1. Haberler
  2. Siyaset
  3. İmamoğlu’ndan ‘eşit yurttaşlık’ çıkışı: ‘Silahlar bir gün daha yüksek sesle dönebilir’

İmamoğlu’ndan ‘eşit yurttaşlık’ çıkışı: ‘Silahlar bir gün daha yüksek sesle dönebilir’

Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, "Avrupa Günü” resepsiyonuna gönderdiği mesajda, PKK'nın 'fesih' bildirisi hakkında mesajlar verdi. "Silahların susması, tek başına barış anlamına gelmez" diyen İmamoğlu, "Ateşkeslerin arkasında sosyal adalet, onurlu bir yaşam ve demokratik bir düzen olmazsa; temel haklar ve özgürlükler güvence altına alınmaz, eşit yurttaşlık ve toplumsal katılım sağlanmazsa, silahlar bir gün daha da yüksek sesle dönebilir" ifadelerini kullandı.

featured

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski ev sahipliğinde Beşiktaş’ta “Avrupa Günü” resepsiyonu düzenlendi.

ANKA’nın haberine göre; resepsiyonda ilk konuşmayı Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski yaptı.

Ossowski’nin ardından konuşan İBB Başkanvekili Nuri Aslan da tutuklanıp görevinden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mesajını uluslararası camiayla paylaştı.

İmamoğlu, Aslan aracılığıyla paylaştığı mesajında, PKK’nın Lozan Antlaşmasını ve 1924 Anayasasını hedef alan, Cumhuriyeti ‘soykırım’ ile suçlayan ‘fesih’ bildirisine de değindi.

“Silahların susması, tek başına barış anlamına gelmez” diyen İmamoğlu, “Ateşkeslerin arkasında sosyal adalet, onurlu bir yaşam ve demokratik bir düzen olmazsa; temel haklar ve özgürlükler güvence altına alınmaz, eşit yurttaşlık ve toplumsal katılım sağlanmazsa, silahlar bir gün daha da yüksek sesle dönebilir” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu’nun mesajının tamamı şöyle: 

“Geçen yıl birlikte ev sahipliği yaptığımız Avrupa Günü’nün tersine, bugün fiziksel olarak aranızda olamıyorum. Ancak bizleri buluşturan demokratik değerlere olan ortak inancımıza verdiğim güçlü desteği ifade etmek adına, bu özel günde sizlere bir mesaj yollamak istedim.

İstanbul, Avrupa’nın kültürel başkentlerinden biri olarak, iki kıtayı birleştiren eşsiz konumuyla, tarih boyunca olduğu gibi, bugün de Avrupa’nın çoğulcu ve açık toplum vizyonunun önemli bir simgesidir. Bizi üç kere seçen halkın iradesi sayesinde 2019 yılında göreve gelen sosyal demokrat belediyemiz, bu vizyonu katılımcı ve kapsayıcı bir yerel yönetim anlayışıyla, yorulmadan hayata geçirmeye kararlıdır.

Bugün dünyanın ve Avrupa’nın pek çok bölgesinde yaşanan demokratik gerilemeler, sadece temel hak ve özgürlükleri hedef almıyor; uluslararası ilişkilerin de zeminini sarsıyor. Otoriterleşme dalgası, demokratik kurumları zayıflatmakla kalmıyor; ortak değerleri ve hak temelli uluslararası düzeni de erozyona uğratıyor.

‘SİLAHLAR BİR GÜN DAHA DA YÜKSEK SESLE DÖNEBİLİR’

Popülist liderler, kendi politik gündemlerine uğruna, hemen hiçbir şeyi manipüle etmekten kaçınmıyorlar. Ukrayna ve Gazze’de yaşanan büyük kayıplar, acı ve yıkımın ardından barış girişimlerinin yeniden başladığına tanıklık ediyoruz.

Türkiye’de ise, ülkemizin en sancılı meselelerinden biriyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Haftanın başında, terör örgütü PKK, silah bıraktığını ve kendini lağvettiğini açıkladı. Ancak unutmayalım ki, silahların susması, tek başına barış anlamına gelmez. Ateşkeslerin arkasında sosyal adalet, onurlu bir yaşam ve demokratik bir düzen olmazsa; temel haklar ve özgürlükler güvence altına alınmaz, eşit yurttaşlık ve toplumsal katılım sağlanmazsa, silahlar bir gün daha da yüksek sesle dönebilir.

