29 Mayıs’tan beri köşe yazısı yayınlamayan Habertürk’ün internet sitesinde yazarların olduğu bölüme dair değişime gidildi.
Anasayfanın sağ alt kısmında, bütün köşe yazarlarının isimlerinin yer aldığı sekme tamamen kaldırıldı. Bunun yerine, Kemal Öztürk, Abdurrahman Yıldırım, Nagehan Alçı, Oray Eğin, Güntay Şimşek, Ayşe Özek Karasu, Esin Öğet, Mehmet Açar, Serdar Ali Çeliker’in isimlerinin yer aldığı bir bant eklendi.
Yeni konulan bantta, köşe yazarlarının hangi tema üzerine yazacağı da belirtilirken, siyasi yazılarıyla öne çıkan Serdar Turgut, Kübra Par, Muharrem Sarıkaya, Nihal Bengisu Karaca, Bülent Aydemir yer almadı. Tarihçi Murat Bardakçı da konulan bantta yer almayan isimlerden oldu.
Sitenin üst kısmında yer alan “Yazarlar” sekmesi kaldırılmazken, bu sekmedeki yazarların köşelerine yeni yazıları eklenmedi.
Nagehan Alçı: Türk basını dönüşümün arifesinde, öncülüğünü Ciner Medya yapıyor…
HaberTürk’te güncel politika ile ilgili köşe yazıları yazan ve siyaset programlarındaki yorumculuğu ile de öne çıkan Nagehan Alçı, “Geçmişten günümüze Türk basın tarihinde köşe yazarlığı” temasıyla ilk yazısını yazdı. Alçı, yazısında geçen günlerde hayatını kaybeden Sabah yazarı Mehmet Barlas’ın köşe yazarlığını kaleme aldı.
Alçı, ‘yeni dönemde’ HaberTürk’te yazacağı köşe yazıların çerçevesi hakkında da şu bilgileri paylaştı:
“Benim sevdiğim tabirle Türk basını ya da daha güncel ismiyle Türk medyası veya en eskilerin deyimiyle Türk matbuatı 2023 yaz aylarına girerken yine önemli bir değişim ve dönüşümün arifesinde… Bu değişimin öncülüğünü Türkiye’nin şu an tek merkez medyası olma niteliğini taşıyan Ciner Medya yapıyor… Ne mi o değişim? Ben bugünden itibaren üç yazı boyunca bunu anlatmaya çalışacağım. Geçmişten bugüne Türk basınının dönüm noktalarını ve köşe yazarlığı modelinin değişim evrelerini size bu yazı dizisinde aktarmaya gayret edeceğim.”
NELER OLMUŞTU?
Habertürk, Show TV, Bloomberg HT gibi öne çıkan medya organlarının bağlı olduğu Ciner Medya’nın satılacağına ilişkin iddialar, kurucuları arasında olan Fatih Altaylı’nın da ayrılmasıyla güçlenmişti. Habertürk’ün de içinde bulunduğu Ciner Medya’nın geçtiğimiz günlerde Mehmet Cengiz’e satılacağı iddia edilmiş, Habertürk söz konusu iddiayı yalanlamıştı.
Gazeteci İsmail Saymaz dün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Habertürk’ün internet portalında siyasi köşe yazılarına son verildi. Köşe yazarları siyaset dışı konularda kalem oynatabilecek. Habertürk TV de siyasi tartışma programlarına son verebilir. Habertürk yazarları bu programlarda yer almayabilir” demişti.
Medya Radar’da “Keskin Kalem” rumuzuyla yayımlanan bir yazıda Habertürk yönetiminin “satış meselesine direndiği” öne sürülmüştü.
Gazeteci Ertuğrul Özkök de hafta sonu kaleme aldığı yazısında “Fatih Altaylı’dan sonra Serdar Turgut, Nihal Bengisu Karaca, Kübra Par ve Kemal Öztürk’ün de yazılarına da son verildiğini” belirtmişti. Özkök, Oray Eğin ve Nagehan Alçı’nın ise siyaset dışı konularda yazacağını ifade etmişti.
Kemal Öztürk, görevden alındığı iddialarını sosyal medya hesabından yalanlamış, “Köşe yazarlığının da gazetecilik gibi sahadan yapılmasını önceden beri savunan biriyim. O nedenle yönetim, normal köşe haricinde, “Kemal Öztürk ile sahada” diye ayrı bir sayfa açmıştı bana. Seçim gözlemlerinden, tarıma, Ukrayna savaşından Karabağ krizine kadar tüm saha gözlemlerimi klasik köşemin haricinde bu sayfada yayınladım. Bundan sonra da aynı sayfada sahadan yine köşe yazarlığı yapmaya devam edeceğim. Bu tarzı televizyon programına da dönüştürerek sahada vatandaşın gerçek gündemini kamuoyuna taşıyacağız. Şahsen bu değişimin medyada önemli bir açılım olduğunu düşünüyorum.” demişti.
Ertuğrul Özkök’e konuşan Kübra Par ve Nihal Bengisu Karaca da işten atıldıkları iddialarını yalanlamıştı. Özkök, Kübra Par’ın siyasi köşe yazısının kaldırıldığını, Karaca’nın ise artık siyasi yazı yerine popüler kültür, streming kültür, yani Netflix, Disney, Prime Video gibi platformlardaki filmler, diziler, belgeseller üzerine yazacağını aktarmıştı.
Odatv’de yer alan bir başka iddiaya göre ise, Habertürk’te yaşananlarda hedefteki tek ismin Turgay Ciner olduğu belirtilmişti. Ciner’in ABD yatırımlarının iktidarı rahatsız ettiği öne sürülmüştü.
