İmamoğlu İstanbul için deprem planını açıkladı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Afetlere Karşı Dayanıklı İstanbul” projesini tanıttı. İmamoğlu, "İstanbul'da 1.3 milyon konuta denk gelen yaklaşık 200 bin yapının 7 ve üzeri şiddetindeki depremlerde ağır hasar göreceğini veya kullanılmaz hale geleceğini hesaplıyoruz" dedi.

featured

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Haliç Kongre Merkezi’nde ‘Afetlere Karşı Dayanıklı İstanbul’ projesini tanıttı. İstanbul’un jeoloji ve hidroloji haritalarını hazırladıklarını söyleyen İmamoğlu, Deprem ve afetlere dayanıklı İstanbul için hazırladıkları 10 projeyi kamuoyuna tanıttı.

İmamoğlu, “Öncelikle bu süreçte İstanbul’un jeoloji ve hidroloji haritalarını hazırladık ve yarım kalmış mikro bölgeleme haritasını deprem riski altındaki tüm ilçelerimiz için tamamladık. Bir taraftan bilimsel altlıklarımızı oluştururken diğer taraftan uzmanlarımızla, bilim insanlarımızla, sivil toplum örgütlerimizle, halkımızın katılımıyla İstanbul’u krizlere ve afetlere dayanıklı bir kent haline getirmek üzere vizyon 2050 planımızı hep birlikte bütün katılımcılarımızla hazırladık” dedi.

’35 BİN BİNADA HIZLI TARAMA TESTİ YAPTIK 15 BİNA YÜKSEK RİSKLİ’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın İstanbul’da riskli alan ilan ettiği alanları gösteren İmamoğlu, “Bakanlığın riskli ilan ettiği 69 alandan sadece 2’si gerçek riskli alanlarla çakışıyor. Bu çok vahim bir durum. Ortaya konulan bir yasal düzenlemeyi, ortaya konulan sözüm ona güçlü iradenin kullanılacağı sahayı siz gerçek anlamda çözüme değil de başka düşüncelerinize kullanmak üzere tabiri caizse görevi kötüye kullanıyorsunuz. Adı Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı olan bakanlık olaya ne yazık ki başka bakıyordu. Yani bir tarafta büyük hasar ve can kaybına yol açacak alanlar varken onlar rantın yüksek olduğu kentin daha kuzey bölgelerinde daha az riskli ama kat sayısı düşük olduğu için daha avantajlı alanlara yönelmişlerdi. Bu tabloyu görünce sahadaki projemizi Hızlı Tarama Projemizi başlattık. Vatandaşlarımız binamız yıkılır korkusuyla binalardan karot aldırmak istemiyorlardı. Bundan çekiniyorlardı. Bu kötü ortamla karşılaşmayı tercih etmiyorlardı. Bir bina ile ilgili test ve o binayla ilgili tespit isteyen bir birey varsa ne yazık ki onu komşuları kötü insan ilan ediyorlardı. Bu durum maalesef 6 Şubat depremine kadar böyle devam etti. Felaketten sonra büyük bir başvuru patlaması yaşadık. Toplamda 35 bin binada yaptığımız hızlı tarama tespitlerimiz sonrası 15 bin binamızda ‘D’ ve ‘E’ sınıfı riski yüksek kategoride yer alan binalar olduğunu tespit ettik. Yeni dönemde hızlı tarama tespitine ilçe belediyelerimizi de etkili bir şekilde katarak tüm İstanbul için bu süreci tamamlayacağız. İstanbul’un röntgenini çekmek zorundayız” diye konuştu.

‘1.3 MİLYON KONUT RİSK ALTINDA’

1.3 milyon konutun risk altında olduğunu söylen İmamoğlu, “Deprem konusunda en hayati mesele niteliksiz konut sorununun dönüşümüdür. İstanbul’da 1.3 milyon konuta denk gelen yaklaşık 200 bin yapının 7 ve üzeri şiddetindeki depremlerde ağır hasar göreceğini veya kullanılmaz hale geleceğini hesaplıyoruz. Bu, ne yazık ki kötü bir manzara. Peki 200 bin niteliksiz konut stoku neden hızla dönüşmüyor? Bunun temel sebebi özellikle son 3-4 yıldır yaşadığımız ağır ekonomik koşullar. O bakımdan İstanbul Yenileniyor ve diğer kentsel dönüşüm projeleri kapsamında toplam 5 bin 925 konutu sahiplerine teslim ettik. Mart ayına kadar bu rakam 7 bin 375 konut olacak” ifadelerini kullandı.

‘100 BİN KONUT’ TARTIŞMASI

Ekrem İmamoğlu, “100 bin konut yapma sözü verdin niye yapmadın?’ diye hesap soruyorlar. Bunu mecliste yaptığım ‘Burada bir yıl içerisinde 20 bin bağımsız birimin, 5 yılda yüz bin, on yılda tüm bu nitelikteki bağımsız birimlerin afetlere karşı güçlendirilmesini sağlamayı hedef koymalıyız. Bu kadar hızlı hareket etmeliyiz. Burada ben yılda 20 bin konut yapacağım, 5 yılda yüz bin konut yapacağım sözünü nasıl çıkartır ve bunu söylerler bunu inanın akla sığmıyor. Böyle garip bir anlayışla karşı karşıyayız. Böyle uydurma bir takım şeylerle bizi zor durumda bırakmaya gayret ediyorlar. Bizi zor durumda bırakamazlar ama İstanbul’u zor durumda bırakıyorlar” şeklinde konuştu.

İmamoğlu’nun açıklamasının tamamı şöyle:

‘PROJE DEYİNCE BETON VE RANT ANLIYORSUNUZ’

Bugünden başlayarak 10 ayrı temada, İstanbul’u geleceğe taşıyacak ve kentimizi dönüştürecek projeleri sunacağım. Sunumlarımız tamamlandığında göreceksiniz ki, 10 x 10 = 100 başlıkta hazırladığımız vizyoner projemizle biz bu sürece hazırız. Bizim projelerimizin her biri iyi düşünülmüş, özellikle finansal karşılıkları hesaplanmış ve mevzuat alt yapısı detaylıca düşünülmüş çözülmüş projelerdir.

