1. Haberler
  2. Analiz
  3. İklim krizi ve dünyayı kurtaracak kuvvet: İnsanlıktan yana iktidarlar

İklim krizi ve dünyayı kurtaracak kuvvet: İnsanlıktan yana iktidarlar

featured

Mustafa Özgür Sancar yazdı…

İnsanlık kitlesel bir yok oluş tehlikesiyle karşı karşıya… Başlangıcını yaşadığımız bu yok oluş sürecinin adı küresel iklim değişikliği

KÜRESEL İKLİM KRİZİ… YOK OLUŞ SORUNU (?)

Ülkemizde sınırlı olarak bahsedilen yok oluş sorunu, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin zorunlu sonucu… Geri döndürülmesi zor bir noktadayız. 20. yüzyılın başlangıcındaki hedef tutturulamadı.
100 yıllık periyotta, global ölçekte ısınmanın 1.5 dereceyi geçmemesi hedeflenmişti; çok ciddi bir sapma var. 1.5 derecelik artış gerçekleşti. Artık yapılabilecek tek şey ısınmanın 1.5 derecede durdurulmasıdır. Aksi hâlde yaşlılar, bağışıklık sistemi baskılanmış insanlar ve çocuklar başta olmak üzere kitlesel ölümler gelecek.

Sıcaklık artışı 2 dereceye ulaştığında milyonlarca insan hayatını kaybedecek. Küresel ısınmada bırakın 1 dereceyi; bunun onda bir kadar olan değişiklikler bile yaşamı etkiliyor. Büyük göçler yaşanacak, kitlesel yer değiştirme önü alınamaz sosyal ve demografik sorunlara neden olacak; üstelik yolculuklarla ortaya çıkan emisyonlar küresel iklim değişikliğini hızlandıracak. Maalesef pek azımız bu ölümcül tehlikenin farkındayız.

Oysa dünyada “Extinction Rebellion” (Yok oluş İsyanı), Küresel İklim Grevleri vb. benzeri kitlesel eylemler ve örgütlenmeler oluyor. Amaç insanlığı bu konuda uyarmak ve harekete geçirmek.

Herkes üzerine düşeni yapmalı. Bir pet şişe doğada 400 yıl varlığını sürdürüyor ve çevre açısından hayal edemeyeceğiniz bir tahribata yol açıyor.

Hatırlıyorum, 21 Eylül Uluslararası Kıyı ve Deniz Temizliği Günü sebebiyle, 2019’da İzmir’in Çeşme İlçesi’ne bağlı Delikoy’da yapılan kıyı temizliğinde 11 kilogram kağıt, 104.5 kilogram plastik, 50 kilogram metal, 64.5 kilogram plastik, 50 kilogram metal, 64.5 kilogram cam atık ve 5 bin 200 sigara izmariti toplandı. Rakamlar büyük; ama örnek küçük. İnsanlık her an bundan çok daha vahim çevre kirliliği sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor.

Birey olmayı başarmış ve öz saygısı olan hiçbir insan çevresini bu örnekte olduğu gibi kirletmez. Çevreyi kirletmek homosapienslere özgü davranış biçimidir.

KALKINMA SORUNU VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA

Doğanın kirletilmesiyle iklim değişikliği arasında doğrudan bir neden sonuç ilişkisi var. Çevreye atılan her bir atık, toplamda büyük emisyon sorunu ve metan gazı salımına neden oluyor.

İklim üzerinde baskı yaratan kalkınma sorunları da yok oluş tehdidin büyük bir parçası… 2050’ye doğru dünya nüfusunun 10 milyara ulaşması bekleniyor. Paralel olarak gıda üretiminde yüzde 50’lik bir artış hesaplanıyor. Gıda üretimi için su gerekiyor. İklim değişikliğiyle suyun kullanım ve tasarrufu değişiyor. Yağışlar istikrarsızlaştı. Kuraklık kendini daha fazla hissettirecek. Uzmanlar bu anlamda gıda üretimi için tehlikenin kapıda olduğunu söylüyorlar. Ayrıca sorunun bir başka uzantısı aşırı tüketimden kaynaklanıyor. Üretilen gıdaların üçte bir çöpe gidiyor. Çürüyen çöplerden yayılan metan gazı atmosfere yayılıyor. Bu aynı zamanda çöpteki gıdaların üretiminde kullanılan suyun da boşa harcanması anlamına geliyor.

