Interpol tarafından aranan Türk generali

Kıbrıs'ta Türk bayrağını indirmeye çalışan militan Rum vatandaşı için "Vur" emrini veren ve yanından hiç ayırmadığı tamburalı tüfeği nedeniyle “Tamburalı Paşa” olarak tanınan emekli Korgeneral Hasan Kundakçı dün hayatını kaybetti. Kundakçı, 1995’te ABD'nin Kuzey Irak planlarına darbe vuran Çelik Harekatı’nı da yöneten generaldi.

featured

Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, Kıbrıs’ta Türk bayrağını indirme girişimine karşı verdiği vur emri nedeniyle, tarihe hakkında Interpol tarafından yakalama ve tutuklamaya dönük Kırmızı Bülten çıkartılan Türk generali olarak geçti. O yüzden Kundakçı Paşa, aradan geçen 27 yıla rağmen hiç yurtdışına çıkmadı.

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde Kıbrıs’ta yaşananlar ve kırmızı bülten kararına ilişkin, Kundakçı ile daha önce yaptığı görüşmeyi hatırlattı.

Öztürk’ün yazısının satır başları şöyle:

“Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı görevine 20 Ağustos 1995’de Korgeneral Hasan Kundakçı atanmıştı. Terörün en azgın olduğu dönemde Asayiş Kolordu Komutanlığı görevindeydi. Elinden hiç silahını düşürmez, helikopterle gittiği yerlerde de silah bacağının arasında olurdu. Silah tamburalı olduğu için gazeteci ağabeyimiz Celalettin Çetin, ona “Tamburalı Paşa” adını vermişti. O günden sonra hep “Tamburalı Paşa” olarak anıldı.

Rumlar, bazı Avrupa ülkelerinden de kendilerine destek veren motosikletli grupları davet etti. KKTC’yi devlet olarak kabul etmedikleri için sınırı delme girişiminde bulunacak, Girne’ye kadar gelip orada bulunan bayrağımızı da indireceklerdi. Devlet tedbirini almış, bayrağımızı indirmeye kalkışanlar olursa derhal etkisiz hale getirilmesi de planlanmıştı.

‘ELİMİ KALDIRDIĞIM ZAMAN…’

8 bin motosikletli, Güney Kıbrıs’ta toplanmaya başlamıştı. Kıbrıs’ta yaşanan olayın öyküsünü “Tamburalı Paşa” emekli Korgeneral Hasan Kundakçı’dan dinliyorum “8 bin motosikletlinin sınırı delme girişimine kilitlenmiş, alacağımız önlemler için hazırlık yapıyorduk. Güçlü motosikletlere sahip bu kişilerin her taraftan geçebileceğini değerlendirdiğimiz için buna göre önlem alıyorduk. Silahsız oldukları söylenen bu kişilerin yeşil hattı geçip Girne’ye gelecekleri belirtiliyordu. Geçmelerine izin vermem için benimle de görüşmek istiyorlardı. Onların sınırı geçmelerine karşı olacağımı söyledim.

Motosikletliler ‘Biz kimseyi tanımayız’ havasında hareket ediyorlardı. Sınırı geçmeye kalkışan, hele bayrağımızı indirmeye çalışanlara karşı ne yapılması gerektiği konusunda ilgili birimlere gerekli talimatı vermiştim. Elimi kaldırdığım zaman kimlerin ne yapacağı da belliydi. Denktaş da o gün gelmişti. Denktaş geçmişte yaşadıklarını da bana anlatıyor, ben de kendisine bazı sorular yöneltiyordum.