Bizim projelerimizin tamamı halkçı, adil, herkesi kapsayan, şehrimizi dönüştürecek ve ileri taşıyacak projelerdir. Bizde öyle “Yok mu artıran” mantığıyla hazırlanmış, insanları kandırmak için günü idare etmek için “ne vaat edersen et mantığı” olmaz. Bugünden itibaren her hafta yapacağımız tematik proje sunumlarımızda sizlere tanıtacağım yüzlerce projeyi…2019 seçim kampanyasında vadedip çok büyük bir bölümünü hayata getirdiğimiz projelerimizde yaptıkları gibi…Kopyala yapıştır yaparak kendi projeleri gibi sunmak isteyecek rakiplerimize de hatırlatmak isterim. Her projemizi hiç çekinmeden kopyalayabilirsiniz. Kendi projenizmiş gibi ballandıra ballandıra anlatabilirsiniz. İçimiz çok rahat. Ama dünyaya bizim baktığımız gibi bakmadığınız sürece, bizim anlayışımızı kopyalayamadığınız sürece hiçbir sonuç alamazsınız. Çünkü sizlerle bizim aramızda çok net bir fark var…Proje deyince siz hesap kitaptan uzak yapılar, beton ve rant anlıyorsunuz…Biz ise insan odaklı ve yerinde hizmeti, bu aziz şehri tüm değerleriyle korumayı, liyakat ve bereketi anlıyoruz.

İBB KENTSEL DÖNÜŞÜMDEN ÇEKİLMİŞTİ

Bugün en ağır konudan başlıyoruz. Kahramanmaraş depreminde kaybettiğimiz on binlerce canımızın acısı yüreğimizde olanca acısıyla dururken İstanbul’un deprem tehdidi altında olduğu gerçeğiyle karşı karşıya olduğunu hiç unutmadık. 1999 Gölcük depreminden gerekli dersler çıkarılmış, önlemler alınmış olsaydı, bugün daha güvenli ve dayanıklı bir İstanbul konuşuyor olurduk. Göreve geldiğimizde gördük ki İstanbul’a ne bir yol haritası çizilmiş, ne başarısı test edilmiş bir model düşünülmüş ne de bir uygulama örneği hazırlanmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşümden resmen çekilmişti. Sorumluluk buradan başka noktalara atılarak bakanlığa ve ilçe belediyelerine bırakılmıştı. Yıllarca şehrin en büyük yerel yönetiminin bu hayati tehdit karşısında hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi hareket etmesi çok üzücü bir tercihti.

LÜKS KONUTLAR VE REZİDANSLAR ÜRETTİLER

Hiçbir şey yapmamışlar demek tabii haksızlık olur. Bu kurumu bu sürecin dışına itmiş olmaları çok kötü oldu. İBB süreçte kendi sınavını iyi vermemiş. Mesela bir şeyler de yapmışlar olumsuz anlamda… Deprem toplanma alanlarını imara açtılar. İmara açtıkları alanların bir kısmı yeşil alan, bir kısmı spor alanı ve çeşitli kamusal alanlardan oluşuyordu. Başka ne yaptılar? Belediyenin elinde rezerv olarak kullanılabilecek alanları özelleştirdiler. İstanbul’daki sosyal konut ihtiyacını görmeyip, KİPTAŞ eliyle lüks konutlar, rezidanslar ürettiler. Bugün yaşadığımız konut ve kira krizinin temelinde tüm o yanlış politikalar var. Konut stoku problemlerinin yanı sıra, altyapı da yıllarca ihmal edildi İstanbul’da. Denizle birleşen kıyı semtlerimiz, Ayamama felaketi gibi ihmaller sonucu, hayatların söndüğü afetler ne yazık ki hala hafızalarımızda. Görevi devralır almaz İstanbul’u deprem ve diğer afetlere karşı daha dayanıklı hale getirmek için bir  güçlü bir seferberlik başlattık.

İBB’NİN DAVETLİ OLMADIĞI AFET KOORDİNASYON TOPLANTILARI ORGANİZE EDİLDİ

Bu büyük ulusal sorunun çözümü için, devletin, kamu kurumlarının,özel sektörün, sivil toplum örgütlerimizin, bilim insanlarımızın ve vatandaşlarımızın tam bir işbirliği içerisinde olması gerektiğini defalarca her ortamda vurguladık her kesimi bu sürecin içine dahil etmek istedik. İstanbul Deprem Konseyi kurulması için güçlü çağrıda bulunduk. Maalesef bu çağrılarımız karşılıksız kaldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin davetli olmadığı afet koordinasyon toplantıları organize edildi. Bütün bu ötekileştirici tablo ve gidişata rağmen umudumuzu, heyecanımızı ve kararlılığımızı kaybetmeden kollarımızı sıvadık. Konuyu tüm boyutlarıyla ele almak üzere ilgili tüm taraflarla çalıştaylar, toplantılar düzenledik. Konunun uzmanı akademisyenlerle bilim kurulumuzu oluşturduk. Hazırladığımız “Deprem Seferberlik Planımızı” kamuoyuyla şeffaf bir biçimde paylaştık.

