HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, yine HaberTürk yazarı olan Nagehan Alçı’nın “Artık türkünün halkın güncel müziği olmadığı” iddiasına ”Türkü çağdışıdır anlamına gelen sözleri ciddi bir cehalettir” diye yanıt verdi.
Halk müziği sanatçısı Erkan Oğur’un, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın bestelediği “Hiç oldum” adlı türküye katkı sunması üzerine başlayan tartışmaya HaberTürk yazarı Nagehan Alçı da dahil olmuştu.
Alçı önceki günkü yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Hem İbrahim Kalın’ın hem Erkan Oğur’un hem de medyanın tamamının “halk müziği” diye kutsadığı olgu olan türküler 2021 Türkiyesi’ne gerçekten hitap ediyor mu?
Daha açık konuşalım… Bir zamanlar gerçekten halk müziği olan yani Türkiye toplumunun yüzde 90 köylerde yaşadığı dönemlerde hakikaten halk müziği olan türküler 2021 senesinin %90 şehirlerde yaşayan Türkiyesi’nde hala halk müziği midir?
Sevgili okurlarım Batı toplumlarında da zaman zaman klasik müzik için, country müzik için, blues, gospel, gregoryen müzikler için yukarıda sorduğum soru çerçevesinde entelektüel tartışmalar yapılır.
Bizim de Türkiye’de belli bir entelektüel zeminde bu tartışmaları yapmamız gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca bu topraklar özelinde Türk solunun “türkü” ile serencâmı açısından da bu hadisenin irdelenmesi gerekiyor bence. Nitekim “solcu” Erkan Oğur da o serencamın bir ürünü…”
Alçı’nın türkülerle ilgili sözlerine Fatih Altaylı‘dan yanıt geldi.
Altaylı, “Türk’üz türkü çığırırız” başlıklı yazısında, “Nagehan Alçı diye gireceğim yazıya hepiniz ‘Ekrem İmamoğlu’ diye devam edeceksiniz, biliyorum. Yok yok, yazacağım mesele Ekrem İmamoğlu ile Nagehan Alçı arasında dün akşam bir kez daha herkesi eğlendiren diyaloglar değil. Ekrem İmamoğlu, Nagehan Alçı ile ekrana çıkmaya bayılıyor. Zayıf nokta gibi göründüğü için sürekli oradan çalışıyor ve prim yapıyor. O yüzden konum o değil. Ben Nagehan Alçı’nın geçenlerde yazdığı bir yazıya takılıp kaldım” dedi.
Altaylı, şöyle devam etti:
“Türkü formunun artık bittiğine, türkü yazmanın ya da derlemenin bilgisayar çağında hala daktilo kullanmaya benzediğini iddia ettiği yazısına. Alçı böyle manasız bir yazı kaleme alacağına, ‘Kardeşim ben türkü sevmem. Türkü bana köylülüğü hatırlatıyor. Ben köylülük sevmem’ deseydi söylediklerini kişisel bir beğeni olarak düşünüp tek kelime edemezdik. Ama ‘Türkü çağdışıdır’ anlamına gelen sözleri ciddi bir cehalettir. Türkü çağdışı falan değildir.
Amerika’da biri çıkıp ‘Country müzik çağdışıdır’ derse, hele hele bunu bir de saygın bir gazetede yazarsa millet buna kıçıyla güler. Keza İngiltere’de biri çıkıp ‘Balad bitmiştir. Balad daktilo ile yazı yazmak kadar manasızdır’ derse odunla döverler. Türkü form değiştirebilir. Tek seslilikten çok seslilik arayışlarına geçebilir. Kullandığı enstrümanlar değişebilir, farklılaşabilir. Yeni ritmler, yeni formlar deneyebilir. Ama türkü bitmez.
NOT: 20 tanesi aynı anda çalan saz sesine bayılmam. Oturup saatlerce türkü dinlemem. Ama Türkülerimizin sözlerine, manasına hasta olurum. Her gün en az bir Neşet Ertaş şarkısı dinlemez isem, bir Mahsuni Şerif dizesi duymaz isem Mutfakta yemek yaparken kendimi bir halk ezgisi mırıldanırken bulmaz isem kendimi kötü hissederim.”
Müzik hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmayan insanların bilmediği şey, türkülerin, çağın ilerisinde, hatta ABD’de araştırma konusu olduğu ve bir çok batılı ünlü müzisyenin şaşkınlıkla takip ettiği bir alandır. Batı müziğinde 12 yarım ses var iken bu Türk Halk Müziği’nde komalar-bakiyeler de vardır. Yoğun bakımda yaşatılmaya çalışılan dediğiniz şeyler Anadolu Rock olarak karşımıza çıkıyor. Bunun haricinde bu notalar bir çok elektronik müzikte de kullanılmıştır ve hatta İsrailli sanatçı DJ Yahel’in bile repertuvarına girmiştir.
