İktidar yazarlarında ‘Taliban’ karmaşası

featured

ABD’nin çekildiği Afganistan’da günler içinde yönetimi ele geçiren Taliban’la ilgili iktidar medyasında görüş birliği yok. Yaşananlarda ‘İngiliz aklı’ bulan da var, ABD’nin çekilmesini eleştiren de… Taliban’ı destekleyenler Yasin Aktay gibi Saray danışmanları ise ‘Taliban’ın şeytanlaştırılmaya çalışıldığı’ görüşünde. Mehmet Metiner ise Afganistan’daki iktidar değişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da hedef alındığı bir tuzak şüphesi içinde.

VERYANSIN TV

ABD’nin çekilme kararının ardından Taliban günler içinde Kabil’e girdi ve iktidarı yeniden ele geçirdi. ABD ile neredeyse iki yıl süren yüz yüze görüşmelerin sonunda yaşanan değişiminin ardından “Afganistan İslam Emirliği” ilan eden Taliban ülkeyi demokrasiyle değil şeriatla yöneteceklerini açıkladı.

Dünya Afganistan’da ne olduğunu bundan sonra neler olacağını tartışıyor. Türkiye’de de gözler Taliban’da. İktidar medyası ortak bir görüşe ulaşabilmiş değil.

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, “Taliban’ın Afganistan’a yerleştirilmesinin gerisindeki derin aklın, bölgeyi iki asırdır şekillendiren görünmeyen, derinden, sessiz giden İngiliz aklı olduğunu düşünüyorum.”

Kaplan’ın yazısının satır başları şöyle:

“Bizim göremediğimiz yakıcı gerçeklerden biri şu:

Afganistan’da yaşananların gerisinde İngilizler var. Taliban yönetiminin İngilizlerle anlaştığını düşünüyorum. Bunun en önemli göstergeleri, Suudların, BAE’nin (Birleşik Arap Emirlikleri) ve tabii Pakistan’ın Taliban’la doğrudan ilişkileri olduğunu ve Taliban yönetimini hemen destekleyeceklerini açıkladıklarını bir kenara not edin.

Çünkü bu ülkelerin hiçbiri İngiltere›den habersiz hareket etmezler, edemezler! İngiltere’yle derin ilişkileri var hepsinin de.

Taliban’ın Afganistan’a yerleştirilmesinin gerisindeki derin aklın, bölgeyi iki asırdır şekillendiren görünmeyen, derinden, sessiz giden İngiliz aklı olduğunu düşünüyorum.

İngiliz derin aklının hedefinde, bin yıldır Ehl-i Sünnet omurganın ve irfanî derinliğin en büyük kurucusu, koruyucusu Türkiye’nin özelde bölgenin, genelde ise İslâm dünyasının geleceğini şekillendiren yegâne güç olma konumunun iptal edilmesi stratejisi var

TÜRKİYE’NİN KUŞATILMASI VE İRAN’IN ÖNÜNÜN AÇILMASI…

Onun için İngilizler bizim temsil ettiğimiz Sünnî ve tasavvufî birikime ve ruha büyük darbe vurdular iki asır önce Vehhabiliği icat ederek. Vehhabiliğin icat edilmesi, Hâricî mantığının hortlatılması ve adım adım İslâm dünyasına yerleştirilmesi çabasıdır ve Osmanlı’nın çökertilmesinden önce Osmanlı’nın çökmesini kolaylaştıracak temel ruh (Sünnî ve tasavvufî ana omurga) çökertildi Vehhabilik’le birlikte.

Afganistan’da Taliban, Sünnî (Hanefî-Maturidî) damarın Vehhabî / Selefî Hâricî mantığına eklemlenmesi ve içerden çökertilmesi için öne sürülmüş olabilir.

Ayrıca Taliban’ın İranî bir çizgide gidecek teo-politik bir strateji benimsemesi de, Türkiye’nin önünün kesilmesi ve İran’ın önünün alabildiğine açılması anlamına geliyor olabilir. Olabilir’i fazla bile. Öyle.

Emperyalistler büyük düşünüyor ve büyük oyun kuruyorlar.