İSTANBUL’UN GERÇEKTEN RİSKİ VE ÖNCELİKLİ ALANLARINI TESPİT ETMİŞ OLDUK

Öncelikle İstanbul’un jeoloji ve hidroloji haritalarını hazırladık ve yarım kalmış mikro bölgeleme çalışmasını deprem riski altındaki tüm ilçelerimiz için tamamladık. Bir taraftan bilimsel altlıklarımızı oluştururken, diğer taraftan uzmanlarımızla, bilim insanlarımızla, sivil toplum örgütlerimizle ve halkımızın katılımıyla İstanbul’u krizlere ve afetlere dayanıklı bir kent haline getirmek üzere Vizyon 2050 planımızı hep birlikte bütün katılımcıların katkılarıyla hazırladık. İstanbul’u geleceğe güvenle taşıyacak bir rehber ve rotayı katılımcı bir süreçle oluşturduk. Bir tarafta kamu arazileri imara açılırken, diğer tarafta vatandaşın 40-50 yıldır çözüm bekleyen imar planı ve mülkiyet sorunları vardı. Bu şehirdeki tüm unutulmuş ve çaresiz bırakılmış kesimlerinin temsilcisi olarak çözümler bulmak büyük bir planlama atılımı başlattık. 39 ilçesinde siyaset ayrımı yapmadık. Şehrin dört bir yanında 90’dan fazla bölgenin Nazım İmar Planını meclisten geçirdik. Ardından İstanbul Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi ve kentsel dönüşüm portalını tamamlayarak yol haritamızı netleştirdik. Bu çalışmalarla İstanbul’un gerçekten riskli ve öncelikli alanlarını tespit etmiş olduk.

ADI ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI OLAN BAKANLIK OLAYA BAŞKA BAKIYORDU

Bakanlık tarafından ilan edilen kentsel dönüşüm alanları ile taşıdığı risk bakımından öncelikli alanları karşılaştırdığımızda gördüğümüz fotoğraf bizi bir yandan üzdü, diğer yandan da açıkça söylemek gerekirse fazlasıyla kızdırdı. Çünkü bakanlığın riskli ilan ettiği 69 alandan sadece ikisi gerçek riskli alanlarla çakışıyordu. Bu çok vahim durum. Ortaya koyan yasal düzenlemeyi siz gerçek anlamda çözüme değil de tabiri caizse görevi kötüye kullanmak. Adı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olan bakanlık olaya başka bakıyordu. Yani bir tarafta büyük hasar ve can kaybına yol açacak alanlar varken, onlar rantın yüksek olduğu, kentin daha kuzey bölgelerinde, daha az riskli ama kat sayısı düşük olduğu için daha avantajlı alanlara yönelmişti. Bu tabloyu görünce sahadaki durumu daha da netleştirmek için hızlı tarama projemizi başlattık. Vatandaşlarımız binamız yıkılır korkusuyla binalarından karot aldırmak istemiyorlardı. Bundan çekiniyorlar bu kötü ortamdan karşılaşmak istemiyorlardı. O binadan örnek isteyen biri varsa komşuları kötü insan ilan ediyordu. Bu durum maalesef 6 Şubat depremine kadar devam etti. Felaketten sonra büyük bir başvuru patlaması yaşadık. Toplamda 35 bin binamızda yaptığımız hızlı tarama tespitlerimiz sonrası, 15 bin binamız “D” ve “E” sınıfı, riski yüksek kategoride yer alan binalar olduğunu tespit ettik.

200 BİN YAPININ 7 VE ÜZERİ ŞİDDETİNDEKİ DEPREMLERDE AĞIR HASAR GÖRECEĞİNİ HESAPLIYORUZ

Yeni dönemde hızlı tarama sürecine ilçe belediyelerimizi de dahil ederek tüm İstanbul için tamamlayacağız. İstanbul’un röntgenini çekmek zorundayız. Deprem konusunda en hayati mesele, niteliksiz konut stokunun dönüşümüdür. İstanbul’da 1,3 milyon konuta denk gelen yaklaşık 200 bin yapının 7 ve üzeri şiddetindeki depremlerde ağır hasar göreceğini veya kullanılamaz hale geleceğini hesaplıyoruz. Bu ne yazık ki kötü bir manzara. Bu rakamı bilimsel simülasyonlar üzerinden ifade ediyoruz. Peki, niteliksiz 200 bin konut stoku neden hızla dönüşmüyor? Bunun en temel sebebi ekonomi. Artan maliyetler, özellikle faizler, yüksek kur fiyatları düşen kişi başı gelir meselesi. İkinci bir sebebi daha var ve bu da en az birincisi kadar önemli. Kentsel dönüşüm uygulamalarında, son 20 yılda yaşatılan büyük mağduriyet. Son 20 yılda, insanları evlerinden, semtlerinden ettiler. Yarım kalan projelerle vatandaşı evsiz bıraktılar. Bina bazlı yerinde dönüşümde ise vatandaşla müteahhidi o kısır alana sıkıştırarak baş başa bıraktılar.

ÖNYARGIYI YIKMAK ATOMU PARÇALAMAKTAN ZORDUR

Sonuçta kimsenin kimseye güvenmediği bir ortam oluştu. Kentsel dönüşüm dendiğinde yada bir bina yenileme konuşulduğunda toplumun büyük kısmı, bunu duymak istemez olmuştu. Vatandaşta kentsel dönüşümle ilgili olumsuz bir önyargı gelişti. Einstein’ın dediği gibi: “Önyargıyı yıkmak atomu parçalamaktan zordur” misali insanlarımızda bu kötü algı belki de sürecin işlemesindeki en önemli unsurlardan biri oldu. Çok zor oldu ama bu dönem yaptığımız uygulamalarla kentsel dönüşümle ilgili önyargıyı yıktık. Yıllar boyunca çözümsüz kalmış alanlarda vatandaşla anlaşarak dönüşüm projelerinin tamamının yeni bir etkin dönemi bizlere yaşatacağını gördük. Örneğin Eyüpsultan Yeşil Pınar Evleri’nde yıllardır adım atılmamış mülkiyet sorunlarını çözdük, vatandaşımızla yüzde 100 uzlaştık. Yine yıllardır kangren olmuş Fikirtepe’de bakanlıkla protokol yaparak iştirak şirketimiz Kiptaş üzerinden sürece müdahil olduk. Keza, 115 milyon liralık borcu nedeniyle durma noktasına gelmiş Zeytinburnu Locamahal Kentsel Dönüşüm Projesi’nin teknik, finansal ve mülkiyet sorunlarını çözerek zafiyetleri ortadan kaldırdık. Tüm bu projeleri hızla tamamlayarak binlerce konutu hak sahiplerine teslim ettik. Bunları yaparken, bizden önceki dönemlerde lüks konut imalatına yöneltilmiş Kiptaş’ı, nitelikli özellikle sosyal konut alanında odakladık. “İstanbul Yenileniyor” sistemini kurarak; vatandaşla müteahhidin baş başa kaldığı modelden, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kiptaş’ın sorumluluk aldığı, çözüm ürettiği, garantör olduğu regilasyon yaptığı yeni modele geçiş yaptık. Kiptaş ilk defa sokak arası demeden, tek konut demeden, kâr kaygısı gütmeden İstanbul Yenileniyor ile sahaya çıktı. Arkadaşlarıma söyledim her sokağa girecek bu ağı büyüteceksiniz.

