi medeniyet düşmanı, vicdansızların susturulması insanlık namına daha uygun olacaktır! Cehaletle kötülük arasında çok ince bir çizgi vardır! Sen kimsin ki kimi susturacaksın! Bu ülkede yasalar var ve akılla ve hukukla yönetilen, yönetilmesi gereken binlerce yıllık bir devlet var! Haddini bil!
      2022 yılı Türkiye’sinde hergün sayısız sokak hayvanına işkence ediliyor, sapıkça tecavüz ediliyor, katlediliyor! Senin neyden haberin var ki konuşuyorsun bre cahil! Bir hayvanla dahi iletişim kurmaktan acizsin, bunun sorumluluğunu hayvana yükleyeceksin öyle mi! Vahşi barbara bak sen!

    • 16 Kasım 2022, 18:42

      Eşrefi mahlukat, hayvanların şerefli olanı demektir. Ne demek istenildiğinin farkında olmayanın yarattığı tezatlık da ibretliktir!

      2022 yılında susturulmasını istediğin dernek tüm sokak hayvanlarının kanunda belirttiği şekli ile kısırlaştırılıp aşılanmasını talep etmektedir. Kısır hayvanlar saldırgan olmaz, aşılı hayvanda kuduz olmaz! Bu kanunda belirtildiği gibi belediyelerin görevidir! Ödenekleri hiç edip hukuka uymayan belediyelere diklenemeyip de dilsiz hayvanlara diklenmek aciz bir kişiliğin dışa vurumudur. Bu vasatlıkla aynı toplumda yaşamaya tahammül edemeyen insanlar da sizden şikayetçi. Sizle yaşamak ve kamusal alanı paylaşmak herhangi bir hayvanla yaşamaktan milyon kez daha zor!
      Yollar çarpışan oto pisti gibi, hergün bu ülkede asla direksiyon başına geçememesi gereken insanlar onlarca can alıyor. Trafikte yılda kaç çocuk ölüyor haberin var mı senin? Sokak hayvanlarını kendine rakip belleyen zavallı insancıklardan da usandık bıktık usandık!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!