Gönüllü aşı başvurularında da torpil! Süreç kapandı

featured

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, “torpilli aşı gönüllüsü döneminin” başladığını söyledi. Sarıkaya, gönüllü müracaatının patlamasıyla, Aşı Merkezi’nin ara değerlendirme yapıp, başvuru sürecini kapattığını yazdı. Sarıkaya aşının gecikmesinin nedenlerini sıraladı.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya bugünkü yazısında gönüllü aşı başvurularında ciddi bir artış olduğunu belirtti. 

Müracatın patlamasıyla Aşı Merkezi’nin ara değerlendirme yapması sonucunda , 12 bin 500 olarak hedeflenen başvuru sürecini kapattığını yazan Sarıkaya, “Sorun ise Aşı Merkezi gönüllü başvurusunu kapatmış olmasına karşın, torpilini bulanın gidip gönüllü sürecine katılmaya devam ediyor olmasında.” İfadelerini kullandı. 

Sarıkaya’nın yazısındaki satır başları şöyle: 

Gönüllü müracaatının patlamasıyla, Aşı Merkezi ara değerlendirme yapıp, 12 bin 500 olarak hedeflenen başvuru sürecini kapattı…

Şimdi bu 40 bini aşkın gönüllüden kaçına yapılacağı bilinmiyor…

Sorun ise Aşı Merkezi gönüllü başvurusunu kapatmış olmasına karşın, torpilini bulanın gidip gönüllü sürecine katılmaya devam ediyor olmasında.

Çünkü şu an aşı merkezleri dışında gönüllü olarak gidip özel girişimlerle aşı yaptıran veya sıraya giren sayısı bilinmiyor.

Torpilli gönüllülerin engellenmesi gerekiyor, çünkü devam etmesi Faz-3 çalışmasına zarar verici hale geliyor.

Süreç sanki herkese aşı yapılıyormuş gibi hızlı ilerlediğinde, ortaya çıkabilecek yan etkenler, semptomların takibi zorlaşıyor.

Her bir basamağın ve gönüllü aşı yapılanların takibi güçleşiyor; buna ilişkin personel ve baştan yaratılan yazılım uygulaması yetmiyor.

KOD KIRIMI İÇİN İKİ YOL VAR

Bunun için Sağlık Bakanlığı’ndan aktarıldığına göre önlerinde iki yol var.

Birincisi Çin, İngiltere ve ABD’nin de yaptığı, Türkiye’de de “acil kullanım izni” ile önünün açıldığı gibi Faz-3 çalışması için “acil ara değerlendirme” yapılması.

Bu ara değerlendirmede ABD gibi kod kırılır ve kime gerçek aşının verildiği orta çıkar, plasebo olanlara da gerçeği yapılır.

İkinci yol ise Faz-3 için kod kırılmadan ara değerlendirme yapılır ve yola devam edilir.

Ancak unutulmasın ki bu Türkiye’nin de altına imza koyduğu Helsinki Deklarasyonu’nun dayattığı kurallar gereği Faz-3’ün tamamlanması için ruhsatlandırmanın da yapılması lazım.

Her iki durum da bir ülkenin Faz-3 çalışmasının etkili, emniyetli sonuca ulaştığı, belirlenen şartları içerdiğine yönelik ruhsatlandırma anlamına gelmiyor.

Onun için Faz-3 sürecinin tamamlanması gerekiyor.

BREZİLYA’NIN ARDINDAN

Konuyla ilgili kişiler de oturup eni konu tartışmış ve sonuçta kod kırımının yapılması, ancak Faz-3 çalışmasının sonlandırılmayıp 40 bine ulaşana kadar geri kalanlara yapılması gibi bir yol belirlenmiş.

Yani birinci yol; neden de sağlık çalışanları.

Çünkü onların arasında kimlere plasebo verildiği bilinmiyor; bu yola gidildiğinde risk altında çalışmaya devam etmeleri gibi bir sonuç çıkıyor.

O nedenle 8 gün erteleme sonrası 23 Aralık’ta, Türkiye’de de uygulanan Çin aşı Sinovac’ın verilerini açıklama kararı alan Brezilya’nın hemen ardından, ara değerlendirme raporunun çıkarılması hedefleniyor.

Buna ilişkin çalışmalar da başlanmış.

AŞI NEDEN GECİKTİ?

Şimdi gelelim asıl meseleye…

Önceki yazımda aşının Cuma günü Türkiye’de olacağını belirtmiştim.

Buna karşın gelmedi…

Ben de ilk bilgiyi aktaranlara tek tek ulaşıp nedenini sordum.

Sorunun Türkiye ve Çin kesiminden kaynaklanan nedenleri…

Türkiye’deki nedenin 3 ayağı görülüyor; ilki ruhsatlanma ile ilgili sorun…

Çünkü Helsinki Deklarasyonu gereği aşının henüz ruhsatı yok; bu durumda alımın da buna uygun hale getirilmesi gerekiyordu; son yönetmelik değişikliğiyle bu sorun da aşıldı.

İkincisi Dışişleri ve Sanayi Bakanlığı’nı ilgilendiren durum…

Sanayi ve Sağlık bakanlıklarında konuyla ilgilenenler meseleyi biliyor; sorun aşılmış görünüyor.

ÇİN’DEN YÜKSELEN TENKİT

Çin ile ilgili bölüm ise Türkiye’nin yeni bazı ek taleplerini olması.

Sağlık Bakanlığı’nın doğrudan Çin firması ile görüştüğü, arada herhangi bir başka kamu görevlisinin yer almadığı ek talep Çin’de yeni durum yarattığı için beklemeye neden olmuş.

Ayrıca Türkiye’ye gönderilecek aşı miktarı da Çin’de, “Biz aşıyı yeterince bulmaz iken 50 milyon doz Türkiye’ye nasıl gönderiliyor?” eleştirilerini getirmiş.

Kamu gücü de bunun için bir araştırma başlatmış, onun sonucu beklenmiş.

PERŞEMBE’YE KALDI

Belirtildiğine göre bütün bunlardan dolayı aşının ilk gelecek miktarı daha önce açıklandığı gibi ilk gönderimde 10 milyon, sonrasında 10 milyon olmak üzere 20 milyon gelmeyecek.

İlk gönderim 3 milyon dozla sınırlı kalacak.

Dediler ki, “İlk aşaması böyle ama devamındaki gönderimlerle aradaki miktar kapatılacak…”

Asıl soruya, Cuma gelecek denilmesine karşın gelmeyen aşı ne zaman Türkiye’de olur?

Yanıt bu kez daha kesin verildi:

“EN GEÇ 24 ARALIK PERŞEMBE GÜNÜ…”

Bu durumda 14 gün de içerde incelemesi süreceğine göre aşının vatandaşa yapılmaya başlaması Ocak’ın ilk haftasını alır.

Tabii bu sürede başka sorunlar da olmazsa…

Gönüllü aşı başvurularında da torpil! Süreç kapandı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 20 Aralık 2020, 09:40

    Ya bırakın aşı masalını da, palavra koronayı da. Hastalık olsa Cumhurbaşkanı Sarayda Maske mesafe sıfır, Iraklılara vur patlasın çal oynasın, ziyafet vermezdi.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!