KİTABINI YAZSAK OLUR

“İstanbul Yenileniyor” ve diğer kentsel dönüşüm projeleri kapsamında toplam 5.925 konutu sahiplerine teslim ettik. Mart ayına kadar bu rakam 7.375 konut olacak. Mevcut konut imarlı arsalarımız da İBB Meclisi’nde plansız alana çevrilmesine rağmen, dönüşüm projesini bizimle yapmak isteyen vatandaşımıza, kamu bankalarından 1 lira kredi verilmemesine rağmen, hiçbir imar artışına sebebiyet vermeden biz süreçlerini tamamladık ve İstanbul Yenileniyor markasını güçlendirdik. O yüzden kitabını yazsak olur. Bu dönemde çok sayıda yeni konut projeleri de ürettik. Silivri’de örnek bir sosyal konut projesine imza attık. Tasarımı ile çok sayıda ulusal ve uluslararası ödüle layık görüldü, inanıyoruz ki bundan sonra da birçok projeye ilham kaynağı olacak bu ve buna benzer adımları atmaya devam edeceğiz. Proje kapsamında toplam 1.446 konutun anahtarlarını teslim ettik. Hem de Kiptaş tarihinde ilk kez bir sosyal konut projesini taahhüdümüzden 5 ay erken teslim ettik. Tuzla’da Meydan Evler ve Aydınlık Evler projelerinde toplam 501 bağımsız birim teslim ettik.

BAKANLIKLAR KAMU BANKALARI ÇAĞRIMIZA KULAK ASMADI

Bir konuya da açıklık getirmek isterim. Bunu çokça gezdiriyor, konuşuyorlar. Hakikat ötesi kampanya yapmayı marifet sayan bazı kişiler, son zamanlarda bize hesap soruyor ve “100.000 konut yapma sözü verdin neden yapamadın” diye… O işin aslı da şudur: Ekim 2019’da Meclis’teki bir sunumumda deprem seferberliği kampanyamızı AK Parti grubuna da anlatırken, bir açıklama yaptım. Amacımızın şu olması gerekir dedim: 1 yılda 20 bin bağımsız birimi 5 yılda 100 bin bağımsız birimi afetlere karşı güçlendirmeliyiz’ dedim.

Arkadaşlar Ekim 2019’da yaptığım konuşmada bir seferberlikten bahsediyordum orada. Bunun içinde sadece İBB olmadığını, bakanlıklar, kamu bankaları, ilgili kurum ve kuruluşlar var. Ben bir idealden olması gerekenden bahsediyorum. Yoksa 2020 yılı bütçesinin tamamı 21 milyar lira olan İBB, sadece depreme 44 milyar ayırmam gerekirdi. İBB’nin zaten böyle bir vaadi olmayacağını ifade edeyim. Aslında 2019 proje katoloğunda hedefimizi görüyorsunuz. Ne kadar sosyal konut üreteceğimiz orada yazıyor. Bizim bütün çağrılarımıza ne bakanlık ne de ilgili kurum ve kuruluşlar nede özellikle İstanbul’da işbirliği yapması gereken birimin bu işin dışında kaldığını göstermek isterim. Bu süreçte oraya her ne kadar 10 bin demişsek de 100 bin değil 20 bin sosyal konut üretebilirdik. Bu nasıl yapılamadı az önce bahsettiğim o kötü ekonomik koşullar Türkiye’de ciddi iş üretmeyi engelledi.

Net eleştirecekleri tek şey vardır o da kendilerini eleştirsinler. Ortak bir fikir çıkması lazım, birlikte hareket etmemiz gerektiğini söylemiştim ısrarla altını çizmiştim. Senede 20 bin konut yapmayı söz verdi, 100 bin konut yapacaktı böyle bir şey yok. 2019 vaadlerimizde var, bu yalanlarını hiç bir zaman cevaplamadım ama bugün buna cevap vermeyi uygun gördüm. Mecliste yaptığım sunumu arkadaşlarıma buldurdum, sizlere dinletmek istiyorum. Böyle garip bir anlayışla karşı karşıyayız. Bizi zor durumda bırakmaya gayret ediyorlar. Bizi zor durumda bırakamazlar ama İstanbul’u zor duruma bırakıyorlar.

İSTANBUL’UN MUHAFIZLIĞINI YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ

İstanbul’u depreme dayanıklı ve bütüncül bir planlama anlayışıyla konut politikasına özellikle kentin paydaşları ile tartışılıp konuşularak yapılmasına dönük bir vizyona sahip çıkmak gerekir. Devletin en yetkili ağzından yönetime talip olan arkadaşların ağzından ortada sayılar uçuyor. Bir borsa gibi bir 500 bin duyuyorum bir ara 650 bin duyuyorum. 500 bin diyen bakan çıkıyor mecliste 400 bin diyor 350 bin diyor. İstanbul’da üretilecek konuttan bahsediyor. Şaka gibi. TOKİ Başkanı açıklama yapıyor, ‘Kanal İstanbul’ havzası başta olmak üzere İstanbul’un Silivri ve Çatalca ilçelerine doğru büyümesi gerektiğini söylüyor. Afaki bir rakamlarla karşı karşıyayız. Bu rakamların gerçekçi olmadığını tüm vatandaşlarımız biliyor.

