Murat Bölükbaşı yazdı…
İstanbul Kenti Spor Master Planı Çalıştayı’nın ikinci günü oturumları İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı. Çalıştay’da konuşan İmamoğlu, “Benim için çılgın proje İstanbul’da spor yapmayan çocuğun kalmamasıdır. Çok net bir şekilde söyleyebilirim ki, ülkemizin geleceğini belirleyecek etkenlerden biri, çocuklarımızın spor yapma oranları olacak” ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar İstanbul kentinin bir spor master planı olmadığını ifade etti. En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Bir spor insanı olarak Sayın İmamoğlu’nun çocuğa, gence, insana değer ve önem veren, çılgın diye nitelendirdiği ama bence bugüne kadar sümen altı edilmiş bu gerçekçi projeyi tüm kalbimle destekliyorum. Bir ülkede insan kalitesini toplumun kültür, sanat ve spor üretimi belirler; dolayısı ile çağdaş bir toplum hedefi Temel eğitimin bu üç unsuru olmadan gerçekleşmez gerçekleştirilemez. 1949 yılında Amerika ile yapılan Fulbright anlaşmasıyla eğitimimiz milli olmaktan çıkmış ve maalesef zorunlu olması gereken Beden eğitimi ve sağlığı dersi bile bugünün hükumeti tarafından sınırlı ve seçmeli bir ders uygulamasına dönüştürülmüştür.
Hükumetlerin spor politikaları ve buna bağlı olarak belediyelerin spora bakışı Atatürk’ün gençliğe verdiği önem ve değere hiçbir zaman ulaşamamış, onun gösterdiği Türk Gençliği hedefinin çok uzağında kalmıştır. Atatürk’ün gösterdiği hedefe yürüyeceğiz söylemini oy devşirmek için ustaca kullanan CHP ve belediyeleri maalesef gençlik ve spor politikalarında bugüne kadar eyleme geçecek bırakın çılgın projeyi, doğru düzgün bir eylem planı bile hazırlamamıştır.
Bu yüzden İmamoğlu’nun bir Cumhuriyet Halk Partili İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanı olarak bu konuda koymuş olduğu hedef çok gerçekçi ve değerlidir. Belli ki Sayın İmamoğlu, Nutku en can alıcı mesajı veren son sayfasından okumaya başlamış ve Atatürk’ün Türk Milletine verdiği asıl mesajı kavrayan ve bu önemle harekete geçen ilk Politikacı olmuştur.
Sayın İmamoğlu’nun bu misyon ve hedefi umarım Cumhuriyet Halk Partisi Belediyeleri ve diğer tüm parti belediyelerine bir salgın gibi yayılır. Atamızın “Bu sonucu Türk gençliğine emanet ediyorum” sözünün gereği olan çağdaş, aydın, ilerici, sporcu, vatanperver Türk gencin hedef ve inşasının temelini atmış oluruz.
Hiç bir siyasetçiyi sevmediğim gibi İmamoğlu’nu da pek sevdiğim söylenemez ama 30 yaşımda ilk kez bir siyasetçinin Fulbright Anlaşması’ndan bahsettiğine tanık oluyorum. İlginç… Umarım başarabilir, eğitim sistemimizi yerle bir eden o iğrenç anlaşmayı iptal edebiliriz…