Galatasaray ve Türkiye Milli Takımı’nın eski teknik direktörlerinden Fatih Terim, Denizbank’ın eski şube müdürü Seçil Erzan’ın ismiyle anılan ve İstanbul’da görülen ‘yüksek kârlı fon vaadiyle dolandırıcılık davasında’ müşteki sıfatıyla ilk kez ifade verdi. Terim’in Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde müşteki sıfatıyla bugün verdiği ifade ortaya çıktı.
HAKAN ATEŞ VE SEÇİL ERZAN’LA NASIL TANIŞTI?
Duruşma tutanağına göre, Fatih Terim ifadesinde Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş’le, Galatasaray Teknik Direktörü iken bir Şampiyonlar Ligi seyahati dönüşünde tanıştığını söyledi.
BBC Türkçe’nin haberine göre Terim, Ateş’in kendisine, “Kulüple anlaştık, sizin de hesaplarınızı bizim bankaya taşıyalım hocam” dediğini, ilk tepkisinin yıllardır başka bir bankayla çalıştığı için olumsuz olduğunu, daha sonra Ateş’in ısrarıyla, diğer bütün kulüp çalışanları gibi bazı banka hesaplarını Denizbank’a aktardığını belirtti.
Fatih Terim, “Sonrasında Hakan ile arkadaş da olduk, ya da en azından ben öyle sandım. Çok yakın ilgi alaka gösterdi, bana en iyi hizmeti vermek üzere çok özel bir müşteri olarak hissettirdi. Ben davaya konu olan olay meydana gelene kadar yaklaşık 13 yıl boyunca Denizbank müşterisiydim” dedi.
Terim, Hakan Ateş ile ilgili olarak ayrıca şunları söyledi:
“Denizbank Genel Müdürü olan Hakan Ateş benim ilk ismiyle hitap ettiğim, bu olaylar yaşanana kadar arkadaş bildiğim hem yazlık hem kışlık evimde misafirim olan, benim de onun evinde misafir olduğum, samimi olduğumuz, en azından öyle bildiğim bir insandı. Bu olaylardan sonra kendisiyle hiçbir ilişkim kalmamıştır.”
‘SEÇİL ERZAN’I ÖZEL BANKACIM OLARAK BELİRLEYEN DENİZBANK ÜST YÖNETİMİDİR’
Denizbank’ın kendisini hep özel bir müşterisi olarak kabul ettiğini ve hep bu şekilde muamele gördüğünü kaydeden Terim, sanık Seçil Erzan’la ise 2016 veya 2017 yılında Denizbank’ın Florya Şubesi’nin yeni müdürü olarak tanıştığını söyledi.
‘AKLA HAYALE SIĞMAYACAK SENARYO’
Terim, Hakan Ateş’in savcılık ifadesinde Erzan’la tanışmasında kendisinin rolü olduğunu iddiasını reddetti ve şöyle devam etti:
“Bu, akla hayale sığmayacak bir senaryodur. Denizbank’ın banka tarafından ödül almış 20 senedir bankada çalışan şube müdürünü, Denizbank’ın genel müdürü ile tanıştıracak kişi ben değilim. Hatta bölge müdürü Sermin (Tekin) Hanım’ın benden randevu alıp, bana bizzat gelip, Florya’daki ofisimde, Seçil Erzan’ın en iyi banka şube müdürleri arasında olduğunu söylediğini de hatırlıyorum.”
Florya’daki bu görüşmenin birçok insanın gözünün önünde yapıldığını, gizli olmadığını vurgulayan Terim, ”Sermin Hanım’ın bunu hatırlamama ihtimali olduğunu da düşünmüyorum. Sermin Hanım’ın mahkemede verdiği ifadede bu bilgiye rastlamadım, bu nedenle özellikle doğruları eksikleri söyleyeyim de dosya eksik kalmasın” dedi.
Finansal meselelerden çok anlamadığını, yoğun ve çok seyahatli çalışma hayatı nedeniyle çok uzun yıllardır bir banka şubesine gitmediğini belirten Terim, Denizbank’ın Florya ve Büyükdere şubelerine bir kez dahi gitmediğini, bu şubelerin yerini dahi bilmediğini söyledi.
“Çalışma hayatımın özellikle son 15-20 senesi boyunca para yatırma ve çekme işlemleri ile imzalanacak belgeler banka çalışanlarının bulunduğum yere gelmesi ile yapılmıştır” diyen Terim, Erzan’ın Galatasaray Florya Tesisleri ve kendi evinde belge imzalattığını ve hatta yurt dışı seyahat edeceği zaman Erzan’ın kendisi için havalimanına nakit para getirilmesini sağladığını söyledi.
Terim, “Her zaman Seçil Hanım değil başka Denizbank çalışanları da gelirdi. Para getirirlerdi, para götürürlerdi, bazen imza alırlardı, bazen almazlardı. Seçil Erzan yıllardır benim özel bankacımdı. Ben Denizbank tarafından oluşturulan güven ve Denizbank’ın bana gösterdiği kişi olduğu için Seçil Erzan’a özel bankacım olarak güvendim” diye konuştu.