Çarpıcı örnek vereyim TOKİ’nin son 21 yıllık karnesi. Bu karneye baktığımızda TOKİ’nin açıkladığı resmi veriye göre konuşuyorum; 2002’den bu yana İstanbul’da toplam konut projesi 98 bin 246 adet. Bunun da sadece yüzde 60 tamamlanmış halde yani 60 bin konut bile değil. Emlak konut ise son 21 yılda kendi rakamlarına göre 80 bin civarında konut üretmiş 69 bini lüks konut. Onun için bahsetmek istediğim konu bu değil, İstanbul’dan bu tarz dilinizle, bu tarz anlayışla lütfen elinizi İstanbul’dan çekin. İstanbul plansız programsız  adete yağmacı zihniyetle İstanbul diye bir şehir kalmaz. Bir kentle uzaktan yakından ilgisinin olmadıkları göstergesi. Kanal İstanbul projesi bir emlakçı projesi olduğunu söylüyorum. Aslında orada bir emlakçılık yapıldığını söylemiştim yaygınlaşan bir yağmacı zihniyetin olduğunu görebilirsiniz. Tuzla’da Piyade Okulu’nda 250 bin konut tasarlanacağını yazıyla bize de gönderiyorlar. 4 yıldır mücadele ediyoruz. İstanbul’un muhafızlığını yapmaya devam edeceğiz.

İSTANBUL’UN TEK MESELESİ AFET DEĞİL

İstanbul deprem konusunda oldukça kırılgan, ancak kırılgan olduğu tek afet maalesef deprem de değil. Şehrimizin birçok bölgesinde altyapıdaki yetersizlikler iklim değişikliğinin de etkisiyle sel felaketlerine dönüşebiliyor. Üsküdar’ın denizle birleştiği günleri, Eminönü’ndeki alt geçitte bulunan işletmelerimizin her yağmurda yaşadığı su baskınlarını, Ayamama’yı unutmak mümkün mü? Pandemi döneminde İstanbul tarihinde görülmemiş bir atılım yaparak, tam 130 kronikleşmiş noktada sorunları çözdük ve İstanbul’u afetlere karşı dirençli bir kent haline getirdik.

Vatandaşın ve esnafın yıllardır yaşadığı mağduriyeti giderdik. Diğer yandan altyapının depreme dayanıklı hale getirilmesi kapsamında barajlarımızı odağımıza aldık. İçme suyu Boğaz Geçiş Hatlarında iyileştirme ve güçlendirme yaptık. Tam 56 km dere ıslah çalışmasını bitirdik. Yeni alternatif acil ulaşım yollarını belirledik. Halen acil ulaşım yollarımızı deprem sonrasında aktif tutabilmek için güzergahtaki yapıların güçlendirilmesi ve yenilenmesi ele aldık ve çalışmalarını yapıyoruz.

138 bölgede güçlendirme ve yenileme projesini tamamladık ve bunların 52 adedini güçlendirdik. Geri kalan 86 yapıda ise imalatlarımız devam ediyor. Bunlara ilave olarak Ferhatpaşa Lojistik Merkezimizi, Alibeyköy Lojistik Merkezi ve Sultangazi Cebeci Lojistik Merkezlerini hayata geçirdik. Yine Sultangazi’de açılışını yaptığımız Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikamız ve inşaatına devam ettiğimiz Tuzla Hali Projemizle herhangi bir afet durumunda yaşanacak gıda krizinin de önüne geçtik. Bilişim verilerimizin afet anında güvenliğini sağlamak üzere Ankara’da Felaket Kurtarma Merkezi projesini hayata geçirdik. İstanbul’da olası bir afet durumunda herhangi bir veri kaybına uğramayacağımız gibi internete dayalı hizmetlerimizde de bir kesinti yaşanmayacak.

AÇTIĞIMIZ KREŞLERİN ÖZEL BİR BİRİME DÖNÜŞMESİ İÇİN ARKADAŞLARIMA TALİMAT VERDİM

Yanı sıra 33 semtte Deprem Dirençli Park uygulaması gerçekleştirdik. Enerji sürekliliğini sağlamak için çeşitli servis birimlerimizin üstüne 78 adet Güneş Enerji Santrali kurduk. Böylece afet durumunda parklarımızda herhangi bir elektrik sıkıntısı da yaşanmayacak. Göreve geldiğimizde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elinde doğru dürüst bir bina envanteri bile yoktu. Şu anda kentin her noktasında en ince ayrıntısına kadar ölçüp biçebildiğimiz dijital ikizimiz var. Yaptığımız bütün simülasyonları bu dijital ikiz modelleri üzerinden yapıyoruz. Dijital ikiz derken, öyle kutu kutu binalardan değil, cephesiyle, kaldırımıyla cephesindeki ince işçiliğiyle, kanlı canlı bir dijital ikizden bahsediyorum.

Afetlerle mücadelenin önemli bir adımını ise çocuklarımızdan başlayarak farkındalığı arttırmak olarak görüyoruz. Bu dönemde yaklaşık 185 bini çocuk olmak üzere 220 bin kişi farkındalık eğitimlerimizden yararlandı. burada açtığımız kreşleri ayrı bir yer vermek istiyorum. Açtığımız kreşlerin özellikle çocuk ve anne konusunda özel bir birime dönüşmesi için arkadaşlarıma talimat verdim.

AÇTIĞIMIZ KREŞLERİN ÖZEL BİR BİRİME DÖNÜŞMESİ İÇİN ARKADAŞLARIMA TALİMAT VERDİM

Yanı sıra 33 semtte Deprem Dirençli Park uygulaması gerçekleştirdik. Enerji sürekliliğini sağlamak için çeşitli servis birimlerimizin üstüne 78 adet Güneş Enerji Santrali kurduk.  Böylece afet durumunda parklarımızda herhangi bir elektrik sıkıntısı da yaşanmayacak. Göreve geldiğimizde, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin elinde doğru dürüst bir bina envanteri bile yoktu. Şu anda kentin her noktasında en ince ayrıntısına kadar ölçüp biçebildiğimiz dijital ikizimiz var.

