Hablemitoğlu’nun hangi sözleri Abdullah Gül’ü rahatsız etti?

Necip Hablemitoğlu suikasti soruşturması tamamlandı. Hablemitoğlu ile Abdullah Gül arasındaki görüşmeler, tanık ifadeleriyle iddianameye girdi. Buna göre, Hablemitoğlu, Gül'ün Amerikalılarla yaptığı görüşmelerden haberdardı. Bunu da Gül'e söyledi. Gül bu sözlerden rahatsız oldu. Öte yandan iddianamede, Hablemitoğlu cinayetinde kullanılan kurşunlardan birinin Alman menşeli olmasına da özellikle dikkat çekildi.

featured

VERYANSIN TV/ÖZEL

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikasti soruşturması kapsamında, terör örgütü FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile firari emekli Albay Levent Göktaş’ın da aralarında bulunduğu 10 sanık hakkında hazırlanan iddianame Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Necip Hablemitoğlu’nun 18 Aralık 2002’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırıyla ilgili iddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile örgüt yöneticilerinden Mustafa Özcan, Aydın Köstem ve Enver Altaylı, Hablemitoğlu’nu tasarlayarak öldürmeye azmettirmekle suçlandı.

İddianamede, firari emekli Albay Levent Göktaş, emekli yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ve emekli binbaşı Fikret Emek’in Hablemitoğlu’nu “tasarlayarak öldürdükleri” iddia edildi.

Bu kapsamda söz konusu sanıkların “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Göktaş’ın “örgüt kurmak” suçundan 8 yıla, Mumcuoğlu ve Emek’in ise “suç örgütüne üyelik”ten 4 yıla kadar cezalandırılmaları istendi.

Eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ile FETÖ firarisi Serhat Ilıcak’ın da “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 20 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, Bozkır’ın “suç örgütüne üyelik”ten 4 yıla kadar daha hapisle cezalandırılması talep edildi.

İddianamede, Mehmet Narin’in “suç örgütüne üye olmak”tan 4 yıla kadar hapsi istenirken 9 kişi için takipsizlik kararı verildi.

Alman Vakıfları ve FETÖ’ye yönelik araştırmaları nedeniyle hedef olan Hablemitoğlu 18 Aralık 2002’de evinin önünde başından vurularak öldürüldü.

İddianamede Hablemitoğlu’nu öldüren kuruşunlarla ilgili Adli Tıp Kurumu otopsi raporuna da yer verildi. Raporda, “Hablemitoğlu’nun başına ateşli silah ile iki el atış yapılmış, atışlardan birinde, mermi çekirdeği, sol göz alt kısmına isabet etmiş ve kafa arka kısımı tahrip ederek uzaklaşmış, diğer atıştaki mermi çekirdeği ise, kafasının sol üst kısmına isabet etmiş, kafa üst sol kısmından girerek, akciğer istikametine doğru ilerlemiş, mermi çekirdeği ve gömleği sol göğüs boşluğunda kalmıştır” dedi.

KULLANILAN MERMİ ALMAN MENŞELİ

İddianamede dikkat çekilen önemli ayrıntılardan biri de, olayda kullanılan mermilerden birinin Alman menşeli olarak seçilmesi oldu.

İlgili bölümde şöyle denildi:

“Maktule yapılan ilk atış ve ardından isabetle yapılan ikinci atış düşünüldüğünde, şüphelinin adam öldürme eyleminde silah kullanma tekniğini bilen, soğuk kanlı ve kısa boylu sayılmayacak biri olduğu izlenimi uyanmakla birlikte, olayda kullanılan mermilerden birinin Alman menşeli olarak seçilmesi, iddianamemizin ilerleyen kısımlarında anlatılacağı üzere maktul Necip Hablemitoğlu’nun hayatta iken içinde bulunduğu çalışmalar açısından dikkat çekici olarak görülmüştür.”

İddianamede Hablemitoğlu’nu hedef haline getiren çalışmalarıyla ilgili de şu ifadeler kullanıldı:

“Maktul Necip Hablemitoğlu, ölümünden önceki süreçte toplumsal konulardaki çeşitli duyarlı çalışmaları ile bilinen bir yurttaş, akademik kimliği ile ise, Cumhuriyet dönemi tarihçisidir. En bilinen çalışmaları arasında, Bergama altın madenlerinin çıkarılması ile ilgili olarak çevreci görünüm altında yapılan, gerçekte ise, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yer altı kaynaklarına ulaşmasını engelleme amacı güden toplumsal eylemlere, Türkiye’de yerleşik olan bazı Alman Vakıflarının destek olduğunu iddia ettiği ve 2001 yılında ilk basımı yapılan “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” isimli kitap çalışması, Fettullahçı Terör Örgütünü konu aldığı, bu örgütün ülkemizde, başta kamu kurumlarında yönetimi ele geçirmeye yönelik gizli yapılanmasını anlattığı ve ölümünden sonra ilk basımı yapılan “Köstebek” isimli kitap çalışması gelmektedir. Alman Vakıflarının iddia edilen bu eylemleri hakkında, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemeleri Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma konusu yapılarak bir kısmı Alman vatandaşı olan şahıslar hakkında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesine 765 Sayılı Türk Ceza Kanununun 171. Maddesinde yazılı olan “Devlet emniyetine karşı gizli anlaşma” suçundan kamu davası açılmıştır. Söz konusu davanın ilk duruşması ise maktulün ölümünden yaklaşık 1 hafta sonra 26/12/2002 tarihinde yapılmıştır.”

İddianamedeki en çarpıcı ayrıntılardan biri ise Anavatan Partisi kurucularından, eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yakın çalışma arkadaşı, eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın tanık ifadesi oldu.

11 Ekim 2016’da ifadesi alınan Şıvgın, Hablemitoğlu ile yaptığı görüşmeler ve Abdullah Gül ile Hablemitoğlu arasında geçen diyaloglara ilişkin çarpıcı beyanlarda bulundu.

Şıvgın’ın ifadesine göre, Hablemitoğlu bir görüşmede Abdullah Gül’e “Ben sizin çalışmalarınızı yakından takip ediyorum, hatta Amerika’da bir lobi toplantısında bizi iktidara getiren Amerika ne isterse onu yapacağız demişsiniz” dedi. Sözler üzerine Abdullah Gül çok şaşırdı. Bunun üzerine Necip Hablemitoğlu ısrar etti. Abdullah Gül, “Ben öyle bir şey söylemedim” dedi. Ancak Gül daha sonra Şıvgın’a Amerikalılarla görüşmesini doğruladı.

Şıvgın’a, Mustafa Özcan isimli FETÖ üyesi şahsın Necip Hablemitoğlu’nun Köstebek isimli kitabının yayınlanmaması talebinin olup olmadığı, Mustafa Özcan’ı tanıyıp tanımadığı, şikayetçinin ölen Necip Hablemitoğlu ile Abdullah Gül arasında bir görüşme gerçekleştirilmesinde aracı olup olmadığı soruldu.

‘BEN MİT MÜSTEŞARI OLACAĞIM’ DEDİ

Şıvgın’ın ifadesinin tamamı şöyle (Arabaşlıklar bize ait):

“Ben Anavatan Partisi’nde rahmetli Turgut Özal ile birlikte uzun yıllar siyaset yaptım. Sayın Özal’ın ölümünden sonra Anavatan Partisi’nden ayrıldım. Bu nedenle birçok kişi ile tanışıklığım bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de Fazilet Partisi’nde siyaset yapan ve bir dönem milletvekili olan Ramazan Toprak’tır. Bildiğim kadarıyla askeri savcılıktan emeklidir. Bir gün Ramazan Toprak Necip Hablemitoğlu’nun benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben de kabul ettim. Nenehatun Sokak’ta bulunan ve yöneticisi olduğum vakfın bürosuna geldiler. Orada Necip Hablemitoğlu “Alman Vakıfları ve Fetullah Gülen ile ilgili araştırma ve inceleme yapıyorum” dedi. Bunun üzerine ben “Alman Vakıfları önemli bir meseledir, dikkatli olman gerekir” dedim. ‘”Bunları senden kim istiyor, neden yapıyorsun bunu” dedim. “Bunu yapmamı benden asker istedi, ben MİT Müsteşarı olacağım” dedi.

Bu sırada Ramazan Toprak ayrıca Ak Parti’nin kapatılmasıyla da Necip Hablemitoğlu’nun ilgilendiğini sohbet arasında söyledi.

Necip Hablemitoğlu ayrıca siyaset ile de uğraşmak istemesi nedeniyle benim tecrübelerimden yararlanmak istediğini, bu nedenle ziyaret ettiğini belirtti. Ben Alman Vakıflarının hukuka aykırı olarak kurulduğunu ve Türkiye’de birçok faaliyette bulunduğunu söyledim. O da bu konu ile ilgili etraflı incelemem var dedi. Bu konuların hassas konular olduğu, dikkat edilmesi konusunda kendisine ikazda bulundum.