Hayatı boyunca bütün ilişkilerini güven üzerine kurduğunu vurgulayan Terim, bankadaki hesaplarını da zaman zaman Erzan’a, o yoksa onun yönlendirdiği bankacıya sorduğunu söyledi.
O dönemdeki tüm yazışmalarının SMS üzerinden olduğunu belirten Terim, telefonla kaydettiği sesli talimat ve onaylarıyla ilgili olarak ise “Bunlar yanlış hatırlamıyorsam daha çok kredilerle ilgiliydi” dedi ve ekledi:
“Nakit parayla ilgili işlemlerimi de genelde şoförüm Umut Akgöze vasıtasıyla yapardım. Umut Akgöze dışında da güvendiğim birçok kişiyle, o an yakınımda kim varsa ona güvenerek, bu tür işlemler yapmışlığım olmuştur.”
‘SEÇİL ERZAN’IN HER TAVSİYESİNİ BANKANIN GÖRÜŞÜ OLARAK GÖRDÜM’
Seçil Erzan’ın kendisinin Denizbank hesaplarındaki bütün işlemleriyle özel olarak ilgilendiğini belirten Terim, Erzan’ın her tavsiyesini bankanın görüşü olarak gördüğünü söyledi ve şöyle devam etti:
“Bankanın yönetimi ona güvenmiş onu o pozisyona getirmiş hatta bana da bizzat gelip ‘En iyi şube müdürlerimizden biri’ demişler, ben de bunun üzerine ayrıca bir teyit yapmaya ya da sorgulamaya gerek görmedim.”
Terim, kendisinin “özel bankacısı olarak hizmet verdiğini söylediği” Erzan’ın, “‘Hocam bankada şu kadar paranız var, bu ay bu paraya dokunmadınız heba olmasın, değerlendirelim” gibi sözleri üzerine, kötü bir amaç aramadığını, çünkü kendisine güven duyduğunu söyledi.
Fatih Terim, “Şimdi anlıyorum ki Seçil Hanım’ın bana yazdığı saklama hesabına yattığını söylediği paralar, böyle bir hesaba yatmamış. Bana hiçbir zaman özel olarak bir fona para yatırılacağı, bu fondan yüksek getiri elde edileceği, Hakan adına veya Mehmet Aydoğdu adına bir fon olduğu veya benim adımla bir fon kurulacağı gibi sözler söylemedi” dedi.
BAŞKALARINA TAVSİYEDE BULUNDU MU?
Seçil Erzan’ın kendisine, parasının Denizbank’ın saklama hesaplarında değerleneceğini, bankadaki birçok yöneticinin de bundan yararlandığını söylediğini, kendisinin de bunu sorgulamadığını ve nakit olarak gönderilmesi istenen tutarları nakit olarak gönderdiğini kaydeden Terim, “Başkalarına yönelik benim adımı kullandığından ise haberim bu olaylar ortaya çıktıktan sonra oldu” dedi.
“Basından okuduğum kadarıyla bu davada mağdur ettiği diğer kişiler gibi bana yönelik özel bir ikna çabası içine girme ihtiyacı olmadığını şimdi anlıyorum” diye konuşan Terim, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bana Seçil Hanım ile ilgili soru soranlara onun iyi ve ilgili bir bankacı olduğunu söylerdim. Ayrıca yakın aile dostlarımızdan da almış hatta daha fazla alınması için uğraşmış. Ben bunları çok sonra öğrendim.”
Davada tanıdığı tanımadığı müştekiler olduğunu söyleyen Terim, “Bu 30’dan fazla müşteki ve sanıklardan tek biri dahi, benim birini bir sözde fona yönlendirdiğimi, aradığımı, arandığımı söyleyebilecek tek bir insan dahi olamaz. Varsa, lütfen gelsin çıksın söylesin, mahkemede söylesin, başka yerde söylesin. Benim bir yerlere para yönlendirdiğimi iddia eden tek biri vardır, o da bankadır ve bankanın reklam alanlarıdır” dedi.
Terim ayrıca 1,5 senedir bunları konuşmak istediğini ve devam eden yargı sürecinden dolayı bugünü beklediğini söyledi ve ekledi:
“Ben finans işlerinden anlamam, bu nedenle de kimseye anlamadığım bir konuda tavsiye vermem, kimse de bana böyle bir konuda akıl danışmaz. Buna kızım, yeğenim ve eski damadım da dahildir.”
“Bana ‘Seçil Erzan’ı tanıyor musun?” diye sormuşlarsa da, elbette Seçil Erzan’ı tanıdığımı ve güvendiğim bir bankacı olduğunu söylemişimdir. Ama kimse bana gelip böyle bir fon olduğundan ya da Seçil Hanım’ın benimle adlandırdığı bir fon olduğundan bahsetmedi. Zaten kimse bana parasal konular hakkında soru sormaz, soramaz, benim kimseye sormadığım gibi. Tek bir insanı dahi herhangi bir fon, yatırım ya da Seçil Hanım’ın yönettiği veya yönettiğini iddia ettiği bir sisteme yönlendirmişliğim yok.”