Yaptığımız bütün simülasyonları bu dijital ikiz modelleri üzerinden yapıyoruz. Dijital ikiz derken, öyle kutu kutu binalardan değil, cephesiyle, kaldırımıyla cephesindeki ince işçiliğiyle, kanlı canlı bir dijital ikizden bahsediyorum. Afetlerle mücadelenin önemli bir adımını ise çocuklarımızdan başlayarak farkındalığı arttırmak olarak görüyoruz.  Bu dönemde yaklaşık 185 bini çocuk olmak üzere 220 bin kişi farkındalık eğitimlerimizden yararlandı. burada açtığımız kreşleri ayrı bir yer vermek istiyorum. Açtığımız kreşlerin özellikle çocuk ve anne konusunda özel bir birime dönüşmesi için arkadaşlarıma talimat verdim.

10 BÜYÜK PROJEYLE DEPREME KARŞI DAYANIKLI İSTANBUL

Şimdi de yeni dönem için projelerimizden bahsetmek istiyorum. İstanbul’un ve Türkiye’nin bu en büyük ve en hayati sorununu kökünden çözebilmek için, devlet, hükümet, belediye, iş dünyası ve sivil toplumun uzun vadeli işbirliğine ihtiyaç var. Ancak bu taktirde, kalıcı ve kapsamlı çözümler üretebiliriz. Biz, İBB yönetimi olarak yeni dönemde şehrimizi dönüştürmek için 10 alanda şu vizyoner işleri yapacağız.

İstanbul için altyapı yatırımlarımıza devam edeceğiz. İSKİ yetkisinde bulunan Pabuçdere, Kazandere, Sazlıdere, Terkos ve Elmalı Barajlarını güçlendireceğiz. Hocalarımızın çok kıymetli raporları ile sürece başladık. Biliyorsunuz bir de Melen Barajı meselesi var! Liyakatsiz ellerde düzensiz karar almam metotları ile heba edilen milyarlar ve bir türlü tamamlanamayan bir baraj. 2016 da açılışı yapılacaktı. 2019 seçimlerinde Cumhurbaşkanı meydanlarda ‘İstanbul’un su sorunu çözdüm’ diyordu. Temeli 2014’de atılan yapı şuan çözümsüz durumda. Melen barajı konusunda sesleri çıkmıyor. buradan sesleniyorum, teknoloji sağlayamıyor kaynak bulamıyorsanız bize verin ne gerekiyorsa yapalım. biz yapmaya talibiz samimi çağrıda bulunuyorum. Hani diyorlardı ya 2040 yılına kadar İstanbul’un su sorununu çözdük. Yine bir bakanımız 2071 yılı rakamını vermişti… Herkes bir rakam söylüyor ama ortada tek bir gerçek var: 2014’te temelini attıkları barajı hala tamamlayamadılar! Tam 10 yılı heba ettiler.

MELEN BARAJI KONUSUNDA DA ÇITLARI ÇIKMIYOR

Nasıl Kanal İstanbul konusunu unutturmaya çalışıyorlarsa, aynı şekilde Melen Barajı konusunda da çıtları çıkmıyor. Şimdi buradan samimi bir çağrıda bulunmak istiyorum: Elinizde bu barajı tamamlayacak liyakatli kadrolar mı yok, teknolojiniz mi yok, para mı bulamıyorsunuz? Verin bize biz en kısa sürede, hızla tamamlayalım. Bu kamu yatırımını heba olmaktan kurtaralım. Yazıktır günahtır. M1 Hattı üzerindeki tüm viyadükleri güçlendiriyoruz. Tüm raylı sistem hatlarımız depreme dayanıklı olarak inşa ediyoruz. Hatlarımız afet anında, acil durumda farklı ihtiyaçların giderilebilmesi için aktif olarak kullanılabilecek. Tahliye koridorlarımız öncelikli olmak üzere yaklaşık 250 riskli karayolu, köprü, viyadük, alt ve üst geçitlerden oluşan sanat yapısını güçlendirecek veya yenileyeceğiz. Şehrimizin dört bir yanındaki 32 deniz yapısını hızla güçlendireceğiz. Yok olmaktan kurtardığımız Haliç Tersanemizde, İstanbul’da tahliye koridorlarıyla entegre etmek ve deniz yolunu kullanmak üzere afete müdahalede kullanmak üzere 8 yüzer iskele üreteceğiz. Yine Haliç Tersanemizde yeni, modern ve güçlü bir acil durum kurtarma gemisi inşa edeceğiz.

10 BÖLGEDE YENİ AFET LOJİSTİK MERKEZİ

İstanbul, Marmara Bölgesi ve diğer kentlerde yaşanacak acil durumlarda destek ve yardım organizasyonlarını yapabileceğimiz 10 adet afet lojistik merkezi için yerlerimiz hazır, önümüzdeki dönem hızla hayata geçireceğiz. Ayrıca, inşa edeceğimiz yeni raylı sistem hatlarında istasyon alanlarımızda hazır edeceğimiz alanlarla da afet lojistiğine hizmet edeceğiz. 50.000 Konutta yerinde dönüşüm. Yeni dönemde de öncelikli hedefimiz niteliksiz konut stoğunu dönüştürmek olacak. Tespit ettiğimiz yaklaşık 200 bin yapı yani 1.3 milyon konut biriminin dönüşümü için, olmayacak vaatler değil, uygulanabilir, ayakları yere basan bir model sunuyoruz.

Bakınız, 6306 sayılı yasa 2012 yılında yürürlüğe girdi. 11 yıl oldu, riskli alanlardan çok, rantı yüksek olan alanlar dönüşebildi. Şimdi yine bir takım yuvarlanmış, arkasına sıfır eklenmiş hayali rakamlar telaffuz ediliyor, nerede yapılacakları bile belli değil. Vatandaşlarımızın da bizlerin de bu boş vaatlere artık karnı tok, bu sayıları daha önce de birçok kez duyduk. Biz adımlarımızı sağlam atacağız. Gerçekleştiremeyeceğimiz sözler verip bu sözlerin altında kalmayacağız. Geçtiğimiz dönem 10 bin konut sözü verdik.  Mart sonuna kadar tamamlayacaklarımızla 12 bin konut teslim ediyoruz. İstanbul Yenileniyor ve diğer kentsel dönüşüm projeleri kapsamında önümüzdeki dönem 22 bin konut biriminin yeri ve projesi hazır.