SU REJİMİ, AÇLIK, OBEZİTE, GÖÇLER, ULAŞIM

Açlık kadar büyük bir sorun olan obezite iklim değişikliği sorununa temel teşkil ediyor. Görece refah seviyesi yükselen toplumlardaki yeme biçimi tahıldan ete dönüyor. Et tüketimi hayvancılığın yayılması anlamına geliyor. Büyükbaş hayvancılıktan kaynaklanan emisyon sorunu, atmosfere yayılan emisyonun yüzde 12’sini oluşturuyor. Oysa küresel ısınmanın 1.5 derecede tutulması için emisyon salınımı sıfıra indirilmeli. Hepsi birbirine neden-sonuç ilişkisiyle bağlı olan sorunlar ve çözüm için insanlığın karşısında duruyor.

Sürekli hâle gelen göç hareketleri, İklim değişikliğine bağlı su rejiminin bozulmasıyla önlenemez duruma gelecek. Seyahat alışkanlıkları ve aşırı tüketim bunu besleyen faktörler.

Elbette ki insanlara “bir yerden başka bir yere gitmeyin” denemez. Bu noktada 2 unsurdan bahsediliyor: Bilim ve teknolojik gelişmeleri sürdürülebilir kalkınmanın odağına koymak ve küresel ısınmayla mücadelede bunları pratiğe geçirmek.

Toplu taşıma, özellikle de demiryolu taşımacılığının önemine vurgu yapılıyor. Bu konuda örnek alınabilecek ülkeler var.

DÜNYAYI KURTARACAK KUVVET

Ekonomi, politika ve dış politika konusunda son derece sorunlu bir dönemden geçiyoruz; buna rağmen ülke olarak iklim krizini gözardı edemeyiz. Bu krizle mücadele etmek temel ödevlerden bir tanesi…

Son olarak, 23 Eylül’de, New York’taki BM İklim Eylem Zirvesi’nde dört temel konuda somut adımların atılması istendi.

– 2050’de net sıfır emisyon.

– Yeni kömür yatırımı yapmamak

– Doğayı kirletenlerin ödeyeceği yeni vergi rejimini oluşturmak. (Alman otomobil firması Wolkswagen’in, dizel otomobillerde egzoz emisyon değerlerini hatalı şekilde yansıtığı için, 470 bin kişinin müşteki olarak yer aldığı davada kusurlu bulundu ve tazminata mahkûm edildi. Aynı firma yakın zamanda Manisa’da dizel otomobil üretmeye yeltenirken, ülkesi Almanya’da elektrikle çalışan otomobilleri piyasaya süreceğini açıklamıştı). Bu durum, Batı ile mazlum ülkeler arasında, ezen-ezilen çelişkisinin küresel iklim krizi düzleminde yoğunlaştığını gösteriyor.

– Fosil yakıt teşviklerine son vermek…

Taleplerin kabul edilebilirliği konusunda zirveden tatmin edici sonuçların çıktığını görmüyoruz.
Burada esas olan, iklim krizini gerçekten çözmeyi amaçlayan iktidarların kurulmasıdır.

Dünyanın değişik uluslarından gençler bu konuda aktivizm kanalıyla bir baskı unsuru olmaya çalışıyor. Bunların başında da, Greta Thunberg geliyor. Henüz 16 yaşındayken global bir aktivist lider yapılmaya çalışıldı.

