İran siyasetini sarsan ses kaydıyla ilgili Zarif’ten ilk açıklama

featured

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ileriki dönemlerde göreve gelecek devlet adamlarının istifadesine sunmak için yapılan gizli bir konuşmanın ülke içi çekişme ve kişisel eleştiri konusuna dönüştürülmesine çok üzüldüğünü ifade etti.

Londra’dan Farsça yayın yapan Iran International, geçen günlerde, İranlı ekonomist Said Leylaz’ın Cevad Zarif’le mart ayında yaptığı sohbetin 3 saat süren ses kaydından bir bölümünü yayınlamıştı.

İran Dışişleri Bakanlığı ses kaydını doğrulamış ancak sohbetin yayınlanmak için değil, arşiv için yapıldığını açıklamıştı. Zarif, söz konusu sohbette iç ve dış siyasetle ilgili önemli açıklamalarda bulunmuş, Devrim Muhafızlarına bağlı eski Kudüs Gücü Komutanı Süleymani’yi dışişleri diplomasisini yönlendirmesi nedeniyle eleştirmiş ve “Rusya’nın nükleer anlaşmayı engellemeye çalıştığını” dile getirmişti.

Ses kaydının ortaya çıkmasının ardından İran’daki muhafazakar gazeteler Zarif’i hedef alan manşetler kullanmış, İran Meclisi’nden de “istifa” çağrıları yapılmıştı.

ZARİF’TEN AÇIKLAMA GELDİ

Cevad Zarif, Instagram hesabından yaptığı yazılı açıklamada, hükümet arşivlerinden çalındığı açıklanan ve yabancı bir medya kuruluşuna sızdırıldıktan sonra İran’da siyasetin gündemine oturan röportajıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

İran Dışişleri Bakanı, “İleriki dönemlerde göreve gelecek devlet adamlarının istifadesine sunmak için 8 yıllık tecrübeyi aktarmak adına diplomasi ve saha faaliyetlerinin ele alındığı teorik gizli bir konuşmanın ülke içi çekişme ve kişisel eleştiri konusu haline gelmesine çok üzüldüm.” açıklamasında bulundu.

Açıklamasında Devrim Muhafızlarına bağlı eski Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’den “övgüyle” bahseden Zarif, 20 yıldan daha fazla süre dostlukları bulunan Süleymani’yi uluslararası mahfillerde savunduğunu belirtti.

Uzmanların doğru bildiği konularda kendi görüşlerini çekinmeden dile getirmeleri gerektiğini, şahsi konfor ve menfaatleri uğruna kendilerine otosansür uygulamalarının ihanet anlamına geleceğini kaydeden Zarif, “40 yıl boyunca (siyasi) tahlillerimde müçtehit ve (müesses nizamın aldığı kararları) icra konusunda mukallit olmaya çalıştım.” ifadelerini kullandıı.

Ülke politikalarının gerçekleştirilmesinde “askerler” ve “diplomatların” sahada ve diplomatik alanlarda birbirlerini tamamlayan iki unsur olduğuna işaret eden Zarif, ülke çıkarlarını ve İran halkını korumak için verdiği söze bağlı kaldığını kaydetti.

Zarif, ses kaydında yer alan, “Rusya’nın nükleer anlaşmayı engelleme çabalarıyla” ilgili açıklamalarına ise değinmedi.

SES KAYDINDA NELER VAR?

Rusya’nın nükleer anlaşmanın sonuca ulaşacağını düşünmediğini ve anlaşmanın imzalanacağını gördüğünde de engel çıkardığını ileri süren Zarif, “Nükleer anlaşma imzalandığında Rusya’nın Dışişleri Bakanı fotoğrafta yoktu. Rusya, nükleer anlaşmanın sonuca ulaşmaması için maksimum çaba gösterdi. Ruslar nükleer anlaşmanın neticeye ulaşacağını düşünmüyordu. Baktılar ki netice alınıyor bizim elimizi zayıflatan öneriler gündeme getirmeye başladılar.” ifadelerini kullandı

Zarif, nükleer anlaşmanın imzalandığı tarihten uygulamaya geçtiği tarihe kadar meydana gelen bazı olayların bu süreci baltalamayı amaçladığını iddia ederek, şunları anlattı:

“ABD ile uranyumun zenginleştirilmesi ve tesislerle ilgili anlaştık ancak Rusya buna engel olmaya çalıştı. Batı ile ilişkilerimizin normalleşmesi Rusya’nın çıkarına değil. Çünkü bu durumda Rusya iki zarar görüyor. İlki, ABD Başkanı Donald Trump’ın önceliği İran olmasaydı Rusya ve Çin olacaktı. İkincisi de Batı ile ilişkilerimiz kötü olunca onların kimseyle rekabet etmesine gerek yok. Bu durumda bizden çok yarar sağlarlar. Tüm engelleri aşıp anlaşmaya yaklaştığımızda Ruslar engel çıkarmaya başladılar. Rusya anlaşma imzalanmaya yakın, yardımcı taraf olmaktan engel çıkarıcı tarafa dönüştü.”