BOŞUNA DEMİYORUZ ‘ÖNYARGILARI YIKTIK’ DİYE

2024-2029 arasında ilk etapta 2/3 uzlaşma sağladığımız, projesine çalıştığımız her şeyi hazır olan 22 bin konutu dönüştüreceğiz. Hedefimiz 50 Bin konutu dönüştürmek. Bu alanlardan biri de yıllardır çözümsüz kalan Karanfilköy Mahallemizdi. Boşuna demiyoruz, ‘önyargıları yıktık’ diye. Öyle Fikirtepe gibi yüksek imar rantlarıyla da değil, sağlıklı ve yeşil bir Karanfilköy projesi üzerinde vatandaşlarımızla uzlaştık. Yıkımları bitirdik geçtiğimiz aylarda temelimizi attık, göreceksiniz çok kısa bir süre içerisinde İstanbul’un en keyifli yaşam alanlarından birisi olacak.

10 ÖNCELİKLİ ALANDA 125 BİN KONUTTA PLANLI DÖNÜŞÜM

Yine bilimsel verilerle, vatandaşlarımızın can güvenliğini ve gerçekten riskli alanları belirleyerek önceliklendirdiğimiz 10 öncelikli bölgede planlama çalışmalarımızı önümüzdeki aylarda meclisimize hızla getireceğiz. Bu 10 öncelikli alandaki 125 bin konutta dönüşümün önünü açacağız, bu alanlarda yaşayan vatandaşlarımızı deprem ve diğer afetlere karşı dirençli konut stokuna ve yaşanabilir kentsel çevreye kavuşturmak için planlarımız hazır.

VATANDAŞA BÜYÜK FİNANSAL DESTEK SAĞLAYACAĞIZ

İstanbul Yenileniyor kapsamında dar gelirli vatandaşlarımıza ait 50 bin riskli konutun inşaat maliyetlerinin yüzde 60’ını biz karşılayacağız. Bu yapılarda bulunan emeklilerimize ayrı bir avantaj daha sunacağız. Birileri emeklilerimizi unutmuş olabilir. Biz unutmayacağız. Bu ülkenin taşında, toprağında, kalkınmasında emeği olan vatandaşlarımıza vefa bizim görevimiz. Emekli ikramiyesiyle ev alıp başını sokacak bir yere kavuşmuş emeklilerimiz bugün geçinme sıkıntısıyla mücadele ediyor, ikramiye ile ev alma işi ise “gerçekti hayal oldu”. Kentsel dönüşümden en fazla mağduriyet yaşayan kesim emeklilerimiz. Dar gelirli emeklilerimizin inşaat maliyetlerinin yüzde 65’ini biz karşılayacağız. Zor günlerinde emeklilerimizin de yanındayız. Tüm riskli yapılara sabit taksitli ödeme desteği. İstanbul Yenileniyor kapsamında kentsel dönüşüme giren tüm vatandaşlarımıza sabit taksitle 2 yıl vadeli, faizsiz ödeme desteği sunacağız. Uzun vadeli taksitlendirme isteyen vatandaşlarımız ise yine sabit taksitle Kiptaş kefaleti ile ödemelerini gerçekleştirebilecekler. Hibe desteği sağladığımız dar gelirli vatandaşlarımız ve emeklilerimiz de kalan miktarlarını sabit ödeme desteklerimizden yararlanarak tamamlayabilecekler. Riskli Yapılara 7.000 TL Ek Kira Desteği hızlı tarama ile tespit ettiğimiz, “D” ve “E” grubuna giren ve riskli bina ilan edilen yapılarımızda bakanlığın verdiği 5500 TL’nin üzerine 7000 TL ekstra kira desteğini sadece ev sahiplerini değil, kiracıları da kapsayacak şekilde biz sağlayacağız.

EMEKLİLERİMİZE DESTEK VERECEĞİZ

Emeklilerimiz, eriyen maaşlarıyla geçim sıkıntısı yaşayınca haklı olarak kentsel dönüşüm süreçlerinden kaçınıyorlar. Dar gelirli emeklilerimize hibe yardımının yanı sıra riskli yapılarda yaşayan tüm emeklilerimize bakanlık kira yardımının üzerine 9 bin TL kira desteği de biz vereceğiz. Toplamda 80 bin ev sahibi ve kiracımıza kira desteğinde bulunacağız. Bütçemizde bu kapsamda değerlendirmek üzere 8 milyar TL kaynak ayırdık.  Merkezi yönetime de destek oluyoruz. Başından bu yana meseleye merkezi idare yerel idare gözüyle bakmadık. Bakanlığın verdiği kira yardımının üstüne hem maliklere hem kiracılara destek veriyoruz. ‘Senden, benden’ demiyoruz. Bu işin partisi, bakanlığı, belediyesi yok. Devletin bütün kurumları el birliğiyle, kimin ihtiyacı varsa onun yanında olmak zorundadır, Hele de deprem konusunda. Biz bu anlayışla çalışmaya, o ayrımcı zihniyete doğru yolu göstermeye devam edeceğiz.

KİRALIK KONUT DESTEĞİ

İstanbul büyükşehir belediyesi mülkiyetindeki konutları yeni dönemde kentsel dönüşüm alanlarımızda ki vatandaşlarımıza kullandırmak üzere rezerv konut olarak ayıracağız. Yine kentsel dönüşüm bölgelerinde vatandaşlarımıza tahsis etmek üzere boş ve sağlam konutları tespit ederek kiralamaları KİPTAŞ eliyle biz yapacağız. Bu konutları satmayacağız, iştirakler marifetiyle kiralayıp vatandaşımıza tahsis edeceğiz. Vatandaşımız isterse bu konutu kullanabilecek, isterse kendi bulduğu bir yere taşınıp kira yardımını alacak.

