Hrant Dink cinayetinin üzerinden 17 yıl geçti

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi. İşte Dink'in hayat hikayesi ve davasında yaşanan gelişmeler...

featured

Malatya’da 1954 yılında dünyaya gelen Hrant Dink, anne ve babasının ayrılması üzerine iki erkek kardeşiyle Gedikpaşa’daki Ermeni Protestan Kilisesi’nin çocuk yuvasında yatılı yaşamaya başladı.

İlköğretimini bu kiliseye bağlı İncirdibi İlkokulunda, ortaokulu Bezciyan, liseyi ise Üsküdar’daki Surp Haç Tıbrevank Yatılı Okulunda okudu.

Şişli Lisesinden mezun olan Dink, ilkokulda tanıştığı Rakel Yağbasan ile evlendi. İsmini mahkeme kararıyla “Fırat” olarak değiştiren Hrant Dink, bir süre eşi Rakel Dink’le yetiştikleri Tuzla Çocuk Kampı’nın yönetimini üstlendi.

İstanbul’da 5 Nisan 1996’da Türkçe-Ermenice ilk sayısıyla yayın hayatına başlayan Agos gazetesini kuran ve Genel Yayın Yönetmenliğini üstlenen Dink, aynı zamanda çeşitli gazetelere de köşe yazıları yazdı.

Agos gazetesindeki 13 Şubat 2004 tarihli yazısı nedeniyle hakkında Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılan Dink, 7 Ekim 2005’te 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Bu dönemde yoğun eleştiriler alan ve dava süreçleriyle karşı karşıya kalan Dink, bazı kesimlerce tehdit edildiğini belirterek, yaşadıklarını gazetedeki köşesinde kaleme aldı.

Hrant Dink, dava süresi ve bu süreçte hakkında yürütülen hedef gösterme kampanyaları nedeniyle yaşadığı endişeyi, 10 Ocak 2007’de “Ruh halimin güvercin tedirginliği” başlığıyla yayımlanan son yazısında dile getirdi.

Dink, bu yazının yayımlanmasından 9 gün sonra kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin yakınındaki bir bankadan çıktıktan sonra Halaskargazi Caddesi’nde Ogün Samast tarafından 3 kurşunla vurularak katledildi.

Hrant Dink’in cenazesi, 23 Ocak’ta Agos gazetesi önünde ve Meryem Ana Kilisesi’ndeki törenlerin ardından Balıklı Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Soruşturmalar neticesinde cinayetin, emniyet içerisinde yuvalanan FETÖ/PDY mensuplarının organizasyonuyla gerçekleştiği tespit edildi.

Bu çerçevede FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcılar Zekeriya Öz, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek ile dönemin jandarma görevlilerinin de bulunduğu isimlere dava açıldı.

DAVASI YENİDEN GÖRÜLÜYOR

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 78 sanığın yargılandığı davanın Yargıtay’ın 15 sanık hakkında verdiği bozma kararının ardından yeniden görülmesine devam edildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 7 tutuklu sanık cezaevinden, 7 tutuksuz sanık ise bulundukları şehirlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile bağlandı.

Duruşmada, sanık avukatları ile Dink ailesinin avukatları da hazır bulundu.

Dink ailesinin avukatlarından Havva Hülya Deveci, kovuşturmanın genişletilmesine yönelik taleplerinin devam ettiğini belirtti.

Deveci, Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak, “Başkanlığın internet sitesinde yer alan 24 Şubat 2004 tarihli basın açıklamasının neden ve ne amaçla yapıldığının, yine aynı tarihte Hrant Dink ile İstanbul Valiliği’nde gerçekleşen görüşme sonrası MİT Müsteşarlığına iletilen raporun kurumlarına iletilip iletilmediğinin” sorulmasını talep etti.

Valilik’teki söz konusu görüşmeye ilişkin Hüseyin Kubilay Günay, Özel Yılmaz ve Handan Selçuk’un tanık olarak dinlenilmesi talebinde bulunan Deveci, “Şenkal Atasagun’un Genelkurmay Başkanlığından kim tarafından arandığının ve Hrant Dink ile neden görüşülmesinin istendiğinin” sorulmasını istedi.