‘RUSYA’NIN İRADESİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞININ KAZANIMLARININ YOK EDİLMESİYDİ’

Süleymani’nin Suriye’de şartların çok kötü olduğu bir süreçte Moskova’ya giderek Putin’i ikna etmek istediğini ancak görüşmenin nükleer anlaşmanın imzalandığı haftaya denk getirildiğini aktaran Zarif, “Süleymani’nin Moskova ziyareti Rusya’nın iradesiyle, Dışişleri Bakanlığının kontrolü olmadan gerçekleşti. Rusya’nın iradesi Dışişleri Bakanlığının kazanımlarının yok edilmesiydi. Çok ağır konuşuyorum evet. Biz Süleymani’nin Putin’i ikna ettiğini söylüyoruz fakat Putin karar almıştı ve Suriye’deki vaziyet de değişmişti. Putin hava gücüyle savaşa dahil oldu ancak İran kara gücünü savaşa dahil etti.” değerlendirmesinde bulundu.

‘DİPLOMASİ, SAVAŞ MEYDANI VE ASKERİYEYE FEDA EDİLDİ’

Süleymani ile her konuda hemfikir olmadığını ve savaş meydanını diplomasi için kullanmak yerine diplomasinin savaş için kullanıldığını belirten Zarif, “Hiçbir zaman savaş alanındaki komutana ‘Şu işi yap çünkü diplomaside ihtiyacım var.’ diyemedim. Müzakerelere her gidişimde Süleymani bana ‘Şu hususları dikkate almanı istiyorum.’ diyordu. Ben savaş meydanının başarısı için müzakere ediyordum. Asker karar alıcı olunca böyle olur. Asker ülkenin stratejisine hakim olmak istediğinde böyle olur ve bizimle oynayabilirler. Rejim için savaş meydanı daha önemlidir. Asker karar alıcıdır.” dedi.

‘SAVAŞ MEYDANI İÇİN BEDEL ÖDEDİK FAKAT SAVAŞ MEYDANI BİZİM İÇİN BEDEL ÖDEMEDİ’

Bakan Zarif, nükleer anlaşmanın ardından çatışmalar bölgesindeki işleri ilerletmek için diplomasi kurumu olarak çok bedel ödediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

“Savaş meydanı için bedel ödedik fakat savaş meydanı bizim için bedel ödemedi. Nükleer anlaşma 16 Ocak 2016’da uygulamaya geçti ve biz Airbus ve Boeing uçakları almaya başladık. İran Air, ABD’nin terör listesinden çıktı ve İran uçak alabiliyordu. Yaptırımların kalkmasının ardından John Kerry, Haziran 2016’da bana İran Air’i terör listesinden çıkardıkları tarihten itibaren Suriye’ye uçuşların 6 katına çıktığı uyarısında bulundu. Ben dedim ki bu nasıl olur, Mahan oraya sefer düzenliyor İran Air değil. O zaman Yol ve Şehircilik Bakanı ile konuştum, ‘Böyle bir şey yok.’ dedi. Sonra İran Air Müdürü ile konuştuğumuzda ‘Süleymani’nin baskısıyla Suriye’ye seferler artırıldı.’ dedi. Kararları askeriye verdiğinde böyle olur.”

Süleymani’den Suriye’ye gidiş gelişlerde İran Air yerine Mahan Air’i kullanmasını istediğinde bunu kabul etmediğini aktaran Zarif, “Süleymani’den İran Air yerine Mahan uçaklarını kullanmasını istediğimde ona “İran Air daha güvenli.” cevabını verdi. Yani diplomasi askeriyeye bu seviyede feda edildi. Cumhurbaşkanı ile Yol ve Şehircilik Bakanlığı bundan habersizdi. Diplomasi yüzde 200 zarar görse de İran Air daha güvenliyse onu kullanması gerektiğini söylüyordu. Çünkü ona göre asıl olan askerdi. Bu çifte başlılık değil askeriyenin yönetime hakim olmasıdır.” ifadelerini kullandı.

Zarif, ülkesinin dış siyasetindeki rolünün yüzde sıfır olduğunu kaydeden, “Kerry beni arıyor ve İsrail’in İran hedeflerine 200 saldırı düzenlediğini söylüyor. Bunu ben bilmiyordum. ABD, Ayn el-Esed Hava Üssü’ne saldırıyı benden önce öğrendi. Kudüs Gücü’nün iki yetkilisi saldırıdan 45 dakika önce Irak Başbakanına gidip ABD’nin bir üssünü vuracaklarını söylüyor. Savaş meydanındaki politikalar ülkenin stratejisine tabi olmalıdır ancak böyle olmadı ve ülkenin siyasetinin nasıl olacağını savaş meydanı belirledi.” diye konuştu.

Zarif, İran’ın düşürdüğü Ukrayna uçağıyla ilgili olarak da şunları söyledi:

“Ukrayna uçağı 8 Ocak’ta vuruldu, ben 10 Ocak’ta yapılan Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi toplantısına katıldım ve dünya füzeyle vurulduğunu söylüyor, böyle ise bunu söyleyin ki nasıl çözüm bulacağımıza bakalım dedim. Allah şahittir, bana öyle muamele ettiler ki sanki onlara küfür ettim. Dediler ki ne demek, git tivit at ve yalanla dediler. 8 Ocak’ta füzeyle vurulduğunu biliyorlardı.”

İran siyasetini sarsan ses kaydıyla ilgili Zarif’ten ilk açıklama

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!