40 Semtte 60.000 Konutta Güçlendirmeye Destek Binasını yenileyecekler kadar, güçlendireceklerin de yanında olacağız. Bu amaçla, güçlendirme sistemimizi kurduk. Bu kapsamda yönetmeliğimizi de hazırladık. Meclis’te çoğunluğu aldığımız anda hızlı taramayla ilk tespitlerimize göre güçlendirme yapılabilecek 60 bin konutu sisteme dahil edeceğiz. İstanbul Yenileniyor ve diğer teşviklerimizle kentsel dönüşüme hız verirken yeni konut üretimi projelerimiz de hız kesmeden devam edecek.

25 Semtte 20.000 Yeni Konut Projeleri Yeni konut üretimi kapsamında 17 farklı noktada 12.000 yeni ödenebilir ve sosyal konut birimimizin projeleri hazır. Bazı alanlarda anlaşmalarımızı tamamladık, yeni konutlarımızın temellerini bile attık, önümüzdeki günlerde yeni temel atma törenlerimizi de sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda yeni dönemde projesi hazır 12 bin konutu, yeni projelerle 25 semtte 20.000 konuta tamamlayıp İstanbul halkının hizmetine sunacağız.

ÜÇÜNÜN TEMELİNİ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ATACAĞIZ

2’si Eyüpsultan 1 tanesi Sultangazi ilçemizde, temel atma törenlerimize de tüm halkımız davetlidir. 50 bin kentsel dönüşümden 20 bin yeni konut projelerinden 70 bin konutu önümüzdeki dönem tamamlayacağız. Öncelikli bölgelerimizde yapacağımız planlama ve dönüşüm destek paketlerimiz aracılığıyla 125 bin konutun dönüşümüne hız vereceğiz. Yani başta ifade ettiğimiz 200 bin riskli konuta ama güçlendirmeyle ama dönüşümle ama planlamayla ve diğer teşviklerimizle mutlaka dokunacağız. Yıllarca ihmal edilmiş ilçelerimizden biri olan Sultangazi’ye bu dönemde önemli hizmetlerde bulunduk. Temel atma törenimizi mart ayı içerisinde gerçekleştireceğimiz 509 konut birimi Sultangazi ilçemize ve Yunus Emre Mahallemize değer katacak bir proje olacak. 70 Semtte Afete Dirençli Parklar ve Yaşam Vadileri. 70 ayrı semtte Deprem Dirençli Parkın da içinde olduğu Afete Hazır İstanbul için Güvenli Yeşil Alanlar ve Yeşil Koridor Projesini hayata geçireceğiz. Erken Uyarı ve Acil Müdahale Teknolojilerine Büyük Yatırımlar yapacağız. İstanbul Deprem Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi ile birlikte Marmara Bölgesi Deprem Erken Uyarı ve Acil Müdahale Sistemini hayata geçireceğiz. Raylı sistem metro hatlarında deprem erken uyarı sistemini kuracağız. 250.000 İstanbulluya Afet Eğitimi  Afet farkındalık eğitimlerimize aktif bir biçimde devam edeceğiz. Yeni dönemde her yıl 250 bin kişiye daha afet farkındalık eğitimi vereceğiz.

İSTANBUL’UN DEPREMLE SINAVI 16 MİLYONUN BİR AVUÇ RANTÇIYLA SINAVIDIR

10 temel başlıkta açıkladığımız bu projeler İstanbul’da deprem seferberliğimiz, kazandığımız yeni ilçelerle ve İBB meclis çoğunluğuyla çok daha aktif ve hızlı bir döneme girecek. Depreme ve tüm afetlere karşı dayanıklı bir İstanbul için Tam Yol İleri gideceğiz! 5 yılda yaptıklarımıza ve önümüzdeki 5 yılda yapacaklarımıza bir bütün olarak baktığınızda, net bir tablo görürsünüz:

Biz, İstanbul’u depreme ve tüm afetlere karşı dirençli bir hale getirmeyi özenle, sorumlulukla, ciddiyetle ele alan bir yönetimiz. Bizim geçmişimizde tutulmamış sözler yok. Seçime endeksli hayali projeler, boş vaatler sunmuyoruz. Biz ne yapacağını, nasıl yapacağını çok iyi bilen ve onu muhakkak yapan bir yönetimiz. Göreceksiniz, aynen daha önce yaptığımız gibi bugün burada ne söylediysek, hepsini tek tek yapacağız.Nasıl 5 yıldır yaptıklarımız üzerinde tek bir şaibe, tek bir gölge yoksa bundan sonra yaptıklarımızda da olmayacak.

2019’dan bu yana İstanbul, afetlere hazırlık konusunda büyük bir atılım içinde. İstanbul’un artık, doğruluğu ve geçerliliği sınanmış, kendine özgü bir modeli var. Bizi depreme dirençli İstanbul’a ulaştıracak yol haritası belirlenmiş, hedefler görünür hale gelmiştir. Ama İstanbul’u bu hedeflere sadece pusulası halk olanlar ulaştırabilir. İstanbul’u bu hedefe israfı bitiren, hizmeti getiren kadrolar ulaştırabilir. Bizim pusulamız net olarak halkımız. İstanbul ancak, imar ve rant lobilerini yenerse depreme hazır hale gelebilir. İstanbul ancak, ihanet ve israfa geçit vermezse depreme hazır hale gelebilir. İstanbul’un depremle sınavı 16 milyonun bir avuç rantçıyla sınavıdır. Onlara bir kez daha diz çöktüreceğiz ama İstanbul depremde diz çökmeyecek. İstanbul, hayatta kalmak, ayakta durabilmek için zamanla yarışıyor. Durmaya, yalpalamaya, yoldan çıkmaya hakkımız yok.  Geriye dönemeyiz. İleri gideceğiz. Depreme ve tüm afetlere karşı daha dayanıklı bir İstanbul için Tam Yol İleri gideceğiz, Tam Yol İleri İstanbul.”

İmamoğlu İstanbul için deprem planını açıkladı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!