‘HAYATİ ÖNEME SAHİP BİR SÜREÇ’

Adil bir toplumsal ve siyasi düzen kurulmadan, kalıcı barışa ulaşmak mümkün değildir. Dolayısıyla, bu çerçevede kilit bir noktayı vurgulamak isterim: Kürt meselesi konusunda hayati öneme sahip bir süreç, iktidarın yapmak istediği gibi, az sayıdaki siyasetçinin kapalı kapılar ardında yürüteceği görüşmelerle yönetilemez. Günü kurtarmayı amaçlayan, kısa vadeli ve dar siyasi hesaplarla ve sorunun bölgesel boyutu göz ardı edilerek, sonuca ulaşılamaz.

‘LOZAN’ MESAJLARI

Bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu metinlerinden birini oluşturan Lozan Antlaşması’na da değinmek istiyorum. Demokratik Cumhuriyetimizin temeli olan Lozan’da, Türkiye’nin içinde her yurttaşın başı dik, onurlu ve özgür bir biçimde, kendi kimliğiyle yaşayabileceği dünyaya ilan edilmiştir.

Lozan Konferansı, aynı zamanda savaştan yeni çıkmış ve barışı öncelemiş Türkiye’nin büyük bir diplomatik zaferidir ve her yurttaşımız bu zaferle haklı bir gurur duyar, duymalıdır. Şunun altını çizmeliyim ki; Türkiye için her zaman öncelik, ‘yurtta ve dünyada barış’ ilkesidir.

Bu ilke, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bize mirasıdır. Lozan Antlaşması da işte Avrupa ile eşitlik, bağımsızlık ve barışa dayanan ilişkilerin başlangıç noktasıdır. İstanbul’da da 100 yılı aşan bu demokrasi mirasını ve kapsayıcılığı koruyan politikalar izledik.

‘HALKIMIZ, BU SİYASİ OPERASYON KARŞISINDA SESSİZ KALMADI’

Yıllardır yürüttüğümüz yerel yönetim anlayışı, halkı dışlamayan, ötekileştirmeyen, kapsayıcı yönetişime, yönetmeye dayalı bir vizyon sundu. Biz bu vizyonu hayata geçirdikçe, Türkiye’ye yaymaya çabaladıkça, üzerimizdeki baskılar arttı.

Biliyorsunuz ki 19 Mart sabahı evim, yüzlerce polis tarafından kuşatıldı. Siyasi güdümlü, hukuki mesnetten yoksun suçlamalarla tutuklandım. Belediyemiz abluka altına, çalışma arkadaşlarım gözaltına alındı. Ancak halkımız, bu siyasi operasyon karşısında sessiz kalmadı. Üniversite öğrencilerinden kadınlara, gençlerden emeklilere milyonlarca insan, tüm engellemelere karşı demokratik protesto hakkını kullandı.

Bu konuda açıklamalar yapan, dayanışma gösteren Avrupalı liderlere, parlamento üyelerine ve özellikle belediye başkanı dostlarıma teşekkür ediyorum. Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri günübirlik çıkarlarla değil, uzun vadeli bir vizyonla şekillenmelidir.

‘HER İKİ TARAFA DA ZARAR VERİR’

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, Türkiye’nin yerinin demokratik, çoğulcu, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygılı ülkelerin arasında olduğuna inanıyoruz. AB ile ilişkilerin sadece teknik alanlarda değil, değerler ve ilkeler temelinde ve kurumsal düzeyde yeniden inşa edilmesi gerektiğini savunuyoruz.

Demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne bağlı bir Türkiye, Avrupa’nın güvenliği ve ortak geleceği için vazgeçilmezdir. Bu ilişkinin göç-güvenlik-mali destek üçgeni arasına sıkışması ya da bazı üye ülkelerin iç gündemlerine tutsak olması, her iki tarafa da zarar verir. Avrupa Gününüzü kutlar, katılımınız için teşekkür ederim.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. 17 Mayıs 2025, 18:11

    Cezaevinden böle seçim mesaj veriyor

  2. 17 Mayıs 2025, 18:07

    ekreme bak resmen devleti tehdit ediyor pkk nın insan hakları demokrasi eşitlik mücadelesi için kurulduğını meşru olduğunu söylüyor. umarım oradan çürüyene kadar çıkmazsın. çünkü şuursuz kitle çıkarsan seni başımıza başkan yapacak. ulan apo bile eşit yurttaşlık talep etmiyor.

  3. 17 Mayıs 2025, 17:41

    Eşit yurttaş İmamoğlu. Biz zaten eşitiz sen eşit değilsen bu ülkede yerim yok imam hazretleri. Yurttaşlık eşitliktir.

  4. 17 Mayıs 2025, 13:31

    İngiliz yalakası Tük Ulusu ‘nu korkutuyor

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!