Avukat Deveci, cinayete giden süreç aydınlatılmadan cinayetin tüm yönleriyle aydınlatılamayacağını ifade etti.

Duruşmada söz alan sanık Hasan Durmuşoğlu, “O dönemde kaçma imkanım varken kaçmadım, saklanmadım ama haksız yere 2,5 yıldır tutukluyum. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum.” dedi.

Sanık Oğuz Karakaya ise “Dink cinayetine ek iddianame ile dahil edilmem üretilen sentetik delil ile olmuştur. Noktasına, virgülüne kadar sahtedir. Ogün Samast’ın şaibeli beyanları üzerine soruşturma yürütülmüştür.” ifadesini kullandı.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Gazi Günay, Hasan Durmuşoğlu, Muharrem Demirkale, Okan Şimşek, Osman Gülbel, Veysal Şahin ve Yavuz Karakaya’nın üzerlerine atılı suçların niteliği ve mevcut delilleri dikkate alarak bu hallerinin devamına karar verdi.

Dava dosyasının mütalaa hazırlanmak üzere Cumhuriyet savcılığına gönderilmesine hükmeden heyet, sanık Faruk Sarı hakkındaki yakalama kararının beklenmesini kararlaştırdı.

Duruşma 27 Mart’a ertelendi.

KATİLİ TAHLİYE EDİLDİ

Dink’i 19 Ocak 2007’de silahlı saldırıyla öldüren Ogün Samast, Bolu F Tipi cezaevinden koşullu sarıverilme kapsamında 15 Kasım 2023’te tahliye edildi.

Tahliyesinin ardından Samast hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 17 Kasım’da iddianame düzenlendi. Samast’ın 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi istendi. 2021 yılında yapılan suç duyurusu üzerine Samast’ın tahliyesinden 2 gün sonra iddianame düzenlenmesi ise dikkat çekti.

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianame hukuki ve fiili irtibat nedeniyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden, aralarında FETÖ’cü emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer ile cinayetin azmettiricileri Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de bulunduğu 11 sanıklı davayla birleştirildi.

 

 

SAMAST TRABZON’DAN KATILDI

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 3. duruşmaya, tutuksuz sanık Ogün Samast, Trabzon Akçaabat Adliyesi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlanırken, avukatı da salonda hazır bulundu.

Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek gibi bazı sanıklar ise bulundukları cezaevlerinden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlanırken, Dink ailesinin avukatları ve sanık avukatları da duruşmada yer aldı.
Kimlik tespiti yapılan Samast, ikamet adresini Düzköy’deki bir yer olarak belirtti. İşsiz olduğunu ifade eden Samast, herhangi bir gelire sahip olmadığını belirtti.

SAVUNMASI İÇİN SÜRE İSTEDİ

Ogün Samast’ın avukatı, iddianamenin yeni tebliğ edildiğini ve savunmalarını bir başka celsede yapmak istediklerini mahkemeye bildirdirdi.

Mahkeme heyeti duruşma devam ederken, ara karar oluşturarak Samast ve avukatına savunmalarını hazırlamaları için ek süre verdi. Samast ile avukatı daha sonra SEGBİS ile katıldığı duruşmadan ayrıldı.
Öte yandan, Beşikdüzü Cezaevi’nden duruşmaya katılan sanık Zeynel Abidin Yavuz’un ise arkasında Türk bayrağı asılı olması dikkat çekti.

YILMAZER KUMPAS CİNAYETLERİNİ SIRALADI, FETÖ TEZLERİNİ SAVUNDU

İlk olarak savunmasını yapan dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, “Burada yargılanan sanıkları dava sürecinde tanıdım. Trabzon’daki hiçbir görevliyle daha önce konuşmamıştım” dedi.

