Engin Balım yazdı…
Bugün Muammer Aksoy’un evinin önünde suikaste uğramasının 32. yıl dönümü.
32 yıl içinde, onlarca İçişleri Bakanı, Başbakan, Emniyet Genel Müdürü göreve geldi gitti. Kimileri yaşama gözlerini yumdu, kimileri hayatta, ancak hala Aksoy’un katilleri bulunamadı.
Muammer Aksoy’un yaşarken kaldığı ev Ankara’da Yukarı Bahçelievler Mahallesi 2. Cadde’deydi. Bugün bu caddenin ismi Muammer Aksoy Caddesi. Trafiğin Beşevler istikametine doğru aktığı caddenin sonuna doğru Bahriye Üçok, caddesi başlar. Yine evine kargoyla gelen bir bomba ile hayatını kaybeden aydın Üçok’un evi de orada bulunuyordu. Sadece Üçok mu? Bahçelievler’den yolu geçenler arasında nice büyük ve önemli ism vardı.
Mesela geçenlerde 24 Ocak’ta andığımız Uğur Mumcu, gençlik yıllarını Bahçelievler’de geçirmişti. Aklıma ilk gelenler; Altan Öymen, Nevzat Tandoğan, Fuat Köprülü, Kasım Gülek, Turhan Feyzioğlu, Bülent Ecevit, Fakir Baykurt ve niceleri…
Bugün eskiyen ve artık kentsel dönüşüme teslim edilen apartmanların isimlerine baktığınızda, genelde soy isimler verildiğinden, zamanında hangi ailenin bahçeli evi olduğunu anlayıveriyordunuz.
Yeni nesillere; Bahçelievler’in eski halini öğrenmeleri için ‘Altan Öymen’in bir dönem bir çocuk’ kitabını öneririm. Öymen milletvekili olan babasının kooperatif olarak Bahçelievler’den ev alışını, o dönemki tanınmış komşularını çok güzel özetler…
Bahçelievler ve Emek, bugün kafeleri, barları ile artık çoğunluğunun kiracı üniversite öğrencilerinden oluşmaktadır. Yıkılıp yapılan birçok bina da, yüksek kar nedeni ile zaten öğrenci yurduna dönüştürülmekte.
Birçok genç bilmeden, farketmeden, hatta bazıları tanımadan, 2. Cadde’den yani Muammer Aksoy Caddesi’nden her gün okula ya da takıldıkları mekanlara gidiyor.
İşte orada mütevazı, hoş bir bahçesi ve estetik görünümü olan bir bina vardı. Binanın eski kömürlüğünü, sonradan tanışıp merhabalaştığım, felsefe mezunu genç bir adam, açtığı sahaf dükkanının deposu olarak kullanıyordu. Kitaplarını orada saklıyordu. Binanın bir üst katında, yine ilginçtir, tanışma fırsatım olmadı, bir felsefe derneği mevcuttu.
İşte Muammer Aksoy’un yine böyle soğuk, sert bir kışın olduğu, Ankara günü, evinin önünde 3 hain kurşunla öldürüldüğü bina artık yok. Bina maalesef 13 Haziran 2021 tarihinde bir hafta sonu alelacele yıkılıverdi.
Bu olay Paris’te ya da Londra’da yaşanmış olsa, ya o bina, belediye veya bir kurum tarafından satın alınıp müzeye dönüştürüldü ya da binanı önüne, katledilen aydının, harika, estetik, ciddi özenle tasarlanmış bir heykeli dikilirdi.
Şimdi, kim bilir yıkılan binanın yerine ne yapılacak? Belki bir kız öğrenci yurdu, belki de üzerine branda gerilerek satışa sunulacak, ‘Bilmen ne İnşaat Ticaret’ten satılık lüks konutlar’’ yazılacak.
Oysaki Çankaya ve yıllar sonra ilk defa Büyükşehir’in CHP’ye geçtiği bir dönemde, bu bina satın alınarak, Muammer Aksoy Hukuk müzesi veya Muammer Aksoy kız öğrenci yurduna dönüştürülemez miydi?
Bugün, içinde bir heykelin bulunduğu, Bahriye Üçok parkının önünden ne zaman yürüyüp geçsem, içim sızlıyor. Zaten ufak tefek olan parkın içinde ne arasanız mevcut; kokoreç büfesi, çiçekçi dükkanı, trafo vs..
İnanın ağlanacak halimize gülüyoruz. Hiç yoktan diyorum; belki birileri sesimizi duyar da, binanın müteahhit firmaca Aksoy’un hakettiği biçimde estetik, onun ruhuna uygun yapılmasını sağlar yetkilililerimiz.
Hiç yoktan rahmetli Aksoy’un vurulduğu evinin önüne güzel bir heykelinin dikilmesinin yolu açılır, bizler de takipçisi oluruz.
Bugün; 7 TİP’li gencin, TİP’liler sana kalmış! Bahçelievler’deki evini kim biliyor, kim gösterebilir?
Demokrasimizin gelişmesini istiyorsak; mutlaka demokrasi tarihimize sahip çıkmalıyız. Bunun için de demokrasi şehitlerimizi, öncesinde katledildikleri yerlerde yaşatıp, gelecek nesillere unutturmamalıyız.
Aksoy’un binasına sahip çıkamadık ama belki yarın Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve diğer katledilen aydınlarımızın mirasına sahip çıkabiliriz. Bunun umudunu taşıyorum.
Rahmetli Uğur Mumcu maalesef sonrasında kendisinin de katledileceğinden habersiz 2 Şubat’ta ardakadaşı, Atatürkçü Düşünce Derneği’ni birlikte kurdukları Aksoy için, cinayetten sonra bu satırları karalamış…