Otizmin bir türü olan Asperger sendromu sorununa karşın, müthiş bir eylemci sözleri ile neoliberal çevrelerden alkış aldı. Dünyanın her yerinden davet alıyor, ilgi görüyor, alkış alıyor. Sert bakış ve ifadelere sahip…
BM Zirvesi’nde “Burada değil, okulda olmalıydım. Boş sözlerinizle hayallerimi ve çocukluğumu çaldınız. Kitlesel yok oluşun başındayız. İnsanlar ölüyor ve bütün konuştuğunuz para…” dedi. Sözleri son derece radikal gözükmekle birlikte, sistemin temelini hedef almayan, popülist bir söylemden öteye gitmiyor. Üstelik bu çocuk artık, Atlantikçi düzenin Türkiye ve Asya ülkelerindeki etnikçi siyaset üzerinden Balkanlaştırma çalışmalarına alet edilmeye başlandı.

Geçen yıl Diyarbakır’a gelen Thunberg, Büyükşehir Belediyesi’nde DEM’lilerle görüştü.

Sonrasında Doğu Anadolu bölgesini “Kuzey Kürdistan” olarak nitelendiren bir açıklama yaptı: “Son zamanlarda Kuzey Kürdistan’da seyahat ediyordum ve her türlü geçmişe sahip Kürt insanlarıyla tanıştım. Karşı karşıya kaldıkları mevcut sistematik baskı ve zulmün sayısız hikayesini anlattılar ve katliamlarla dolu bir tarih” ifadelerini kullandı. Tarih ve siyaset bilgisinin son derece sınırlı olduğu su götürmez bir gerçek, ancak bu sözler bir bilgisizliğin sonucu edilmiş sözler değil, programlanmış bir robot ya da yapay zekâdan çıkan sözler gibi… biçim ve içerik Batı emperyalizminin sırdanlaşmış retoriğinin ürünü…Son olarak Greta Thunberg, katıldığı bir etkinlikte Türkiye’ye küfür etti. Küfür ettikten sonra kahkahalara boğulan Greta’yı orada bulunanların da alkışladığı görüldü. Paylaşılan görüntülere sosyal medyadan tepki yağdı. Böyle bir “karakter” mi dünyanın çatısını delen, insanlığı yokoluşa sürükleyen kapitalist-emperyalist sistemden kurtaracak insanlığı…

İKTİDAR MESELESİ

Thunberg benzeri Batı’nın paketlenmiş “muhalifler”i ile iklim krizi durdurulamaz. Bunlar arkalarındaki Soros benzeri fonların çizdiği sınırlar içerisinde muhaliftirler. Korkutan gerçek muhalefetin önüne set çekme işlevi görürler. Çözüm bunlarla gelmez.

Karbon salınımını sıfıra indirmek ve insanlığı iklim felâketinden çekip, kurtarmak bir iktidar meseledir. İnsanlıktan yana iktidarların oluşturulmasıyla gerçek çözüm üretilebilir. Yükselen Asya önclüğünde küreselleşen Güney’in Atlantik’’in kapitlaist-emperyalist tahakküme son vermesi ile kurulacak, doğa ile barışık, humanist, halkçı, toplumcu iktidarlarla yokoluş engellenebilir.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Tam küreselcilerin dili ile yazmışsınız. Kopyala yapıştır mı? yaptınız…Bu İklim değişikliği oyunu Roma kulübü önderliğinde devam etmektedir. İklim değişikliği değil; İklim manipülasyonu ve jeomühendislik bulunmaktadır. Orman kundaklama İklim değişikliği değildir. Yıllarca çoğu ülkede özellikle kanada , brezilya, Yunanistan, italya,ülkemiz özellikle Abd de ormanlar bilerek yapılmaktadır. Greta onların propagandasının yüzüdür. Hitlerin propagandasındaki saçı iki belik örük kız gibi ve gretanın 9 tane evi ve arabaları bulunmaktadır. Bill Gates, jeff bezos, mark Zuckerberg gibi zenginler vb. Hepsi fosil yakıt ile çalışan özel yat ve uçakları vardır. Karbon vergisini fakirlere ödetip kendileri sefa sürecekler.Parayı takip ederseniz gerçek düşmanı bulursunuz.

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!