Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, ‘Cemaat Türkiye’de örtülü bir af beklentisi içinde. Diyorlar ki, ‘Yeni yargı düzenlemeleri ile birçok kişi cezaevinden çıkabilir’ ifadelerini kullandı.
Yeni Akit yazarı Dilipak, “Van münit” olayına kadar, AKP-FETÖ birlikteliği üzerinden bir plan yürüdüğünü belirtti. Dilipka, “Senaryoya göre AK Parti BOP ile zaten aynı projenin bir parçası olacaktı. İşin Teolojik ve Sosyolojik ayağını FETÖ, siyasi ve askeri ayağını AK Parti üstlenecekti” diye yazdı.
Dilipak’ın yazısının satır başları şöyle:
“FG artık geleceğe ilişkin çok fazla bir şey söylemiyor. Beklemedeler. Tereddütler artıyor ama cemaat yapısı kolu kanadı kırılsa da hâlâ varlığını sürdürüyor.
Cemaat Türkiye’de “örtülü bir af” beklentisi içinde. Diyorlar ki, “Yeni yargı düzenlemeleri ile ve Yargıtay kararları, AYM kararları çerçevesinde suçun niteliği değişecek ve birçok kişi cezaevinden çıkabilir.
Israrla üzerinde durduğum bir konu var benim: FETÖ’cüler bir halt ettiler, darbeye kalkıştılar ve cezalandırılıyorlar. Bir kısım davalar sonuçlanırken bir yandan yeni açılan davalar var olduğu gibi açılacak olan davalar da var.
Daha önemli bir konu var aslında, onu ıskalıyoruz. Siyasi endişe dini endişenin önüne geçti. FETÖ’nün dini piyasaya hakimdi. O dine inananlar, her partide vardılar, daha çok da AK Parti’de örgütlenmişlerdi. Senaryoya göre AK Parti BOP ile zaten aynı projenin bir parçası olacaktı. İşin Teolojik ve Sosyolojik ayağını FETÖ, siyasi ve askeri ayağını AK Parti üslenecekti. Bu proje “one minute” ile çıkmaza girince ipler koptu. 15 Temmuz gündeme geldi. 17/25 veya 15 Temmuz öncesi dönemde bu dine inananlardan darbeye destek vermeyenler yargı sürecinin dışında kaldılar.
Tamam, onlar dünyalarını kurtardılar, içeri girmediler ama bu dine inananların ahiretleri mahvoldu. Aileleri de. İçeri girenler, dışarıda kalanların yanında devede kulak. Bunlar dinlerini kaybettiler. Kimi Agnostik oldu, kimi de Deist.
Peki, bunlarla kim ilgilenecek. “The Cemaat” bunları mürtet ilan etti. Toplum ise bunları “Cemaatçi” olarak gördüğü için dışladı. Zaten bunların bir kısmının yakını ya ülkeyi terketmiş, ya tutuklu ya da kendilerini gizleyerek korku içinde yaşıyorlar. Çünkü bu süreçte piyangonun kime vuracağı belli değil. Kripto FETÖ’cü birileri kurtarılıp, terfi ettirilirken, sıradan insanlar suçlanıp cezaevine gönderilebiliyor, yurtdışına çıkış yasağı getiriliyor, görevden uzaklaştırılıyor.
FETÖ’cülerin çoğu farklı cemaat ya da kuruluşların çatıları altında faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bu kişilerin sızdıkları Cemaat yapıları sanki FETÖ’nün mirasını devralmış gibi, onların bıraktıkları yerden devam ediyorlar. Bu yapılar FETÖ’cülerin zihniyet ikizlerine dönüştüler.
Liberallerin arasında liberal bunlar, solcuların arasında solcu, milliyetçilerin arasında milliyetçi, dindarların arasında dindar. Ama herkesten, her şeyden korkuyorlar. Devletten korkuyorlar, Cemaat’tan korkuyorlar, içine sızdıkları yapılarda deşifre olmaktan korkuyorlar.
Bunlar giderek Sabataylar, Pakradunlar gibi gizemli, mistik, ezoterik bir yapıya dönüşüyorlar. Güncellenen kehanetlerle ayakta durmaya çalışıyorlar….
Bakın bu durumu çözmemiz lazım. Mal varlığı kayyıma devredilenler var. Aynı durumda olan birileri dışında. Bazı kayyımlar ise har vurup harman savuruyorlar.
Birileri suçlu olabilir. Suçluların da hakkı var. Onlara hakettiklerinin dışında ceza verenler, mallarını gasbedenler, iki cihanda da suçlu olacaklar. Bir kavme ya da topluluğa olan öfkemizin bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemesi gerek. Bu FETÖ de olsa, BÇG de olsa, PKK da olsa farketmez…
FG artık “kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde ki gayrıya himmet ede.” Kendisi ABD’nin, İsrail’in, Vatikan’ın himmetini bekleyen, kerameti kendinden menkul yaşlı ve hasta bir adam.
Bu insanların sosyopsikolojik rehabilitasyonu için devlete düşen görevler var. Bunların aileleri, çocukları var. Küçük çocuklar var, akrabaları var. Güncellenen kehanetler, artık dinden soğuyan bu topluluğun gençleri üzerinde hiçbir etkiye sahip değil!