Muhittin Zenit’i yalan ifade vermekle suçlayan Yılmazer, Zenit’in beyanlarının savcı tarafından aleyhine değerlendirildiğini, mahkemedeki ifadesinde de kendisi aleyhine beyanlarda bulunmaya zorlandığını öne sürdü.

Ogün Samast’ın hakkındaki beyanlarının da şaibeli olduğunu iddia eden Yılmazer, “Cezaevi sürecinde böyle beyanlar alınabilir. Fakat bu kadar yıl sonra Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast beyanlarını niye değiştirdiler diye merak etmek gerekmez mi? Benim Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’le bir iletişimim var mı, yok mu? Savcılığın bu iddianın doğruluğu araştırması gerekmez mi? Ben cinayetin azmettiricisi olmuşum ama tüm iddiaların aksini ispatladığımı düşünüyorum” görüşünü savundu.

Daha önceki yargılanmasında 13 gün süren savunmasında suçlamalara yanıt verdiğini, ortada yeni bir delil bulunmadığını öne süren Yılmazer  “Savcılık suçu bize yıkma gayretinde görülüyor. Bu ideolojik bir tavırdır” iddiasında bulundu.

Dink cinayeti öncesinde FETÖ’nün Ergenekon kumpasını başlatmak için işlediği cinayetleri sıralayan Yılmazer “O dönem Türkiye’nin hassasiyetleri tahrik edilmiş. Zirve katliamı ve benzeri Rahip Santoro cinayeti. Hep benzer eylemler. Hassasiyetleri kullanılabilecek insanlar azmettirilmişler sayın başkanım, bunda şaşıracak bir şey yok. Azmettiricileri belli bunların. Hepsi delilli. Onlar beraat ettirildiler. Bu davada yargılanmadılar. Gerçek Hrant Dink düşmanları ilk iddianameyle bir kenara itildiler.” ifadelerini kullandı.
Yılmazer, “görevin ihmali” konusunda İstanbul’daki İstihbarat Şubeyi suçladı, savunmasında sık sık Hrant Dink’in avukatlarına atıf yaptı.

REDDİ HAKİM TALEP EDİLDİ

Duruşmaya katılan diğer sanıklardan Erhan Tuncer, mahkeme başkanının tarafsız olmadığını düşündüğünü söyleyerek reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme Başkanı, Erhan Tuncel’e “Neden mahkeme başkanının reddini talep ettiğini” sordu. Söz verilen Tuncel, FETÖ ile mücadele ederken FETÖ’cü ilan edildiğini iddia ederek “Delillerin toplanmasını istiyorum. İddianamenin kabul usulünden dolayı ve sonradan ilgisiz beyandan dolayı kamuoyu ulaşmasından dolayı böyle bir talepte bulundum” dedi. Mahkeme heyeti, Tuncel’in bu talebini reddetti.

DURUŞMA ERTELENDİ

Ogün Samast hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına hükmeden mahkeme, gelecek celse duruşmaya katılması için Akçaabat 1. Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmasına ve savunmasının alınmasına da hükmetti.

Mahkeme heyeti, sanıklar Faruk Sarı ve Yahya Öztürk hakkındaki yakalama kararlarının infazının beklenmesine, Ersin Yolcu, Ahmet İskender ve Adem Sağlam hakkındaki adli kontrol kararlarının devamına karar verdi. Duruşma 6 Mart’a ertelendi.

OGÜN SAMAST HAKKINDAKİ YENİ DAVA NASIL BAŞLADI?

Ogün Samast hakkındaki yeni iddianamede Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, çocukları Arat ve Sera Dink ve kardeşi Hasrof Dink “müşteki” sıfatıyla, Ogün Samast ise “Suça sürüklenen çocuk” sıfatıyla yer aldı. İddianamede, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Dink cinayetinde “kamu görevlilerinin ihmali” davasında hükümle beraber Ogün Samast hakkında FETÖ üyeliği suçundan 12 Nisan 2021 tarihinde suç duyurusunda bulunulması ile soruşturmaya başlanıldığı kaydedildi.