Bizse, ülkenin akademyası ve entelijansiyası olarak oynanan satranç oyununu kavrayacak derinlikten yoksunuz. Ama bu oyunu da görecek ve püskürtecek şaşırtıcı adımlar atacak bir yönetim, kadrosu ve tecrübesi var, yine de.

O yüzden Türkiye’nin bu kez Afganistan üzerinden bir kez daha kuşatılmasının önüne set çekmek için rolümüz ne kadar düşük gibi gözükse de, Türkiye’nin Afganistan’da aktif olarak bulunması, konumunu ve rolünü derinleştirmesi, ülkemizin ve bölgemizin geleceği ve güvenliği açısından hayatî önem taşıyor.

Şunu bilelim: Türkiye’nin güvenlik sınırlarının başladığı yer Afganistan’dır artık. Libya’da yaptığımızı Afganistan’da da yapabilirsek bu zorlu oyunu bozarız biiznillah.”

AYNI GAZETEDE TERS GÖRÜŞ

Aynı gazetenin bir başka yazarı Yasin Aktay ise “Arap dünyasında Taliban hakkındaki resmi tutumlarda bir seyircilik hâkimse de resmi veya sivil medyası Türkiye’dekinden farksız, Taliban’ı hâlâ eski görüntüleriyle şeytanlaştırmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyor” diyerek “Taliban’ı şeytanlaştırma” politikası üretildiğini öne sürdü.

Aktay’ın yazısının satır başları şöyle:

“(…) Afganistan meselesi aslında belki yeni bir dünyanın inşa edileceği bir süreci başlatıyor. Olayı sadece bütün “korkunç” görünümleriyle ve tabii ki algılardaki bagajıyla Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinden ibaret görmemek lazım…

Bu konuda hiç kuşkusuz Türkiye ile birlikte Katar’ı, Pakistan’ı ve Kuveyt’i ayrı tutmak gerekiyor.

Katar çok erken bir aşamada Taliban’a açmış olduğu ofisle, ona on yıla yakın bir zamandır yaptığı ev sahipliğiyle diplomatik etkinliğini, siyasi derinliğini ve vizyonunu kanıtlamış oldu. Onun bu rolünü kafalardaki klişelerle Taliban hamiliğine indirgeyenlere inat, Taliban’la 14 yıldır anlaşmanın zeminini arayan ABD bile Katar’ın bu rolünü takdir ediyor. Taliban ise bugünlerde ortaya koyduğu yeni yaklaşımını bir ölçüde de Katar’daki mesaisinden sağladığı siyasi ve entelektüel vizyonla beslemiş görünüyor.

‘ŞEYTANLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR’

Arap dünyasında Taliban hakkındaki resmi tutumlarda bir seyircilik hâkimse de resmi veya sivil medyası Türkiye’dekinden farksız, Taliban’ı hâlâ eski görüntüleriyle şeytanlaştırmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyor. Son 25 yıldır ABD’nin Afganistan’daki varlığını ve İslâm dünyasındaki bütün faaliyetlerini meşrulaştırmak için kullandığı bütün İslamofobik malzemeler Türkiye medyasından daha da fazla Arap medyasında tedavüle sokulmuş durumda.

Taliban-fobi ile İslamofobiyi neden birbirine karıştırdığımız sorulabilir burada. Taliban’ı savunan bir cümle kurma peşinde değiliz elbet, ancak şu anda Taliban’ı kötülemek için kullanılan sembolik üretimlerin tamamı söylemsel olarak ve kaçınılmaz biçimde İslamofobi ırmağına akıyor. İslâm’da sakal, kılık-kıyafet, burka zorunluluğu olup olmaması varsa sınırlarının ne olduğu bu saatte kimsenin aklına gelmez bile. Bu kadarı Batı basınında bile yer almıyor.”

ABD’NİN HATALI ÇEKİLİŞİ…

Sabah yazarı SETA’cı Burhaneddin Duran, cumartesi günkü yazısında ABD’nin kararı için “hatalı çekilmesi” dedi.