Hepsinden önemlisi bu insanlar her şeylerini kaybettiler de, onların arasında dinlerini de kaybettiler. Diğer kaybettiklerini konuşuyoruz da, o kaybedilen din ne olacak. Ve bu dine inananlar FETÖ’cü diye suçlananlardan çok daha fazla. 17/25 ya da 15 Temmuz öncesinde gözyaşları içinde “Türkçe Olimpiyatları”nda bunları alkışlayanlar o günkü dinlerini de kaybettiler de, peki ne oldu? Şimdi nasıl bir dine inanıyorlar? Bugünkü inançsızlığın arkasında, Deist’lerin, Agnostik’lerin arkasında sakın bu inanç boşluğu yatıyor olmasın.”
Hani şu İstanbul Sözleşmesi, cinsiyet eşitliği tartışmaları, ayet ve sünneti tartışanlar bu inançsızlık bataklığında boy veren zakkumlar olmasın sakın! Selam ve dua ile.”
AKP yani Reis! hem BOP es baskanidir hala ve ayni zamanda TSK’ya kurulan Fetö kumpasininda icindedir.Bunu ivirip kivirarak kimse inkar etmesin zaten AKP’li biatcilar ve aktrollar disinda herkes bunun böyle oldugunu biliyor.Yani AKP’li bircok taninmis ismin adeta Feto’ya kalkan olur gibi onu savunmalari,Feto’nun tehlikeli oldugunu söyleyen yazan herkese savas acildigini hepimiz biliyoruz.Bugün o isimler belki bilincli olarak halkin gündeminden uzaklastirilip yerlerine baskalari getirildi ancak Feto’nun azgin savunucularindan Kozmik Oda’nin Feto ajanlari tarafindan talan edilmesine yol acan isim Bülent Arinc bugün Reisin istisaremeclisinde oturuyor ve kazanmayadevam ediyor.Ama diger tarafta mansetmanset Feto tehlikesine isaret eden SÖZCÜ Gazetesi’nin yazarlari Fetöcü diye cezalandiriliyor.Hani gülermisin aglarmisin.Nagehan Alci KATIL DEVLET dedi,Bank ASYA’dan kredi aldi ama hala ortalikta herkese hakaret ediyor ne var ki Reisin yargisi ona dokunamiyor.Demek ki Fetö ile bir mücadele adi altinda aslinda AKP’ye muhalif olanlar ceza aliyor.Bir sekilde dini duygularla Feto’yu sevenler veya ona sempati duyanlar Reisin yargisinin hedefinde.Ama büyük baslar icin bir sorun yok.
Selam,
Sn Dilipak, çok dolaylı bir üslupla diyor ki,
FETÖ tabanına sahip çıkalım, yoksa ya daha da gizli, mistik, ezoterik bir yapıya evrilecek, ya da dinden çıkacaklar (burada vazifeye kutsallık katıyor, napsaydık bıraksaydık da dinden mi çıksalardı kolaycılığı). Suçlu da olsa malına çökemezsin, devlet bu sosyal olguya çözüm bulmalıdır v. b.
Ve ‘diyorlar ki’, diyerek, ben demiyorum ha, herkes öyle diyor gibi, ihtiyatlı bir ağızla, genel bir af çıkaralım. Bu özellikle FETÖ’nün de kullandığı, mağdur ettiği tabanı, salıverelim.
——————————————-
Sn Dilipak bence, önce, şu tarikatçılık, cemaatçilik olgularında devletin yapacağı bir devrime öncü olmalı. Tarikat nedir, devletteki toplumdaki yeri, sınırları ne olmalıdır biraz da bunlardan bahsetmeli. Önce aslında kutsal bir savaş uğruna görmezden geldikleri, göz yumdukları bütün kendinden menkul kerametleri itiraf etmeli. Onun kerameti kendinden menkul ama bizimkisi tavuk diriltebiliyor, bu şehirden terliği fırlattığında, öbür şehirdeki evine giren hırsızı vurabilecek güdüm kiti icat ettik derse olmaz.
Sosyolojik bir olgudur bu devlet çözüm bulmalı deyip, sonuna, bakın biz sahip çıkmazsak dinden çıkacaklar haa motivasyonunu basmak, olsa olsa şark kurnazlığıdır.
Sn Dilipak, sizin bu tarikat anlayışınız kerametli şeyh yaklaşımlarınız yüzünden milyonlarca insan dinden çıktı, huzuru mahşerde nasıl hesap vereceksiniz merak ediyorum.
Devasa bir alanda Hz.Muhammed’in ümmetine topluca kıldırdığı namazda, dönüp de arkasına, yahu sizin kiminiz sarı, kiminiz yeşil niye türlü renkte takke takıyorsunuz merak ettim diye sorduğunda, ne cevap vereceksiniz?
Öte yandan FETÖ ve tarikatler meselesi sosyolojik bir olgudur ve evet çözülmelidir yoksa tarihte ilk defa bir Türk Devletinin yıkılış sebebi olacak.
Saygılar
O Allah ki devranı hak ile döndürür; “aşağısı yukarısı, yukarısı aşağısı gibidir.” Zerre boşluk olmayan yaradılış hakediş ile tekil irade etkilerinin bütüncül etkilerini varacakları yere kadar “izler”,sonra hak ediş hisselerini tüm tekillere dağıtır. Izlemek teslimyetin locasıdır.
Sn. Dilipak..
Siz Cumhurbaşkanının danışmanı değiliydiniz..Neden kiminle destek oklarınızda şimdi çıkıp çıkıp bir takım bilgiler aktarıyorsunuz lakin seviyormusunuz dovuyormusunuz belli değil..