İddianamede, Yasin Hayal’in ‘Suç örgütü yöneticisi olmak’, Erhan Tuncel ve Ogün Samast ise ‘Suç örgütü üyesi olmak’tan ceza aldıkları belirtildi.

İddianamede, Samast’n 5 Aralık 2014’te savcılık ifadesinde, şunları dediği aktarıldı:

”Mektupta yazdığım gibi Yasin önce beni Erhan Tuncel’in evine götürdü. Ben evde bilgisayarda oyun oynuyordum. O sırada benim bulunduğum yerin 3 metre arkasında mutfak bölümü vardı, mutfağın kapısı açıktı. Erhan’la Yasin konuşuyordu. Ben de kulak misafiri oldum. Erhan’ın ‘Ramazan Akyürek ve Fuat müdür’ diye konuştuğunu duyunca döndüm dinledim. Yasin dedi ki, ‘O zaman sırtımız sağlam.’ dedi. Evden çıkınca Yasin’e sordum. ‘Ben Ramazan Akyürek’i tanıyorum. İsmen de tanıyorum Trabzon’da müdürlük yaptı biliyorum ama Fuat müdür kim?’ dedim. Yasin de bana, ‘Erhan’ın tanıdıkları, biz bu işi öteki çocuğa yaptıracaktık. Çocuk vazgeçti, Erhan onlardan referans almış Ramazan müdür hatta ‘İstanbul emniyet amiri bile biliyor ama arkanızda hepsi, düşün, büyük kahraman olacaksın, cayarsan fena olur yakarım seni’ dedi. Ben de önce dediğim gibi tekrar ‘peki’ dedim. Ben Yasin’e ‘Olay nasıl olacak?’ dedim. Yasin de bana ‘Direkt olarak vuracaksın, bu şekilde imzanız olacak.’ Ayrıca bana bayrak verdi otobüsten Trabzon’a dönerken ‘Samsun’dan seni alacaklar, eğer burada alınırsan Ramazan müdür açığa çıkar.” 14 Haziran 2022 tarihinde savcılık tarafından tekrar ifadesi alınan Samast’ın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel arasında geçen konuşmaya tanık olduğunu tekrarladığı anlatıldı.

FETÖ VURGUSU

İddianamede, FETÖ’nün, devletin anayasal kurumlarını ele geçirmeye yönelik hedefleri doğrultusunda askeriye, mülkiye, emniyet, yargı ve stratejik öneme sahip diğer kamu kurumlarını ele geçirmek için kendilerine engel olacaklarını düşündüğü bürokrat ve personeli sistem dışına çıkardığı ve örgüt üyelerini bu makamlara getirdiği anlatıldı.

15 TEMMUZ’A GİDEN SÜREÇ BAŞLADI

İddianamede, FETÖ silahlı terör örgütünün Hrant Dink cinayeti sonrasında ilk olarak İstanbul İstihbarat Müdürlüğünü ele geçirdiği, ardından bu şubenin imkanları ile Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, Askeri Casusluk, Cizre/Temizöz, Devrimci Karargah, Tahşiye, Selam-Tevhid, 17-25 Aralık operasyonları ile davalarını ve devamında 15 Temmuz darbe girişimine giden sürecin başlatıldığı ifade edildi.

SAMAST FETÖ’NÜN YÖNETİCİLERİYLE İRTİBATLI

Ogün Samast’ın doğrudan FETÖ Silahlı Terör Örgütü üyesi olduğuna ilişkin somut delil elde edilmediği, anacak Samast’ın ele geçirilen bir kısım delillerde FETÖ silahlı terör örgütünün yöneticisi ve üyeleri ile belli bir irtibatının olduğu aktarıldı. Samast’ın bu irtibatının şüpheliler Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender’le birlikte Samast’ın Dink cinayetini işlerken ve sonrasında örgütün çıkar ve amaçları doğrultusunda hareket ettiğini ortaya koyduğu ifade edildi.