Duran, Yasin Aktay’ın aksine “Siyaseten uzlaşmacı sinyaller verse de ideolojik anlamda dönüşüm yaşama ihtimali çok zayıf görülüyor. Geçiş hükümeti konuşuluyorsa da Taliban sözcülerinin açıklamaları dini lider-ulema ve bunlara bağlı bir siyasi yönetim kuracaklarını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Duran özetle şunları yazdı:

“Taliban’ın İslamcı yönetim anlayışı, karşı olduğu İran Şiiliğinin velayeti fakih formülünün Sünni versiyonuna işaret ediyor. Hanefi-Maturidi medreselerden yetişseler de Taliban’ın yaklaşımı sert-Selefi anlayışa paralellik arz ediyor. İlk başta pragmatik davranarak uluslararası tanıma, yardımlar ve yatırımlar konularında olumlu hava oluşturma derdindeler. Ancak yirmi yıllık ABD işgali sırasında oluşan İslami hayat tecrübesi ile Taliban’ın özellikle kadınların toplumdaki yerine dair sert görüşü ve ABD ile çalışanlara muamelesi ciddi sorunlar üretebilir. Taliban, demokratik yönetime karşı. Bununla birlikte iktidar paylaşımı da yapmak zorunda…

TALİBAN’IN RADİKALLERE MESAJI

ABD’nin çekilmesiyle Taliban’a “hem Rusya’yı hem de ABD’yi yendik” propagandası yapma fırsatı verildi. Dahası, bu çekilmenin, radikallere “seçimle değil ancak savaşarak başarabiliriz” mesajını istemeden de olsa verdiği açık. Yani Batı, ikinci kez demokrasiyi benimseyen İslamcıları yalnız bırakarak radikallerin istismar edeceği bir jeopolitik ortama katkı verdi. Bu itibarla Taliban yayılmacı bir yönetim kurmasa da zaferi radikalleri memnun ediyor. Ayrıca, Biden yönetimi çekilme serisine Irak’ı da eklerse İran’ın muhafazakâr Şiici yönetimi sadece Irak’ta değil bölgenin tümünde yeni hamleler yapabilecek. Nükleer anlaşmanın kotarılması da Tahran’ın Şiici ideolojik yayılma alanını genişletecektir.”

METİNER: ERDOĞAN’A TUZAK MI?

Yeni Şafak yazarı AKP’li Mehmet Metiner, AKP’nin Taliban konusundaki açıklamalarına dikkat etme çağrısında bulunmuştu. Taliban güzellemesi içeren açıklamaların iktidara zarar vereceğini belirten Metiner, cuma günkü yazısında ABD’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da hedef alan bir oyun planı içinde olabileceğini iddia etti. Taliban’ın değişebileceği varsayımı için dikkatli olma çağrısı yaptı.

BARLAS’TAN ‘TÜRK LAİKLİĞİ’ MESAJI

Taliban’ın çevre ülkelerdeki cihadistleri de harekete geçirdiğini belirten Sabah yazarı Mehmet Barlas ise Afganistan konusunda ‘Türk laikliğine’ işaret etti.

Barlas bugünkü köşesinde şu ifadeleri kullandı:

“Afganistan’daki olay ise her açıdan çevre ülkeleri ürkütüyor. Taliban’ın Pakistan’daki Cihadistleri de harekete geçirmesi beklenen olaylar arasında. Bu arada göç yoluyla Ortadoğu ülkelerine sızmaları da beklenen gelişmeler arasında. Taliban’a ilişkin açıklamalar şimdiden ürkütücü olmaya başladı. Taliban’ın kadınları insan yerine koymayan davranışlarına verilen örneklerden biri kötü yemek yapan bir kadına mahkemede diri diri yakma cezası verilmesi.

‘DİLERİM AFGANLAR DA GÖRÜR’

Bölgenin çarpıcı gerçeklerini birgün İran’nın Humeyni’ciliğini birgün Afganistan’ın Taliban’ını Türkiye’nin laik düzeniyle karşılaştırdığınızda ülkemizin değerini daha iyi anlarız.
1930’larda Afgan kralı Emanullah Han Atatürk’ü ziyarete geldiğinde bu ülke de Türkiye’nin çizgisindeydi. Biz Türkiye olarak kendimizi ve laik sistemimizi koruyabildik. Bir de bugünkü Afganistan’a bakın. Dilerim bu gerçekleri Afganlılar da görürler.”

İktidar yazarlarında ‘Taliban’ karmaşası

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!