Arakçi, bugün yaptığı basın açıklamasında, “İran’ın İsrail ile olan çatışmasının, durum zorlamadıkça komşu ülkelere yayılmasını istemediğini” belirterek, “tepkilerinin meşru müdafaa temelinde olduğunu” söyledi.
‘ÇOK TEHLİKELİ BİR EYLEM’
“Tahran’ın yabancı saldırganlığına karşılık verdiğini ve bu saldırganlığın durması halinde İran’ın tepkilerinin de duracağını” dile getiren Arakçi, İsrail’in İran’ın Katar’la paylaştığı Güney Pars doğal gaz sahasına yönelik saldırılarının “çok tehlikeli bir eylem” olduğunu belirtti.
Arakçi, “Çatışmayı Basra Körfezi’ne sürüklemek stratejik bir hatadır ve amacı savaşı İran topraklarının ötesine taşımaktır” dedi.
Abbas Arakçi, İsrail’i, İran ve ABD arasında devam eden nükleer görüşmeleri sabote etmeye çalışmakla suçladı ve görüşmelerin bir anlaşmanın yolunu açabileceğini söyledi. Tahran, bugün altıncı turu gerçekleştirilmesi beklenen görüşmelerde önerisini sunmayı planlamıştı ancak İsrail ile yaşanan çatışmaların ardından görüşmelere katılmayacağını duyurdu.
‘ABD’NİN DESTEĞİ OLMASAYDI SALDIRI OLMAZDI’
Anka’nın aktardığına göre, “ABD’nin yeşil ışığı ve desteği olmasaydı, İsrail’in saldırısı asla gerçekleşmezdi” diyen Arakçi, Tahran’ın ABD’nin son saldırılarda Washington’un hiçbir rolü olmadığı yönündeki açıklamalarına inanmadığını da sözlerine ekledi. Arakçi, “ABD, iyi niyetini kanıtlamak istiyorsa İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarını kınamalıdır” dedi.
İran bu açıklamayla hem gerilimi azaltma yönünde bir mesaj veriyor (“saldırılar sona ererse biz de duracağız”) hem de bölgedeki mevcut durumun sorumluluğunu İsrail ve ABD’ye yüklüyor.
Bu ,bir yandan diplomatik bir kapı aralama çabasıyken, diğer yandan kendi pozisyonunu haklı çıkarma ve karşı tarafları suçlama stratejisi gibi yansıyor..