‘AK PARTİ’NİN KAPATILMA DAVASI’

Necip Hablemitoğlu’nun Alman Vakıfları ile ilgili kitabının o tarihte yayınlanıp yayınlanmadığını hatırlamıyorum. Görüşme tarihi 2002 yılının Nisan veya Mayıs ayları olabilir. Ben ayrıca Necip Hablemitoğlu’na Ak Parti’nin kapatılmasıyla FETÖ ve Alman Vakıflarının farklı konular olduğunu söyledim. Ramazan Toprak Ak Parti’nin kapatılması konusunda Necip Hablemitoğlu’nun çalışma yaptığını söyledi. O gün bu kapsamda konuşmalar geçti. Fetullah Gülen ile ilgili yaptığı çalışmadan detay vermedi. O gün Alman Vakıfları ile ilgili birçok bilgiyi bana verdi. Görüşme yaklaşık yarım saat 45 dakika sürmüş olabilir.

Ben Necip Hablemitoğlu’nun siyaset yapmak istemesi talebi ile ilgili olarak ben “Sen siyasetin kaynağını bulmuşsun dedim. Bunda amacım Ramazan Toprak’ı işaret etmekti. “Ramazan Toprak ile birlikte Abdullah Gül ile görüşme yaparsanız milletvekili adayı olursun“ dedim. Ama bu çalışmalar yaptığın çalışmalarla çelişkili olur, ona da dikkat etmelisin dedim. Ben Necip Hablemitoğlu’na siyaset yapma talebiyle ilgili tavsiyede bulundum. Ben Sayın Abdullah Gül’ü o tarihlerde tanıyordum ama konumum buna müsait değildi.

ENVER ALTAYLI ‘KİM BUNLAR’ DEDİ

Daha sonra görüşmek üzere ayrılırken büroya o an daha önceden tanıdığım olan Enver Altaylı geldi. Enver Altaylı geldikten sonra “Kim bunlar” dedi. Ben de kim olduklarını anlattım. Konuştuğumuz konuları da kendisine ilettim. Enver Altaylı Özbek asıllıdır. Tahminim MİT ile çalıştığı yönündedir. Enver Altaylı Özbek kökenli olması sebebiyle yurt dışına sık sık gider gelir. Bildiğim kadarıyla Özbekistan’da bir darbede ismi geçmiş. O tarihlerde Özbekistan’a gidip geliyordu. Enver Altaylı İslam Kerimov ile birlikte Almanya’da veya Avusturya’da bir şirket kurmuş. Bu şirket batınca İslam Kerimov kızmış ve Enver Altaylı’yı etrafındaki adamlara öldürün diyor. Enver Altaylı bildiğim kadarıyla 1940’lı yıllarda doğmuştur. Talat Aydemir ile birlikte darbe girişimine katıldığı için ordudan ihraç edilen biridir. Enver Altaylı etrafta, uğraştığı işlerin önemli işler olduğunu söylerdi.

Benim hatırladığım kadarıyla Necip Hablemitoğlu ile bir defa Ramazan Toprak’ın evinde, bir defa Necip Hablemitoğlu’nun evinde ve bir defa da Gölbaşı’nda bulunan Vilayetler Evi’nde birlikte ailecek yemek yedik, sohbet ettik. Necip Hablemitoğlu bu yemeklerde kendi çalışmalarını anlattı. Özellikle Alman Vakıflarının yapılanmasından bahsederdi. Ayrıca Mesut Yılmaz’ı hiç sevmezdi. Benim Mesut Yılmaz’a muhalif olmam sebebiyle benimle irtibata geçmiş olabilir. Fetullah Gülen ile ilgili somut bir şey hatırlamıyorum. Sadece bu cemaatten olanları çok tehlikeli kişiler olarak ifade ediyordu.

ABDULLAH GÜL İLE BULUŞMA

Bunun dışında 2002 yılının Temmuz veya Ağustos aylarında Ramazan Toprak’ın evinde Necip Hablemitoğlu, Ramazan Toprak Abdullah Gül ile buluşmak üzere anlaşmışlar. Görüşmeyi Ramazan Toprak koordine etmiş. Beni de çağırdılar. Hatta ben kendilerine “Benim ne alakam var“ dedim. Özellikle Necip Hablemitoğlu benim de katılmamı istedi. Bu görüşme akşam saatlerinde gerçekleşti.

Bu görüşmede bizler yalnızdık. Ramazan Toprak. “Arkadaşımız faydalı çalışmalar yapıyor, bizimle birlikte siyaset yapsa iyi olur” diyerek bir açılış yaptı. Necip Hablemitoğlu da Abdullah Gül’e “Ben sizin çalışmalarınızı yakından takip ediyorum, hatta Amerika’da bir lobi toplantısında bizi iktidara getiren Amerika ne isterse onu yapacağız demişsiniz” diye bir açıklamada bulunduğunu söyleyince Abdullah Gül çok şaşırdı. Bunun üzerine Necip Hablemitoğlu ısrar etti. Abdullah Gül. “Ben öyle bir şey söylemedim” dedi.

