İmralı’da terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ı ziyaret eden DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, Van Milletvekili Pervin Buldan ve yerine kayyım atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ı Kocaeli’de tutuklu bulunduğu cezaevinde ziyaret etti.
Önder, Buldan ve Türk’ün, Kocaeli 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Yüksekdağ’a gerçekleştirdikleri ziyaret, 1 saat 20 dakika sürdü.
Heyet, cezaevinde eski HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ile de görüştü.
AÇIKLAMA YAPTI
Sırrı Süreyya Önder, ziyaret sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Yüksekdağ ve Güzel’in gelişmekte olan sürecin yanında olduğunu, üzerlerine düşeni yerine getirmeye hazır şekilde beklediğini söyleyerek “Değerli basın emekçileri öncelikle sizlere teşekkür ederiz. Figen başkanımızla görüştük, sağlıkları ve moralleri iyiydi, Semra vekilimizle de görüştük. Bütün kamuoyuna selamları var. Figen Başkan sürece dair yarın kendi hesabından bir açıklama yapacak. Sürecin tam olarak yanı başında olduğunu, omzuna ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır bir şekilde beklediklerini sizlere iletmemizi istedi. Onun da sizlere selamı var.” dedi.
Önder, “10 yıl bu ülke ağır bir zaman kaybetti. Yerine konulması imkansız olan iki şey yitip giden canlar ve zamandır. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, sağlığını kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur. Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır. Onlara vereceğimiz en büyük armağan bu süreci, çatışmalı süreci sonlandırmak, bunu bir barışla taçlandırmak olacaktır. Ondan sonra hayatta olan herkese destek, hayatını kaybedenin geride bıraktığı yakınlarına bir yoldaş olmak hepimizin, toplum olarak boynumuzun borcudur. Biz bu ciddiyette ve bu samimiyetteyiz.” diye konuştu.
Önder, şunları söyledi:
“Hepsinin acısını yüreğimizde hissediyoruz ve rahmetle anıyoruz. Barışa gelince şehitlerimize ve gazilerimize borcumuzun altını böylece çizdikten sonra barış, çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak zorunda olduğumuz bir şeydir çünkü hiçbir dahillerinin olmadığı bir çatışmalı mirası bu ülkenin çocukları hak etmiyor. Hem sorumluluğumuzun hem vicdanımızın hem insan olmamızın gereği onlara barış içinde bir ülkeyi hazırlamak ve onlara bunu bırakmak. Çok spekülatif tartışmalar oluyor. İnanın silah kadar zarar veren bir dil bu. ‘Ülke bölünecek, çift bayrak, çift dil’ falan. Arkadaşlar gündemimizde ne böyle bir şey var ne bunu tartıştık ne de bunun iması yapıldı. Böyle bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Bu konuda fikrini değiştiren ya da kuşkusunu gidermek isteyen herkesle dediğimiz gibi hem parti hem heyet olarak görüşmeye, süreci, derdimizi anlatmaya, önerilerini, katkılarını, eleştirilerini, uyarılarını dinlemeye de hazırız. Tek ricamız bu toksik dilin bir kenara bırakılması.”
Açık ve şeffaf bir süreç yürüttüklerini anlatan Önder, şunları söyledi:
“Ama iki anahtarı var bunun, birisi ciddiyet, diğeri samimiyet. Herkesten de bunu asgari anlamda beklemek hakkımız çünkü bu mesele ne Ahmet Bey’in derdi ne Pervin Hanım’ın derdi ne benim derdim. Bu mesele bütün ülkemizin derdi, başta da çocuklar olmak üzere. Onun için herkesten olumlu katkı bekliyoruz. Biz dilimizi değiştirmeyeceğiz. Bu şekil saldırgan bir dil kullananlara karşı bile gelebileceğimiz maksimum nokta bu, samimiyetini halk takdir edecek çünkü yaklaşık bir haftadır yollardayız.
Bu konuda halkın vicdanı her zaman olduğu gibi doğruyu işaret ediyor ama güvercin kasaplarına, iki gözden dört ölüm bakanlara cevaz vermemek lazım. Bu da hepimizin sorumluluğu.