Ayrıca türkülerin bir çoğunun ritmi de çok aksak ve karma olduğu için de ayrı bir araştırma konusu olmuştur. Hatta bir keresinde çok iyi bir gitarist olduğumu düşünerek Türk Halk Müziği konserine çıkmaya kalktığımda afallamıştım açıkçası. Her ne kadar müziğe klavye, blok flüt, gitar gibi batı enstrümanları ile başladıysam da zamanında küçümsediğim bu türkülerin mağlubiyetine uğradım. Hırs ile ezgisini ve ritmini yapmaya çalışırken sözlerindeki derinlikte kayboldum ve sonra duygularda kendimi buldum.
Kısacası, biz kendimizden utanırken, bazılarımız ise tiksinirken el alem bizim içimizdeki derinlemesine güzellikleri araştırıp hayran kalıyor. Utanıp uzaklaşmak yerine bu güzellikleri yeni enstrümanlar üzerinde kullanmak ve diriltmek gerekiyor.
Gercekten isteyerek mi tuttuklarini düsünüyorsunuz?
Türkü için iyi şeyler hissetmek için önce kendini Türk yada Anadolu medeniyetinin bir parçası olarak hissetmen lazım.
Bu birazda aldığın eğitim ile ilgili.
Yani senin suçun yok.
Alo Fatih, Bank Asya kredili Nagihan…
Lütfen saçmalamayın, türkü dediğiniz şeylerin
senin kafan iyi mi diye sormayacam, iyi olsa anlardın halk müziği nedemektir.
nedim denen hurda çocuk. o saydığın AB ülkeleri en fazla bin yıllık ve ABD de 300 yıllık tarihe sahip daha dünki ülkeler. teknolojide ileri olabilirler, her teknoloji kendi kültürünüde getirir, mesela elektro gitarın icadı rock müziğini getirmesi gibi, bunlar bilinen şeylerdir. lakin sen kendi tarihinden ve kültüründen habersiz ot gibi yaşarsan, ki öyle yaşadığın belli, o Türkülerin yarın kesin öleceğini sanırsın. senin bilmediğin şey ne biliyormusun,
1- Türk tarihi her geçen gün ortaya çıkan arkeolojik bulgulara göre 14 bin yıla kadar gidiyor. böylesine derin geçmişi olan bir milletin kültürü, ki o Türkülerde bu kültürün bir parçasıdır, sen istedin diye yarın ölmez. ne senin nede hayranı olduğun o iki ayaklı kadın varya , ikinizinde ömrü bunu görmeye yetmez .
2. hiç merak ettinmi bu ” Türkü ” ismi nereden geliyor . dünyada bir tek biz Türkler söylediğimiz ezgilere kendi ismimizi vererek adına ” Türkü ” demişizdir. yani ” Türkü ” , Türk kelimesine ü harfi eklenerek Türklerin ezgileri anlamında Türkü diye adlandırılmıştır. bak bakalım dünya tarihine, bizden başka kendi ezgilerine kendi milletinin adını veren başka bir millet varmı. sen yada o ayaklı kadın istediniz diye Türkü’ler yarın kesin ölürmü sanıyorsun. size cahil demek bile iltifat olur.
İçinde Türk geçtiği içindir.
Nagehan alçı ilk defa doğru birşey söylemiş. Günümüz Türkiyesinde türküler yoğun bakımda yaşatılmaya çalışılan 90 yaşındaki bir insana benziyor. AB ülkeleri ve ABD, kendi halk müziklerini modernize ederek yaşatabildi ama bizdeki muhafazakar kesim buna engel oluyor, dini ritüel gibi ille şelpe vuracak bizdeki bağnazlar. Türkülerin bu gerici kafaların tekelinde olması yüzünden, türküler bugün olmasa bile yarın kesin ölür.
Ne tutuyorsun o zaman o cahili, çalıştığın kurumda?????
Amerika’da kilise okulunda öğrenim görmüş birinden Türk ve Türkü için güzel sözler söylemesi beklenemez.
VeryansinTV‘den daha önce de ricaci olmustum. Allah askina su kadinin resmini koymayin su sayfaya. Okurlariniz arasinda bir sürü tansiyon hastasi insan var. Biz Covid‘den korunmaya calisirken yüksek tansiyondan gidecez.
Bazı zavallılar Türkülerden anlayabilecek derinliğe ve aidiyet hissedecek bir köke sahip değil.