VUR EMRİ

Tarih 14 Ağustos 1996’yı gösteriyordu. Tel örgüyü geçip sınırın 15 metre uzağında bulunan bayrağımızın gönderde bulunduğu direğe tırmanan kişi, bayrağımızı indirmek istiyordu. Kendisini üç defa uyardık. Aldırış etmedi. Bölge komutanına kesin emrimi vermiştim. Hangi işaretimle ne yapılacağı da belliydi. Ben elimi kaldırıp ‘Vur emri’ işareti verdim. Bayrak indirilirse biz orada duramayız. Bayrağı indirilmiş bir komutan olmak istemem. Bayrak uğrunda ölmeye hazır olan, bayrağa saygı duyan bir insanım. Silahsızmış, dokunulamazmış olur mu öyle şey. 8 bin motosikletli sınırdan geçecek, Girne’ye gidecekti. Girne’de bayrağımızı indirecekler, Yunan ve Rum marşlarını söyleyip çekip gideceklerdi. Biz de seyredecekmişiz!”

‘DİYARBAKIR’DA DA AYNISINI YAPARDIM’

Çözüm süreci döneminde, Diyarbakır’da da askeri birliğimiz içinde bayrağımızı indirmişlerdi. Diyarbakır’da daha önce Asayiş Kolordu Komutanlığı görevinde bulunduğu için bu üzücü olayı hatırlatıp, “Bayrağımız indirilirken siz olsaydınız nasıl bir emir verirdiniz?” diye sormuştum. Şunları söylemişti: “Bayrak nerede indirilirse indirilsin acıdır. Bu askeri birlikte olursa daha da acıdır. KKTC’de, 14 Ağustos 1996’da bayrağımızı indirmeye kalkıştılar. Gereği yapıldı. Dikkat edilirse bir daha da hiçbir bayrak indirme olayı yaşanmadı, olaylar da bıçakla kesilir gibi kesildi.

HERKES BEDELİNİ ÖĞRENDİ

Herkes, bayrağın indirilmesinin bedelinin ne olacağını öğrendi. KKTC’de bayrak indirmeye kalkışan kişi için ne emir verdiysem, aynısını Diyarbakır’da da verirdim. KKTC’de olduğu gibi, Diyarbakır’da asla bayrak inmez, indirilemezdi. Çünkü bayrak bir ülkenin onurudur, simgesidir. O bayrak inince akla çok şey gelir. Bayrağımızı indirmeye kalkan iner. Bayrak indirmek için kim elini-kolunu uzatırsa onu indirmeye çalışanın elleri kolları kırılır. Bu kesindir.”

27 YIL YURTDIŞINA ÇIKMADI

Bayrağımızı indirmek için direğe çıkan Rum genci için “Vurun” emrini veren Hasan Kundakçı hakkında İnterpol tarafından yakalama ve tutuklama müzekkeresi niteliğinde olan Kırmızı Bülten çıkarıldı. O yüzden Kundakçı Paşa, aradan geçen 27 yıla rağmen hiç yurtdışına çıkmadı. Ona bu durumu sorduğumda cevabı şöyle olmuştu: “Bayrağı indirilmiş bir komutan olarak anılmaktansa, yurtdışına çıkamayan komutan olarak bilinmeyi tercih ediyorum.”

Hiçbir zaman yurtdışına gidememeyi sorun etmedi. Bu konuda kimseye dert yanmadı. Gittiği belki de tek ülke KKTC olmuştu. Orada yapılan törenlere davet ediliyor, konuşmalar yapıyordu. 2021 yılının Aralık ayında da, Nihat İlhan Paşa’nın eşi ve üç çocuğunun anma törenine katılmıştı.

Rumlar, Hasan Kundakçı’nın peşini hiç bırakmadı. O, bayrağımızı indirtmeyen, indirmeye çalışan Solomos Solomou’yu işaretiyle gönderde vurduran komutan olarak tarihe geçti. Allah rahmet eylesin Tamburalı Paşa’ya.”

Kundakçı, İstanbul Selimiye Camii’nde çarşamba günü düzenlenecek törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığında defnedilecek.

HASAN KUMDAKÇI KİMDİR?