‘MAKOWSKİ VE BARKEY İLE GÖRÜŞTÜM’

Ben Abdullah Gül’e “Sen kimlerle toplantı yaptın” dedim. Çünkü ben Anavatan Partisi döneminde Amerika’daki lobi faaliyetlerini yürütüyordum. “Elin Makowski ve Türkiye’den göçme İzmirli bir Yahudi olan Henri Barkey ile görüştüm” dedi. O zaman “Ben o şekilde söylemedim” diye Abdullah Gül bize ifade etti. Necip de “O ifadeler bize farklı intikal etti” dedi. Bu kişilerle görüştüğünü Abdullah Gül kabul etti ancak içeriğinden bahsetmedi. O tarihte Abdullah Gül bu şahıslarla Washington Enstitüsü’nde görüşmüş. Karşılıklı konuştular. Bu konuşma 45 dakika – 1 saat arası sürmüş olabilir.

‘GÜL TEDİRGİN OLDU’

Abdullah Gül, Necip Hablemitoğlu’dan bu yönde bir bilgi sahibi olması nedeniyle tedirgin oldu. Zaten şaşırmıştı. Bu konuşmalar sırasında Fetullah Gülen konusu geçmedi. Ben Necip Hablemitoğlu’nun ölüm haberini televizyonlardan alır almaz Şengül Hanım’a taziye için evine gittim. Yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını sordum. Ancak Ramazan Toprak’ın evinde yaptığımızı söylediği toplantıyı hatırlamıyorum.

Ayrıca eski Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer ile de Necip Hablemitoğlu hakkında bir görüşme yapmadım. Bu konuyu Ramazan Toprak daha iyi bilir. Necip Hablemitoğlu, hem Alman Vakıflarının hem de Fetullah Gülen’in Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını tehdit edecek şekilde çalıştığını, yaptığımız görüşmelerde söylüyordu.

‘BU DOÇENT BİR ÇALIŞMA YAPIYOR’

Ben Mustafa Özcan ile İstanbul’da Samanyolu Televizyonunda katıldığım bir program sonrasında tanıştım. Enver Altaylı program sonrasında Mustafa Özcan ile birlikte dışarıda bekliyorlardı. Bana da Enver Altaylı, Mustafa Özcan’ı özellikle tanıştırmak için beklediklerini söyledi. Mustafa Özcan kendini tanıtırken bana kitap, kırtasiye gibi işlerle meşgul olduğunu söyledi. Program eylül veya ekim aylarında olabilir. Abdullah Gül ile yaptığımız görüşmeden sonra olduğunu hatırlıyorum.

Sanırım Enver Altaylı, Mustafa Özcan’a Necip Hablemitoğlu’nun Fetullah Gülen ile ilgili yaptığı çalışmayı söylemiş olacak ki bana “Bir doçent bununla ilgili bir çalışma yapıyor, biz bu kişi ile nasıl görüşürüz” şeklinde soru sordu. Ben de “Bu konuya karışmam, beni ilgilendirmez, konuşmak istiyorsa konuşur’ dedim. Görüşme sonrasında Necip Hablemitoğlu’nu bu konuda bilgilendirdim.

ALTAYLI-ÖZCAN TRAFİĞİ

Enver Altaylı benim büroda Necip Hablemitoğlu’nun yaptığı işlerle ilgili ıvır zıvır demesine rağmen Mustafa Özcan’a farklı aksettirmiş ki benden yardımcı olmamı istedi. Ben Mustafa Özcan’ı daha önce tanımadım, görmedim. Ben Fetullah Gülen Cemaati’nden, üniversite görevlilerinden Şerif Ali Alan’ı, Nurettin Veren’i ve Kemalettin Özdemir’i tanırım. Bu şahıslar politikacılarla görüşme yaparlardı. Rahmetli, eski Cumhurbaşkanımız Turgut Özel Milli Selamet Partisi kapatılmadan İzmir’den milletvekili olduğu dönem Fetullah Gülen kendisini desteklemiş. Sayın rahmetli eski Cumhurbaşkanımızın Başbakanlık yıllarında, ilk başlarda diyalogları vardı ancak Sızıntı Dergisi’nde yayınlanan bir makalede Özal’ı kötüleyen ifadelerin geçmesi nedeniyle “Bunlar hayal aleminde yaşıyor, yalan söylüyorlar” şeklinde değerlendirmede bulunduğunu biliyorum. Bu konu ile ilgili de Abdurrahman Dilipak Yeni Akit Gazetesi’nde bu konuyu anlatmıştır.

Benim Sağlık Bakanlığı yaptığım dönemde cemaatçi bir kadronun Sağlık Bakanlığı’nda olduğunu hatırlamıyorum. Bunun dışında, sorduklarınızla ilgili başka bir bilgim ve görgüm yoktur.”

Hablemitoğlu’nun hangi sözleri Abdullah Gül’ü rahatsız etti?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!