SAMAST HAKKINDA 10 YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR

İddianamede, Ogün Samast’ın “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütü adına suç işlemek” suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi istendi. Dava daha sonra hukuki ve fiili irtibat nedeniyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in arasında bulunduğu 11 sanığın yargılandığı davayla birleştirildi.

15 KASIM’DA TAHLİYE EDİLMİŞTİ

Ogün Samast, İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nce 25 Temmuz 2011’de Hrant Dink’e yönelik eyleminden dolayı “tasarlayarak öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Olay tarihinde Samast’ın 16 yaşını bitirmiş, 17 yaşını tamamlamamış olduğunu belirten mahkeme, Samast’ın cezasını üçte bir oranında indirim uygulayarak 21 yıl 6 aya düşürmüştü.

Samast’ı “ruhsatsız silah taşımak” suçundan da 2 yıl hapis ve 900 lira adli para cezasına mahkum eden mahkeme, olay tarihindeki yaşını göz önüne alarak bu cezayı da 1 yıl 4 ay hapis ve 600 lira adli para cezasına çevirmişti.

Öte yandan Samast, cezaevindeyken hakkında Silivri 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından cezaevindeki gardiyanlara saldırdığı gerekçesiyle açılan dava kapsamında 5 yıl 1 ay 13 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

Samast, Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan koşullu salıverilme kapsamında 15 Kasım’da tahliye edilmişti.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 26 Mart 2021’de Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu, 13’ü firari 78 sanığın yargılandığı davayı karara bağlamıştı.

Mahkeme, aralarında dönemin kamu görevlileri tutuklu sanıklar Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 26 sanığı 3 yıl 4 ay ila ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezalarına çarptırırken, aralarında eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın da bulunduğu 39 sanık hakkında düşme ve beraat ile ret kararı vermişti.

Mahkeme heyeti ayrıca, haklarında yakalama kararı bulunan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Ekrem Dumanlı ve Zekeriya Öz’ün de aralarında bulunduğu 13 firari sanığın dosyasını ayırmıştı.

Haklarında ceza verilen sanıklar ile cezaların yetersiz olduğunu öne süren Dink ailesi avukatları karara itiraz etmiş, dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince ele alınmıştı.

Daire, 5 Mayıs 2022’de, sanıklar, avukatları ve müdahillerin yaptığı istinaf başvurularını incelemiş, yerel mahkemenin kararını usul ve yasaya uygun bulmuştu.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 62 sanık yönünden temyiz incelemesi yaptığı dosyaya ilişkin kararını 21 Haziran’da açıklamıştı.

Eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’e “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapisleri onayan Daire, diğer sanıklar hakkındaki “tasarlayarak kasten öldürme”, “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “silahlı terör örgütüne yardım” suçlarından verilen mahkumiyetlerin bazılarını onarken, bazı sanıklar hakkında verilen cezaları ise az bularak bozmuştu.

Daire, bu kapsamda bozma hükmü kurduğu sanıklar eski subay Muharrem Demirkale, eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Osman Gülbel, Yavuz Karakaya, Bekir Yokuş, Hasan Durmuşoğlu, Faruk Sarı, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, Okan Şimşek, Gazi Günay, Veysal Şahin, Volkan Şahin, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç yönünden dosyayı yerel mahkemeye göndermişti.

Öte yandan, Dink’in öldürülmesine ilişkin dönemin Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli eski polis memurlarının aralarında bulunduğu sanıklar Hasan Durmuşoğlu, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya ve Osman Gülbel’in yargılanmasına ilişkin açılan yeni dava bu dosya ile birleştirilmişti.

Bu sanıkların, haklarında düzenlenen iddianamede, ihmali hareketleri nedeniyle Dink’in ölümüne neden oldukları, “kasten öldürme” suçundan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları ve aldıkları cezanın Yargıtay kararıyla da kesinleştiği ifade edilerek, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anayasal düzenini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Hrant Dink cinayetinin üzerinden 17 yıl geçti

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!