1957 yılında Kara Harp Okulu’ndan piyade asteğmen olarak mezun olan Hasan Kundakçı 1994-95 yıllarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Kuzey Irak üzerinde çok etkili bir askerdi. 1993-95 yılları arasında Diyarbakır Jandarma Asayiş Bölge Komutanı olarak görev yapmıştır. 1994-95 yılları arasında Kuzey Irak’ta gerçekleşen ve Türk ordusunun kahramanlık destanı yazdığı Çelik Harekâtı’nın başındaki generaldi.

22 Ekim 1993 günü Diyarbakır’ın Lice ilçesinde PKK’lı teröristlerle güvenlik güçleri arasında başlayan çatışmada Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, başına isabet eden bir kurşunla vurulmuş, Asayiş Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı ve yardımcısı Tümgeneral İlker Başbuğ’u taşıyan helikopter yoğun Kanas ateşi altında Diyarbakır’ın Lice ilçesi üzerine gelip alçalmaya başlamış ve 55 yaralı ve hasta askerin bulunduğu okulun bahçesine inmiştir.

Başta, Kıbrıs’ta Barış İçin Savaş olmak üzere çok sayıda kitabı bulunan Kundakçı, evli ve 2 çocuk babasıydı.

Interpol tarafından aranan Türk generali

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 Yorum

  1. bu ülke hala ayaktaysa bu vatanseverlerin yüzü suyu hürmetinedir.

  2. Bazen büyük ve azılı bir kötülüğü önlemek amacıyla küçük bir kötülük kaçınılmaz olur. Bunu tartmak için akıl, uygulamak için yürek gerekir.
    Akıllı ve yürekli paşam. Resmini indirdim ve Kahraman arkadaşlarının yanına koydum.
    Her gün bakıp, sana ve arkadaşlarına rahmet diyeceğim.

  3. 17 Ocak 2023, 15:57

    Gerçek Türk askeri böyle olur. Bu ülke neler gördü? Şak takçısı da vardı, kasaba soğansız et siparişi vereni de. Düşmana böyle haddini bildireni de, onurla ölmek yerine teslim olup yanaşma olanı da.
    Işıklar içinde uyusun. Had bildirecek, diz çöktürüp tövbe ettirecek gerçek vatansever aslanlardan bir aslandı; kısmet olmadı.

  4. Uzucu bir olaydi. Oh iyi olmus demek mumkun degil benim acimdan. Hayatini kaybeden sahis pisi pisine gitti. Ailesine Allah sabir versin, evlat kaybetmek zor. Ama bilsinlerki dusmanlari biz Turkler degil, cocuklarini orada, gereksiz yere atese atan Rumlardir. Kan dokerek dikildi bizim bayragimiz oraya, dokunanin kaninin dokulmesi de hayatin gercegidir. Aksini dusunmek mumkun degil. Bazilari diyebilir ki, bacagindan da vurulabilirdi, o zaman da denmisti hatirliyorum. Ama bir yerde sinirin cizilmesi gerekiyor. Dedim ya, bizim de sehit ve gazilerimiz var. Biz Kibris’a toprak kazanmak icin girmedik. Oradaki soydaslarimizin guvenligini saglamak icin girdik. Begenilmeyen 90larin Turkiyesi boyleydi iste. Bugun olsa benzeri, ertesi gun bu hukumet veya chp yerlere kapanir. Buradan basimiza cuval gecirilen, valilerine operasyon yapmayin emri verilen ulke olduk. Kendi komutanini derdest eden emir subayi olayina hic girmiyorum bile. Neticede herseyin berbat olmasi gibi, kutsal baska bir davamizda berbat oldu. Kibris kumarhane oldu, ve soydaslarimiz Annan planina evet dediler. Nasil dunya hayret. Basiretsiz yoneticilerin getirdigi sonuc.

  5. 17 Ocak 2023, 13:25

    ruhu şad, mekanı cennet olsun

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!